3 Haziran 2023 - 14 Zi'l-ka'de 1444
Cumartesi
ANA SAYFA
|
SURELER
|
AYET KARŞILAŞTIRMA
|
KUR'AN'DA ARA!
|
FİHRİST
|
DOWNLOAD
|
MOBİL
Kullanıcı :
Şifre :
Şifremi Unuttum
KAYDOL
Diğer Mealler...
Türkçe Transcript
Abdulbaki Gölpınarlı Meali
Abdullah-Ahmet Akgül Meali
Abdullah Parlıyan Meali
Ahmet Tekin Meali
Ahmet Varol Meali
Ali Bulaç Meali
Ali Fikri Yavuz Meali
Bahaeddin Sağlam Meali
Bayraktar Bayraklı Meali
Besim Atalay Meali (1965)
Cemal Külünkoğlu Meali
Cemil Said (1924)
Diyanet İşleri Meali (Eski)
Diyanet İşleri Meali (Yeni)
Kur'an Yolu (Diyanet İşleri)
Diyanet Vakfı Meali
Edip Yüksel Meali
Elmalılı Hamdi Yazır Meali
Elmalılı Meali (Orijinal)
Emrah Demiryent Meali
Erhan Aktaş Meali
Hasan Basri Çantay Meali
Hayrat Neşriyat Meali
İlyas Yorulmaz Meali
İsmayıl Hakkı Baltacıoğlu
İsmail Hakkı İzmirli
İsmail Yakıt
Kadri Çelik Meali
Mahmut Kısa Meali
Mahmut Özdemir Meali
Mehmet Çakır Meali
Mehmet Çoban Meali
Mehmet Okuyan Meali
Mehmet Türk Meali
Muhammed Esed Meali
Mustafa Çavdar Meali
Mustafa İslamoğlu Meali
Orhan Kuntman Meali
Osman Fırat Meali
Ömer Nasuhi Bilmen Meali
Suat Yıldırım Meali
Süleyman Ateş Meali
Süleyman Tevfik (1927)
Süleymaniye Vakfı Meali
Şaban Piriş Meali
Ümit Şimşek Meali
Yaşar Nuri Öztürk Meali
Eski Anadolu Türkçesi
Satır Altı Meal (1534)
Bunyadov-Memmedeliyev
M. Pickthall (English)
Yusuf Ali (English)
Sure Seçiniz
Abese(80/42)
Âdiyât(100/11)
Ahkâf(46/35)
Ahzâb(33/73)
Âl-i İmrân(3/200)
Alak(96/19)
Ankebût(29/69)
Asr(103/3)
A’lâ(87/19)
A’râf(7/206)
Bakara(2/286)
Beled(90/20)
Beyyine(98/8)
Bürûc(85/22)
Câsiye(45/37)
Cin(72/28)
Cum’a(62/11)
Duhâ(93/11)
Duhân(44/59)
Enbiyâ(21/112)
Enfâl(8/75)
En’âm(6/165)
Fâtiha(1/7)
Fâtır(35/45)
Fecr(89/30)
Felâk(113/5)
Fetih(48/29)
Fil(105/5)
Furkân(25/77)
Fussilet(41/54)
Gâşiye(88/26)
Hac(22/78)
Hadîd(57/29)
Hâkka(69/52)
Haşr(59/24)
Hicr(15/99)
Hucurât(49/18)
Hûd(11/123)
Hümeze(104/9)
İbrahim(14/52)
İhlâs(112/4)
İnfitâr(82/19)
İnsan(76/31)
İnşikâk(84/25)
İnşirâh(94/8)
İsrâ(17/111)
Kadr(97/5)
Kâf(50/45)
Kâfirûn(109/6)
Kalem(68/52)
Kamer(54/55)
Kâri’a(101/11)
Kasas(28/88)
Kehf(18/110)
Kevser(108/3)
Kıyâme(75/40)
Kureyş(106/4)
Leyl(92/21)
Lokman(31/34)
Mâide(5/120)
Mâ’ûn(107/7)
Meryem(19/98)
Me’âric(70/44)
Mücâdele(58/22)
Müddessir(74/56)
Muhammed(47/38)
Mülk(67/30)
Mümtehine(60/13)
Münâfikûn(63/11)
Mürselât(77/50)
Mutaffifîn(83/36)
Müzzemmil(73/20)
Mü’min(40/85)
Mü’minûn(23/118)
Nahl(16/128)
Nâs(114/6)
Nasr(110/3)
Nâzi’ât(79/46)
Nebe’(78/40)
Necm(53/62)
Neml(27/93)
Nisâ(4/176)
Nûh(71/28)
Nûr(24/64)
Rahmân(55/78)
Ra’d(13/43)
Rûm(30/60)
Sâd(38/88)
Saff(61/14)
Sâffât(37/182)
Sebe’(34/54)
Secde(32/30)
Şems(91/15)
Şûrâ(42/53)
Şu’arâ(26/227)
Tâ-Hâ(20/135)
Tahrîm(66/12)
Talâk(65/12)
Târık(86/17)
Tebbet(111/5)
Teğâbun(64/18)
Tekâsür(102/8)
Tekvîr(81/29)
Tevbe(9/129)
Tîn(95/8)
Tûr(52/49)
Vâkı’a(56/96)
Yâsîn(36/83)
Yûnus(10/109)
Yûsuf(12/111)
Zâriyât(51/60)
Zilzâl(99/8)
Zuhruf(43/89)
Zümer(39/75)
Satırarası Meal
Kalem Suresi
◄
565
►
Cüz 29
(Diyanet Vakfı Meali)
43.
Gözleri horluktan aşağı düşmüş bir halde kendilerini zillet bürür. Halbuki onlar, sapasağlam iken de secdeye davet ediliyorlardı (fakat yine secde etmiyorlardı).
44.
(Resûlüm!) Sen bu sözü (Kur'an'ı) yalan sayanı bana bırak (kendini üzme). Biz onları, bilmedikleri bir yönden yavaş yavaş azaba yaklaştırıyoruz.
45.
Onlara mühlet veriyorum. Doğrusu benim fendim çok sağlamdır!
46.
Yoksa sen onlardan bir ücret istiyorsun da bu yüzden onlar ağır bir borç altında mı kalıyorlar?
47.
Yahut gaybın bilgisi onların nezdinde de, onlar mı (istedikleri gibi) yazıyorlar?
48.
Sen Rabbinin hükmünü sabırla bekle. Balık sahibi (Yunus) gibi olma. Hani o, dertli dertli Rabbine niyaz etmişti.
49.
Şayet Rabbinden ona bir nimet yetişmemiş olsaydı o, mutlaka, kınanacak bir halde ıssız bir diyara atılacaktı.
50.
Fakat ardından, Rabbi onu seçti (vahiy verdi) ve onu sâlihlerden kıldı.
51.
O inkâr edenler Zikr'i (Kur'an'ı) işittikleri zaman, neredeyse seni gözleriyle devirivereceklerdi. Hâla da (kin ve hasetlerinden:) «Hiç şüphe yok o bir delidir» derler.
52.
Oysa o (Kur'an), âlemler için ancak bir öğüttür.
Hâkka Suresi
(Mekkî - 52 Ayet - Nüzul: 78 Mushaf:69)
Bismillâhirrahmânirrahîm.
1.
Gerçekleşecek olan;
2.
(Evet) nedir o gerçekleşecek olan?
3.
Gerçekleşecek olanın (kıyametin) ne olduğunu sen nereden bileceksin?
Kur’an’ın belâğatını ve özlü ifade üslûbunu başka dile ayniyle aktarmanın imkânsızlığı, bu mucize ilâhî kelâmın tamamı için söz konusu olmakla berabe
...
Devamı..
4.
Semûd ve Âd kavimleri, kapılarını çalacak felâketi (kıyameti) yalan saymışlardı.
5.
Semûd'a gelince: Onlar pek zorlu (bir sarsıntı) ile helâk edildiler.
6.
Âd kavmi ise, uğultulu, kasıp kavuran bir fırtına ile mahvedildiler.
7.
Allah onu, ardarda yedi gece, sekiz gün onların üzerine musallat etti. Öyle ki (eğer orada olsaydın), o kavmi, içi boş hurma kütükleri gibi oracıkta yere serilmiş halde görürdün.
8.
Şimdi onlardan arda kalan bir şey görüyor musun?
سُورَةُ القَلَم
◄
٥٦٥
►
الجزء٢٩
خَاشِعَةً
اَبْصَارُهُمْ
تَرْهَقُهُمْ
ذِلَّةٌۜ
وَقَدْ
كَانُوا
يُدْعَوْنَ
اِلَى
السُّجُودِ
وَهُمْ
سَالِمُونَ
﴿٤٣﴾
فَذَرْن۪ي
وَمَنْ
يُكَذِّبُ
بِهٰذَا
الْحَد۪يثِۜ
سَنَسْتَدْرِجُهُمْ
مِنْ
حَيْثُ
لَا
يَعْلَمُونَۙ
﴿٤٤﴾
وَاُمْل۪ي
لَهُمْۜ
اِنَّ
كَيْد۪ي
مَت۪ينٌ
﴿٤٥﴾
اَمْ
تَسْـَٔلُهُمْ
اَجْرًا
فَهُمْ
مِنْ
مَغْرَمٍ
مُثْقَلُونَۚ
﴿٤٦﴾
اَمْ
عِنْدَهُمُ
الْغَيْبُ
فَهُمْ
يَكْتُبُونَ
﴿٤٧﴾
فَاصْبِرْ
لِحُكْمِ
رَبِّكَ
وَلَا
تَكُنْ
كَصَاحِبِ
الْحُوتِۢ
اِذْ
نَادٰى
وَهُوَ
مَكْظُومٌۜ
﴿٤٨﴾
لَوْلَٓا
اَنْ
تَدَارَكَهُ
نِعْمَةٌ
مِنْ
رَبِّه۪
لَنُبِذَ
بِالْعَرَٓاءِ
وَهُوَ
مَذْمُومٌ
﴿٤٩﴾
فَاجْتَبٰيهُ
رَبُّهُ
فَجَعَلَهُ
مِنَ
الصَّالِح۪ينَ
﴿٥٠﴾
وَاِنْ
يَكَادُ
الَّذ۪ينَ
كَفَرُوا
لَيُزْلِقُونَكَ
بِاَبْصَارِهِمْ
لَمَّا
سَمِعُوا
الذِّكْرَ
وَيَقُولُونَ
اِنَّهُ
لَمَجْنُونٌۢ
﴿٥١﴾
وَمَا
هُوَ
اِلَّا
ذِكْرٌ
لِلْعَالَم۪ينَ
﴿٥٢﴾
سُورَةُ الحَاقَّة
مَكِّيَةٌ وَهِيَ
٥٢
ايَةً - ترتيب النزول
٧٨
اَلْحَٓاقَّةُۙ
﴿١﴾
مَا
الْحَٓاقَّةُۚ
﴿٢﴾
وَمَٓا
اَدْرٰيكَ
مَا
الْحَٓاقَّةُۜ
﴿٣﴾
كَذَّبَتْ
ثَمُودُ
وَعَادٌ
بِالْقَارِعَةِ
﴿٤﴾
فَاَمَّا
ثَمُودُ
فَاُهْلِكُوا
بِالطَّاغِيَةِ
﴿٥﴾
وَاَمَّا
عَادٌ
فَاُهْلِكُوا
بِر۪يحٍ
صَرْصَرٍ
عَاتِيَةٍۙ
﴿٦﴾
سَخَّرَهَا
عَلَيْهِمْ
سَبْعَ
لَيَالٍ
وَثَمَانِيَةَ
اَيَّامٍۙ
حُسُومًا
فَتَرَى
الْقَوْمَ
ف۪يهَا
صَرْعٰىۙ
كَاَنَّهُمْ
اَعْجَازُ
نَخْلٍ
خَاوِيَةٍۚ
﴿٧﴾
فَهَلْ
تَرٰى
لَهُمْ
مِنْ
بَاقِيَةٍ
﴿٨﴾
◄
٥٦٥
►
Designed by
ÖFK
En iyi 1024 x 768 pikselde görüntülenir.