Levlâ en tedârakehu ni’metun min rabbihi lenubiże bil’arâ-i ve huve meżmûm(un)
Rabbinden bir nimet erişmeseydi ona elbette bir yere, fena bir halde bırakılır giderdi.
Eğer Rabbinden bir nimet ona ulaşmasaydı, (Hz. Yunus) mutlaka yerilip kınanmış vaziyette, çıplak ve ıssız durumdaki (karaya) atılmış olacaktı.
Allah tarafından O'na bir nimet erişmeseydi mutlaka aşağılanmış bir şekilde boş bir yere atılacaktı.
Rabbinden bir nimet yetişmiş olmasaydı, tevbesini kabul etmeseydi, kınanacak bir halde ıssız bir diyara atılacaktı.
Eğer Rabbinden ona bir nimet erişmemiş olsaydı mutlaka çırılçıplak bir alana kınanmış bir halde bırakılırdı.
Eğer Rabbinden bir nimet ona ulaşmasaydı, mutlaka yerilmiş ve çıplak bir durumda (karaya) atılmış olacaktı.
Eğer Rabbinden, ona, bir rahmet yetişmiş olmasaydı, kötü bir şekilde (balığın karnından) yeryüzüne atılacaktı.
Eğer Rabbinin nimeti ona yetişmemiş olsaydı, yerilmiş bir halde sahile atılacaktı.
Rabbi katından ona bir rahmet ulaşmasaydı, kınanmış bir halde o açık araziye atılacaktı.
Tanrısından ona bir nimet gelmeseydi, yerilmiş olarak kırlara atılırdı
Eğer Rabbinden bir lütuf ona ulaşmasaydı, mutlaka yerilmiş ve çıplak bir durumda (karaya) atılmış olacaktı.
Eğer âna rabbinin lütfı yetişse idi çıplak bir sâhile atılacak ve mezmûm olacak idi.
Rabbinin katından ona bir nimet ulaşmasaydı, kınanmış olarak sahile atılacaktı.
Şayet Rabbinden ona bir nimet yetişmemiş olsaydı, o mutlaka kınanmış bir hâlde ıssız bir yere atılacaktı.
Rabbinin lutfu imdadına yetişmeseydi o mutlaka kınanmayı hak etmiş olarak ıssız bir sahaya atılacaktı.
Şayet Rabbinden ona bir nimet yetişmemiş olsaydı o, mutlaka, kınanacak bir halde ıssız bir diyara atılacaktı.
Rabbinden ona bir nimet ulaşmasaydı, kınanmış olarak çorak bir sahile atılacaktı.
Rabbinden bir nimet yetişmiş olmasaydı, elbette kınanacak bir halde ıssız bir diyara atılacaktı.
Rabbından bir ni'met yetişmiş olmasa idi ona, elbette o fazaya fena bir halde atılacaktı
Eğer Rabb'inden yeniden bir nimet ulaşmasaydı, kınanmış olarak boş bir yere atılmış olacaktı.
Eğer Rabbinden ona bir ni'met erişmiş olmasaydı o, mutlakaa çırıl çıplak (çıkarıldığı) o yere kınanmış bir halde atılacakdı .
Eğer Rabbisinden ona bir ni'met yetişmiş olmasaydı, o kınanmış bir kimse olarak şübhesiz (ağaçsız) bir alana atılacaktı.
Eğer Rabbinden bir nimet ona ulaşmamış olsaydı, kovulmuş ve aşağılanmış bir halde boş bir sahaya atılmış olacaktı.
Eğer çalabı ona iyilik etmeseydi yerilecek bir durumda çırılçıplak kalacaktı.
Rabbinden bir nimet ve inayet ona yetişmeseydi yerinecek bir halde sahraya atılacaktı.
Eğer Rabbinden bir nimet ona ulaşıp yetişmeseydi, mutlaka kendisi yerilmiş bir durumda (karaya) atılmış olacaktı.
İşlediği hatâ o kadar büyüktü ki, ona Rabb’inden bir nîmet ulaşmamış olsaydı, yani pişmanlıkla Rabb’ine yönelip tesbih ederek O’nun şânınıyüceltenlerden olmasaydı, Kıyamet Gününe kadar o balığın karnında kalır (37. Saffat: 144) ve Hesap Gününde, kınanmış bir günahkâr olarak mahşer meydanına atılırdı.
Ona rabbinden bir nimet erişmeseydi, kınanmış olarak Boşluğa atılırdı.
Eğer Allah Yûnus'a değer vermeseydi onun imdadına yetişmez, cesedini kumsala atıverirdi.
Eğer Yunus akıl ederek Bize yakınlaşıp tövbe etmeseydi, yaptığı tövbesine karşılık affedilmeseydi, O hakir bırakılmış, horlanmış ve alçaltılmışlardan olurdu.
Rabbinden ona bir nimet yetişmemiş olsaydı mutlaka kınanmış (bir hâlde) ıssız bir sahile atılacaktı.
[Ve hatırla:] o’na Rabbinin rahmeti ulaşmamış olsaydı ²⁸ mutlaka aşağılanmış bir şekilde ²⁹ ıssız bir sahile atılmış olurdu:
Eğer Rabbinin rahmet ve inayeti ona yetişmeseydi ıssız ve kupkuru bir sahile atılacaktı. 21/87-88, 37/139.147
Eğer ona Rabbinden bir nîmet erişmiş olmasa idi, elbette fezaya metrut bir halde atılmış olacaktı.
Şayet Rabbinden gelen bir lütuf onun imdadına yetişmeseydi, kınanmaya müstahak bir vaziyette, deniz tarafından karaya atılırdı!
Eğer Rabbinden ona bir ni'met yetişmeseydi, yerilerek çıplak bir yere atılırdı.
Eğer onun du'âsını kabûl ile rabbinden ona bir ni'met irişmemiş olsa idi, hâlî ve kurı bir sahrâya atılur ve orada mezmûm ve makhûr kalırdı.
Eğer Rabbinin iyiliği imdadına yetişmeseydi[1], aşağılanmış bir halde açık alana[2] atılacaktı.
Rabbinden ona bir nimet erişmiş olmasaydı, kınanmış olarak çıplak bir yere atılacaktı.
Rabbinin nimeti erişmeseydi, o bomboş araziye kınanmış bir halde atılıp gidecekti.
Eğer ona, Rabbinden bir nimet ulaşmasaydı, horlanmış bir halde cascavlak bir yere atılırdı.
eger irmemiş-misse aña bir ni'met çalabı’sından bıraġıldı-y-ıdı yazıya ol melāmet olınmışken.
Eger aña yitişmese‐y‐di Tañrısı raḥmeti, ṣaḥrāya bıraġılurdı ol melāmetelāyıġ‐iken.
Əgər Rəbbindən ona bir mərhəmət (ne’mət) yetişməsəydi, o, məzəmmət olunaraq quru yerə (səhraya) atılacaqdı.
Had it not been that favour from his Lord had reached him he surely had been cast into the wilderness while he was reprobate.
Designed by ÖFK En iyi 1024 x 768 pikselde görüntülenir. |