22 Mart 2023 - 29 Şaban 1444
Çarşamba
ANA SAYFA
|
SURELER
|
AYET KARŞILAŞTIRMA
|
KUR'AN'DA ARA!
|
FİHRİST
|
DOWNLOAD
|
MOBİL
Kullanıcı :
Şifre :
Şifremi Unuttum
KAYDOL
Sure Seçiniz
Abese(80/42)
Âdiyât(100/11)
Ahkâf(46/35)
Ahzâb(33/73)
Âl-i İmrân(3/200)
Alak(96/19)
Ankebût(29/69)
Asr(103/3)
A’lâ(87/19)
A’râf(7/206)
Bakara(2/286)
Beled(90/20)
Beyyine(98/8)
Bürûc(85/22)
Câsiye(45/37)
Cin(72/28)
Cum’a(62/11)
Duhâ(93/11)
Duhân(44/59)
Enbiyâ(21/112)
Enfâl(8/75)
En’âm(6/165)
Fâtiha(1/7)
Fâtır(35/45)
Fecr(89/30)
Felâk(113/5)
Fetih(48/29)
Fil(105/5)
Furkân(25/77)
Fussilet(41/54)
Gâşiye(88/26)
Hac(22/78)
Hadîd(57/29)
Hâkka(69/52)
Haşr(59/24)
Hicr(15/99)
Hucurât(49/18)
Hûd(11/123)
Hümeze(104/9)
İbrahim(14/52)
İhlâs(112/4)
İnfitâr(82/19)
İnsan(76/31)
İnşikâk(84/25)
İnşirâh(94/8)
İsrâ(17/111)
Kadr(97/5)
Kâf(50/45)
Kâfirûn(109/6)
Kalem(68/52)
Kamer(54/55)
Kâri’a(101/11)
Kasas(28/88)
Kehf(18/110)
Kevser(108/3)
Kıyâme(75/40)
Kureyş(106/4)
Leyl(92/21)
Lokman(31/34)
Mâide(5/120)
Mâ’ûn(107/7)
Meryem(19/98)
Me’âric(70/44)
Mücâdele(58/22)
Müddessir(74/56)
Muhammed(47/38)
Mülk(67/30)
Mümtehine(60/13)
Münâfikûn(63/11)
Mürselât(77/50)
Mutaffifîn(83/36)
Müzzemmil(73/20)
Mü’min(40/85)
Mü’minûn(23/118)
Nahl(16/128)
Nâs(114/6)
Nasr(110/3)
Nâzi’ât(79/46)
Nebe’(78/40)
Necm(53/62)
Neml(27/93)
Nisâ(4/176)
Nûh(71/28)
Nûr(24/64)
Rahmân(55/78)
Ra’d(13/43)
Rûm(30/60)
Sâd(38/88)
Saff(61/14)
Sâffât(37/182)
Sebe’(34/54)
Secde(32/30)
Şems(91/15)
Şûrâ(42/53)
Şu’arâ(26/227)
Tâ-Hâ(20/135)
Tahrîm(66/12)
Talâk(65/12)
Târık(86/17)
Tebbet(111/5)
Teğâbun(64/18)
Tekâsür(102/8)
Tekvîr(81/29)
Tevbe(9/129)
Tîn(95/8)
Tûr(52/49)
Vâkı’a(56/96)
Yâsîn(36/83)
Yûnus(10/109)
Yûsuf(12/111)
Zâriyât(51/60)
Zilzâl(99/8)
Zuhruf(43/89)
Zümer(39/75)
Cüz Seçiniz
1. Cüz
2. Cüz
3. Cüz
4. Cüz
5. Cüz
6. Cüz
7. Cüz
8. Cüz
9. Cüz
10. Cüz
11. Cüz
12. Cüz
13. Cüz
14. Cüz
15. Cüz
16. Cüz
17. Cüz
18. Cüz
19. Cüz
20. Cüz
21. Cüz
22. Cüz
23. Cüz
24. Cüz
25. Cüz
26. Cüz
27. Cüz
28. Cüz
29. Cüz
30. Cüz
Sayfa Düzeni
سُورَةُ القَلَم
/ Kalem Suresi
◄
٥٦٥
- 565
►
29. Cüz /
الجزء ٢٩
خَاشِعَةً
korkuyla
اَبْصَارُهُمْ
gözleri
تَرْهَقُهُمْ
onları kaplar
ذِلَّةٌۜ
bir zillet
وَقَدْ
halbuki
كَانُوا يُدْعَوْنَ
da'vet edilirlerdi
اِلَى السُّجُودِ
secdeye
وَهُمْ
onlar
سَالِمُونَ
sağlam iken
﴿٤٣﴾
فَذَرْن۪ي
bana bırak
وَمَنْ يُكَذِّبُ
yalanlayanı
بِهٰذَا
bu
الْحَد۪يثِۜ
sözü
سَنَسْتَدْرِجُهُمْ
onları derece derece yaklaştıracağız
مِنْ حَيْثُ
yerden
لَا يَعْلَمُونَۙ
bilmedikleri
﴿٤٤﴾
وَاُمْل۪ي
mühlet veriyorum
لَهُمْۜ
onlara
اِنَّ
doğrusu
كَيْد۪ي
benim tuzağım
مَت۪ينٌ
sağlamdır
﴿٤٥﴾
اَمْ تَسْـَٔلُهُمْ
yoksa sen -mi istiyorsun?
اَجْراً
bir ücret
فَهُمْ
onlardan
مِنْ مَغْرَمٍ
boçtan dolayı
مُثْقَلُونَۚ
ağır bir yük altındadırlar
﴿٤٦﴾
اَمْ عِنْدَهُمُ
yoksa yanlarında mıdır?
الْغَيْبُ
gayb
فَهُمْ
onlar
يَكْتُبُونَ
yazıyorlar
﴿٤٧﴾
فَاصْبِرْ
sen sabret
لِحُكْمِ
hükmüne
رَبِّكَ
Rabbinin
وَلَا تَكُنْ
ve olma
كَصَاحِبِ
sahibi gibi (Yunus)
الْحُوتِۢ
balık
اِذْ
hani
نَادٰى
seslenmişti
وَهُوَ مَكْظُومٌۜ
sıkıntıdan yutkunarak
﴿٤٨﴾
لَوْلَٓا اَنْ تَدَارَكَهُ
eğer ona yetişmeseydi
نِعْمَةٌ
bir ni'met
مِنْ رَبِّه۪
Rabbinden
لَنُبِذَ
atılırdı
بِالْعَرَٓاءِ
çıplak bir yere
وَهُوَ
o
مَذْمُومٌ
kınanarak
﴿٤٩﴾
فَاجْتَبٰيهُ
onun du'asını kabul etti
رَبُّهُ
Rabbi
فَجَعَلَهُ
ve onu yaptı
مِنَ الصَّالِح۪ينَ
salihlerden
﴿٥٠﴾
وَاِنْ يَكَادُ
neredeyse
الَّذ۪ينَ كَفَرُوا
inkar edenler
لَيُزْلِقُونَكَ
seni devireceklerdi
بِاَبْصَارِهِمْ
gözleriyle
لَمَّا
zaman
سَمِعُوا
işittikleri
الذِّكْرَ
Zikr(Kur'an)'ı
وَيَقُولُونَ
ve diyorlardı
اِنَّهُ
şüphesiz O
لَمَجْنُونٌۢ
mecnundur
﴿٥١﴾
وَمَا
halbuki değildir
هُوَ
o
اِلَّا
başka bir şey
ذِكْرٌ
uyarıdan
لِلْعَالَم۪ينَ
alemler için
﴿٥٢﴾
سُورَةُ الحَاقَّة
مَكِّيَةٌ وَهِيَ
٥٢
ايَةً - الترتيب الوحي
٧٨
اَلْحَٓاقَّةُۙ
gerçekleşen
﴿١﴾
مَا
nedir?
الْحَٓاقَّةُۚ
gerçekleşen
﴿٢﴾
وَمَٓا اَدْرٰيكَ
nerden bileceksin?
مَا
ne olduğunu
الْحَٓاقَّةُۜ
gerçekleşenin
﴿٣﴾
كَذَّبَتْ
yalanladılar
ثَمُودُ
Semud
وَعَادٌ
ve 'Ad
بِالْقَارِعَةِ
başa çarpan olayı
﴿٤﴾
فَاَمَّا
bu yüzden
ثَمُودُ
Semud
فَاُهْلِكُوا
helak edildiler
بِالطَّاغِيَةِ
azgın bir vak'a ile
﴿٥﴾
وَاَمَّا عَادٌ
Ad (kavmi) ise
فَاُهْلِكُوا
helak edildiler
بِر۪يحٍ
bir kasırga ile
صَرْصَرٍ
uğultulu
عَاتِيَةٍۙ
azgın
﴿٦﴾
سَخَّرَهَا
onu saldı
عَلَيْهِمْ
onların üzerine
سَبْعَ
yedi
لَيَالٍ
gece
وَثَمَانِيَةَ
ve sekiz
اَيَّامٍۙ
gün
حُسُوماً
ardı ardına
فَتَرَى
görürsün
الْقَوْمَ
o kavmi
ف۪يهَا
orada
صَرْعٰىۙ
serilmiş
كَاَنَّهُمْ
sanki onlar
اَعْجَازُ
kütükleridir
نَخْلٍ
hurma
خَاوِيَةٍۚ
içi boş
﴿٧﴾
فَهَلْ تَرٰى
görüyor musun?
لَهُمْ
onlardan
مِنْ بَاقِيَةٍ
geri kalan
﴿٨﴾
◄
٥٦٥
- 565
►
Designed by
ÖFK
En iyi 1024 x 768 pikselde görüntülenir.