10 Eylül 2024 - 6 Rebiü'l-Evvel 1446
Salı
ANA SAYFA
|
SURELER
|
AYET KARŞILAŞTIRMA
|
KUR'AN'DA ARA!
|
FİHRİST
|
DOWNLOAD
|
MOBİL
Kullanıcı :
Şifre :
Şifremi Unuttum
KAYDOL
Diğer Mealler...
Türkçe Transcript
Abdulbaki Gölpınarlı Meali
Abdullah-Ahmet Akgül Meali
Abdullah Parlıyan Meali
Ahmet Tekin Meali
Ahmet Varol Meali
Ali Bulaç Meali
Ali Fikri Yavuz Meali
Bahaeddin Sağlam Meali
Bayraktar Bayraklı Meali
Besim Atalay Meali (1965)
Cemal Külünkoğlu Meali
Cemil Said (1924)
Diyanet İşleri Meali (Eski)
Diyanet İşleri Meali (Yeni)
Kur'an Yolu (Diyanet İşleri)
Diyanet Vakfı Meali
Edip Yüksel Meali
Elmalılı Hamdi Yazır Meali
Elmalılı Meali (Orijinal)
Emrah Demiryent Meali
Erhan Aktaş Meali
Hasan Basri Çantay Meali
Hayrat Neşriyat Meali
İhsan Aktaş Meali
İlyas Yorulmaz Meali
İsmayıl Hakkı Baltacıoğlu
İsmail Hakkı İzmirli
İsmail Yakıt
Kadri Çelik Meali
Mahmut Kısa Meali
Mahmut Özdemir Meali
Mehmet Çakır Meali
Mehmet Çoban Meali
Mehmet Okuyan Meali
Mehmet Türk Meali
Muhammed Esed Meali
Mustafa Çavdar Meali
Mustafa İslamoğlu Meali
Orhan Kuntman Meali
Osman Fırat Meali
Ömer Nasuhi Bilmen Meali
Suat Yıldırım Meali
Süleyman Ateş Meali
Süleyman Tevfik (1927)
Süleymaniye Vakfı Meali
Şaban Piriş Meali
Ümit Şimşek Meali
Yaşar Nuri Öztürk Meali
Eski Anadolu Türkçesi
Satıraltı Meal (1534)
Bunyadov-Memmedeliyev
M. Pickthall (English)
Yusuf Ali (English)
Sure Seçiniz
Abese(80/42)
Âdiyât(100/11)
Ahkâf(46/35)
Ahzâb(33/73)
Âl-i İmrân(3/200)
Alak(96/19)
Ankebût(29/69)
Asr(103/3)
A’lâ(87/19)
A’râf(7/206)
Bakara(2/286)
Beled(90/20)
Beyyine(98/8)
Bürûc(85/22)
Câsiye(45/37)
Cin(72/28)
Cum’a(62/11)
Duhâ(93/11)
Duhân(44/59)
Enbiyâ(21/112)
Enfâl(8/75)
En’âm(6/165)
Fâtiha(1/7)
Fâtır(35/45)
Fecr(89/30)
Felâk(113/5)
Fetih(48/29)
Fil(105/5)
Furkân(25/77)
Fussilet(41/54)
Gâşiye(88/26)
Hac(22/78)
Hadîd(57/29)
Hâkka(69/52)
Haşr(59/24)
Hicr(15/99)
Hucurât(49/18)
Hûd(11/123)
Hümeze(104/9)
İbrahim(14/52)
İhlâs(112/4)
İnfitâr(82/19)
İnsan(76/31)
İnşikâk(84/25)
İnşirâh(94/8)
İsrâ(17/111)
Kadr(97/5)
Kâf(50/45)
Kâfirûn(109/6)
Kalem(68/52)
Kamer(54/55)
Kâri’a(101/11)
Kasas(28/88)
Kehf(18/110)
Kevser(108/3)
Kıyâme(75/40)
Kureyş(106/4)
Leyl(92/21)
Lokman(31/34)
Mâide(5/120)
Mâ’ûn(107/7)
Meryem(19/98)
Me’âric(70/44)
Mücâdele(58/22)
Müddessir(74/56)
Muhammed(47/38)
Mülk(67/30)
Mümtehine(60/13)
Münâfikûn(63/11)
Mürselât(77/50)
Mutaffifîn(83/36)
Müzzemmil(73/20)
Mü’min(40/85)
Mü’minûn(23/118)
Nahl(16/128)
Nâs(114/6)
Nasr(110/3)
Nâzi’ât(79/46)
Nebe’(78/40)
Necm(53/62)
Neml(27/93)
Nisâ(4/176)
Nûh(71/28)
Nûr(24/64)
Rahmân(55/78)
Ra’d(13/43)
Rûm(30/60)
Sâd(38/88)
Saff(61/14)
Sâffât(37/182)
Sebe’(34/54)
Secde(32/30)
Şems(91/15)
Şûrâ(42/53)
Şu’arâ(26/227)
Tâ-Hâ(20/135)
Tahrîm(66/12)
Talâk(65/12)
Târık(86/17)
Tebbet(111/5)
Teğâbun(64/18)
Tekâsür(102/8)
Tekvîr(81/29)
Tevbe(9/129)
Tîn(95/8)
Tûr(52/49)
Vâkı’a(56/96)
Yâsîn(36/83)
Yûnus(10/109)
Yûsuf(12/111)
Zâriyât(51/60)
Zilzâl(99/8)
Zuhruf(43/89)
Zümer(39/75)
Satırarası Meal
Sâffât Suresi
◄
445
►
Cüz 23
(Diyanet Vakfı Meali)
Sâffât Suresi
(Mekkî - 182 Ayet - Nüzul: 56 Mushaf:37)
Bismillâhirrahmânirrahîm.
1, 2, 3, 4.
Saf saf dizilmişlere, toplayıp sürenlere, zikir okuyanlara yemin ederim ki, ilâhınız birdir.
Burada «saf saf dizilenler, toplayıp sürenler ve zikir okuyanlar»ın melekler olduğu söylenmiştir. Ayrıca bunların gök cisimleri, ruhlar, kudsî cevher
...
Devamı..
5.
O, hem göklerin, yerin ve ikisi arasındakilerin Rabbi, hem de doğuların Rabbidir.
Yıl boyunca güneş farklı yerlerden doğduğu için «doğular» denilmiştir.
6.
Biz yakın göğü, bir süsle, yıldızlarla süsledik.
7.
Ve (gökyüzünü) itaat dışına çıkan her şeytandan koruduk.
8.
Onlar, artık mele-i a'lâ'ya (yüce topluluğa) kulak veremezler. Her taraftan taşlanırlar.
9.
Kovulup atılırlar. Ve onlar için sürekli bir azap vardır.
10.
Ancak (meleklerin konuşmalarından) bir söz kapan olursa, onu da delip geçen bir parlak ışık takip eder.
11.
Şimdi sor onlara! Yaratma bakımından onlar mı daha zor, yoksa bizim yarattığımız (insanlar) mı? Şüphesiz biz kendilerini yapışkan bir çamurdan yarattık.
12.
Hayır, sen şaşıyorsun. Halbuki onlar alay ediyorlar.
13.
Kendilerine öğüt verildiği vakit öğüt almazlar.
14.
Bir mucize görseler alay ederler.
15.
Bu ancak açık bir büyüdür, derler.
Bu sözü ayın ikiye ayrılması mucizesi gerçekleştiği zaman söylemişlerdi.
16.
«Gerçekten biz öldüğümüz, toprak ve kemik olduğumuz zaman mı, diriltileceğiz?»
17.
«İlk atalarımızda mı (diriltilecek)?»
18.
De ki: Evet, hem de hor ve hakir olarak (diriltileceksiniz).
19.
O (diriltme) korkunç bir sesten ibaret olacak, o anda hemen onların gözleri açılıp etrafa bakacaklar.
Buradaki korkunç ses ikinci Sûr’un üfürülüşüdür.
20.
(Durumu gören kâfirler:) Eyvah bize! Bu ceza günüdür, derler.
21.
İşte bu, yalanlamış olduğunuz hüküm günüdür.
22, 23, 24.
(Allah, meleklerine emreder:) Zalimleri, onların aynı yoldaki arkadaşlarını ve Allah'tan başka tapmış oldukları putlarını toplayın. Onlara cehennemin yolunu gösterin. Onları tutuklayın, çünkü onlar sorguya çekilecekler!
سُورَةُ الصَّافات
◄
٤٤٥
►
الجزء٢٣
سُورَةُ الصَّافات
مَكِّيَةٌ وَهِيَ
١٨٢
ايَةً - ترتيب النزول
٥٦
وَالصَّٓافَّاتِ
صَفًّاۙ
﴿١﴾
فَالزَّاجِرَاتِ
زَجْرًاۙ
﴿٢﴾
فَالتَّالِيَاتِ
ذِكْرًاۙ
﴿٣﴾
اِنَّ
اِلٰهَكُمْ
لَوَاحِدٌۜ
﴿٤﴾
رَبُّ
السَّمٰوَاتِ
وَالْاَرْضِ
وَمَا
بَيْنَهُمَا
وَرَبُّ
الْمَشَارِقِۜ
﴿٥﴾
اِنَّا
زَيَّنَّا
السَّمَٓاءَ
الدُّنْيَا
بِز۪ينَةٍۨ
الْكَوَاكِبِۙ
﴿٦﴾
وَحِفْظًا
مِنْ
كُلِّ
شَيْطَانٍ
مَارِدٍۚ
﴿٧﴾
لَا
يَسَّمَّعُونَ
اِلَى
الْمَلَاِ
الْاَعْلٰى
وَيُقْذَفُونَ
مِنْ
كُلِّ
جَانِبٍۗ
﴿٨﴾
دُحُورًا
وَلَهُمْ
عَذَابٌ
وَاصِبٌۙ
﴿٩﴾
اِلَّا
مَنْ
خَطِفَ
الْخَطْفَةَ
فَاَتْبَعَهُ
شِهَابٌ
ثَاقِبٌ
﴿١٠﴾
فَاسْتَفْتِهِمْ
اَهُمْ
اَشَدُّ
خَلْقًا
اَمْ
مَنْ
خَلَقْنَاۜ
اِنَّا
خَلَقْنَاهُمْ
مِنْ
ط۪ينٍ
لَازِبٍ
﴿١١﴾
بَلْ
عَجِبْتَ
وَيَسْخَرُونَۖ
﴿١٢﴾
وَاِذَا
ذُكِّرُوا
لَا
يَذْكُرُونَۖ
﴿١٣﴾
وَاِذَا
رَاَوْا
اٰيَةً
يَسْتَسْخِرُونَۖ
﴿١٤﴾
وَقَالُٓوا
اِنْ
هٰذَٓا
اِلَّا
سِحْرٌ
مُب۪ينٌۚ
﴿١٥﴾
ءَاِذَا
مِتْنَا
وَكُنَّا
تُرَابًا
وَعِظَامًا
ءَاِنَّا
لَمَبْعُوثُونَۙ
﴿١٦﴾
اَوَاٰبَٓاؤُ۬نَا
الْاَوَّلُونَۜ
﴿١٧﴾
قُلْ
نَعَمْ
وَاَنْتُمْ
دَاخِرُونَۚ
﴿١٨﴾
فَاِنَّمَا
هِيَ
زَجْرَةٌ
وَاحِدَةٌ
فَاِذَا
هُمْ
يَنْظُرُونَ
﴿١٩﴾
وَقَالُوا
يَا
وَيْلَنَا
هٰذَا
يَوْمُ
الدّ۪ينِ
﴿٢٠﴾
هٰذَا
يَوْمُ
الْفَصْلِ
الَّذ۪ي
كُنْتُمْ
بِه۪
تُكَذِّبُونَ۟
﴿٢١﴾
اُحْشُرُوا
الَّذ۪ينَ
ظَلَمُوا
وَاَزْوَاجَهُمْ
وَمَا
كَانُوا
يَعْبُدُونَۙ
﴿٢٢﴾
مِنْ
دُونِ
اللّٰهِ
فَاهْدُوهُمْ
اِلٰى
صِرَاطِ
الْجَح۪يمِۙ
﴿٢٣﴾
وَقِفُوهُمْ
اِنَّهُمْ
مَسْؤُ۫لُونَۙ
﴿٢٤﴾
◄
٤٤٥
►
Designed by
ÖFK
En iyi 1024 x 768 pikselde görüntülenir.