İllâ men ḣatife-lḣatfete feetbe’ahu şihâbun śâkib(un)
Ancak hırsızlama bir söz duyan olursa hemen onun ardından da aydınlatıcı ve delip geçen bir ateştir atılır, onu yakar.
Ancak (yüce makamlarda konuşulan sözün ve kader bölüşümünün bir kısmını hırsızlama) çalıp-kapan olursa, artık onu da delip geçen ’yakıcı bir alev’ izleyip (uzaklaştırmaktadır).
Ancak meleklerin konuşmalarından hırsızlama bir söz kapan olursa, hemen onun ardından da delici ve yakıcı bir ateş, ona peşinden yetişir ve onu yakar.
Ancak bir (söz) çalıp kapan olursa onu da parlak bir ateş izler.
Ancak (sözü hırsızlama) çalıp-kapan olursa, artık onu da delip geçen 'yakıcı bir alev' izler (ve yok eder).
Ancak (o şeytanlar içinden, meleklerin sözünü) bir çalıb kapan olur. Onu da yakan parlak bir yıldız tâkib eder.
Meğer o meclisten bir söz kapan olursa, peşini delici bir alev takip eder.
Yüce konseyden/topluluktan bir söz kapan olursa, onu da delice bir alev izler.
Çalıp alan bulunursa, hemen düşen yıldızlar da onu kovalar
Eğer (meleklerin konuşmalarından) bir söz kapan olursa, onu da delip geçen bir alev izler (ve yok eder).
Gizlice bir kaç söz kapmak içün yaklaşmak isteyene bir şihâb isâbet ider.
Hele bir tek söz kapan olsun; delici bir alev onun peşine düşüverir.
Ancak onlardan söz kapan olur. Onu da delip geçen bir alev izler (ve yok eder).
Ancak, (o yüce topluluktan) bir bilgi kırıntısı kapan olursa onu da delip geçen bir ışık topu kovalar.
Ancak (meleklerin konuşmalarından) bir söz kapan olursa, onu da delip geçen bir parlak ışık takip eder.
Bir söz kapan olursa, onu, delici bir ışın izler.
Ancak kulak hırsızlığı yapanlar olur. Onu da yakıcı bir alev takip eder.
Ancak bir çalıp çarpan, onun da peşine bir şihabı sâkıb takılır
Ancak (meleklerin konuşmalarından) bir söz kapan olursa, (hemen) onu delici (ve yakıcı) bir ateş izler (o şeytana yetişir ve onu yakarak yok eder).
Ancak oradan bir söz kapan olursa, kayıp giden parlak bir alev ona yetişir ve onu yakar.
Meğer ki (içlerinden) bir çalıb çarpan (ı) olsun. Fakat onu da delib geçen bir alev ta'kıyb etmişdir.
Ancak (daha önce) içlerinden her kim bir söz kırıntısı kapmaya kalkışmışsa, derhal (yakıcı ve) delici (gözle görülmeyen manevi) bir ışın onun peşine düşüp kovalamıştır. (*)
Ancak kim bir bilgi aldığını iddia ederse, parlak bir alev onun peşindedir.
Hele bu şeytanlardan biri bir söz kapacak olsun, hemen ardından parlak bir alev yetişir de onu yakıverir.
Meğer ki biri bir kere söz kapabilsin [⁶], hemen pek parlak bir ateş şûlesi onun peşinden yetişip onu yakar [⁷].
Ancak (meleklerin konuşmalarından) bir söz kapan olursa, onu da delip geçen bir parlak ışık takip eder.
Demek ki cinler, göklerde diledikleri gibi gezemez, fizik âlemin sınırlarını aşarak gelecek hakkındaki bilgilere ulaşamazlar. Ancak melekler arasında geçen konuşmalardan bir kırıntı kapan olursa, onun da peşine derhal yakıcı bir alev olarak bir yıldız takılır ve onu yakıp küle çevirir. Şu hâlde:
Geleceği bildiğini iddia eden kahinler, medyumlar, falcılar kesinlikle yalan söylüyorlar.
Bu Kur’an, hiçbir cin veya şeytanın müdâhalesine maruz kalmadan, orijinal şekliyle insanlığa ulaştırılmıştır.
Kapılan’ı kapan kimse hariç! Delip geçen bir alev onu takip eder.
Ama yine de şeytan bilgi aşıracak olursa delici bir ışın peşine takılıp onun işini bitirir...
Meleklerin konuşmalarından bir söz kapmaya kalkan olursa onu delici bir alev takip ederek yok eder.
Ancak (meleklerin konuşmalarından) bir söz çalmaya kalkışan olursa, onu hemen delip geçen parlak bir ışık takip eder. [*]
Ancak söz hırsızlığı yapan olursa, onu da parlak bir ateş izler. ¹
ama eğer birisi ⁵ [bu bilgiden] bir kırıntı koparmayı başarırsa, [bundan dolayı] yakıcı bir alevin pençesine düşsün. ⁶
Ancak, onlardan biri oradan bir bilgi kırıntısı kapacak olursa yakıcı bir alev topu yetişip onu hemen yok eder. 26/210...212
ancak bir (bilgi) kırıntısı kapanlar olursa, onlar da delik deşik eden bir ateş korunun pençesine düşsünler.[³⁹⁹¹]
Ancak kulak hırsızlığı yapan olabilir, onu da, delip geçen bir alev takip eder! (Ve yakalar)
Ancak bir söz kapan olursa, onu da delici bir şihâb (ışın) izler.
Ancak bir çalıp çarpan müstesna. Ona da hemen bir parça ateş parçası ulaşıverir.
Ne var ki içlerinden birisi bir söz kırıntısı kapmayı başarırsa, derhal yakıcı ve delici bir ışın onu kovalar. [15, 8-12]
Yalnız (yüce topluluktan) bir söz kapan olursa, onu da delici bir şihab (ışın)izler.
Ancak şeytânlardan ba'zıları semâya yaklaşarak bir söz çalar ki onı da derhâl parlak bir şihâb ta'kîb ider.
Onlardan kim bilgi hırsızlığı yaparsa, delici bir ateş parçası hemen onun peşine düşer.
Ancak, tek bir söz kapan olursa, hemen onu delip geçen bir alev takip eder.
Yüce konseyden bir söz çalıp çarpan olabilirse de onun peşine hemen delici, alevli bir yıldız takılır.
illā ol kim ķapdı bir ķapmaķ ya'nį firişteler sözinden pes ardınca oldı anuñ ılduz rūşan.
İllā ol kimse ki bir kelime ḳapa anlardan, pes ardınca atılur bir ḳatı odluılduz.
Ancaq (şeytanlar içərisində mələklərin söhbətlərindən bir sözü, bir xəbəri) çırpışdıran (oğrun-oğrun öyrənən) olsa, onu da dərhal yandırıb-yaxan bir ulduz (hər şeyi dəlib keçən bir mə’şəl) tə’qib edər.
Save him who snatcheth a fragment, and there pursueth him a piercing flame.
Designed by ÖFK En iyi 1024 x 768 pikselde görüntülenir. |