5 Mart 2021 - 21 Receb 1442
Cuma
ANA SAYFA
|
SURELER
|
AYET KARŞILAŞTIRMA
|
KUR'AN'DA ARA!
|
FİHRİST
|
DOWNLOAD
|
MOBİL
Kullanıcı :
Şifre :
Şifremi Unuttum
KAYDOL
Diğer Mealler...
Türkçe Transcript
Abdullah-Ahmet Akgül Meali
Abdulbaki Gölpınarlı Meali
Abdullah Parlıyan Meali
Ahmet Tekin Meali
Ahmet Varol Meali
Ali Bulaç Meali
Ali Fikri Yavuz Meali
Bahaeddin Sağlam Meali
Bayraktar Bayraklı Meali
Besim Atalay Meali (1962)
Cemal Külünkoğlu Meali
Diyanet İşleri Meali (Eski)
Diyanet İşleri Meali (Yeni)
Diyanet Vakfı Meali
Edip Yüksel Meali
Elmalılı Hamdi Yazır Meali
Elmalılı Meali (Orijinal)
Erhan Aktaş Meali
Hasan Basri Çantay Meali
Hayrat Neşriyat Meali
İlyas Yorulmaz Meali
İsmail Hakkı İzmirli
Kadri Çelik Meali
Mahmut Kısa Meali
Mehmet Türk Meali
Muhammed Esed Meali
Mustafa Çavdar Meali
Mustafa İslamoğlu Meali
Ömer Nasuhi Bilmen Meali
Suat Yıldırım Meali
Süleyman Ateş Meali
Süleymaniye Vakfı Meali
Şaban Piriş Meali
Ümit Şimşek Meali
Yaşar Nuri Öztürk Meali
Eski Anadolu Türkçesi
Bunyadov-Memmedeliyev
M. Pickthall (English)
Yusuf Ali (English)
Sure Seçiniz
Abese(80/42)
Âdiyât(100/11)
Ahkâf(46/35)
Ahzâb(33/73)
Âl-i İmrân(3/200)
Alak(96/19)
Ankebût(29/69)
Asr(103/3)
A’lâ(87/19)
A’râf(7/206)
Bakara(2/286)
Beled(90/20)
Beyyine(98/8)
Bürûc(85/22)
Câsiye(45/37)
Cin(72/28)
Cum’a(62/11)
Duhâ(93/11)
Duhân(44/59)
Enbiyâ(21/112)
Enfâl(8/75)
En’âm(6/165)
Fâtiha(1/7)
Fâtır(35/45)
Fecr(89/30)
Felâk(113/5)
Fetih(48/29)
Fil(105/5)
Furkân(25/77)
Fussilet(41/54)
Gâşiye(88/26)
Hac(22/78)
Hadîd(57/29)
Hâkka(69/52)
Haşr(59/24)
Hicr(15/99)
Hucurât(49/18)
Hûd(11/123)
Hümeze(104/9)
İbrahim(14/52)
İhlâs(112/4)
İnfitâr(82/19)
İnsan(76/31)
İnşikâk(84/25)
İnşirâh(94/8)
İsrâ(17/111)
Kadr(97/5)
Kâf(50/45)
Kâfirûn(109/6)
Kalem(68/52)
Kamer(54/55)
Kâri’a(101/11)
Kasas(28/88)
Kehf(18/110)
Kevser(108/3)
Kıyâme(75/40)
Kureyş(106/4)
Leyl(92/21)
Lokman(31/34)
Mâide(5/120)
Mâ’ûn(107/7)
Meryem(19/98)
Me’âric(70/44)
Mücâdele(58/22)
Müddessir(74/56)
Muhammed(47/38)
Mülk(67/30)
Mümtehine(60/13)
Münâfikûn(63/11)
Mürselât(77/50)
Mutaffifîn(83/36)
Müzzemmil(73/20)
Mü’min(40/85)
Mü’minûn(23/118)
Nahl(16/128)
Nâs(114/6)
Nasr(110/3)
Nâzi’ât(79/46)
Nebe’(78/40)
Necm(53/62)
Neml(27/93)
Nisâ(4/176)
Nûh(71/28)
Nûr(24/64)
Rahmân(55/78)
Ra’d(13/43)
Rûm(30/60)
Sâd(38/88)
Saff(61/14)
Sâffât(37/182)
Sebe’(34/54)
Secde(32/30)
Şems(91/15)
Şûrâ(42/53)
Şu’arâ(26/227)
Tâ-Hâ(20/135)
Tahrîm(66/12)
Talâk(65/12)
Târık(86/17)
Tebbet(111/5)
Teğâbun(64/18)
Tekâsür(102/8)
Tekvîr(81/29)
Tevbe(9/129)
Tîn(95/8)
Tûr(52/49)
Vâkı’a(56/96)
Yâsîn(36/83)
Yûnus(10/109)
Yûsuf(12/111)
Zâriyât(51/60)
Zilzâl(99/8)
Zuhruf(43/89)
Zümer(39/75)
Satırarası Meal
Ankebût Suresi
◄
399
►
Cüz20
(Diyanet Vakfı Meali)
31.
Elçilerimiz İbrahim'e (iki oğul ihsan edeceğimize dair) müjdeyi getirdiklerinde şöyle dediler: Biz bu memleket halkını helâk edeceğiz. Çünkü oranın halkı zalim kimselerdir.
32.
(İbrahim) dedi ki: Ama orada Lût var! Şöyle cevap verdiler: Biz orada kimlerin bulunduğunu çok iyi biliyoruz. Onu ve ailesini elbette kurtaracağız. Yalnız karısı müstesna; o, (azapta) kalacaklar arasındadır.
33.
Elçilerimiz Lût'a gelince, Lût onlar hakkında tasalandı ve (onları korumak için) ne yapacağını bilemedi. Ona: Korkma, tasalanma! Çünkü biz seni de aileni de kurtaracağız. Yalnız, (azapta) kalacaklar arasında bulunan karın müstesna, dediler.
*
34.
«Biz, şüphesiz, bu memleket halkının üzerine, yoldan çıkmalarına karşılık gökten (feci) bir azap indireceğiz.»
35.
Andolsun ki, biz, aklını kullanacak bir kavim için oradan apaçık bir ibret nişânesi bırakmışızdır.
*
36.
Medyen'e de kardeşleri Şuayb'ı gönderdik ve Şuayb: Ey kavmim! Allah'a kulluk edin, ahiret gününe umut bağlayın, yeryüzünde bozgunculuk yaparak karışıklık çıkarmayın! dedi.
*
37.
Fakat onu yalancılıkla itham ettiler. Derken, kendilerini bir sarsıntı yakalayıverdi ve yurtlarında diz üstü çöke kaldılar.
*
38.
Âd ve Semûd'u da (helâk ettik). Sizin için, (onların başına nelerin geldiği) oturdukları yerlerden apaçık anlaşılmaktadır. Şeytan onlara yaptıkları işleri güzel gösterip onları doğru yoldan çıkardı. Oysa bakıp görebilecek durumdaydılar.
سُورَةُ الْعَنْكَبُوتِ
◄
٣٩٩
►
الجزء٢٠
وَلَمَّا
جَٓاءَتْ
رُسُلُنَٓا
اِبْرٰه۪يمَ
بِالْبُشْرٰىۙ
قَالُٓوا
اِنَّا
مُهْلِكُٓوا
اَهْلِ
هٰذِهِ
الْقَرْيَةِۚ
اِنَّ
اَهْلَهَا
كَانُوا
ظَالِم۪ينَۚ
﴿٣١﴾
قَالَ
اِنَّ
ف۪يهَا
لُوطًاۜ
قَالُوا
نَحْنُ
اَعْلَمُ
بِمَنْ
ف۪يهَاۘ
لَنُنَجِّيَنَّهُ
وَاَهْلَهُٓ
اِلَّا
امْرَاَتَهُۘ
كَانَتْ
مِنَ
الْغَابِر۪ينَ
﴿٣٢﴾
وَلَمَّٓا
اَنْ
جَٓاءَتْ
رُسُلُنَا
لُوطًا
س۪ٓيءَ
بِهِمْ
وَضَاقَ
بِهِمْ
ذَرْعًا
وَقَالُوا
لَا
تَخَفْ
وَلَا
تَحْزَنْ۠
اِنَّا
مُنَجُّوكَ
وَاَهْلَكَ
اِلَّا
امْرَاَتَكَ
كَانَتْ
مِنَ
الْغَابِر۪ينَ
﴿٣٣﴾
اِنَّا
مُنْزِلُونَ
عَلٰٓى
اَهْلِ
هٰذِهِ
الْقَرْيَةِ
رِجْزًا
مِنَ
السَّمَٓاءِ
بِمَا
كَانُوا
يَفْسُقُونَ
﴿٣٤﴾
وَلَقَدْ
تَرَكْنَا
مِنْهَٓا
اٰيَةً
بَيِّنَةً
لِقَوْمٍ
يَعْقِلُونَ
﴿٣٥﴾
وَاِلٰى
مَدْيَنَ
اَخَاهُمْ
شُعَيْبًاۙ
فَقَالَ
يَا
قَوْمِ
اعْبُدُوا
اللّٰهَ
وَارْجُوا
الْيَوْمَ
الْاٰخِرَ
وَلَا
تَعْثَوْا
فِي
الْاَرْضِ
مُفْسِد۪ينَ
﴿٣٦﴾
فَكَذَّبُوهُ
فَاَخَذَتْهُمُ
الرَّجْفَةُ
فَاَصْبَحُوا
ف۪ي
دَارِهِمْ
جَاثِم۪ينَۘ
﴿٣٧﴾
وَعَادًا
وَثَمُودَا۬
وَقَدْ
تَبَيَّنَ
لَكُمْ
مِنْ
مَسَاكِنِهِمْ۠
وَزَيَّنَ
لَهُمُ
الشَّيْطَانُ
اَعْمَالَهُمْ
فَصَدَّهُمْ
عَنِ
السَّب۪يلِ
وَكَانُوا
مُسْتَبْصِر۪ينَۙ
﴿٣٨﴾
◄
٣٩٩
►
Designed by
ÖFK
En iyi 1024 x 768 pikselde görüntülenir.