Velemmâ en câet rusulunâ lûtan sî-e bihim vedâka bihim żer’an ve kâlû lâ teḣaf velâ tahzen(s) innâ muneccûke veehleke illâ-mraeteke kânet mine-lġâbirîn(e)
Elçilerimiz Lut'a gelince Lut, onların yüzünden kederlenmişti, gönlü daralmıştı. Onlar, korkma ve tasalanma demişlerdi; şüphe yok ki biz, seni de, aileni de kurtaracağız, ancak karın müstesna ve şüphe yok o, orada kalanlardan olacak.
Vaktâki elçilerimiz Lut’a geldikleri zaman o, bunların (gazap görevlerini sezmesi) dolayısıyla fenalaşıp (kendini kötü hissetmeye) başladı ve içi daralıp sıkıntı bastı. Ona dediler ki: "Korkuya düşme ve hüzne kapılma. Karın dışında, seni ve aileni muhakkak kurtaracağız. O ise, arkada kalanlardan olacaktır. (Böylece hıyaneti nedeniyle helak olmayı hak etmiştir.)"
Elçi meleklerimiz, yakışıklı delikanlılar şeklinde Lût'a gelince, Lût onları koruyamıyacağını düşünerek üzüntüye kapıldı ve onları düşünmesinden dolayı, sıkıntıya düştü. Melekler dediler ki: “Bizden dolayı korkma, tasalanma, o günahkarlar bize ulaşamazlar, biz seni ve aileni kurtaracağız, ancak karın geride azap içinde kalacaktır.”
Elçilerimiz, melekler Lût'a gelince, Lût onlarla ilgili endişeye kapılıp kötülendi. Kavmini misafirlerinden uzaklaştırmakta zorlandı. Melekler Lût'a:
“Korkma, üzülme. Seni ve aileni, mü'minleri kurtaracağız. Yalnız karın, geride kalanlardan, cezaya çarptırılanlardan olacak.” dediler.
Elçilerimiz Lut'a gelince onlardan dolayı kaygılandı, göğsüne bir sıkıntı bastı. Dediler ki: "Korkma ve üzülme. Biz seni ve karın dışında aileni kurtaracağız. O ise geride kalacaklardan olmuştur.
Elçilerimiz Lut'a geldikleri zaman o, bunlar dolayısıyla kötüleşti ve içi daraldı. Dediler ki: 'Korkma ve üzülme. Karın dışında, seni ve aileni muhakak kurtaracağız. O ise, arkada kalacaktır.'
Elçilerimiz (melekler) Lût'a gelince, (kavmi bunlara kötülük yapar diye korkarak) kendisine fenalık geldi; onlar yüzünden çok kederlenib takatı kesildi. Onlar dediler ki: “- Korkma ve keder etme; çünkü biz seni ve aileni kurtaracağız; ancak karın geride (helâk içinde) kalanlardan olmuştur.
Elçilerimiz Lut’a geldikleri zaman, Lut bozuldu. Onlara güç yetiremeyeceğini anladı. Fakat onlar: “Korkma! Üzülme! Biz, seni ve aileni kurtaracağız. Yalnız hanımın, azap içinde kalacaklardan olacak.
Elçilerimiz Lût'a gelince, Lût onlar hakkında ve onları korumak için ne yapacağını bilemedi. Ona, “Korkma, tasalanma! Çünkü biz seni de aileni de kurtaracağız. Yalnızca geri kalacaklar arasında bulunan karın müstesna” dediler.
Bizim elçilerimiz, Lût'a geldiklerinde, onlar için kaygılandı, gönlü sıkıldı, dediler ki: «Korkma, kaygılanma da, biz seni de, —öbür kimselerle birlikte olan karından başka — aileni de kurtaracağız !»
Elçilerimiz Lût'a geldiklerinde, Lût, onlar yüzünden tasalandı ve onlar(ın kimlikleri konusunda) çaresizlik içine düştü. Elçiler ona: “Korkma, endişe etme! Biz, karının dışında seni ve aileni kurtaracağız. Karın, geride kalıp helâk olanlardan olacaktır.”
33,34. Elçilerimiz Lut'a gelince, onun fenasına gitti; çok sıkıldı. Ona, "Korkma ve üzülme, doğrusu biz seni ve geride kalacaklardan olan karının dışında, aileni kurtaracağız. Bu kent halkına yaptıkları yolsuzluklardan ötürü gökten, elbette bir azap indireceğiz" dediler.
Elçilerimiz Lût’a geldiklerinde, Lût, onlar yüzünden tasalandı, onlar hakkında çaresizlik içine düştü. Elçiler ona, “Korkma, üzülme. Biz, seni ve aileni kurtaracağız. Ancak karın başka. O, geride kalıp helâk edilenlerden olacaktır.”
Elçilerimiz kendisine geldiğinde Lût, onlardan dolayı huzursuz oldu ve ne yapacağını şaşırdı. Ama onlar “Korkma, tasalanma!” dediler; “Biz seni ve karın dışında bütün aileni kurtaracağız; karın ise geride kalanlar arasında yer alacak.”
Elçilerimiz Lût'a gelince, Lût onlar hakkında tasalandı ve (onları korumak için) ne yapacağını bilemedi. Ona: Korkma, tasalanma! Çünkü biz seni de aileni de kurtaracağız. Yalnız, (azapta) kalacaklar arasında bulunan karın müstesna, dediler.
Elçilerimiz Lut'a vardıklarında elçilerimize yapılan muameleden dolayı fenalaştı, zor durumda kaldı. Kendisine dediler ki, "Korkma, üzülme. Biz seni ve aileni kurtaracağız. Karın hariç; o geride kalanlardan olmuştur."
Elçilerimiz Lut'a gelince, onlar hakkında tasalandı. Ve onlar(ı düşünmesi) sebebiyle takatten düştü. O'na: "Korkma, tasalanma! Çünkü biz seni de, aileni de kurtaracağız. Yalnız (azabda) kalacaklar arasında bulunan karın müstesna" dediler.
Ve vaktâ ki elçilerimiz Lûta çıka vardılar onlar yüzünden fenalaştı, ve haklarında eli kolu daraldı, onlar da: korkma, dediler: ve kader etme, çünkü biz seni ve ehlini kurtaracağız, ancak karın ötekilerden oldu
Elçilerimiz (yakışıklı delikanlılar sûretinde) Lût’a gelince, (ilk anda onların melek olduğunu anlayamayan Lût, sapkın olan kavminin onlara bir zarar vereceğini düşünerek) onlardan dolayı kaygılandı, göğsüne bir sıkıntı bastı. Elçiler (melekler kendilerini tanıttıktan sonra) dediler ki: “Korkma, üzülüp tasalanma biz seni ve aileni kurtaracağız, ancak (cüz’î irâdesi ile küfrü tercih eden) karın geride kalanlar arasında olacak.”
Elçilerimiz Lût'a vardıkları zaman, onların gelmelerinden dolayı telaşlandı, sarkıntılık yapacaklarını düşünerek içi daraldı. Elçiler: “Korkma ve üzülme; Biz -geride kalanlarla beraber olacak olan karın hariç- seni ve ehlini mutlaka kurtaracağız.” dediler.
Elçilerimiz Luuta gelince o, bunlar sebebiyle tasalandı, bunlar sebebiyle kolu (göğsü) daraldı. «Korkma, tasalanma, dediler, çünkü biz seni de, senin ehlini de kurtaracağız. Yalnız geride (azâbda) kalacaklardan olan karın müstesna».
Ve elçilerimiz Lût'a gelince, (kavminin sapıklığını bildiğinden ve melekleri de tanımadığından) onlar için endişeye düştü ve onlardan dolayı göğsü daraldı; bunun üzerine(onlar:) “Korkma ve üzülme! Doğrusu biz seni ve âileni kurtarıcı olanlarız; ancak karın hâriç; (o) geride kalacak olanlardandır” dediler.
Ve elçilerimiz Lût’a gelince, (kavminin sapıklığını bildiğinden ve gelen elçi melekleri de tanımadığından) onlar için endişeye düştü ve onlardan dolayı göğsü daraldı; bunun üzerine (onlar:) ’Korkma ve üzülme! Şüphesiz ki biz seni de aileni de kurtaracağız, ancak karın hariç, (o) geride kalacak olanlardandır’ dediler.
Elçilerimiz Lut’a gelip de (gelen genç misafirlerini kavminin kötü emellerine karşı korumaya) gücü yetmeyeceği için üzüldü ve uzunca bir müddet canı sıkıldı. ”Korkma, üzülme biz seni ve aileni, karın hariç kurtaracağız, karın boğulanlardan olacak” dediler.
Elçilerimiz yanına varınca Lut kaygılandı, onun göhsü daraldı. Elçilerimiz dediler: "korkma, kaygılanma. Biz seni de, senden olanları da kurtaracağız. Yalnız karın geride kalanlarla kalacaktır."
Vakta ki elçilerimiz Lût/a vardılar. Lût onların gelmesinden pek sıkıldı, nâçar kaldı. Onlar şöyle dediler: «— Korkma, bizim için gam çekme, biz seni ve aileni kurtaracağız. Ancak karın kalanlarla beraber helâk olacak».
(Melek) elçilerimiz Lût’a geldiği zaman, o, onlar adına üzüntüye kapıldı ve sıkıntıya düştü/daraldı. Onlar ona: “Korkma, üzülme! Muhakkak ki biz, geride kalanlardan olan karın hariç seni ve aileni kurtaracağız” dediler.
Elçilerimiz Lut'a geldikleri zaman, o, bunlar dolayısıyla fenalaştı ve (onları korumak için) ne yapacağını bilemez hale düştü. Elçiler, “Korkuya düşme ve hüzne kapılma. Karın dışında, seni de aileni de muhakkak kurtaracağız. O ise, arkada kalacak olanlardandır” dediler.
Daha sonra elçilerimiz, yakışıklı birer delikanlı sûretinde Lut’un yanına gelince, onların melek olduğunu henüz fark etmeyen Lut,kâfirlerin onları tâciz edeceğinden korkarak onlar için üzüntüye, endişeye kapıldı ve misafirlerini koruyacak gücü olmadığından, onlardan dolayı yüreğini bir sıkıntı kapladı. Bu arada, şehre gelen yabancıların Lut’un evinde misafir olduğunu haber alan sapıklar, âdetâ kudurmuş bir hâlde koşarak Lut’un kapısına dayandılar. Lut onlara, “Ey kavmim! Allah’tan korkun, beni rezil etmeyin! Sizin içinizde aklı başında bir adam yok mu?” dedi. Fakat sapıkların onu dinlemeye hiç mi hiç niyetleri yoktu. Melekler nihâyet gerçek kimliklerini ortaya koyarak, “Ey Lut!“Sakın korkma, üzülme! Seni ve aileni bu zâlimlerin elinden kurtaracağız; ancak inkârı tercih eden karın geride kalanlar arasında olacak!” dediler. Ve eklediler:
Lût’a bizim elçilerimiz geldiğinde onlar sebebiyle fenalaştı; içi daraldı / eli ayağı dolaştı. Dediler ki: -“Korkma, üzülme! Biz, Geride Kalanlar’dan olmuş karın hariç, seni ve aileni kurtaracağız”.
Meleklerimiz Lût'a geldiğinde, Lût'un rengi attı. Eli ayağına dolaştı. Melekler: " Korkma, üzülme, " diye onu teselli ettiler. biz seni ve aileni kurtaracağız, ama karınız geride kalıp cezasını çekecek. " dediler.
Elçilerimiz Lût’a gelince, onların yüzünden fenalaştı, onların durumu için huzursuzca daraldı. Dediler ki: "Korkma üzülme! Elbette biz seni ve aileni kurtaracağız. Yalnız karın kalanlardan olmuştur!"
Elçilerimiz Lût’a gelince o, onlar(ın) gelişinden dolayı kötüleşti¹ ve içi daraldı. (Melekler de ona): “Sakın korkma ve kederlenme. Arkada kalacaklardan olan karın dışında, seni de aileni de kesinlikle kurtaracağız...“
Elçilerimiz, Lut’a geldiklerinde, kavminin, gelen elçilere bir kötülük yapacağından korkarak yüreği daraldı ve çaresizlik içinde ne yapacağını şaşırdı. Elçiler ona: – Korkma ve bizim için tasalanma! Biz, seni ve aileni kurtaracağız, ancak hanımın hariç o geride kalıp helak olanların arasında yer alacak. 26/160...174
Ve elçilerimiz Lût’a gelir gelmez, o derin bir hüzne kapıldı ve onlar adına hiç bir şey yapamayıp eli kolu döküldü kaldı.[³⁵⁰⁸] Ama onlar dediler ki: “Korkma ve üzülme! Çünkü biz seni ve yakınlarını elbette kurtaracağız; ancak karın hariç: zaten onun dökülenlerden biri olacağı malum.[³⁵⁰⁹]
Elçi meleklerimiz bu kez Lut’a (genç delikanlı şeklinde) geldiklerinde; Lut, -onlar için- tasalandı (onları korumak için) ne yapacağını bilemedi. (Bunun üzerine elçilerimiz kendilerini tanıttılar ve) "Korkma, endişe etme!.. Çünkü biz seni ve -karın hariç- aileni kurtaracağız.
Ne zaman elçilerimiz Lût’a geldiklerinde, Lût, onlar yüzünden tasalandı, onlar hakkında göğsünün genişliği daraldı. Elçiler ona, "Korkma, üzülme. Biz, seni ve aileni kurtaracağız. Ancak karın başka. O, geride kalıp helâk edilenlerden olacaktır. "
Ve o vakit ki, elçilerimiz Lût'a geldi. Onlar ile kederlendi ve onlar sebebiyle takatı darlaştı. Ve dediler ki: «Korkma ve mahzûn olma, şüphe yok ki, seni ve ehlini necâta erdireceğiz, yalnız zevcen müstesna. O geride kalanlardan oldu.»
Elçilerimiz Lût'a gelince, onları, halkının tecavüzlerinden koruyamayacağı düşüncesiyle üzüldü, eli kolu bağlanıp göğsü daraldı. Onlar dediler ki: “Bizden yana endişe etme, üzülme! Biz seni ve yakınlarını kurtaracağız, yalnız eşin geride kalanlar arasında yer alacaktır. ”
Elçilerimiz Lut'a gelince (Lut) onlar yüzünden fenalaştı ve onlar hakkında arşını daraldı. (Melekler): "Korkma üzülme, dediler, biz seni ve aileni kurtaracağız, yalnız karın, kalacaklardan olmuştur."
Rasûllerimiz Lût'ın nezdine geldiklerinde Lût gâyet mağmûm ve mahzûn oldı ve tâkati kesildi. Melekler: "Korkma ve mahzûn olma. Biz seni ve helâkleri mukarrerlerden bulunan zevcenden başka ehlini kurtaracağız."
Elçilerimiz Lut’a gelince, onu sıkıntı bastı, içi daraldı. Dediler ki: “Korkma, üzülme, seni ailenle birlikte kurtaracağız, küller altında kalacaklardan olan sadece karındır.”
Elçilerimiz, Lut'a geldiklerinde, onlar sebebiyle kötülenmiş ve içi daralmıştı.-Korkma ve üzülme! Biz, seni ve aileni kurtaracağız. Geride kalanlardan olan karın hariç.
Elçilerimiz kendisine geldiğinde, Lût bundan çok sıkıldı, göğsü daraldı. Onlar “Korkma ve üzülme,” dediler. “Biz seni ve aileni kurtaracağız. Ancak karın müstesna; o arkada kalanlardan olacak.
Elçilerimiz Lût'a gelince, onlar yüzünden fenalaştı, eli-kolu birbirine dolandı. "Korkma, tasalanma dediler, biz seni de aileni de kurtaracağız. Ama karın, azaba terk edilenlerden olacaktır."
daħı ol vaķt kim geldi yalavaçlarumuz lūŧ’a ķayķulu olındı anlardan ötürü daħı ŧar oldı anlardan ötürü göñüldin yaña. daħı eyittiler “ķorķma daħı ķayġurma bayıķ biz ķurtarıcıvuz seni daħı 'ayālunı illā 'avratuñ oldı girü ķalıcılardan.”
Ol vaḳt ki geldiler bizüm resūllerümüz Lūṭ ḳayġuya düşdi anlar sebebi‐y‐le. Yüregi daḫı ṭar oldı. Eyitdiler: Ḳorḳma ve ḳayurma, biz seni ḳurtarur‐biz, evüñ cemā‘atini daḫı. Lākin ‘avratuñ helāk olanlardan olur.
Elçilərimiz Lutun yanına gəldikdə (Lut) onlara görə kədərləndi və ürəyi qısıldı. (Mələklər Lutun yanına cavan, qəşəng oğlanlar qiyafəsində gəldikləri üçün o öz tayfasının onlara pislik yetirəcəyindən qorxub mə’yus oldu). Onlar dedilər: “Qorxma və kədərlənmə. Biz səni və ailəni xilas edəcəyik. Yalnız övrətindən başqa. O (əzab içində) qalanlardan olacaq!
And when Our messengers came unto Lot, he was troubled upon their account, for he could not protect them; but they said: Fear not, nor grieve! Lo! we are to deliver thee and thy household, (all) save thy wife, who is of those who stay behind.
And when Our Messengers came to Lut, he was grieved on their account, and felt himself powerless(3455) (to protect) them: but they said: "Fear thou not, nor grieve: we are (here) to save thee and thy following, except thy wife: she is of those who lag behind.
Designed by ÖFK En iyi 1024 x 768 pikselde görüntülenir. |