8 Eylül 2024 - 4 Rebiü'l-Evvel 1446 Pazar

ANA SAYFA | SURELER  | AYET KARŞILAŞTIRMA |KUR'AN'DA ARA! |FİHRİST | DOWNLOAD | MOBİL
Kullanıcı : Şifre :   Şifremi Unuttum    KAYDOL
Ankebût Suresi 32. Ayet

Ayeti Dinle



Meal Ekle/Çıkar

Hepsini Göster/Gizle


Tercihinizin bir sonraki oturumda hatırlanması için giriş yapmalısınız.

Arapça Metin
Türkçe Transcript
Abdulbaki Gölpınarlı Meali
Abdullah-Ahmet Akgül Meali
Abdullah Parlıyan Meali
Ahmet Tekin Meali
Ahmet Varol Meali
Ali Bulaç Meali
Ali Fikri Yavuz Meali
Bahaeddin Sağlam Meali
Bayraktar Bayraklı Meali
Besim Atalay Meali (1965)
Cemal Külünkoğlu Meali
Cemil Said (1924)
Diyanet İşleri Meali (Eski)
Diyanet İşleri Meali (Yeni)
Kur'an Yolu (Diyanet İşleri)
Diyanet Vakfı Meali
Edip Yüksel Meali
Elmalılı Hamdi Yazır Meali
Elmalılı Meali (Orijinal)
Emrah Demiryent Meali
Erhan Aktaş Meali
Hasan Basri Çantay Meali
Hayrat Neşriyat Meali
İhsan Aktaş Meali
İlyas Yorulmaz Meali
İsmayıl Hakkı Baltacıoğlu
İsmail Hakkı İzmirli
İsmail Yakıt
Kadri Çelik Meali
Mahmut Kısa Meali
Mahmut Özdemir Meali
Mehmet Çakır Meali
Mehmet Çoban Meali
Mehmet Okuyan Meali
Mehmet Türk Meali
Muhammed Esed Meali
Mustafa Çavdar Meali
Mustafa İslamoğlu Meali
Orhan Kuntman Meali
Osman Fırat Meali
Ömer Nasuhi Bilmen Meali
Suat Yıldırım Meali
Süleyman Ateş Meali
Süleyman Tevfik (1927)
Süleymaniye Vakfı Meali
Şaban Piriş Meali
Ümit Şimşek Meali
Yaşar Nuri Öztürk Meali
Eski Anadolu Türkçesi
Satıraltı Meal (1534)
Bunyadov-Memmedeliyev
M. Pickthall (English)
Yusuf Ali (English)
Tercihinizin hatırlanması için
giriş yapmalısınız.

Meallerdeki sıralama bir tercih sıralaması değil alfabetik sıralamadır. Ziyaretçilerimiz takip etmek istedikleri mealleri sol sütundan seçerek ilerleyebilirler. Tercihlerinin hatırlanması için "Tercihimi Hatırla" tıklanmalıdır.
 
 

Kâle inne fîhâ lûtâ(an)(c) kâlû nahnu a’lemu bimen fîhâ(s) lenunecciyennehu veehlehu illâ-mraetehu kânet mine-lġâbirîn(e)

İbrahim, orada Lut da var demişti de onlar, biz daha iyi biliriz demişlerdi, orada kim var; onu ve ailesini kurtaracağız, ancak karısı kurtulmayacak, o, şüphe yok ki orada kalanlardan olacak.

(Hz. İbrahim) Dedi ki: "Ama onun içinde Lut da vardır!.. (Bu masum insanların durumu ne olacaktır?" Melekler) Dediler ki: "Orada kimin olduğunu biz daha iyi biliriz. Kendi karısı dışında, onu ve ailesini elbette kurtaracağız. O (karısı ise) arkada kalacak olanlardan birisidir." (Çünkü rezillerle işbirlikçidir!)

Fakat İbrahim: “Ama Lût da onlar arasında yaşıyor!” diye haykırdığı zaman, melekler şu cevabı verdiler: “Kimin orada olduğunu biz daha iyi biliyoruz. O'nu ve karısı dışındaki, bütün aile afradını kesinlikle kurtaracağız. Karısı ise, geride bırakılanlar arasında yer alıp, helak edilenlerden olacaktır.”

İbrâhim:
“Orada Lût da var” dedi. Melekler:
“Biz orada kimlerin olduğunu çok iyi biliyoruz. Onu ve ailesini, mü'minleri elbette kurtaracağız. Yalnız karısı, geride kalanlar, cezaya çarptırılanlar arasında olacak.” dediler.

(İbrahim): "Orada Lut var" dedi. (Elçiler): "Orada kimin olduğunu biz daha iyi biliriz. Onu ve karısı dışında ailesini kurtaracağız. O ise geride kalacaklardandır" dediler.

Dedi ki: 'Onun içinde Lut da vardır.' Dediler ki: 'Onun içinde kimin olduğunu biz daha iyi biliriz. Kendi karısı dışında, onu ve ailesini muhakkak kurtaracağız. O (karısı) arkada kalacak olanlardandır.'

İbrahîm dedi ki, onların içinde (zalim olmıyan) Lût da var. Onlar: “- Biz orada kimin bulunduğunu çok iyi biliriz. Hem onu, hem ailesini kurtaracağız, ancak karısı müstesna; o azab içinde kalanlardan oldu” dediler.

İbrahim: “Fakat orada Lut vardır” dedi. Onlar: “Biz orada kimin olduğunu daha iyi biliriz. Biz, onu ve ailesini kurtaracağız. Yalnız hanımı, (azaba uğrayacak olanların içinde) kalacaklardandır.” dediler.

İbrâhim dedi ki: “Ama orada Lût var!” Şöyle cevap verdiler: “Biz, orada kimlerin bulunduğunu çok iyi biliyoruz. Onu ve ailesini elbette kurtaracağız. Yalnızca karısı müstesna; o, azapta kalacaklar arasındadır.”

İbrahim dedi ki: «Orda Lût vardır», elçiler de dediler ki: «Orda kim varsa, biz onları iyi biliyoruz, biz onu da, öbür kimselerle birlik olan karısından başka, ailesini de herhalde kurtarırız»

İbrahim: “Ama orada Lût var” deyince, elçiler şöyle dediler: “Biz orada kimlerin olduğunu elbette ki çok iyi biliyoruz. Lût'u ve yakınlarını (Allah'ın emriyle) kurtaracağız. Yalnız karısı orada kalarak azaba çarpılanlardan olacaktır.”

Bkz. 26/171Bilindiği üzere, Hz. Lût’un karısı, Hz. Nuh’un karısı gibi kocasına ihanet ederek, kötü ve iğrenç alışkanlıkları olan Lût kavminden yana ta... Devamı..

(İbrâhîm) "Lût ânların meyânındadır" didi. "Ânların meyânında bulundığını biliyoruz fakat ânı ve ’âilesini kurtaracağız yalnız zevcesi geride kalacak" didiler.

İbrahim: "Ama Lut oradadır" dedi, elçiler: "Biz orada olanları daha iyi biliriz; onu ve geride kalanlardan olacak karısı dışında ailesini kurtaracağız" dediler.

İbrahim, “Ama orada Lût var” dedi. Onlar, “Orada kimin bulunduğunu biz daha iyi biliriz. Biz, onu ve ailesini elbette kurtaracağız. Ancak karısı başka. O, geri kalıp helâk edilenlerden olacaktır.”

İbrâhim, “Ama orada Lût da yaşıyor!” dedi. “Biz orada kimlerin bulunduğunu çok iyi biliyoruz; onu ve karısı dışındaki bütün ailesini elbette kurtaracağız, karısı geride kalanlar arasında yer alacak” dediler.

(İbrahim) dedi ki: Ama orada Lût var! Şöyle cevap verdiler: Biz orada kimlerin bulunduğunu çok iyi biliyoruz. Onu ve ailesini elbette kurtaracağız. Yalnız karısı müstesna; o, (azapta) kalacaklar arasındadır.

Dedi ki, "Ama orada Lut var." Onlar da, "Orada kimlerin bulunduğunu iyi biliyoruz. Onu ve ailesini kurtaracağız, fakat karısı hariç; o geride kalacaklardandır,"dediler.

(İbrahim) dedi ki: "Ama orada Lut var!" Şöyle cevap verdiler: "Biz orada kimlerin bulunduğunu çok iyi biliyoruz. Onu ve ailesini elbette kurtaracağız. Yalnız karısı müstesna; o geride (azabda) kalacaklar arasındadır. "

«Onda Lût var a» dedi, biz dediler: onda kim var idiğini pek âlâ biliriz, her halde onu ve ehlini kurtaracağız, ancak karısı ötekilerden oldu

(İbrâhîm,) “Orada Lût (ve ona inananlar da) var” dedi. (Elçiler,) “Orada kimin olduğunu biz daha iyi biliriz. Biz, onu ve ailesini elbette kurtaracağız. Ancak karısı müstesna. O, geri de kalıp helâk edilenlerden olacaktır” dediler.

İbrâhim: “Fakat orada Lût var!” dedi. “Biz, orada kimin olduğunu daha iyi biliriz. Geride kalanlarla beraber olacak olan karısı hariç, onu ve ehlini¹ mutlaka kurtaracağız.” dediler.

1- Ona inananları, taraftarlarını.

(İbrâhîm) «Onların içinde, dedi, Luut da var». Dediler ki: «Biz orada kimin bulunduğunu çok iyi bileniz. Onu da, ehlini de muhakkak kurtaracağız. Yalınız geride (azâbda) kalacaklardan olan karısı müstesna».

(İbrâhîm:) “Ama orada Lût var!” dedi. (Onlar:) “Biz orada kimin bulunduğunu daha iyi bilenleriz; onu ve âilesini mutlaka kurtaracağız; ancak karısı hâriç; (o, inkârı sebebiyle) geride kalacak (helâk edilecek) olanlardandır” dediler.

(Bunun üzerine İbrahim,) “Muhakkak ki orada Lût var” dedi. Onlar (melekler), “Orada kimin bulunduğunu biz daha iyi biliriz. Biz, onu ve ailesini elbette kurtaracağız. Ancak hanımı başka. O, (çirkin işlerinde onlardan yana olduğundan) geri kalıp helâk edilenlerden olacaktır.” dediler.

İbrahim “Onların içinde Lut var” dedi. Melekler “Biz orada kimlerin olduğunu biliyoruz. Lut’u ve ona inanan ehlini kesinlikle kurtaracağız, yalnızca karısı helak edilenlerden olacak” dediler.

İbrahim elçilerimize dedi: "Onların arasında Lut da var!" Dediler: "Biz onların arasında kimlerin bulunduğunu çok iyi biliyoruz. Onu da, ondan olanları da, ne olursa olsun, kurtaracağız. Yalnız karısını değil."

İbrahim elçilerimize «— İçlerinde Lût var» dedi. Onlar da dediler ki biz orada kimlerin bulunduğunu herkesten en iyi biliriz. * Onu ve ailesini kurtaracağız, ancak karısı geri kalanlarla beraber helâk olacak.

(İbrahim) “Ama gerçekten orada Lût da var” dedi. Onlar da “Orada kimin olduğunu biz daha iyi biliriz. (Lût’un) geriye kalanlardan olan karısı hariç kendisini ve ailesini elbette kurtaracağız” dediler.

(İbrahim) Dedi ki: “Onun (kavminin) içinde Lut da vardır.” Elçiler, “Onun içinde kimin olduğunu biz daha iyi bilmekteyiz. Kendi karısı dışında, onu da ailesini de muhakkak kurtaracağız. O (karısı) arkada kalacak olanlardandır” dediler.

Bunun üzerine İbrahim, “Ama orada Lut da var!” dedi. Melekler, “Orada kimlerin olduğunu biz çok iyi biliyoruz! Korkma, onu ve ailesini kurtaracağız; sadece karısı kurtulamayacak. Çünkü o, Lut’u izlemek yerine kâfirlerle birlikte kalmayı tercih ederek geride kalanlardan olacak!” dediler.

İbrahim: -“Ama orada Lût var” dedi.
“Orada kimler var, biz çok iyi biliriz. Geride Kalanlar’dan / Geberenler’den olmuş karısı hariç, onu ve ehlini / ailesini elbette kurtarırız” dediler.

İbrahim: " Ama orada Lût da var. " diye tepki verince Melekler: " Biz oradakileri gayet iyi tanıyoruz. Lût ailesini elbette kurtaracağız. Ama karısı pislik içinde kalacak " karşılığını vermişlerdi.

İbrahim, "Ama orada Lut var" dedi. Onlar, "Orada kimin bulunduğunu biz daha iyi biliriz. Biz O’nu ve ailesini elbette kurtaracağız. Ancak karısı başka, karısı inkâr edenlerle birlikte! Onun için inkârcılarla birlikte yok olacaktır!"

(İbrahim) şöyle demişti: “Ama orada Lut var!” (Melekler ise): “Biz orada kimin bulunduğunu çok iyi bilenleriz. Onu ve ailesini elbette kurtaracağız. Sadece hanımı hariç; [*] o, (azapta) kalacaklar arasındadır.” demişlerdi. [*]

Hz. İbrahim iç yüzünü bilmediği bir konuda meleklere karşı “ama orada Lut da var” diyerek helakin geleceği endişesini dile getirmiştir. Ancak melekler... Devamı..

(İbrahim): “Ama orada Lût da var.” deyince (melekler): “Orada kimin olduğunu biz daha iyi biliriz. Biz, arkada kalacaklardan olan karısı¹ dışında, onu ve ailesini kesinlikle kurtaracağız.” dediler.

1 Bu âyetten; kâfir olan aile fertlerinin, o aileden sayılmayacağı anlaşılmaktadır. Hz. Lût’un karısı îman etmeyerek kâfirlerle beraber olmuş ve sonun... Devamı..

[Fakat İbrahim] “Ama Lût da onlar arasında yaşıyor!” diye haykırdı[ğı zaman] şu cevabı verdiler: “Kimin orada olduğunu iyi biliyoruz; o’nu ve karısı dışındaki bütün aile efradını kesinlikle koruyacağız: karısı ise geride bırakılanlar arasında yer alacak.” ²⁷

27 Bkz. 7:83, not 66 ve 11:81, not 113. Bu ve bundan sonraki ayette geçmiş zaman kipinde kullanılan kânet yardımcı fiili, işaret edilen müstakbel olay... Devamı..

İbrahim: – Fakat orada Lut var, dedi. – Biz, orada kimin olduğunu çok iyi biliyoruz. O’nu ve ailesini kurtaracağız, fakat hanımı hariç. O geride kalıp helak olanlar arasında yer alacak, dediler. 15/57...77

(İbrahim): “Peki ama” dedi, “Lût da onların içinde yaşıyor!” (Elçiler:) “Biz” dediler, “onların arasında kimlerin yaşadığını çok iyi biliyoruz; sonuçta onu ve (iman) ailesini[³⁵⁰⁶] mutlaka kurtaracağız; ne ki onun karısı hariç: zaten o kadın, dökülenlerden biri olmalıydı.”[³⁵⁰⁷]

[3506] Ehlin bu anlamına ilişkin bir açıklama için bkz: 27:57, not 60. [3507] Zımnen: Hidayet peygamberlerin elinde olsaydı, onu ilk yakınlarına ve... Devamı..

Bunun üzerine İbrahim: "Ama Lut da oradadır" deyince, Elçiler: "Biz orada kimlerin bulunduğunu çok iyi biliyoruz, onu ve -karısı hariç- ailesini kurtaracağız" diye cevap verdiler.

İbrahim, "Ama orada Lût var" dedi. Onlar, "Orada kimin bulunduğunu biz daha iyi biliriz. Biz, onu ve ailesini elbette kurtaracağız. Ancak karısı başka. O, geberenlerden olacaktır. "

Dedi ki: «Orada muhakkak ki, Lût vardır. Dediler ki: «Biz orada kim olduğunu daha iyi biliriz. Elbette O'nu ve ehlini kurtaracağız, karısı müstesna. O geride kalanlardan oldu.»

İbrâhim: “Ama Lût da orada! ” deyince onlar şöyle cevap verdiler: “Orada bulunanları biz pek iyi biliyoruz. Onu ve yakınlarını kurtaracağız, yalnız eşi geride kalıp helâk edilenler arasında olacak. ”

(İbrahim) dedi: "Ama orada Lut var?" dediler: "Biz orada kimin bulunduğunu daha iyi biliriz. Onu ve ailesini kurtaracağız. Yalnız karısı (azabda) kalacaklardandır."

İbrâhîm: "O karyede Lût vardır" didi. Melekler: "Orada kim oldığını biz senden eyi biliriz, Lût'ı ve helâk olacaklardan bulunan karısından gayrı ehlini kurtaracağız." didiler.

“Orada Lut da var!” dedi, İbrahim. “Orada kimin olduğunu iyi biliyoruz. Onu, ailesi ile birlikte kurtaracağız; diğerleri gibi küller altında kalacak olan sadece karısıdır.” dediler

İbrahim:-Fakat orada Lut var, dedi.-Biz, orada kimin olduğunu daha iyi biliyoruz. Onu ve ailesini kurtaracağız, karısı hariç. O geride kalanlardandır dediler.

İbrahim “Orada Lût da var” dedi. “Orada kimin olduğunu biz çok iyi biliyoruz,” dediler. “Onu ve ailesini kurtaracağız. Ancak karısı müstesna; o geride kalanlardan olacak.”

İbrahim dedi: "Ama orada Lût var." Dediler: "Orada kim olduğunu biz daha iyi biliyoruz. Elbette ki onu ve ailesini kurtaracağız. Karısı hariç. O, geride kalanlardan olacak."

eyitti ibrāhįm “bayıķ anuñ içinde lūŧ var!” eyittiler “biz bilüriregüz anı kim anuñ içindedür. ķurtaravuz daħı 'ayālını illā 'avratını oldı girü ķalıcılardan.”

İbrāhīm eyitdi: Ol şehrde Lūṭ vardur, didi. Feriştehler eyitdiler: Biz bilür‐biz anda olanı, didiler. Ḳurtarur‐biz Lūṭ cemā‘atini daḫı, lākin ‘avratı ḳurtul‐maz, helāk olanlardan olur, didiler.

(İbrahim) dedi: “Orada (onların içində Allahın mö’min bəndəsi) Lut da var!” Onlar: “Biz orada kimin olduğunu (hamıdan) yaxşı bilirik. Biz onu və ailəsini mütləq xilas edəcəyik. Yalnız övrətindən başqa. O (əzab içində) qalanlardan olacaq!” – deyə cavab verdilər.

He said: Lo! Lot is there. They said: We are best aware of who is there. We are to deliver him and his household, all save his wife, who is of those who stay behind.

He said: "But there is Lut there." They said: "Well do we know who is there : we will certainly save him and his following,- except his wife: she is of those who lag behind!"(3454)

3454 She was not loyal to her husband. Tradition says that she belonged to the wicked people, and was not prepared to leave them. She had no faith in ... Devamı..


Designed by ÖFK
En iyi 1024 x 768 pikselde görüntülenir.