2 Mayıs 2024 - 23 Şevval 1445 Perşembe

ANA SAYFA | SURELER  | AYET KARŞILAŞTIRMA |KUR'AN'DA ARA! |FİHRİST | DOWNLOAD | MOBİL
Kullanıcı : Şifre :   Şifremi Unuttum    KAYDOL
Mü’minûn Suresi 76. Ayet

Ayeti Dinle



Meal Ekle/Çıkar

Hepsini Göster/Gizle


Tercihinizin bir sonraki oturumda hatırlanması için giriş yapmalısınız.

Arapça Metin
Türkçe Transcript
Abdulbaki Gölpınarlı Meali
Abdullah-Ahmet Akgül Meali
Abdullah Parlıyan Meali
Ahmet Tekin Meali
Ahmet Varol Meali
Ali Bulaç Meali
Ali Fikri Yavuz Meali
Bahaeddin Sağlam Meali
Bayraktar Bayraklı Meali
Besim Atalay Meali (1965)
Cemal Külünkoğlu Meali
Cemil Said (1924)
Diyanet İşleri Meali (Eski)
Diyanet İşleri Meali (Yeni)
Kur'an Yolu (Diyanet İşleri)
Diyanet Vakfı Meali
Edip Yüksel Meali
Elmalılı Hamdi Yazır Meali
Elmalılı Meali (Orijinal)
Emrah Demiryent Meali
Erhan Aktaş Meali
Hasan Basri Çantay Meali
Hayrat Neşriyat Meali
İlyas Yorulmaz Meali
İsmayıl Hakkı Baltacıoğlu
İsmail Hakkı İzmirli
İsmail Yakıt
Kadri Çelik Meali
Mahmut Kısa Meali
Mahmut Özdemir Meali
Mehmet Çakır Meali
Mehmet Çoban Meali
Mehmet Okuyan Meali
Mehmet Türk Meali
Muhammed Esed Meali
Mustafa Çavdar Meali
Mustafa İslamoğlu Meali
Orhan Kuntman Meali
Osman Fırat Meali
Ömer Nasuhi Bilmen Meali
Suat Yıldırım Meali
Süleyman Ateş Meali
Süleyman Tevfik (1927)
Süleymaniye Vakfı Meali
Şaban Piriş Meali
Ümit Şimşek Meali
Yaşar Nuri Öztürk Meali
Eski Anadolu Türkçesi
Satır Altı Meal (1534)
Bunyadov-Memmedeliyev
M. Pickthall (English)
Yusuf Ali (English)
Tercihinizin hatırlanması için
giriş yapmalısınız.

Meallerdeki sıralama bir tercih sıralaması değil alfabetik sıralamadır. Ziyaretçilerimiz takip etmek istedikleri mealleri sol sütundan seçerek ilerleyebilirler. Tercihlerinin hatırlanması için "Tercihimi Hatırla" tıklanmalıdır.
 
 

Velekad eḣażnâhum bil’ażâbi femâ-stekânû lirabbihim vemâ yetedarra’ûn(e)

Andolsun ki biz onları azaplandırmıştık da gene Rablerine baş eğmemişlerdi ve yalvarmamışlardı.

Andolsun Biz onları (küfür ve kötülükten dönsünler diye kaç kere) azapla yakalayıverdik; fakat yine de Rablerine boyun eğmediler-eğmeyeceklerdir ve yalvarıp yakarıp (yola gelmemişlerdir, gelmeyeceklerdir.)

Gerçek şu ki, biz onları azap ile yakalayıverdik de, buna rağmen yine de Rablerine boyun eğmemiş, yalvarıp yakarmamışlardı.

Andolsun ki, biz onları azâba duçar ettik de, yine Rablerine boyun eğmediler, yalvarıp yakarmadılar.

bk. Kur’ân-ı Kerim, 6/43.

Biz onları azapla yakaladık ancak onlar yine de Rabblerine boyun eğmediler ve (hâlâ O'na) yalvarmıyorlar.

76.Nesai ve Hakim`in Abdullah bin Abbas (r.a.)`tan rivayet ettiğine göre (Kureyş halkı büyük bir kıtlıkla imtihan olundu. Bunun üzerine) Ebu Süfyân, R... Devamı..

Andolsun, onları azabla (da) yakaladık, fakat yine de Rablerine boyun eğmediler ve yakarıp-yalvarmadılar.

Doğrusu biz onları azaba (açlık ve kıtlığa) tuttuk da, yine Rablerine karşı boyun eğmediler. Onlar yalvarmıyorlar, (imana gelmiyorlar).

Andolsun! Biz onları azap ile yakaladık. Fakat onlar, sahipleri olan Allah’a boyun eğmediler ve hala da (O’na) yalvarmıyorlar.

Andolsun ki, biz onları sıkıntıya düşürdük de yine Rablerine boyun eğmediler ve niyazda bulunmadılar.

Biz onlara Bedir gibi bir belâ vermiştik; yine böyle iken, Tanrıya yalvarıp yakarmadılar

Andolsun, biz onları azap ile kıskıvrak yakaladık da yine Rablerine boyun eğmediler ve (bağışlanmak için) yalvarıp yakarmadılar.

Bkz. 6/43

Ânlara bir derece ’azâb itdik [1] Rablerine karşu tazarrû’ ve niyâzda bulunmadılar.

[1] Bedir vak’asında

And olsun ki, Biz onları azabla yakalamıştık, yine de Rablerine boyun eğmemiş ve yakarmamışlardı.

Andolsun, biz onları azap ile kıskıvrak yakaladık da yine Rablerine boyun eğmediler ve O’na yalvarıp yakarmadılar.

Andolsun biz onları ağır sıkıntılara soktuk da yine rablerine boyun eğmediler, hâlâ da O’na yakarmıyorlar.

Andolsun, biz onları sıkıntıya düşürdük de yine Rablerine boyun eğmediler, tazarru ve niyazda da bulunmuyorlar.

Onları cezaya çarptırmamıza rağmen Rab'lerine boyun eğmediler, yalvarmadılar.

Andolsun, biz onları sıkıntıya düşürdük de yine Rablerine boyun eğmediler, tazarru' ve niyazda da bulunmadılar.

Filhakika biz, onları azâba tuttuk da yine rablarına karşı uslanmadılar ve yalvarmıyorlar

Kasem olsun ki, biz onları (evvelce çeşitli) azaplar ile yakalamıştık. Fakat (onlar) yine de (inatlarından) Rablerine boyun eğmediler ve yalvarıp yakarmadılar.

Ant olsun, onları azap ile yakaladık¹. Ancak Rabbleri için uslanmadılar ve tezarruda² bulunmadılar.

1- Daha önce verdiğimiz sıkıntılarla. 2- Allah\ın yüceliği karşısında küçülerek, acziyetini ifade ederek istekte bulunmak.

Andolsun ki biz onları (evvelce de açlık) azâb (ı) ile yakaladık da yine Rablerine baş eğmediler. Onlar yalvarıb yakarmazlar.

And olsun ki, onları (Bedir'de) azâb ile yakaladık da yine Rablerine boyun eğmediler ve (O'na) yalvarmıyorlar(dı).

Onları azapla yakaladık, ancak yinede Rablerine (kul) olmak istemeyip, yalvarıp boyun eğmediler.

Ant olsun ki Biz onları azaba uğrattık da onlar yine de çalaplarına baş eğmediler. Onlar yalvarıp yakarmazlar.

* Biz, onları Bedir bozgunluğu gibi bir azaba giriftar etmiştik de onlar yine Rablerine baş eğmemişler, yalvarıp yakarmamışlardı.

Andolsun/nitekim Biz onları azapla yakalamıştık. Yine de Rablerine boyun eğmediler ve O’na yalvarmadılar bile.

Şüphesiz biz onları (önce hafif bir) azapla yakalayıverdik, fakat yine de Rablerine boyun eğmediler ve yalvarıp yakarmadılar.

Oysa Biz onları, zaman zaman kıtlık, hastalık, savaş gibi azaplarla sarsıp cezalandırmıştık, fakat onlar yine de Rablerine boyun eğmeye yanaşmamış,hattâ azâbın kaldırılması için O’na el açıp yalvarmaya bile tenezzül etmemişlerdi.

And olsun, onları Azap ile yakaladık; rabb’lerine boyun eğmediler.
Yalvarıp yakarmıyorlar.

Biz zaman zaman insanlara acılar tattırdık, ama yine de Rablerine boyun eğmediler, yalvarıp yakarmadılar.

Andolsun! Onları azapla kıskıvrak yakaladık! Buna rağmen Rabbine boyun eğip yasalarına uymadılar. Yalvarıp yakaracakları zaman Rabbine yalvarıp yakarmadılar. Yakalandıkları azabı akıllarınca başka şeylere yorumladılar. Hâlbuki başlarına gelen felaketler onlar için uyarıydı.

Yemin olsun ki biz onları azapla yakalamıştık da Rablerine yine boyun eğmemişler, yalvarıp yakarmamışlardı.

Yemin olsun, (hatta) onlara azap bile etseydik, yine de Rablerine boyun eğmez ve yalvarmazlardı.

Ve gerçek şu ki, Biz onları azapla da sınadık, ⁴⁶ ama onlar yine de Rablerine boyun eğmediler; (bundan sonra da bağışlanma için) yalvarıp yakaracak değiller;

46 Lafzen, “onları azapla yakaladık”.

Nitekim biz onları daha öncede cezalandırmıştık ama onlar Rabblerine boyun eğmemiş ve yalvarıp yakarmamışlardı. 6/42- 43, 7/94- 95

Doğrusu Biz onları azab ile kuşatmıştık da, yine de Rablerine boyun eğmemişlerdi. Nitekim bundan böyle de acziyetlerini itiraf edecek değiller.

Andolsun ki Biz onlara, -daha önce; (açlık kıtlık gibi) bir belayı musallat ettik. Fakat yine de Rablerine sığınmadılar, yalvarıp yakarmadılar.

Ve biz onları azâb ile yakaladık, ama yine Rabblerine boyun eğmediler, O’na yalvarmadılar.

Andolsun ki, Biz onları azap ile yakaladık, onlar yine Rableri için tevazuda bulunmadılar ve yalvarışta bulunmadılar.

Biz onları çeşitli azaplara da uğrattık. Buna rağmen yine de Rab'lerine boyun eğip O'na yalvarıp yakarmadılar. [6, 43]

Andolsun biz onları azab ile yakaladık, ama yine Rabblerine boyun eğmediler, O'na yalvarmıyorlar.

Biz onları (Bedir güni) 'azâb ile ahz iyledik. Onlar rablerine ilticâ ile tazarru' ve niyâzda olmadılar.

Hepsini çeşit çeşit azaba uğrattık ama Rablerine karşı yumuşamadılar, yalvarıp yakarmadılar da.

Gerçekten biz onları azaba tuttuk da yine Rab'lerine karşı uslanmadılar. Yalvarıp yakarmazlar da.

Nitekim Bizim onları azapla yakaladığımız da oldu; fakat onlar Rablerine boyun eğmediler. Yine de yalvarıp yakarmazlar.

Yemin olsun, biz onları azapla yakaladık. Ama yine de Rablerine boyun eğmediler. Sığınıp yakarmıyorlar.

daħı bayıķ duttuķ anları 'aźāb-ıla ya'nį açlıġ-ıla miskinlik getürmediler çalabılarına daħı zārılıķ eylemezler.

Taḥḳīḳ anları alduḳ ‘aẕāb‐ıla. Pes miskinlik eylemediler Tañrı Ta‘ālāya,zārılıḳ daḫı ḳılmadılar.

Biz həqiqətən, onları əzabla yaxaladıq, lakin onlar yenə öz Rəbbinə itaət etmədilər, (Ona) yalvarıb-yaxarmadılar (iman gətirmədilər ki, gətirmədilər).

Already have We grasped them with punishment, but they humble not themselves unto their Lord, nor do they pray,

We inflicted Punishment(2922) on them, but they humbled not themselves to their Lord, nor do they submissively entreat (Him)!-

2922 Some Commentators understand the battle of Badr to be meant here: if so, this particular verse would be of the Madinah period. But it is better t... Devamı..


Designed by ÖFK
En iyi 1024 x 768 pikselde görüntülenir.