Velekad eḣażnâhum bil’ażâbi femâ-stekânû lirabbihim vemâ yetedarra’ûn(e)
Andolsun ki biz onları azaplandırmıştık da gene Rablerine baş eğmemişlerdi ve yalvarmamışlardı.
Andolsun Biz onları (küfür ve kötülükten dönsünler diye kaç kere) azapla yakalayıverdik; fakat yine de Rablerine boyun eğmediler-eğmeyeceklerdir ve yalvarıp yakarıp (yola gelmemişlerdir, gelmeyeceklerdir.)
Gerçek şu ki, biz onları azap ile yakalayıverdik de, buna rağmen yine de Rablerine boyun eğmemiş, yalvarıp yakarmamışlardı.
Biz onları azapla yakaladık ancak onlar yine de Rabblerine boyun eğmediler ve (hâlâ O'na) yalvarmıyorlar.
Andolsun, onları azabla (da) yakaladık, fakat yine de Rablerine boyun eğmediler ve yakarıp-yalvarmadılar.
Doğrusu biz onları azaba (açlık ve kıtlığa) tuttuk da, yine Rablerine karşı boyun eğmediler. Onlar yalvarmıyorlar, (imana gelmiyorlar).
Andolsun! Biz onları azap ile yakaladık. Fakat onlar, sahipleri olan Allah’a boyun eğmediler ve hala da (O’na) yalvarmıyorlar.
Andolsun ki, biz onları sıkıntıya düşürdük de yine Rablerine boyun eğmediler ve niyazda bulunmadılar.
Biz onlara Bedir gibi bir belâ vermiştik; yine böyle iken, Tanrıya yalvarıp yakarmadılar
And olsun ki, Biz onları azabla yakalamıştık, yine de Rablerine boyun eğmemiş ve yakarmamışlardı.
Andolsun, biz onları azap ile kıskıvrak yakaladık da yine Rablerine boyun eğmediler ve O’na yalvarıp yakarmadılar.
Andolsun biz onları ağır sıkıntılara soktuk da yine rablerine boyun eğmediler, hâlâ da O’na yakarmıyorlar.
Andolsun, biz onları sıkıntıya düşürdük de yine Rablerine boyun eğmediler, tazarru ve niyazda da bulunmuyorlar.
Onları cezaya çarptırmamıza rağmen Rab'lerine boyun eğmediler, yalvarmadılar.
Andolsun, biz onları sıkıntıya düşürdük de yine Rablerine boyun eğmediler, tazarru' ve niyazda da bulunmadılar.
Filhakika biz, onları azâba tuttuk da yine rablarına karşı uslanmadılar ve yalvarmıyorlar
Kasem olsun ki, biz onları (evvelce çeşitli) azaplar ile yakalamıştık. Fakat (onlar) yine de (inatlarından) Rablerine boyun eğmediler ve yalvarıp yakarmadılar.
Andolsun ki biz onları (evvelce de açlık) azâb (ı) ile yakaladık da yine Rablerine baş eğmediler. Onlar yalvarıb yakarmazlar.
And olsun ki, onları (Bedir'de) azâb ile yakaladık da yine Rablerine boyun eğmediler ve (O'na) yalvarmıyorlar(dı).
Onları azapla yakaladık, ancak yinede Rablerine (kul) olmak istemeyip, yalvarıp boyun eğmediler.
Ant olsun ki Biz onları azaba uğrattık da onlar yine de çalaplarına baş eğmediler. Onlar yalvarıp yakarmazlar.
* Biz, onları Bedir bozgunluğu gibi bir azaba giriftar etmiştik de onlar yine Rablerine baş eğmemişler, yalvarıp yakarmamışlardı.
Andolsun/nitekim Biz onları azapla yakalamıştık. Yine de Rablerine boyun eğmediler ve O’na yalvarmadılar bile.
Şüphesiz biz onları (önce hafif bir) azapla yakalayıverdik, fakat yine de Rablerine boyun eğmediler ve yalvarıp yakarmadılar.
Oysa Biz onları, zaman zaman kıtlık, hastalık, savaş gibi azaplarla sarsıp cezalandırmıştık, fakat onlar yine de Rablerine boyun eğmeye yanaşmamış,hattâ azâbın kaldırılması için O’na el açıp yalvarmaya bile tenezzül etmemişlerdi.
And olsun, onları Azap ile yakaladık; rabb’lerine boyun eğmediler.
Yalvarıp yakarmıyorlar.
Biz zaman zaman insanlara acılar tattırdık, ama yine de Rablerine boyun eğmediler, yalvarıp yakarmadılar.
Andolsun! Onları azapla kıskıvrak yakaladık! Buna rağmen Rabbine boyun eğip yasalarına uymadılar. Yalvarıp yakaracakları zaman Rabbine yalvarıp yakarmadılar. Yakalandıkları azabı akıllarınca başka şeylere yorumladılar. Hâlbuki başlarına gelen felaketler onlar için uyarıydı.
Yemin olsun ki biz onları azapla yakalamıştık da Rablerine yine boyun eğmemişler, yalvarıp yakarmamışlardı.
Yemin olsun, (hatta) onlara azap bile etseydik, yine de Rablerine boyun eğmez ve yalvarmazlardı.
Nitekim biz onları daha öncede cezalandırmıştık ama onlar Rabblerine boyun eğmemiş ve yalvarıp yakarmamışlardı. 6/42- 43, 7/94- 95
Doğrusu Biz onları azab ile kuşatmıştık da, yine de Rablerine boyun eğmemişlerdi. Nitekim bundan böyle de acziyetlerini itiraf edecek değiller.
Andolsun ki Biz onlara, -daha önce; (açlık kıtlık gibi) bir belayı musallat ettik. Fakat yine de Rablerine sığınmadılar, yalvarıp yakarmadılar.
Ve biz onları azâb ile yakaladık, ama yine Rabblerine boyun eğmediler, O’na yalvarmadılar.
Andolsun ki, Biz onları azap ile yakaladık, onlar yine Rableri için tevazuda bulunmadılar ve yalvarışta bulunmadılar.
Biz onları çeşitli azaplara da uğrattık. Buna rağmen yine de Rab'lerine boyun eğip O'na yalvarıp yakarmadılar. [6, 43]
Andolsun biz onları azab ile yakaladık, ama yine Rabblerine boyun eğmediler, O'na yalvarmıyorlar.
Biz onları (Bedir güni) 'azâb ile ahz iyledik. Onlar rablerine ilticâ ile tazarru' ve niyâzda olmadılar.
Hepsini çeşit çeşit azaba uğrattık ama Rablerine karşı yumuşamadılar, yalvarıp yakarmadılar da.
Gerçekten biz onları azaba tuttuk da yine Rab'lerine karşı uslanmadılar. Yalvarıp yakarmazlar da.
Nitekim Bizim onları azapla yakaladığımız da oldu; fakat onlar Rablerine boyun eğmediler. Yine de yalvarıp yakarmazlar.
Yemin olsun, biz onları azapla yakaladık. Ama yine de Rablerine boyun eğmediler. Sığınıp yakarmıyorlar.
daħı bayıķ duttuķ anları 'aźāb-ıla ya'nį açlıġ-ıla miskinlik getürmediler çalabılarına daħı zārılıķ eylemezler.
Taḥḳīḳ anları alduḳ ‘aẕāb‐ıla. Pes miskinlik eylemediler Tañrı Ta‘ālāya,zārılıḳ daḫı ḳılmadılar.
Biz həqiqətən, onları əzabla yaxaladıq, lakin onlar yenə öz Rəbbinə itaət etmədilər, (Ona) yalvarıb-yaxarmadılar (iman gətirmədilər ki, gətirmədilər).
Already have We grasped them with punishment, but they humble not themselves unto their Lord, nor do they pray,
We inflicted Punishment(2922) on them, but they humbled not themselves to their Lord, nor do they submissively entreat (Him)!-
Designed by ÖFK En iyi 1024 x 768 pikselde görüntülenir. |