19 Nisan 2024 - 10 Şevval 1445 Cuma

ANA SAYFA | SURELER  | AYET KARŞILAŞTIRMA |KUR'AN'DA ARA! |FİHRİST | DOWNLOAD | MOBİL
Kullanıcı : Şifre :   Şifremi Unuttum    KAYDOL
Mü’minûn Suresi 75. Ayet

Ayeti Dinle



Meal Ekle/Çıkar

Hepsini Göster/Gizle


Tercihinizin bir sonraki oturumda hatırlanması için giriş yapmalısınız.

Arapça Metin
Türkçe Transcript
Abdulbaki Gölpınarlı Meali
Abdullah-Ahmet Akgül Meali
Abdullah Parlıyan Meali
Ahmet Tekin Meali
Ahmet Varol Meali
Ali Bulaç Meali
Ali Fikri Yavuz Meali
Bahaeddin Sağlam Meali
Bayraktar Bayraklı Meali
Besim Atalay Meali (1965)
Cemal Külünkoğlu Meali
Cemil Said (1924)
Diyanet İşleri Meali (Eski)
Diyanet İşleri Meali (Yeni)
Kur'an Yolu (Diyanet İşleri)
Diyanet Vakfı Meali
Edip Yüksel Meali
Elmalılı Hamdi Yazır Meali
Elmalılı Meali (Orijinal)
Emrah Demiryent Meali
Erhan Aktaş Meali
Hasan Basri Çantay Meali
Hayrat Neşriyat Meali
İlyas Yorulmaz Meali
İsmayıl Hakkı Baltacıoğlu
İsmail Hakkı İzmirli
İsmail Yakıt
Kadri Çelik Meali
Mahmut Kısa Meali
Mahmut Özdemir Meali
Mehmet Çakır Meali
Mehmet Çoban Meali
Mehmet Okuyan Meali
Mehmet Türk Meali
Muhammed Esed Meali
Mustafa Çavdar Meali
Mustafa İslamoğlu Meali
Orhan Kuntman Meali
Osman Fırat Meali
Ömer Nasuhi Bilmen Meali
Suat Yıldırım Meali
Süleyman Ateş Meali
Süleyman Tevfik (1927)
Süleymaniye Vakfı Meali
Şaban Piriş Meali
Ümit Şimşek Meali
Yaşar Nuri Öztürk Meali
Eski Anadolu Türkçesi
Satır Altı Meal (1534)
Bunyadov-Memmedeliyev
M. Pickthall (English)
Yusuf Ali (English)
Tercihinizin hatırlanması için
giriş yapmalısınız.

Meallerdeki sıralama bir tercih sıralaması değil alfabetik sıralamadır. Ziyaretçilerimiz takip etmek istedikleri mealleri sol sütundan seçerek ilerleyebilirler. Tercihlerinin hatırlanması için "Tercihimi Hatırla" tıklanmalıdır.
 
 

Velev rahimnâhum vekeşefnâ mâ bihim min durrin leleccû fî tuġyânihim ya’mehûn(e)

Onlara acırsan ve uğradıkları zararı giderirsen gene azgınlıklarında şaşkıncasına ısrar edip giderler.

Şayet Biz, onlara merhamet eder ve onlara dokunan zararı(n sebeplerini kaldırıp) gidersek (bile, yine dönüp eski)  taşkınlıkları içinde şaşkınca dolaşmalarını sürdüreceklerdir.

Eğer biz onlara merhamet edip de, üzerlerine çöken sıkıntıyı kaldırıversek, yine de azgınlıklarında inat edip, bocalayıp dururlar.

Eğer onlara acıyıp da, içinde bulundukları sıkıntıyı gidersek, onları ekonomik darboğazdan kurtarsaydık kesinlikle azgınlıklarında bocalayarak direnirlerdi.

bk. Kur’ân-ı Kerim, 6/28-29; 8/23.

Eğer biz onlara acır ve üzerlerindeki sıkıntıyı giderirsek muhakkak yine azgınlıkları içinde bocalamaya devam ederler.

Eğer onlara merhamet eder ve onlara dokunan zararı giderirsek (de), taşkınlıkları içinde şaşkınca dolaşmalarını sürdürecekler.

Eğer biz, onlara (Mekke halkına) merhamet edip sıkıntılarını (uğradıkları kıtlığı) açıversek, mutlaka körükörüne giderek, yine azgınlıklarında inad edip dururlardı.

Eğer biz, onlara acıyıp da onlardaki zararı giderseydik, azgınlıkları içinde bocalamaya devam edeceklerdi.

Biz onlara acısak ve içinde bulundukları sıkıntıyı gidersek, yine de iyice körleşerek azgınlıklarında direnirlerdi.

Biz onlara acıyıp da, darlıkların kaldırırsak şaşkın şaşkın azgınlıkta yüzerler

Eğer onlara acıyarak başlarına gelen herhangi bir beladan kendilerini kurtarsak, saplandıkları inkâr bataklığında azgınlıklarına büsbütün devam edeceklerdi.

Bkz. 6/28-29, 8/23

Ânlara merhamet idüb de başlarına gelen fenâlığı def’ ide idik ânlar yine köri körine tuğyânlarına devâm iderler idi.

Biz onlara acısak ve başlarındaki sıkıntıyı gidersek bile, azgınlıkları içinde bocalayıp kalırlar.

Biz onlara merhamet edip başlarına gelen zararı giderseydik, yine de azgınlıkları içinde bocalayıp kalırlardı.

Onlara merhamet edip de içine düştükleri sıkıntıyı gidersek yine de büyüklük taslayarak körü körüne taşkınlıklarını sürdürürler.

Eğer onlara acıyıp da içinde bulundukları sıkıntıyı giderseydik, iyice körleşerek azgınlıklarında direnirlerdi.

Kendilerine acıyıp başlarına gelen perişanlıklarını giderseydik bile, azgınlıklarına dalıp bocalayacaklardı.

Eğer onlara acıyıp da için de bulundukları sıkıntıyı giderseydik, iyice körleşerek azgınlıklarında büsbütün direnirlerdi.

Eğer biz onlara acıyıb da baskılarını açıversek mutlaka tuğyanlarında ınad eder hiç bir şey görmezler

Eğer biz, onlara (Mekke halkına), merhamet edip sıkıntılarını (uğradıkları kıtlığı) giderseydik, muhakkak onlar yine azgınlıkları içinde bocalamaya devam ederlerdi.

Onlara, rahmet edip sıkıntılarını gidersek, yine de azgınlıklarına devam ederler.

Eğer biz onlara acıyıb da kendilerindeki zararı giderecek olursak yine serseriyâne azgınlıklarında muhakkak devam ve inâd edeceklerdir.

Hem (biz) onlara merhamet edip kendilerindeki sıkıntıyı giderseydik, yine de gerçekten azgınlıkları içinde bocalayıp duracaklardı.

Biz onlara merhamet etseydik ve onlara isabet eden zararları kaldırsaydık, isyanları içerisinde ısrar edip bocalayıp dururlardı.

Eğer biz acıyıp da onların sıkıntılarını giderecek olsak bile onlar yine de taşkınlıkları içinde körükörüne bocalayıp duracaklardır.

Onlara merhamet edip onlardaki kıtlık gibi sıkıntıyı kaldırsak onlar şaşkın bir halde azgınlıklarında inat eder dururlardı.

Şayet Biz onlara merhamet edip, başlarındaki sıkıntıyı kaldırsaydık bile onlar azgınlıkları içinde bocalamada yine de inat eder dururlardı.¹⁰

10 Kaynaklara göre bu ayet, bazı müşriklerin Hz. Peygamber’e gelerek, başlarına gelen kıtlık ve kuraklıktan kurtulmaları için dua etmesini istemeleri ... Devamı..

Eğer onlara merhamet eder ve onlara dokunan zararı gideriverirsek, yine de tuğyanları içinde şaşkınca dolaşmalarını sürdürürler.

Ne zaman onlara acıyıp başlarındaki sıkıntıyı kaldıracak olsak, derhal önceki azgınlıklarına dalıp giderler.

Onlara merhamet etseydik ve onları sıkıntıdan kurtarsaydık, azgınlıkları içinde bocalamaya devam ederlerdi.

Eğer biz, onlara acıyıp da içinde bulundukları kötü durumu kendilerine gösterseydik, yine de körü körüne azgınlıklarına devam ederlerdi.

İnkâr edenlere merhamet edip başlarına gelen zararı giderseydik; yine de azgınlıkları içinde bocalamaya devam ederlerdi.

Onlara merhamet edip içinde bulundukları sıkıntıyı giderseydik, elbette azgınlıkları içerisinde bocalayarak direnirlerdi.

Eğer Biz, o (kâfirlere) merhamet edip, (dünyada) içerisinde bulundukları sıkıntılarını giderseydik onlar (yine) azgınlıklarında kalmaya (ısrarla) devam ederlerdi.

Onlara merhamet edip [bu dünyada] başlarına gelebilecek ⁴⁵ darlık ve sıkıntıyı giderecek olsak, onlar yine de, o kurumlu azgınlıkları içinde körcesine bocalayıp dururlar.

45 Zımnen, “her insanın başına gelmesi kaçınılmazdır”: insan hayatının darlık ve sıkıntıdan âzâde olamayacağını işaret eden dolaylı bir ifade.... Devamı..

Eğer onlara merhamet edip, başlarına gelen sıkıntıyı kaldırmış olsaydık onlar yine de körleşerek azgınlık bataklığında debelenmeye devam ederlerdi. 8/23, 41/49...51, 43/46...56

Ve eğer onlara acıyarak başlarına gelen herhangi bir beladan kendilerini kurtarsak, şaşkın şaşkın saplandıkları inkâr bataklığında debelenmekte ısrar ederler.

Eğer biz onlara merhamet edip de başlarına çöken sıkıntıyı (açlık ve kıtlığı) giderecek olsak, (şükretmezler de) azgınlıklarına devam ederler. (Onlar azap uyarıları ile de yola gelmezler; nitekim)

Biz onlara merhamet edip başlarına gelen zararı giderseydik, yine de azgınlıkları içinde bocalayıp kalırlardı.

Ve eğer onlara merhamet etsen ve kendilerindeki zararı açıversen, elbetteki yine azgınlıklarında devam edip tereddütte bulunacaklardır.

Eğer Biz onlara merhamet edip, uğradıkları belayı giderseydik, yine onlar azgınlıklarında devam edip giderlerdi. [8, 23; 6, 28-29]

Biz onlara acıyıp da başlarındaki sıkıntıyı açsaydık, yine azgınlıklarında bocalamağa devam ederlerdi.

Eğer onlara merhamet iderek belâlarını def' ve izâle ider isen tuğyânlarında körikörüne 'inad iderler.

Sıkıntılarını gidermek suretiyle onlara bir ikramda bulunsaydık yine de azgınlıkları içinde inatla bocalayacaklardı.

Eğer onlara acıyıp, başlarındaki sıkıntıyı gidermiş olsaydık bile yine onlar azgınlıklarında inat ederdi.

Biz onlara acıyıp da başlarına gelen sıkıntıyı kaldıracak olsak, onlar yine içinde bocaladıkları azgınlıklarında inat ederler.

Eğer biz onlara acıyıp da üstlerindeki sıkıntıyı kaldırsaydık, azgınlıkları içinde sersem sersem bocalamaya devam edeceklerdi.

daħı eger raḥmet eyleseyidük anlara daħı giderseyidük anı kim anlardadur ziyān ya'nį mekke ķızlıġı becid olalardı ḥaddan geçürmeklıķlerinde ya'nį kāfirliķlerinde müteḥayyir olurlardı.

Ve eger anlara raḥmet eylese‐y‐dük ve özleri üstinde olan ziyānları giderse‐y‐dük, becid olurlardı azġunluḳları içinde ḥayrān olup.

Əgər Biz onlara rəhm edib düşdükləri müsibətdən qurtarsaq, onlar şaşqın vəziyyətdə yenə də azğınlıqlarında davam edərlər. (Məkkəyə yeddi il ərzində aclıq, qıtlıq üz vermişdi. Məkkə müşrikləri Peyğəmbərin yanına gedib bu bəladan qurtarmaları üçün Allaha dua etməyi xahiş etmişdilər. Peyğəmbərin duasından sonra Məkkədə bolluq olmuş, camaatın güzəranı tamamilə yaxşılaşmışdı. Bunun müqabilində Peyğəmbərə iman gətirmək əvəzinə, müşriklər ona verdikləri əzab-əziyyəti daha da gücləndirmişdilər).

Though We had mercy on them and relieved them of the harm afflicting them, they still would wander blindly on in their contumacy.

If We had mercy on them and removed the distress(2921) which is on them, they would obstinately persist in their transgression, wandering in distraction to and fro.

2921 The reference is to a very severe famine felt in Makkah, which was attributed by the Unbelievers to the presence of the Prophet among them and hi... Devamı..


Designed by ÖFK
En iyi 1024 x 768 pikselde görüntülenir.