24 Eylül 2025 - 1 Rebiü'l-Ahir 1447 Çarşamba

ANA SAYFA | SURELER  | AYET KARŞILAŞTIRMA |KUR'AN'DA ARA! |FİHRİST | DOWNLOAD | MOBİL
Kullanıcı : Şifre :   Şifremi Unuttum    KAYDOL
Mü’minûn Suresi 27. Ayet

Ayeti Dinle



Meal Ekle/Çıkar

Hepsini Göster/Gizle


Tercihinizin bir sonraki oturumda hatırlanması için giriş yapmalısınız.

Arapça Metin
Türkçe Transcript
Abdulbaki Gölpınarlı Meali
Abdullah-Ahmet Akgül Meali
Abdullah Parlıyan Meali
Ahmet Tekin Meali
Ahmet Varol Meali
Ali Bulaç Meali
Ali Fikri Yavuz Meali
Bahaeddin Sağlam Meali
Bayraktar Bayraklı Meali
Besim Atalay Meali (1965)
Cemal Külünkoğlu Meali
Cemil Said (1924)
Diyanet İşleri Meali (Eski)
Diyanet İşleri Meali (Yeni)
Kur'an Yolu (Diyanet İşleri)
Diyanet Vakfı Meali
Edip Yüksel Meali
Elmalılı Hamdi Yazır Meali
Elmalılı Meali (Orijinal)
Emrah Demiryent Meali
Erhan Aktaş Meali
Hasan Basri Çantay Meali
Haydar Öztürk-Serkan Yılmaz Meali
Hayrat Neşriyat Meali
İhsan Aktaş Meali
İlyas Yorulmaz Meali
İsmayıl Hakkı Baltacıoğlu
İsmail Hakkı İzmirli
İsmail Yakıt
Kadri Çelik Meali
Mahmut Kısa Meali
Mahmut Özdemir Meali
Mehmet Çakır Meali
Mehmet Çoban Meali
Mehmet Okuyan Meali
Mehmet Türk Meali
Muhammed Esed Meali
Mustafa Çavdar Meali
Mustafa İslamoğlu Meali
Orhan Kuntman Meali
Ömer Nasuhi Bilmen Meali
Suat Yıldırım Meali
Süleyman Ateş Meali
Süleyman Tevfik (1927)
Süleymaniye Vakfı Meali
Şaban Piriş Meali
Ümit Şimşek Meali
Yaşar Nuri Öztürk Meali
Sardorxon Jahongir
Eski Anadolu Türkçesi
Satıraltı Meal (1534)
Bunyadov-Memmedeliyev
M. Pickthall (English)
Yusuf Ali (English)
Tercihinizin hatırlanması için
giriş yapmalısınız.

Meallerdeki sıralama bir tercih sıralaması değil alfabetik sıralamadır. Ziyaretçilerimiz takip etmek istedikleri mealleri sol sütundan seçerek ilerleyebilirler. Tercihlerinin hatırlanması için "Tercihimi Hatırla" tıklanmalıdır.
 
 

Feevhaynâ ileyhi eni-sne’i-lfulke bi-a’yuninâ vevahyinâ fe-iżâ câe emrunâ vefâra-ttennûru(ﻻ) fesluk fîhâ min kullin zevceyni-śneyni veehleke illâ men sebeka ‘aleyhi-lkavlu minhum(s) velâ tuḣâtibnî fî-lleżîne zalemû(s) innehum muġrakûn(e)

Derken ona, nezaretimiz altında ve vahyimize uyarak bir gemi yap diye vahyettik; derken emrimiz gelip tandırın altından su kaynamaya başlayınca her mahluktan birer çifti ve helaki takdir edilenden başka ailenden olanları gemiye yükle ve zulmedenler hakkında bana söz söyleme, şüphe yok ki onlar garkolacaklar dedik.

Böylelikle Biz ona: “Gözetimimiz altında ve vahyimiz uyarınca (sağlam ve sanatlı) bir gemi yapıver” (dedik). Nitekim Bizim emrimiz gelip de tandır kızışınca (yağan ve kaynayan sular her tarafı kaplayınca), “onun içine her (cins evcil hayvanlardan) ikişer çift ile; onlardan (kavminin azgınlarından) aleyhlerine söz geçmiş (ve azap hükmü kesinleşmiş) olanlar dışında kalan aileni de alıp yerleştir; zulmedenler konusunda ise Bana muhatap olma (ricada bulunma), çünkü onlar kesinlikle boğulacaklardır” diye vahyettik.

Bunun üzerine biz de O'na: “Bizim gözetimimiz altında ve sana vahyettiğimiz yöntemlerle, seni ve seninle beraber olanları kurtaracak olan gemiyi yap” diye bildirdik. Nihayet emrimiz gelip de, tandır kızışınca veya şafağın attığını görünce her cinsten ikişer çiftle birlikte haklarında ceza hükmü verilenler dışında, aileni de bu gemiye bindir. Yaratılış gayesi dışına çıkan o kimseler hakkında, bana birşey söyleme. Çünkü onlar, mutlaka boğulacaklardır diye vahyettik.

Biz ona:
“Gözlerimizin önünde, gözetimimiz altında, vahyimiz uyarınca gemileri inşa et” diye vahyettik. Nihayet, gemilerin yapımı bitirilip, planımızın icra vakti geldiğinde, bütün kaynaklardan fışkıran sularla, yeryüzünde sular yükselirken, tan yeri ağardığı sırada; buhar kazanları çalıştırılıp istim yükselmeye başlayınca, biz Nûh'a:
“Her türden erkekli dişili birer çifti, içlerinden, daha önce, aleyhinde hüküm verilmiş olanların dışındaki aileni, ümmetini gemilere al. Baskı zulüm ve işkence ile temel hak ve hürriyetleri, Allah yolunu, Allah yolundaki faaliyetleri engelleyenler, hakkı tanımayanlar konusunda bana başvurma. Onlar kesinlikle boğulacaklar.” diye vahyettik.

Biz de ona şöyle vahyettik: "Gözetimimiz altında ve vahyimizle gemi yap. Bizim emrimiz gelip de tandır kaynayınca her türden ikişer tane ve aleyhlerine söz geçmiş olanların dışındaki aile fertlerini onun içine koy. Zulmedenler hakkında bana seslenme. Çünkü onlar boğulacaklardır.

Böylelikle biz ona: 'Gözetimimiz altında ve vahyimizle gemi yap. Nitekim emrimiz gelip de tandır kızışınca, onun içine her (tür hayvandan) ikişer çift ile, içlerinden aleyhlerine söz geçmiş (azab gerekmiş) onlar dışında olan aileni de alıp koy; zulmedenler konusunda bana muhatap olma, çünkü onlar boğulacaklardır' diye vahyettik.

Biz de ona şöyle vahy ettik: “- Bizim nezaretimiz altında ve emrimizle gemiyi yap. Sonra azab emrimiz gelibde tandırdan su kaynayıp fışkırınca (veya kazan kaynayınca), hemen ona, her canlıdan birer çift erkek ve dişi, bir de üzerine azab vacib olandan başka, aile halkını koy. Zulüm yapanlar hakkında da bana duada bulunma; çünkü onlar boğulmuş olacaklardır.”

Biz de ona: “Kontrolümüzde ve bilgimizle gemiyi yap. Emrimiz gelip, tandır kaynadığında, elinin altındaki her çiftten ikişer tane ve aleyhlerinde azap sözü gerçekleşenler hariç, aileni de o gemiye koy. Zalim olanlar hakkında Beni muhatap etme (Benden bir şey isteme.) Çünkü onlar boğulacaklardır” dedik.

Biz de ona şöyle vahyettik: “Bizim kontrolümüz ve tâlimatımızla gemiyi yap. Emrimiz gelip de sular kaynayınca, her cinsten birer çifti ve aleyhinde hüküm verilmiş olanlar dışında aileni de gemiye bindir. Zâlimler hakkında benden bir şey isteme! Şüphesiz onlar boğulacaklardır.”

Biz ona vahiy ettik ki, gözümüzün önünde vahiy olunduğu üzre, sen bir gemi yapasın, buyrumumuz gelip de fırın kaynadığında, her bir çiftten ikisini; hakkında söz geçen kimseden başka, aileni de birlikte alıp çıkasın; zalimlerçin bana bir şey söyleme, onlar boğulacaklar

Biz ona vahiy yoluyla bildirdik ki: “Bizim gözetimimiz altında ve bildirdiğimiz şekilde gemiyi yap. Emrimiz gelip tandır kaynadığı (yeryüzünde suların coşup fışkırdığı) zaman her cinsten birer çift ile haklarında azap hükmü takdir edilmiş olanlar dışında kalan aile halkını yanına al! Zalimler(in kurtulması) için sakın bana başvurma! Çünkü onlar boğulmayı hak etmişlerdir.” 

Bkz. 11/40, 54/11Bu ayet, sadece dua ile sorunların çözülemeyeceğinin en büyük delilidir. Allah, Hz. Nuh’a yapılmış bir gemi göndermiyor, gemi yapması... Devamı..

O vakit biz Nûh’a vahy iyledik "Bizim vahy iylediğimiz vechile gözümüzün önünde bir gemi inşâ it ve emrimiz geldiği ve tennûr (kazgân)da su kaynayub taşdığı vakit bu gemiye bin ’âileni ve her mahlûkâtdan bir çift al yalnız sana haklarında evvelce emir virdiğimizi bırak ândan sonra bana zâlimlerden bahs itme, ânların kâffesi gark olacakdır."

Bunun üzerine ona şöyle vahyettik: "Nezaretimiz altında, sana bildirdiğimiz gibi gemiyi yap; buyruğumuz gelip tandırdan sular kaynayınca her cinsten birer çifti ve aleyhine hüküm verilmiş olanın dışında kalan çoluk çocuğunu alıp gemiye bindir. Haksızlık yapanlar için Bana baş vurma, çünkü onlar suda boğulacaklardır."

Bunun üzerine Nûh’a, “Bizim gözetimimiz altında ve vahyimize göre o gemiyi yap” diye vahyettik. “Bizim emrimiz gelip de tandır kaynamaya başlayınca, (sular coşup taştığında Nûh’a) dedik ki: “Her cins canlıdan (erkekli dişili) birer çift, bir de kendileri aleyhinde daha önce hüküm verilmiş olanlardan başka aileni gemiye al ve zulmeden kimseler hakkında bana hiç yalvarma! Şüphesiz onlar suda boğulacaklardır.”[384]

Aynı olayla ilgili olarak bakınız: Hûd sûresi, âyet, 40.

Bunun üzerine ona şöyle vahyettik: “Bizim gözetimimiz altında ve bildirdiğimiz şekilde gemiyi yap. Buyruğumuz geldiğinde sular coşup yükselmeye başlayınca her cinsten birer çift hayvan ile kendileri aleyhinde hüküm kesinleşmiş olanların dışındaki aileni gemiye al; ama o haksızlığa sapmış olanlar konusunda sakın bana bir şey söyleme! Onlar kesinlikle boğulacaklar!

Bunun üzerine ona şöyle vahyettik: Gözlerimizin önünde (muhafazamız altında) ve bildirdiğimiz şekilde gemiyi yap. Bizim emrimiz gelip de sular coşup yükselmeye başlayınca her cinsten birer çift ile, daha önce kendisi aleyhinde hüküm verilmiş olanların dışındaki aileni gemiye al. Zulmetmiş olanlar konusunda bana hiç yalvarma! Zira onlar kesinlikle boğulacaklardır.

Bunun üzerine kendisine şöyle vahyettik: "Gözümüzün önünde ve vahyimize uygun olarak gemiyi yap. Emrimiz gelince, kaynaklar kaynayıp taşınca her çeşit (evcil hayvanı) ve aleyhlerine hüküm verilmiş olanların dışındaki aileni al. Zalimler adına benimle konuşma; onlar boğulacaklardır."

Hikayeciler, gemiyi abartarak Nuh'un tarihini mitolojiye çevirmişlerdir. Nuh'un gemisi, iplerle birbirine bağlanan kütüklerden yapılmış büyük bir sald... Devamı..

Bunun üzerine ona şöyle vahyettik: Bizim nezaretimiz altında ve vahyimizle gemiyi yap. Bizim emrimiz gelip de tandır kaynayınca, her cinsten eşler halinde iki tane ve bir de içlerinden, daha önce kendisi aleyhinde hüküm verilmiş olanların dışındaki aileni gemiye al. Zulmetmiş olanlar konusunda bana hiç yalvarma! Zira onlar kesinlikle boğulacaklardır!

Biz de ona şöyle vahyettik: bizim nezaretimiz ve vahyimizle gemiyi yap, sonra emrimiz gelip de tennur feveran edince hemen ona topundan bir iki çift ve aleyhinde söz sebketmiş olandan başka ehlini sok ve o zulm edenler hakkında bana bir hıtabda bulunma, çünkü onlar gark olunacaklardır

Biz de ona şöyle vahyettik: “Gözetimimiz altında, sana vahyimizle (bildirdiğimiz şekilde), bir gemi yap. Emrimiz gelip, tandır kaynadığı (yeryüzünde sular coşup fışkırdığı) zaman, her cins canlıdan (erkekli dişili) birer çift, bir de kendileri aleyhinde daha önce hüküm verilmiş (azaba müstahak) olanlar hariç, aileni gemiye al ve zulmedenlerin/kâfirlerin (kurtulması) hakkında bana yalvarma! Şüphesiz onlar suda boğulacaklardır.

Bunun üzerine Biz, ona: “Gözetimimiz altında vahyimiz ile bildirdiğimiz gibi gemi yap.” diye vahyettik. Böylece emrimiz gereği Tennur kaynadığı¹ zaman hemen ona² her cinsten eşler olarak iki adet ve ehlini³ bindir. Onlardan, haklarında önceden hüküm verilenler hariç. Ve zulmedenler hakkında benden bir dilekte bulunma. Onlar boğulacak olanlardır.

1- Bu bir deyimdir; “sular yerden fışkırmaya başladığı” zaman anlamına gelmektedir. 2- Gemiye. 3- Sana inanları. Seninle birlikte olanları.... Devamı..

Biz de ona (şöyle) vahyetdik: «Bizim nezaaretimiz ve vahyimizle gemi yap sen. Nihayet (helaklerine) emrimiz gelib de o fırın kaynayınca ona her (nev'i hayvanlardan erkek ve dişi) ikişer çift ile aileni alıb içerisine gir. (Kavminin) içinden aleyhlerine söz geçmiş (hüküm giymiş) olanlar müstesna. O zulmedenler (in kurtulması) hakkında bana hitabda bulunma. Çünkü onlar boğul (mıya mahkûm ol) muşlardır».

Biz de ona şöyle vahyettik: “Gözlerimizin önünde ve vahyimiz uyarınca gemiyi yap. Emrimiz gelip de sular coşunca, hepsinden birer çift (hayvan) ile hakkında azap hükmü verilmiş olanlar dışında ehlini gemiye al. Zulmedenler hakkında da bana istekte bulunma. Çünkü onlar boğulacaklardır.”

[11/40; 54/11-15]

Bunun üzerine (biz de) ona şöyle vahyettik: “Nezâretimiz altında ve vahyimiz ile gemiyi yap; nihâyet emrimiz gelip de fırın kaynadığı (sular taş maya başladığı) zaman, her bir (hayvan cins)inden (erkek ve dişi olmak üzere) ikişer eş ile (îmân etmediklerinden, boğulacaklarına dâir) ve içlerinden, aley hinde söz geçmiş (hüküm verilmiş) olan (bir oğlunile diğer zevcen) dışındaki âileni (mü'min le ri), ona (gemiye) al!
O zulmedenler hakkında ise bana hitabda bulunma (yalvarma)! Çünki onlar suda boğu lacak olanlardır.”

(Bunun üzerine) biz de ona: "Bizim gözetimimiz altında ve vahyimizle (vahiy yoluyla bildirdiğimiz yöntemlerle) gemiyi yap," diye vahyettik. Ve hükmümüz gerçekleşip de tennür (geminin kazanı) kaynayınca (muhtaç olduğunuz elinizdeki evcil hayvanlardan) «Her birinden (erkek ve dişi olmak üzere) ikişer çift alıp, (inkâr, zulüm ve azgınlıkları sebebiyle) aleyhinde hüküm geçmiş olanların dışında aileni ve iman etmiş edenleri gemiye koy!» ve sakın o zulüm (ve haksızlık) yapmış olanlar için bana başvurma, şüphesiz onlar (tufanda) boğulacaklar! *

(*) Bu sûreden açıkça anlaşılıyor ki Hz. Nuh sadece kendi kavmine elçi olarak gönderilmiştir. Bu yüzden tebliğini almayan diğer halkların helâk olmala... Devamı..

Nuh’a “Bizim gözetimimiz altında bir gemi inşa et ve sana (ne yapacağını vahiyle) bildireceğiz” diye vahyettik. Sonra o kavme emrimizin vakti geldiğinde ve yapılan gemi hareket edecek hale gelince (“kazan kaynamaya başlayınca” deyimsel bir ifadedir.), Nuh’a “Her cinsten iki çifti ve aileni o gemiye bindir. Ancak daha önce üzerlerine azap sözünün geçtiği (inkârcıları) gemiye alma. Sonra gerçekleri inkâr ederek kendilerine haksızlık edenler için de, bana muhatap olma. Çünkü onların hepsi suda boğulacaklar” diye bildirdik.

Bunun üzerine Biz de onun gönlüne bildirdik: " Gözümüzün önünde, gönlüne bildirdiğimiz gibi, bir gemi yap. Buyruğumuz erişip de sular kabarınca gemiye her türden birer çift ile senden olanları al. Yalnız aralarında yargı giymiş olanları alma. Bana o kıyıcıların sözünü de etme. Çünkü onlar boğulacaklardır.

Bunun üzerine biz ona vahyettik ki gözümüzün önünde vahiy ve tâlimimizle bir gemi yap, buyurultumuz gelip fırın fışkırınca [⁴] gemiye her çeşit hayvandan ikişer tane [⁵] ile helâkleri hakkında söz geçmiş olanlardan başka aileni götür. Öz nefislerine zulmedenler hakkında bana bir şey söyleme, çünkü onlar suda boğulacaklardır.

[4] Fırından su kaynayınca veya yeryüzü kaynayınca veya tan yeri ağarınca.[5] Biri erkek diğeri dişi olmak üzere birer çift.

Bunun üzerine Nûh’a, “Sen Biz’im gözetimimizde ve vahyimiz doğrultusunda gemiyi yap” diye vahyettik. Biz’im emrimiz gelip de tandır kaynamaya başlayınca/ kaynayan sular yükselmeye başlayınca [tennur], her cins (evcil hayvandan) birer çift ve daha önce aleyhine hüküm verilmiş olanın dışındaki aile bireylerini gemiye al. Zalimler hakkında bana hiç yalvarma! Muhakkak ki onlar boğulmayı hak etmişlerdir.⁷

7 Krş. Hûd, 11/37, 40

Böylelikle biz ona, “Gözlerimiz (gözetimimiz) altında ve vahyimizle gemi yap. Nitekim bizim emrimiz gelip de tandır kaynamaya (her yandan sular fışkırmaya) başlayınca, her (tür hayvandan) ikişer çift ile (içlerinden) aleyhlerine söz geçmiş (azap yazılmış) kimse hariç aileni de alıp (geminin) içine koy. Zulmedenler konusunda bana asla hitapta bulunma; çünkü onlar boğulacaklardır” diye vahyettik.

Bunun üzerine ona,“Ey Nûh!” diye seslendik, “Bizim kontrolümüz altında ve sana vahyettiğimiz bilgiler doğrultusunda, sizi büyük tufanda boğulmaktan kurtaracak büyük gemiyi inşâ et ve nihâyet tufan emrimiz gelip de gökten yağmurlar boşanmaya, yerden pınarlar fışkırarak sular coşup kaynamaya başlayınca, bulabildiğin her cinshayvandan birer çift alıp gemiye yükle. Ayrıca, bütün iman edenleri ve aileni gemiye bindir; ancak, boğulacaklarına dâir haklarında hüküm verilmiş olanlarhariç. Onlar senin ailenden olsalar bile, gemiye binemeyecekler. Kâfirler safında yer alan bu zâlimler hakkında sakın yalvarma bana; çünküonlar da, diğer kâfirlerle birlikte boğulacaklar!”

Derken ona vahyettik:
“Bizim gözetimimizle ve vahyimizle Gemi’yi yap! Bizim emrimiz geldiği, Tandır kaynadığı / kabardığı zaman her birinden ikişer çifti ve onlardan Söz aleyhinde geçmiş kimse hariç kendi aileni onun içine bindir. Zulmetmiş olanlar hakkında bana başvurma! Onlar, boğulacaklardır”.

Ona: bizim talimatımız ve gözetimimiz altında bir gemi yap diye vahyettik. Bizim süremiz dolup da ocak içlerinden bile sular fışkırmaya başlayınca gemiye her türden birer çift al, daha önce hüküm giymiş olanlar dışında tüm aileni de al, şu acımasız herifler için, iki de bir bana yalvarıp durma! Onlar kesin boğulacaklar.

Bunun üzerine Nuh’a: "Bizim gözetimimiz altında gemi yap!" <>diye vahyettik. Emrimizle sular coşup taşmaya başlayınca Nuh’a dedik ki: "Her cins canlıdan birer çift al! Aileni ve inananları gemiye bindir! İnkâr eden, yasalarımıza karşı çıkanları alma! Sevdiklerinden de Risalet’ini inkâr eden, yasalarımıza karşı çıkan varsa gemiye alma! Onlar için benden izin isteme! Yasalarıma karşı çıkanlar hakkında hüküm verilmiştir. Verdiğimiz hükümden dönüş yoktur. Onlara düşünmek için verdiğimiz süre bitti. Pişman olup tövbe etmeleri için verdiğimiz süre bitti. Hiç şüpheleri olmasın suda boğulacaklar."

Ona şöyle vahyetmiştik: “Gözlerimizin önünde ve vahyettiğimiz şekilde gemiyi yap! [*] Emrimiz gelip de tandır kaynayınca her tür (canlı)dan iki çift ile –içlerinden (boğulacağına dair) aleyhinde söz geçen(ler) dışında- aileni ona (gemiye) bindir! [*] Haksızlık edenler hakkında bana (herhangi bir şey) söyleme! Şüphesiz ki onlar boğulacaklardır.” [*]

Bu ayet Hûd 11:37 ile birlikte okunmalıdır.,Hz. Nuh’a yaptırılan bu gemi hakkında bkz. Hûd 11:40, dipnot 2, 3.,Benzer mesaj: Hûd 11:37.

Biz de ona: “(Ey Nûh!) Bizim gözetimimiz altında ve vahyimizle¹ o gemiyi yap.² Sonunda Bizim emrimiz gelip tandır kaynamaya başlayınca,³ çifti olan her şeyden ikişer (tane) ve (küfründen dolayı) helâki kesinleşmiş olan (eşin) dışında, aileni ona yükle. Tufanda boğulmayı hak eden zâlimler konusunda da (sakın) Benimle muhâtap olma.” diye vahyettik.

1 Bu ifâdeden; Peygamberlerin, Allah’tan aldıkları bilgi ile insanlara gemi yapımına kadar her türlü bilgi ve sanatı, öğrettiği anlaşılmaktadır. Yani ... Devamı..

Bunun üzerine, Biz de o’na: “Bizim gözetimimiz altında ¹² ve (sana) vahyettiğimiz yöntemlerle [seni ve seninle beraber olanları kurtaracak olan] ¹³ gemiyi yap;” diye vahyettik, “ve hükmümüz gerçekleşip de seller halinde yeryüzünü sular kapladığı zaman her cins [hayvandan] bir çiftle birlikte -haklarında ceza hükmü verilmiş olanlar dışında- aileni bu [gemiye] bindir; ve sakın, o haksızlık yapmış olanlar için Bana başvurma -çünkü, onlar kaçınılmaz olarak boğulacaklar!

12 Yani, “Bizim korumamız altında”.13 Bu açıklayıcı ilave için bkz. 11. sure, 60. not. Sonraki pasaj hk. bir açıklama için bkz. 11:40 ve ilgili 62-64.... Devamı..

Bunun üzerine biz de Nuh’a “Bizim gözetimimiz altında ve bildirdiğimiz şekilde gemi yap, emrimiz gelip tandır kaynadığında her canlıdan birer çift ve hakkında hüküm kesinleşmiş olanların dışında kalan aile fertlerini gemiye yerleştir, sakın kendine yazık eden zalimler ile ilgili bana yalvarma, çünkü onlar boğulacaklar.” diye vahyetmiştik. 11/36, 54/9...14

Bunun üzerine ona şöyle vahyetmiştik: “Bizim rehberliğimiz altında ve bildirdiğimiz şekilde gemiyi inşâ et;[²⁹¹⁴] unutma ki hükmümüzün vakti gelip çattığında, tandır da kaynamaya başlar. Bu takdirde sen yanına her tür (canlıdan) birer çift ve bir de kendileri hakkında hüküm kesinleşmiş olanlar hariç, aile efradını al! Ama sakın kendilerine kıymakta ısrar eden kimseler hakkında Benimle muhatap olayım deme! Karar kesin: onlar boğulacaklar!

[2914] Zımnen tüm muhataplara: Günah okyanusunda bir sevap adası ol ve kınayıcının kınamasına aldırmadan karada gemini yap! Bir gün deniz lazım olursa... Devamı..

Biz de ona: "Gözetimimiz altında sana bildirdiğimiz gibi o gemiyi yap! Buyruğumuz gelip de sular kaynadığında; her cinsten ikişer çifti ve -aleyhlerinde hüküm verilmiş olanların dışında kalan- aileni alıp -birlikte- gemiye binin!.. Zalimler için bana yalvarma, çünkü onlar suda boğulacaklardır!

Artık O'na vahyettik ki, «Bizim nezaretimiz ve vahyimizle gemiyi yap. Vaktâ ki emrimiz gelir de tennur kaynamağa başlarsa hemen o gemiyi herbirinden iki çift ve aleyhinde söz geçmiş olandan başka ehlini de al ve zulmetmiş olanlar hakkında bana bir hitapta bulunma. Şüphe yok ki, onlar boğulmuşlardır.»

Biz de ona vahyedip bildirdik ki: “Nezaretimiz altında ve bildirdiğimiz şekilde gemiyi yap. Buyruğumuz gelip tandır kaynayınca her cinsten birer çift ile haklarında azap hükmü takdir edilmiş olanlar dışında kalan aile halkını yanına al! Zalim ve kâfirler hakkında sakın Bana başvurma! Çünkü onlar suda boğulacaklardır. ”

Hud, 40 âyeti münasebetiyle belirttiğimiz gibi “tandır kaynaması” mecaz olarak, işlerin ciddileşmesi anlamını verir. Fakat esas anlamı, gemideki ocağ... Devamı..

Biz de ona vahyettik ki: "Gözlerimizin önünde ve vahyimiz(öğretimimiz)le o gemiyi yap. Bizim buyruğumuz gelip de tandır kaynayınca her cinsten iki çift ve aileni de alıp ona sok. Yalnız onlar içinde alehylerine söz geçmiş (azabımıza uğrama hükmü giymiş) olanları bırak. O zulmedenler hakkında bana yalvarma; onlar, mutlaka boğulacaklardır!

Hûd: 40. âyet münâsebetiyle belirttiğimiz gibi "Tandırın kaynaması" mecâz olarak işlerin ciddîleşmesi anlamını verir. Fakat esas anlamı, gemide suyu b... Devamı..

Ona: Bizim nezâretimiz altında ta'rîfimiz vechile bir gemi yapmasını vahy itdik. Kavmin helâki hakkında emrimiz geldikde tandırdan su fışkırdı. O gemiye her şeyden erkek ve dişi bir çift ile, helâk olması hakkında hüküm sebk idenden başka bütün ehlini bindir ve nefislerine zulüm idenler (kâfirler) içün bana hitâb itme, çünki onlar gark olacaklardır.

Biz de ona şöyle vahy ettik: “Gemiyi, gözetimimizde ve vahyimize göre inşa et. Emrimiz gelip geminin kazan[*]ı kaynadığında her türden iki eşi, bir de aileni ona bindir. Aleyhine emir çıkmış olanı alma. O zalimlerle ilgili olarak benden bir istekte bulunma; onlar boğulacaklardır.

Biz de ona şöyle vahyettik: “Gözetimimiz altında bildirdiğimiz gibi bir gemi yap. Buyruğumuz gelip de tandır kaynayınca, her cinsten ikişer çift ve aleyhinde hüküm verilmiş olanlar dışında kalan aileni gemiye bindir. Zalimler için bana baş vurma, çünkü onlar boğulacaklardır.”

Biz de ona, “Gözetimimiz altında ve vahyimiz uyarınca gemiyi yap,” diye vahyettik. “Emrimiz gelip de sular kaynamaya başlayınca, hepsinden birer çift ile, hakkında azap hükmü verilmiş olanlar dışında aileni gemiye al. Zulmedenler hakkında da Bana birşey söyleme; çünkü onlar boğulmaya mahkûmdurlar.

Bunun üzerine biz, Nûh'a şöyle vahyettik: "Gözlerimizin önünde ve vahyimize uygun olarak gemiyi yap. Emrimiz gelip tandır kaynayınca, ailenle birlikte her türden iki çifti gemiye sok. İçlerinden, haklarında daha önce hüküm verilmiş olanları dışta bırak. Zulmetmiş olanlar hakkında bana yakarıp durma. Onlar kesinlikle boğulacaklardır."

Keyin, Biz unga vahiy qilib: “Bizning himoyamiz va vahiyimiz bilan bir kema yasagin. Bas, qachonki, Bizning amrimiz kelib, tannurdan olov o‘‎rniga favvoralar otilgan payt, u kemaga bir juft har bir jonivordan va oilangni olgin. Lekin kofirlardan kim haqida Bizni g‘‎arq bo‘‎lishi xususida so‘‎zimiz o‘‎tgan bo‘‎lsa, ulardan voz kech. Hamda zulm qilganlar haqida yordam so‘‎rab Menga xitob qilma. Ular, albatta, g‘‎arq qilinuvchilardir”, – deb vahiy qildik.

Izoh: Ushbu oyatda kelgan “tannur” so‘‎zi aksariyat tafsir kitoblarida “tandir” deb ta’rif qilingan. Bu so‘‎zga mufassirlar turli izohlar berishgan. M... Devamı..

pes vaḥy viribidük aña kim “eylegil gemi bizüm śaķlamaķlıġumuz ile yā bizüm nażarumuzda daħı bizüm vaḥyumuz ile. pes ķaçan kim gele buyruġumuz daħı ķaynaya tennūr givür gemi içine her bir iki çiftden iki ya'nį irkek daħı dişi daħı ķavmuñı illā anı [182a] kim ilerü geçdi anuñ üzere söz anlardan. daħı söyleşme benüm-ile anlarda kim žulm eylediler bayıķ anlar ġarķ olucılardur.”

Pes vaḥy eyledük aña ki: Gemi düzet bizüm ḥıfẓumuz bile, daḫı vaḥyümüzbile. Pes ḳaçan bizüm emrümüz gelse, tenevvürden ṣu çıḳsa, pes givüranuñ içine her cins ḥayvānlardan iki çift, ehlüñi daḫı givür, illā ol kāfirlerki söz ötdi anlar üstine helāk olmaġa. Daḫı benümle söyleşme ẓālimlerḥaḳḳında, taḥḳīḳ anlar ġarḳ olurlar.

Biz (Nuha) belə vəhy etdik: “Gözlərimiz önündə (nəzarətimiz altında) və vəhyimiz üzrə (sənə öyrədəcəyimiz kimi) gəmini düzəlt. Nəhayət, (onları məhv etmək barəsində) əmrimiz gəldiyi və təndir qaynadığı (təndirdən və ya yer üzündən, yaxud gəminin qazanından su qaynayıb daşdığı) zaman hər heyvandan biri erkək, biri dişi olmaqla bir cüt, həmçinin əleyhinə (ölümünə) əvvəlcədən hökm verilmiş kimsələr istisna olmaqla, (qalan) ailə üzvlərini (və iman gətirənləri) gəmiyə mindir. Zülm (küfr) edənlər barəsində Mənə müraciət etmə (onların bağışlanmasını Məndən iltimas etmə). Çünki onlar suya qərq olacaqlar.

Then We inspired in him, saying: Make the ship under Our eyes and Our inspiration. Then, when Our command cometh and the oven gusheth water, introduce therein of every (kind ) two spouses, and thy household save him thereof against whom the Word hath already gone forth. And plead not with Me on behalf of those who have done wrong: Lo! they will be drowned.

So We inspired him (with this message): "Construct the Ark within Our sight(2887) and under Our guidance: then when comes Our Command, and the fountains of the earth(2888) gush forth, take thou on board pairs of every species, male(2889) and female, and thy family- except those of them against whom the Word has already gone forth:(2890) And address Me not in favour of the wrong-doers; for they shall be drowned (in the Flood).

2887 Cf. this whole passage with 11:36-49, and notes thereon. 2888 See n. 1533 to 11:40, where the word Tannur is explained. 2889 Seen. 1534 to 11:40.... Devamı..


Designed by ÖFK
En iyi 1024 x 768 pikselde görüntülenir.