19 Ocak 2025 - 19 Receb 1446
Pazar
ANA SAYFA
|
SURELER
|
AYET KARŞILAŞTIRMA
|
KUR'AN'DA ARA!
|
FİHRİST
|
DOWNLOAD
|
MOBİL
Kullanıcı :
Şifre :
Şifremi Unuttum
KAYDOL
Diğer Mealler...
Türkçe Transcript
Abdulbaki Gölpınarlı Meali
Abdullah-Ahmet Akgül Meali
Abdullah Parlıyan Meali
Ahmet Tekin Meali
Ahmet Varol Meali
Ali Bulaç Meali
Ali Fikri Yavuz Meali
Bahaeddin Sağlam Meali
Bayraktar Bayraklı Meali
Besim Atalay Meali (1965)
Cemal Külünkoğlu Meali
Cemil Said (1924)
Diyanet İşleri Meali (Eski)
Diyanet İşleri Meali (Yeni)
Kur'an Yolu (Diyanet İşleri)
Diyanet Vakfı Meali
Edip Yüksel Meali
Elmalılı Hamdi Yazır Meali
Elmalılı Meali (Orijinal)
Emrah Demiryent Meali
Erhan Aktaş Meali
Hasan Basri Çantay Meali
Hayrat Neşriyat Meali
İhsan Aktaş Meali
İlyas Yorulmaz Meali
İsmayıl Hakkı Baltacıoğlu
İsmail Hakkı İzmirli
İsmail Yakıt
Kadri Çelik Meali
Mahmut Kısa Meali
Mahmut Özdemir Meali
Mehmet Çakır Meali
Mehmet Çoban Meali
Mehmet Okuyan Meali
Mehmet Türk Meali
Muhammed Esed Meali
Mustafa Çavdar Meali
Mustafa İslamoğlu Meali
Orhan Kuntman Meali
Osman Fırat Meali
Ömer Nasuhi Bilmen Meali
Suat Yıldırım Meali
Süleyman Ateş Meali
Süleyman Tevfik (1927)
Süleymaniye Vakfı Meali
Şaban Piriş Meali
Ümit Şimşek Meali
Yaşar Nuri Öztürk Meali
Eski Anadolu Türkçesi
Satıraltı Meal (1534)
Bunyadov-Memmedeliyev
M. Pickthall (English)
Yusuf Ali (English)
Sure Seçiniz
Abese(80/42)
Âdiyât(100/11)
Ahkâf(46/35)
Ahzâb(33/73)
Âl-i İmrân(3/200)
Alak(96/19)
Ankebût(29/69)
Asr(103/3)
A’lâ(87/19)
A’râf(7/206)
Bakara(2/286)
Beled(90/20)
Beyyine(98/8)
Bürûc(85/22)
Câsiye(45/37)
Cin(72/28)
Cum’a(62/11)
Duhâ(93/11)
Duhân(44/59)
Enbiyâ(21/112)
Enfâl(8/75)
En’âm(6/165)
Fâtiha(1/7)
Fâtır(35/45)
Fecr(89/30)
Felâk(113/5)
Fetih(48/29)
Fil(105/5)
Furkân(25/77)
Fussilet(41/54)
Gâşiye(88/26)
Hac(22/78)
Hadîd(57/29)
Hâkka(69/52)
Haşr(59/24)
Hicr(15/99)
Hucurât(49/18)
Hûd(11/123)
Hümeze(104/9)
İbrahim(14/52)
İhlâs(112/4)
İnfitâr(82/19)
İnsan(76/31)
İnşikâk(84/25)
İnşirâh(94/8)
İsrâ(17/111)
Kadr(97/5)
Kâf(50/45)
Kâfirûn(109/6)
Kalem(68/52)
Kamer(54/55)
Kâri’a(101/11)
Kasas(28/88)
Kehf(18/110)
Kevser(108/3)
Kıyâme(75/40)
Kureyş(106/4)
Leyl(92/21)
Lokman(31/34)
Mâide(5/120)
Mâ’ûn(107/7)
Meryem(19/98)
Me’âric(70/44)
Mücâdele(58/22)
Müddessir(74/56)
Muhammed(47/38)
Mülk(67/30)
Mümtehine(60/13)
Münâfikûn(63/11)
Mürselât(77/50)
Mutaffifîn(83/36)
Müzzemmil(73/20)
Mü’min(40/85)
Mü’minûn(23/118)
Nahl(16/128)
Nâs(114/6)
Nasr(110/3)
Nâzi’ât(79/46)
Nebe’(78/40)
Necm(53/62)
Neml(27/93)
Nisâ(4/176)
Nûh(71/28)
Nûr(24/64)
Rahmân(55/78)
Ra’d(13/43)
Rûm(30/60)
Sâd(38/88)
Saff(61/14)
Sâffât(37/182)
Sebe’(34/54)
Secde(32/30)
Şems(91/15)
Şûrâ(42/53)
Şu’arâ(26/227)
Tâ-Hâ(20/135)
Tahrîm(66/12)
Talâk(65/12)
Târık(86/17)
Tebbet(111/5)
Teğâbun(64/18)
Tekâsür(102/8)
Tekvîr(81/29)
Tevbe(9/129)
Tîn(95/8)
Tûr(52/49)
Vâkı’a(56/96)
Yâsîn(36/83)
Yûnus(10/109)
Yûsuf(12/111)
Zâriyât(51/60)
Zilzâl(99/8)
Zuhruf(43/89)
Zümer(39/75)
Satırarası Meal
Âl-i İmrân Suresi
◄
69
►
Cüz 4
(Diyanet Vakfı Meali)
154.
Sonra o kederin arkasından Allah size bir güven indirdi ki, (bu güvenin yol açtığı) uyuklama hali bir kısmınızı kaplıyordu. Kendi canlarının kaygısına düşmüş bir gurup da, Allah'a karşı haksız yere cahiliye devrindekine benzer düşüncelere kapılıyorlar, «Bu işten bize ne!» diyorlardı. De ki: İş (zafer, yardım, herşeyin karar ve buyruğu) tamamen Allah'a aittir. Onlar, sana açıklayamadıklarını içlerinde gizliyorlar. «Bu işten bize bir şey olsaydı, burada öldürülmezdik» diyorlar. Şöyle de: Evlerinizde kalmış olsaydınız bile, öldürülmesi takdir edilmiş olanlar, öldürülüp düşecekleri yerlere kendiliklerinden çıkıp giderlerdi. Allah, içinizdekileri yoklamak ve kalplerinizdekileri temizlemek için (böyle yaptı). Allah içinizde ne varsa hepsini bilir.
Uhud savaşında düşman, sayısı ve silahıyla müslümanlardan kat kat fazla idi. Fakat zafer de, mağlubiyet de Allah’ın elinde olduğundan müslümanların ü
...
Devamı..
155.
(Uhud'da) iki ordu karşılaştığı gün, sizi bırakıp gidenleri, sırf işledikleri bazı hatalar yüzünden şeytan (yerlerinden) kaydırmıştı. Yine de Allah onları affetti. Çünkü Allah, çok bağışlayıcıdır, halîmdir.
156.
Ey iman edenler! Sizler, inkâr edenler ve yeryüzünde sefere çıkan veya savaşan kardeşleri hakkında: «Eğer bizim yanımızda kalsalardı ölmezler, öldürülmezlerdi» diyenler gibi olmayın. Allah bu kanaatı onların kalplerine (kaybettikleri yakınları için onulmaz) bir hasret (yarası) olarak koydu. Canı veren de alan da Allah'tır. Allah, yaptıklarınızı hakkıyla görür.
157.
Eğer Allah yolunda öldürülür ya da ölürseniz, şunu bilin ki, Allah'ın mağfireti ve rahmeti onların topladıkları bütün şeylerden daha hayırlıdır.
سُورَةُ آل عِمرَان
◄
٦٩
►
الجزء٤
ثُمَّ
اَنْزَلَ
عَلَيْكُمْ
مِنْ
بَعْدِ
الْغَمِّ
اَمَنَةً
نُعَاسًا
يَغْشٰى
طَٓائِفَةً
مِنْكُمْۙ
وَطَٓائِفَةٌ
قَدْ
اَهَمَّتْهُمْ
اَنْفُسُهُمْ
يَظُنُّونَ
بِاللّٰهِ
غَيْرَ
الْحَقِّ
ظَنَّ
الْجَاهِلِيَّةِۜ
يَقُولُونَ
هَلْ
لَنَا
مِنَ
الْاَمْرِ
مِنْ
شَيْءٍۜ
قُلْ
اِنَّ
الْاَمْرَ
كُلَّهُ
لِلّٰهِۜ
يُخْفُونَ
ف۪ٓي
اَنْفُسِهِمْ
مَا
لَا
يُبْدُونَ
لَكَۜ
يَقُولُونَ
لَوْ
كَانَ
لَنَا
مِنَ
الْاَمْرِ
شَيْءٌ
مَا
قُتِلْنَا
هٰهُنَاۜ
قُلْ
لَوْ
كُنْتُمْ
ف۪ي
بُيُوتِكُمْ
لَبَرَزَ
الَّذ۪ينَ
كُتِبَ
عَلَيْهِمُ
الْقَتْلُ
اِلٰى
مَضَاجِعِهِمْۚ
وَلِيَبْتَلِيَ
اللّٰهُ
مَا
ف۪ي
صُدُورِكُمْ
وَلِيُمَحِّصَ
مَا
ف۪ي
قُلُوبِكُمْۜ
وَاللّٰهُ
عَل۪يمٌ
بِذَاتِ
الصُّدُورِ
﴿١٥٤﴾
اِنَّ
الَّذ۪ينَ
تَوَلَّوْا
مِنْكُمْ
يَوْمَ
الْتَقَى
الْجَمْعَانِۙ
اِنَّمَا
اسْتَزَلَّهُمُ
الشَّيْطَانُ
بِبَعْضِ
مَا
كَسَبُواۚ
وَلَقَدْ
عَفَا
اللّٰهُ
عَنْهُمْۜ
اِنَّ
اللّٰهَ
غَفُورٌ
حَل۪يمٌ۟
﴿١٥٥﴾
يَٓا
اَيُّهَا
الَّذ۪ينَ
اٰمَنُوا
لَا
تَكُونُوا
كَالَّذ۪ينَ
كَفَرُوا
وَقَالُوا
لِاِخْوَانِهِمْ
اِذَا
ضَرَبُوا
فِي
الْاَرْضِ
اَوْ
كَانُوا
غُزًّى
لَوْ
كَانُوا
عِنْدَنَا
مَا
مَاتُوا
وَمَا
قُتِلُواۚ
لِيَجْعَلَ
اللّٰهُ
ذٰلِكَ
حَسْرَةً
ف۪ي
قُلُوبِهِمْۜ
وَاللّٰهُ
يُحْي۪
وَيُم۪يتُۜ
وَاللّٰهُ
بِمَا
تَعْمَلُونَ
بَص۪يرٌ
﴿١٥٦﴾
وَلَئِنْ
قُتِلْتُمْ
ف۪ي
سَب۪يلِ
اللّٰهِ
اَوْ
مُتُّمْ
لَمَغْفِرَةٌ
مِنَ
اللّٰهِ
وَرَحْمَةٌ
خَيْرٌ
مِمَّا
يَجْمَعُونَ
﴿١٥٧﴾
◄
٦٩
►
Designed by
ÖFK
En iyi 1024 x 768 pikselde görüntülenir.