26 Şubat 2021 - 14 Receb 1442
Cuma
ANA SAYFA
|
SURELER
|
AYET KARŞILAŞTIRMA
|
KUR'AN'DA ARA!
|
FİHRİST
|
DOWNLOAD
|
MOBİL
Kullanıcı :
Şifre :
Şifremi Unuttum
KAYDOL
Diğer Mealler...
Türkçe Transcript
Abdullah-Ahmet Akgül Meali
Abdulbaki Gölpınarlı Meali
Abdullah Parlıyan Meali
Ahmet Tekin Meali
Ahmet Varol Meali
Ali Bulaç Meali
Ali Fikri Yavuz Meali
Bahaeddin Sağlam Meali
Bayraktar Bayraklı Meali
Besim Atalay Meali
Cemal Külünkoğlu Meali
Diyanet İşleri Meali (Eski)
Diyanet İşleri Meali (Yeni)
Diyanet Vakfı Meali
Edip Yüksel Meali
Elmalılı Hamdi Yazır Meali
Elmalılı Meali (Orijinal)
Erhan Aktaş Meali
Hasan Basri Çantay Meali
Hayrat Neşriyat Meali
İlyas Yorulmaz Meali
İsmail Hakkı İzmirli
Kadri Çelik Meali
Mahmut Kısa Meali
Mehmet Türk Meali
Muhammed Esed Meali
Mustafa Çavdar Meali
Mustafa İslamoğlu Meali
Ömer Nasuhi Bilmen Meali
Suat Yıldırım Meali
Süleyman Ateş Meali
Süleymaniye Vakfı Meali
Şaban Piriş Meali
Ümit Şimşek Meali
Yaşar Nuri Öztürk Meali
Eski Anadolu Türkçesi
Bunyadov-Memmedeliyev
M. Pickthall (English)
Yusuf Ali (English)
Sure Seçiniz
Abese(80/42)
Âdiyât(100/11)
Ahkâf(46/35)
Ahzâb(33/73)
Âl-i İmrân(3/200)
Alak(96/19)
Ankebût(29/69)
Asr(103/3)
A’lâ(87/19)
A’râf(7/206)
Bakara(2/286)
Beled(90/20)
Beyyine(98/8)
Bürûc(85/22)
Câsiye(45/37)
Cin(72/28)
Cum’a(62/11)
Duhâ(93/11)
Duhân(44/59)
Enbiyâ(21/112)
Enfâl(8/75)
En’âm(6/165)
Fâtiha(1/7)
Fâtır(35/45)
Fecr(89/30)
Felâk(113/5)
Fetih(48/29)
Fil(105/5)
Furkân(25/77)
Fussilet(41/54)
Gâşiye(88/26)
Hac(22/78)
Hadîd(57/29)
Hâkka(69/52)
Haşr(59/24)
Hicr(15/99)
Hucurât(49/18)
Hûd(11/123)
Hümeze(104/9)
İbrahim(14/52)
İhlâs(112/4)
İnfitâr(82/19)
İnsan(76/31)
İnşikâk(84/25)
İnşirâh(94/8)
İsrâ(17/111)
Kadr(97/5)
Kâf(50/45)
Kâfirûn(109/6)
Kalem(68/52)
Kamer(54/55)
Kâri’a(101/11)
Kasas(28/88)
Kehf(18/110)
Kevser(108/3)
Kıyâme(75/40)
Kureyş(106/4)
Leyl(92/21)
Lokman(31/34)
Mâide(5/120)
Mâ’ûn(107/7)
Meryem(19/98)
Me’âric(70/44)
Mücâdele(58/22)
Müddessir(74/56)
Muhammed(47/38)
Mülk(67/30)
Mümtehine(60/13)
Münâfikûn(63/11)
Mürselât(77/50)
Mutaffifîn(83/36)
Müzzemmil(73/20)
Mü’min(40/85)
Mü’minûn(23/118)
Nahl(16/128)
Nâs(114/6)
Nasr(110/3)
Nâzi’ât(79/46)
Nebe’(78/40)
Necm(53/62)
Neml(27/93)
Nisâ(4/176)
Nûh(71/28)
Nûr(24/64)
Rahmân(55/78)
Ra’d(13/43)
Rûm(30/60)
Sâd(38/88)
Saff(61/14)
Sâffât(37/182)
Sebe’(34/54)
Secde(32/30)
Şems(91/15)
Şûrâ(42/53)
Şu’arâ(26/227)
Tâ-Hâ(20/135)
Tahrîm(66/12)
Talâk(65/12)
Târık(86/17)
Tebbet(111/5)
Teğâbun(64/18)
Tekâsür(102/8)
Tekvîr(81/29)
Tevbe(9/129)
Tîn(95/8)
Tûr(52/49)
Vâkı’a(56/96)
Yâsîn(36/83)
Yûnus(10/109)
Yûsuf(12/111)
Zâriyât(51/60)
Zilzâl(99/8)
Zuhruf(43/89)
Zümer(39/75)
Satırarası Meal
Ahkâf Suresi
◄
504
►
Cüz26
(Diyanet Vakfı Meali)
21.
Âd kavminin kardeşini (Hûd'u) an. Zira o, kendinden önce ve sonra uyarıcıların da gelip geçtiği Ahkaf bölgesindeki kavmine: Allah'tan başkasına kulluk etmeyin. Ben sizin büyük bir günün azabına uğramanızdan korkuyorum, demişti.
*
22.
«Sen bizi tanrılarımızdan çevirmek için mi bize geldin? Hadi, doğru söyleyenlerden isen, bizi tehdit ettiğin şeyi başımıza getir» dediler.
23.
Hûd da! Bilgi ancak Allah'ın katındadır. Ben size, bana gönderilen şeyi duyuruyorum. Fakat sizin cahil bir kavim olduğunuzu görüyorum, dedi.
*
24.
Nihayet onu, vâdilerine doğru yayılan bir bulut şeklinde görünce: Bu bize yağmur yağdıracak yaygın bir buluttur, dediler. Hayır! O, sizin acele gelmesini istediğiniz şeydir. İçinde acı azap bulunan bir rüzgârdır!
25.
O (rüzgâr), Rabbinin emriyle her şeyi yıkar, mahveder. Nitekim (o kasırga gelince) onların evlerinden başka bir şey görülmez oldu. İşte biz suç işleyen toplumu böyle cezalandırırız.
*
26.
Andolsun ki, onlara da size vermediğimiz kudret ve serveti vermiştik. Kendilerine kulaklar, gözler ve kalpler vermiştik. Fakat kulakları, gözleri ve kalpleri kendilerine bir fayda sağlamadı. Zira bile bile Allah'ın âyetlerini inkâr ediyorlardı. Alay edip durdukları şey, kendilerini kuşatıverdi.
*
27.
Andolsun biz, çevrenizdeki memleketleri de yok ettik. Belki doğru yola dönerler diye âyetleri tekrar tekrar açıkladık.
*
28.
Allah'tan başka kendilerine yakınlık sağlamak için tanrı edindikleri şeyler, kendilerine yardım etselerdi ya! Hayır, onları bırakıp gittiler. Bu onların yalanı ve uydurup durdukları şeydir.
*
سُورَةُ الاٴحقاف
◄
٥٠٤
►
الجزء٢٦
وَاذْكُرْ
اَخَا
عَادٍۜ
اِذْ
اَنْذَرَ
قَوْمَهُ
بِالْاَحْقَافِ
وَقَدْ
خَلَتِ
النُّذُرُ
مِنْ
بَيْنِ
يَدَيْهِ
وَمِنْ
خَلْفِه۪ٓ
اَلَّا
تَعْبُدُٓوا
اِلَّا
اللّٰهَۜ
اِنّ۪ٓي
اَخَافُ
عَلَيْكُمْ
عَذَابَ
يَوْمٍ
عَظ۪يمٍ
﴿٢١﴾
قَالُٓوا
اَجِئْتَنَا
لِتَأْفِكَنَا
عَنْ
اٰلِهَتِنَاۚ
فَأْتِنَا
بِمَا
تَعِدُنَٓا
اِنْ
كُنْتَ
مِنَ
الصَّادِق۪ينَ
﴿٢٢﴾
قَالَ
اِنَّمَا
الْعِلْمُ
عِنْدَ
اللّٰهِۘ
وَاُبَلِّغُكُمْ
مَٓا
اُرْسِلْتُ
بِه۪
وَلٰكِنّ۪ٓي
اَرٰيكُمْ
قَوْمًا
تَجْهَلُونَ
﴿٢٣﴾
فَلَمَّا
رَاَوْهُ
عَارِضًا
مُسْتَقْبِلَ
اَوْدِيَتِهِمْۙ
قَالُوا
هٰذَا
عَارِضٌ
مُمْطِرُنَاۜ
بَلْ
هُوَ
مَا
اسْتَعْجَلْتُمْ
بِه۪ۜ
ر۪يحٌ
ف۪يهَا
عَذَابٌ
اَل۪يمٌۙ
﴿٢٤﴾
تُدَمِّرُ
كُلَّ
شَيْءٍ
بِاَمْرِ
رَبِّهَا
فَاَصْبَحُوا
لَا
يُرٰٓى
اِلَّا
مَسَاكِنُهُمْۜ
كَذٰلِكَ
نَجْزِي
الْقَوْمَ
الْمُجْرِم۪ينَ
﴿٢٥﴾
وَلَقَدْ
مَكَّنَّاهُمْ
ف۪يمَٓا
اِنْ
مَكَّنَّاكُمْ
ف۪يهِ
وَجَعَلْنَا
لَهُمْ
سَمْعًا
وَاَبْصَارًا
وَاَفْـِٔدَةًۘ
فَمَٓا
اَغْنٰى
عَنْهُمْ
سَمْعُهُمْ
وَلَٓا
اَبْصَارُهُمْ
وَلَٓا
اَفْـِٔدَتُهُمْ
مِنْ
شَيْءٍ
اِذْ
كَانُوا
يَجْحَدُونَ
بِاٰيَاتِ
اللّٰهِ
وَحَاقَ
بِهِمْ
مَا
كَانُوا
بِه۪
يَسْتَهْزِؤُ۫نَ۟
﴿٢٦﴾
وَلَقَدْ
اَهْلَكْنَا
مَا
حَوْلَكُمْ
مِنَ
الْقُرٰى
وَصَرَّفْنَا
الْاٰيَاتِ
لَعَلَّهُمْ
يَرْجِعُونَ
﴿٢٧﴾
فَلَوْلَا
نَصَرَهُمُ
الَّذ۪ينَ
اتَّخَذُوا
مِنْ
دُونِ
اللّٰهِ
قُرْبَانًا
اٰلِهَةًۜ
بَلْ
ضَلُّوا
عَنْهُمْۚ
وَذٰلِكَ
اِفْكُهُمْ
وَمَا
كَانُوا
يَفْتَرُونَ
﴿٢٨﴾
◄
٥٠٤
►
Designed by
ÖFK
En iyi 1024 x 768 pikselde görüntülenir.