10 Şubat 2025 - 12 Şaban 1446
Pazartesi
ANA SAYFA
|
SURELER
|
AYET KARŞILAŞTIRMA
|
KUR'AN'DA ARA!
|
FİHRİST
|
DOWNLOAD
|
MOBİL
Kullanıcı :
Şifre :
Şifremi Unuttum
KAYDOL
Sure Seçiniz
Abese(80/42)
Âdiyât(100/11)
Ahkâf(46/35)
Ahzâb(33/73)
Âl-i İmrân(3/200)
Alak(96/19)
Ankebût(29/69)
Asr(103/3)
A’lâ(87/19)
A’râf(7/206)
Bakara(2/286)
Beled(90/20)
Beyyine(98/8)
Bürûc(85/22)
Câsiye(45/37)
Cin(72/28)
Cum’a(62/11)
Duhâ(93/11)
Duhân(44/59)
Enbiyâ(21/112)
Enfâl(8/75)
En’âm(6/165)
Fâtiha(1/7)
Fâtır(35/45)
Fecr(89/30)
Felâk(113/5)
Fetih(48/29)
Fil(105/5)
Furkân(25/77)
Fussilet(41/54)
Gâşiye(88/26)
Hac(22/78)
Hadîd(57/29)
Hâkka(69/52)
Haşr(59/24)
Hicr(15/99)
Hucurât(49/18)
Hûd(11/123)
Hümeze(104/9)
İbrahim(14/52)
İhlâs(112/4)
İnfitâr(82/19)
İnsan(76/31)
İnşikâk(84/25)
İnşirâh(94/8)
İsrâ(17/111)
Kadr(97/5)
Kâf(50/45)
Kâfirûn(109/6)
Kalem(68/52)
Kamer(54/55)
Kâri’a(101/11)
Kasas(28/88)
Kehf(18/110)
Kevser(108/3)
Kıyâme(75/40)
Kureyş(106/4)
Leyl(92/21)
Lokman(31/34)
Mâide(5/120)
Mâ’ûn(107/7)
Meryem(19/98)
Me’âric(70/44)
Mücâdele(58/22)
Müddessir(74/56)
Muhammed(47/38)
Mülk(67/30)
Mümtehine(60/13)
Münâfikûn(63/11)
Mürselât(77/50)
Mutaffifîn(83/36)
Müzzemmil(73/20)
Mü’min(40/85)
Mü’minûn(23/118)
Nahl(16/128)
Nâs(114/6)
Nasr(110/3)
Nâzi’ât(79/46)
Nebe’(78/40)
Necm(53/62)
Neml(27/93)
Nisâ(4/176)
Nûh(71/28)
Nûr(24/64)
Rahmân(55/78)
Ra’d(13/43)
Rûm(30/60)
Sâd(38/88)
Saff(61/14)
Sâffât(37/182)
Sebe’(34/54)
Secde(32/30)
Şems(91/15)
Şûrâ(42/53)
Şu’arâ(26/227)
Tâ-Hâ(20/135)
Tahrîm(66/12)
Talâk(65/12)
Târık(86/17)
Tebbet(111/5)
Teğâbun(64/18)
Tekâsür(102/8)
Tekvîr(81/29)
Tevbe(9/129)
Tîn(95/8)
Tûr(52/49)
Vâkı’a(56/96)
Yâsîn(36/83)
Yûnus(10/109)
Yûsuf(12/111)
Zâriyât(51/60)
Zilzâl(99/8)
Zuhruf(43/89)
Zümer(39/75)
Cüz Seçiniz
1. Cüz
2. Cüz
3. Cüz
4. Cüz
5. Cüz
6. Cüz
7. Cüz
8. Cüz
9. Cüz
10. Cüz
11. Cüz
12. Cüz
13. Cüz
14. Cüz
15. Cüz
16. Cüz
17. Cüz
18. Cüz
19. Cüz
20. Cüz
21. Cüz
22. Cüz
23. Cüz
24. Cüz
25. Cüz
26. Cüz
27. Cüz
28. Cüz
29. Cüz
30. Cüz
Sayfa Düzeni
سُورَةُ البَقَرَة
/ Bakara Suresi
◄
٧
- 7
►
1. Cüz /
الجزء ١
وَاِذْ نَجَّيْنَاكُمْ
sizi kurtarmıştık
مِنْ اٰلِ فِرْعَوْنَ
Fir'avn ailesinden
يَسُومُونَكُمْ
onlar size reva görüyor
سُٓوءَ
en kötüsünü
الْعَذَابِ
azabın
يُذَبِّحُونَ
boğazlayıp
اَبْنَٓاءَكُمْ
oğullarınızı
وَيَسْتَحْيُونَ
sağ bırakıyorlardı
نِسَٓاءَكُمْۜ
kadınlarınızı
وَف۪ي
ve vardı
ذٰلِكُمْ
bunda sizin için
بَلَٓاءٌ
imtihan
مِنْ رَبِّكُمْ
Rabbinizden
عَظ۪يمٌ
büyük bir
﴿٤٩﴾
وَاِذْ
hani
فَرَقْنَا
yarmıştık
بِكُمُ
sizin için
الْبَحْرَ
denizi
فَاَنْجَيْنَاكُمْ
sizi kurtarmış
وَاَغْرَقْـنَٓا
ve boğmuştuk
اٰلَ فِرْعَوْنَ
Fir'avn ailesini
وَاَنْتُمْ
siz de
تَنْظُرُونَ
görüyordunuz
﴿٥٠﴾
وَاِذْ
hani
وٰعَدْنَا
sözleşmiştik
مُوسٰٓى
Musa ile
اَرْبَع۪ينَ
kırk
لَيْلَةً
gece için
ثُمَّ
sonra
اتَّخَذْتُمُ
siz (tanrı) edinmiştiniz
الْعِجْلَ
buzağıyı
مِنْ بَعْدِه۪
onun ardından
وَاَنْتُمْ
ve siz
ظَالِمُونَ
zalimlerdiniz
﴿٥١﴾
ثُمَّ
sonra
عَفَوْنَا
affetmiştik
عَنْكُمْ
sizi
مِنْ بَعْدِ
ardından
ذٰلِكَ
bunun
لَعَلَّكُمْ
belki
تَشْكُرُونَ
şükredersiniz diye
﴿٥٢﴾
وَاِذْ
ve hani
اٰتَيْنَا
vermiştik
مُوسَى
Musa'ya
الْكِتَابَ
Kitap
وَالْفُرْقَانَ
ve furkan
لَعَلَّكُمْ
belki
تَهْتَدُونَ
hidayete erersiniz diye
﴿٥٣﴾
وَاِذْ
Hani
قَالَ
demişti ki
مُوسٰى
Musa
لِقَوْمِه۪
kavmine
يَا قَوْمِ
ey kavmim
اِنَّكُمْ
şüphesiz sizler
ظَلَمْتُمْ
zulmettiniz
اَنْفُسَكُمْ
kendinize
بِاتِّخَاذِكُمُ
(tanrı) edinmekle
الْعِجْلَ
buzağıyı
فَتُوبُٓوا
gelin tevbe edin de
اِلٰى بَارِئِكُمْ
yaratıcınıza
فَاقْتُلُٓوا
ve öldürün
اَنْفُسَكُمْۜ
nefislerinizi
ذٰلِكُمْ
bu
خَيْرٌ
daha iyidir
لَكُمْ
sizin için
عِنْدَ
katında
بَارِئِكُمْۜ
yaratıcınız
فَتَابَ عَلَيْكُمْۜ
sizin tevbenizi kabul buyurmuş olur
اِنَّهُ
şüphesiz
هُوَ
O
التَّوَّابُ
tevbeyi çok kabul edendir
الرَّح۪يمُ
merhametlidir
﴿٥٤﴾
وَاِذْ
ve hani
قُلْتُمْ
demiştiniz
يَا مُوسٰى
ey Musa
لَنْ نُؤْمِنَ
inanmayız
لَكَ
sana
حَتّٰى
kadar
نَرَى
görünceye
اللّٰهَ
Allah'ı
جَهْرَةً
açıkça
فَاَخَذَتْكُمُ
derhal sizi yakalamıştı
الصَّاعِقَةُ
yıldırım gürültüsü
وَاَنْتُمْ
siz de
تَنْظُرُونَ
bunu görüyordunuz
﴿٥٥﴾
ثُمَّ
sonra
بَعَثْنَاكُمْ
sizi tekrar diriltmiştik
مِنْ بَعْدِ
ardından
مَوْتِكُمْ
ölümünüzün
لَعَلَّكُمْ
belki
تَشْكُرُونَ
şükredersiniz diye
﴿٥٦﴾
وَظَلَّلْنَا
ve gölgelik çektik
عَلَيْكُمُ
üstünüze
الْغَمَامَ
bulutu
وَاَنْزَلْنَا
ve indirdik
عَلَيْكُمُ
size
الْمَنَّ
kudret helvası
وَالسَّلْوٰىۜ
ve bıldırcın
كُلُوا
yeyin
مِنْ طَيِّبَاتِ
güzelliklerden
مَا رَزَقْنَاكُمْۜ
rızık olarak verdiğimiz
وَمَا ظَلَمُونَا
onlar bize zulmetmiyorlardı
وَلٰكِنْ
ama
كَانُٓوا
idiler
اَنْفُسَهُمْ
kendilerine
يَظْلِمُونَ
zulmetmekte
﴿٥٧﴾
◄
٧
- 7
►
Designed by
ÖFK
En iyi 1024 x 768 pikselde görüntülenir.