24 Mart 2025 - 24 Ramazan 1446
Pazartesi
ANA SAYFA
|
SURELER
|
AYET KARŞILAŞTIRMA
|
KUR'AN'DA ARA!
|
FİHRİST
|
DOWNLOAD
|
MOBİL
Kullanıcı :
Şifre :
Şifremi Unuttum
KAYDOL
Sure Seçiniz
Abese(80/42)
Âdiyât(100/11)
Ahkâf(46/35)
Ahzâb(33/73)
Âl-i İmrân(3/200)
Alak(96/19)
Ankebût(29/69)
Asr(103/3)
A’lâ(87/19)
A’râf(7/206)
Bakara(2/286)
Beled(90/20)
Beyyine(98/8)
Bürûc(85/22)
Câsiye(45/37)
Cin(72/28)
Cum’a(62/11)
Duhâ(93/11)
Duhân(44/59)
Enbiyâ(21/112)
Enfâl(8/75)
En’âm(6/165)
Fâtiha(1/7)
Fâtır(35/45)
Fecr(89/30)
Felâk(113/5)
Fetih(48/29)
Fil(105/5)
Furkân(25/77)
Fussilet(41/54)
Gâşiye(88/26)
Hac(22/78)
Hadîd(57/29)
Hâkka(69/52)
Haşr(59/24)
Hicr(15/99)
Hucurât(49/18)
Hûd(11/123)
Hümeze(104/9)
İbrahim(14/52)
İhlâs(112/4)
İnfitâr(82/19)
İnsan(76/31)
İnşikâk(84/25)
İnşirâh(94/8)
İsrâ(17/111)
Kadr(97/5)
Kâf(50/45)
Kâfirûn(109/6)
Kalem(68/52)
Kamer(54/55)
Kâri’a(101/11)
Kasas(28/88)
Kehf(18/110)
Kevser(108/3)
Kıyâme(75/40)
Kureyş(106/4)
Leyl(92/21)
Lokman(31/34)
Mâide(5/120)
Mâ’ûn(107/7)
Meryem(19/98)
Me’âric(70/44)
Mücâdele(58/22)
Müddessir(74/56)
Muhammed(47/38)
Mülk(67/30)
Mümtehine(60/13)
Münâfikûn(63/11)
Mürselât(77/50)
Mutaffifîn(83/36)
Müzzemmil(73/20)
Mü’min(40/85)
Mü’minûn(23/118)
Nahl(16/128)
Nâs(114/6)
Nasr(110/3)
Nâzi’ât(79/46)
Nebe’(78/40)
Necm(53/62)
Neml(27/93)
Nisâ(4/176)
Nûh(71/28)
Nûr(24/64)
Rahmân(55/78)
Ra’d(13/43)
Rûm(30/60)
Sâd(38/88)
Saff(61/14)
Sâffât(37/182)
Sebe’(34/54)
Secde(32/30)
Şems(91/15)
Şûrâ(42/53)
Şu’arâ(26/227)
Tâ-Hâ(20/135)
Tahrîm(66/12)
Talâk(65/12)
Târık(86/17)
Tebbet(111/5)
Teğâbun(64/18)
Tekâsür(102/8)
Tekvîr(81/29)
Tevbe(9/129)
Tîn(95/8)
Tûr(52/49)
Vâkı’a(56/96)
Yâsîn(36/83)
Yûnus(10/109)
Yûsuf(12/111)
Zâriyât(51/60)
Zilzâl(99/8)
Zuhruf(43/89)
Zümer(39/75)
Cüz Seçiniz
1. Cüz
2. Cüz
3. Cüz
4. Cüz
5. Cüz
6. Cüz
7. Cüz
8. Cüz
9. Cüz
10. Cüz
11. Cüz
12. Cüz
13. Cüz
14. Cüz
15. Cüz
16. Cüz
17. Cüz
18. Cüz
19. Cüz
20. Cüz
21. Cüz
22. Cüz
23. Cüz
24. Cüz
25. Cüz
26. Cüz
27. Cüz
28. Cüz
29. Cüz
30. Cüz
Sayfa Düzeni
سُورَةُ فَاطِر
/ Fâtır Suresi
◄
٤٣٨
- 438
►
22. Cüz /
الجزء ٢٢
هُوَ
O'dur
الَّذ۪ي جَعَلَكُمْ
sizi yapan
خَلَٓائِفَ
halifeler (yöneticiler)
فِي الْاَرْضِۜ
yeryüzünde
فَمَنْ
artık kim
كَفَرَ
nankörlük ederse
فَعَلَيْهِ
kendi zararınadır
كُفْرُهُۜ
nankörlüğü
وَلَا يَز۪يدُ
artırmaz
الْكَافِر۪ينَ
kafirlerin
كُفْرُهُمْ
küfrü
عِنْدَ
yanında
رَبِّهِمْ
Rableri
اِلَّا
başka bir şey
مَقْتاًۚ
gazabdan
وَلَا يَز۪يدُ
ve artırmaz
الْكَافِر۪ينَ
kafirlerin
كُفْرُهُمْ
küfrü
اِلَّا
başka bir şey
خَسَاراً
ziyandan
﴿٣٩﴾
قُلْ
de ki
اَرَاَيْتُمْ
siz gördünüz mü?
شُرَكَٓاءَكُمُ
ortaklarınızı
الَّذ۪ينَ تَدْعُونَ
yalvardığınız
مِنْ دُونِ
başka
اللّٰهِۜ
Allah'tan
اَرُون۪ي
bana gösterin
مَاذَا
hangi şeyi?
خَلَقُوا
onlar yarattılar
مِنَ الْاَرْضِ
yerden
اَمْ لَهُمْ
yoksa onların var mı?
شِرْكٌ
ortaklıkları
فِي السَّمٰوَاتِۚ
göklerde
اَمْ
yoksa
اٰتَيْنَاهُمْ
biz onlara verdik de
كِتَاباً
bir Kitap
فَهُمْ
onlar da
عَلٰى
üzerindeler
بَيِّنَتٍ
bir delil
مِنْهُۚ
ondan
بَلْ
hayır
اِنْ يَعِدُ
va'detmiyorlar
الظَّالِمُونَ
o zalimler
بَعْضُهُمْ بَعْضاً
birbirlerine
اِلَّا
başka bir şey
غُرُوراً
aldatmakdan
﴿٤٠﴾
اِنَّ
şüphesiz
اللّٰهَ
Allah
يُمْسِكُ
tutmaktadır
السَّمٰوَاتِ
gökleri
وَالْاَرْضَ
ve yeri
اَنْ تَزُولَاۚ
yıkılmamaları için
وَلَئِنْ
andolsun
زَالَتَٓا
ikisi yıkılsa
اِنْ اَمْسَكَهُمَا
onları tutamaz
مِنْ اَحَدٍ
hiç kimse
مِنْ بَعْدِه۪ۜ
ondan sonra
اِنَّهُ
şüphesiz O
كَانَ حَل۪يماً
halimdir
غَفُوراً
çok bağışlayandır
﴿٤١﴾
وَاَقْسَمُوا
yemin ettiler
بِاللّٰهِ
Allah'a
جَهْدَ
bütün gücüyle
اَيْمَانِهِمْ
yeminlerinin
لَئِنْ
andolsun eğer
جَٓاءَهُمْ
kendilerine gelirse
نَذ۪يرٌ
bir uyarıcı (peygamber)
لَيَكُونُنَّ
olacaklarına
اَهْدٰى
daha çok doğru yolda
مِنْ اِحْدَى
herbir
الْاُمَمِۚ
milletten
فَلَمَّا جَٓاءَهُمْ
fakat gelince
نَذ۪يرٌ
uyarıcı
مَا زَادَهُمْ
onların arttırmadı
اِلَّا
başka bir şey
نُفُوراًۙ
nefretten
﴿٤٢﴾
اِسْتِكْبَاراً
büyüklük taslama(larını)
فِي الْاَرْضِ
yeryüzünde
وَمَكْرَ
ve tuzak(lar) kurma(larını artırdı)
السَّيِّئِۜ
kötü
وَلَا يَح۪يقُ
dolanmaz
الْمَكْرُ
tuzak
السَّيِّئُ
kötü
اِلَّا
başkasına
بِاَهْلِه۪ۜ
sahibinden
فَهَلْ يَنْظُرُونَ
-mı bekliyorlar?
اِلَّا
başkasını
سُنَّتَ
yasasından
الْاَوَّل۪ينَۚ
öncekilerin
فَلَنْ تَجِدَ
bulamazsın
لِسُنَّتِ
yasasında
اللّٰهِ
Allah'ın
تَبْد۪يلاًۚ
bir değişme
وَلَنْ تَجِدَ
ve bulamazsın
لِسُنَّتِ
yasasında
اللّٰهِ
Allah'ın
تَحْو۪يلاً
bir sapma
﴿٤٣﴾
اَوَلَمْ يَس۪يرُوا
hiç gez(ip dolaş)madılar mı?
فِي الْاَرْضِ
yeryüzünde
فَيَنْظُرُوا
görsünler
كَيْفَ
nasıl
كَانَ
olduğunu
عَاقِبَةُ
sonunun
الَّذ۪ينَ مِنْ قَبْلِهِمْ
kendilerinden öncekilerin
وَكَانُٓوا
onlar idiler
اَشَدَّ
daha güçlü
مِنْهُمْ
bunlardan
قُوَّةًۜ
kuvvet bakımından
وَمَا كَانَ
yoktur
اللّٰهُ
Allah'ı
لِيُعْجِزَهُ
engelleyecek
مِنْ شَيْءٍ
bir şey
فِي السَّمٰوَاتِ
göklerde
وَلَا
ve yoktur
فِي الْاَرْضِۜ
yerde
اِنَّهُ كَانَ
şüphesiz O
عَل۪يماً
bilendir
قَد۪يراً
güçlüdür
﴿٤٤﴾
◄
٤٣٨
- 438
►
Designed by
ÖFK
En iyi 1024 x 768 pikselde görüntülenir.