Ve darabe lenâ meśelen venesiye ḣalkah(u)(s) kâle men yuhyî-l’izâme vehiye ramîm(un)
Ve bize bir örnek getirmede ve yaratılışını da unutmada, çürüyüp dağılmış kemikleri kim diriltir demede.
(Üstelik) Kendi yaratılışını unutarak Bize misal vermeye kalkıştı ve “Şu çürümüş kemikleri kim diriltecekmiş?" diye (delil göstermeye yeltendi).
Kendi yaratılışını unutarak, güya bir örnek vermeye kalkışıyor ve diyor ki: “Şu çürümüş, toz ufak olmuş kemikleri bu hale geldikten sonra, kim diriltebilecek, olur mu böyle şey?”
Kendi yaratılışını unutarak, aklı sıra bize karşı delil niteliğinde misaller getirmeye, ders vermeye kalkışıyor.
“Şu çürümüş kemikleri kim diriltecek?” diyor.
Kendi yaratılışını unutarak bize bir örnek verdi. Dedi ki: "Çürümüş dağılmış bir haldeyken bu kemikleri kim diriltecek?"
Kendi yaratılışını unutarak bize bir örnek verdi; dedi ki: 'Çürümüş-bozulmuşken, bu kemikleri kim diriltecekmiş?'
(Nutfeden) yaratılışını unutarak bize bir de misal getirdi: “- Bu kemikleri kim diriltir, onlar çürüyüp dağılmışken?” dedi.
Kendi yaradılışını unutmuşçasına bizim için misal biçti. “Kemikler çürümüşken kim onları canlandırabilir?” dedi.
Kendi yaratılışını unutarak bize karşı misal getirmeye kalkışıyor ve “Şu çürümüş kemikleri kim diriltecek?” diyor.
Unutarak kendi yaratılışın: «Kim diriltir çürümüşken kemiği?» diye bize bir masal söylüyor
Kendi yaratılışını unutarak ve “çürümüş kemikleri kim diriltecek?” diyerek bize örnek vermeye kalkışmıştır.
Bize mesel îrâd idiyor, kendi hilkatini unutuyor bize "Bu çürümüş kemikleri kim diriltebilür?" diyor.
77,78. İnsan kendisini bir nutfeden yarattığımızı görmez mi ki hemen apaçık bir hasım kesilir ve kendi yaratılışını unutur da; "Çürümüş kemikleri kim yaratacak" diyerek, Bize misal vermeye kalkar?
Bir de kendi yaratılışını unutarak bize bir örnek getirdi. Dedi ki: “Çürümüşlerken kemikleri kim diriltecek?”
Kendi yaratılışını unutup bize örnek getirmeye kalkışıyor ve “Şu çürümüş kemiklere kim can verecekmiş?” diyor.
Kendi yaratılışını unutarak bize karşı misal getirmeye kalkışıyor ve: «Şu çürümüş kemikleri kim diriltecek?» diyor.
Ve yaradılışını unutarak bize örnekli bir soru yöneltti: "Çürüdükten sonra kemikleri kim diriltecek?"
Yaratılışını unutarak bize bir de mesel fırlattı: "Kim diriltecekmiş o çürümüş kemikleri?" dedi.
Yaratılışını unutarak bize bir de mesel fırlattı: kim diriltir o kemikleri onlar çürümüşken? dedi
(O kâfir,) kendi yaratılışını unutarak, bize karşı misal getirmeye kalkışıyor ve “Şu çürümüş kemikleri kim diriltecek?” diyor.
Nasıl yaratıldığını dikkate almayarak, bir de Bize örnek veriyor: “Kemiklerimiz çürüyüp gitmişken, kim onlara can verecek?” diyor.
O, kendi yaratılışını unutarak bize bir misâl getirdi: «Bu çürümüş kemiklere kim can verecekmiş?» dedi.
Kendi yaratılışını unuttu da bize bir misâl getirdi: “Onlar çürümüş olduğu hâlde, şu kemikleri kim diriltecek?” dedi.
Bir de (o inkâra şartlanmış insan) kendi yaratılışını unutarak bize bir de misal getirdi: “Bu kemikleri kim diriltir, onlar çürüyüp dağılmışken?” dedi.
Yaratılışını unutarak, kalkmış birde bize “Toprağın içinde darma dağın olmuş kemik tozlarını kim yeniden diriltecek” diyerek misaller getirmeye çalışıyor.
kendisinin nasıl yaratıldığını unutuyor da Bize şunu soruyor: "Bu çürümüş kemikleri kim bir daha diriltebilir?" diyor.
Kendi yaratılışını unutarak Biz’e bir misal vermeye kalktı.²⁴ “Bu un ufak olmuş [remîm] kemikleri kim diriltir?” dedi.
Kendi yaratılışını unutarak bize bir örnek verdi de şöyle dedi: “Çürümüş bozulmuşken, bu kemikleri kim diriltecek?”
Kendi yaratılışını unutuyor da, aklı sıra Bize misal getirmeye kalkıyor: Her şeye kadir olan Yaratıcıyı, yaratılanlarla bir tutarak, “Şu çürüyüp dağılmış kemikleri kim diriltecekmiş?” diyor.
Kendi yaratılışını unuttu; bize misâl verdi:
“Çürümüş iken Kemikler’i kim diriltir?” dedi.
Şu işe bakın. Kendi yaratılışını unutup bize örnek veriyor. " Çürümüş kemikleri kim diriltecekmiş " diyor.
Bakar mısın? Kendi yaratılışını unutarak bize karşı misal getirmeye çalışıyor. Hiç düşünmeden, hiç akıl etmeden, hiç utanmadan, eline kemiği almış: "Şu çürümüş kemikleri kim diriltecek?" diyor.
Kendi yaratılışını unutarak bize örnek vermeye kalkışmış ve “Çürümüş kemikleri kim diriltebilirmiş ki!” demişti. [*]
Kendi yaratılışını unutup, “şu çürümüş kemikleri kim diriltecek?” ¹diyerek Bize bir de örnek vermeye kalkıyor.
Ama o hem [Bizi tartışmakta ve] Bizim hakkımızda karşılaştırmalar yapmakta, ⁴⁶ hem de bizzat kendisinin nasıl yaratılmış olduğundan gafil bulunmaktadır! [Ve bunun şaşkınlığıyla da] “Kim, çürüyüp toz olmuş kemiklere hayat verebilir?” diye sormaktadır!
Evet kendisinin nasıl yaratıldığını unutmuş, tutmuş bize bir de misal veriyor ve: – Bu un ufak olmuş kemikleri kim diriltecek? Diyor. 17/98, 2378...90
Bir yandan Bizim için benzerler düzüp koşarken, öte yandan kendisinin (bir damlacık sudan) yaratılışını unutarak şöyle dedi: “Çürüyüp toza toprağa karışmış kemiklere kim hayat verecek?”
Kendi yaratılışını unutarak bize karşı misal getiriyor da, "Şu çürümüş kemiklere kim can verecekmiş?" diyor.
Ve kendi yaradılışını unuttu da Bize bir misâl iradına kalkıştı, dedi ki: «Kemikleri kim diriltebilir ki, onlar çürümüşlerdir?»
Nasıl yaratıldığını unutarak, bir de misâl fırlattı Bize: “O çürümüş kemikleri kim diriltecek! ” diye.
Kendi yaratılışını unutarak bize bir mesel verdi: "Şu çürümüş kemikleri kim diriltecek?" dedi.
Bizim içün mesel darb itdi. Ve kendi nasıl halk oldığını unutdı. "Toz hâline gelmiş olan kemikleri kim canlandırır?" didi.
Nasıl yaratıldığını unutarak bize örnek gösterir de der ki; “çürük kemikleri kim diriltebilirmiş?”
Kendi yaratılışını unutup, bize örnek veriyor:-Bu çürümüş kemikleri kim diriltebilir? diyor.
Kendi yaratılışını unuttu, Bize misal getirmeye kalktı: “Çürümüş kemikleri kim diriltecek?” diye,
Kendi yaratılışını unutmuş da bize örnek veriyor. Ve bir de şöyle diyor: "Şu çürümüş kemiklere kim hayat verecek?"
U Bizga: “Chirigan suyaklarni kim ham tiriltira oladi?” – deb, masal keltirdi-yu, lekin o‘zining qanday yaratilishini unutib qo‘ydi.
daħı urdı bize meŝel daħı unıttı yaradılışını eyitti “kim dirilde söñükleri anlar çürimiş iken?”
Daḫı bize meẟel urur, öz nefsini yaradılmaġı unuddurur. Eydür ki: Kimdirildür süñükleri çürüyecek‐iken.
Öz yaradılışını unudub: “Çürümüş sümükləri kim dirildə bilər?!” – deyə, hələ Bizə bir məsəl də çəkdi.
And he hath coined for Us a similitude, and hath forgotten the fact of his creation, saying: Who will revive these bones when they have rotted away?
And he makes comparisons(4024) for Us, and forgets his own (origin and) Creation: He says, "Who can give life to (dry) bones and decomposed ones (at that)?"
Designed by ÖFK En iyi 1024 x 768 pikselde görüntülenir. |