E-ulkiye-żżikru ‘aleyhi min beyninâ bel huve keżżâbun eşir(un)
Vahiy, içimizden gelegele ona mı geliyor? Hayır, o, yalancı kendini beğenmiş birisi.
“Zikir (Kur’ani ilim ve şeref, kala kala) içimizden ona mı bırakıldı? Zaten o çok yalan uyduran ve kendisini beğenmiş bir şımarıktır” (diyecek kadar küstahlaşmışlardı).
Vahiy aramızda gele gele O'na mı geliyor? Hayır O, yalancı ve şımarığın birisidir” dediler.
“Vahiy, aramızdan ona, Sâlih'e mi indirildi? O küstah bir yalancıdır.” dediler.
Zikir (kitap, vahiy) aramızdan ona mı bırakıldı? Hayır, o kendini beğenmiş yalancının biridir."
'Zikr (vahy) içimizden ona mı bırakıldı? Hayır, o çok yalan söyleyen, kendini beğenmiş bir şımarıktır.'
O kitab (vahy) aramızdan ona mı bırakılıyor? Doğrusu o, şımarık bir yalancıdır.”
Kendi içimizden ona mı mesaj indi? Belki o, bize üstünlük kurmak isteyen bir yalancıdır, dediler.
Vahiy ancak, aramızdan ona mı gelmiş? Hayır, o çok yalancıdır, çok da şer!»
Zikir (vahiy) aramızdan bir tek ona mı verildi? Hayır, o yalancı küstahın biridir” demişlerdi.
24,25. "Bizim gibi bir âdemi mi dinleyeceğiz? Öyle yapar isek dalâlete ve cinnete mübtelâ oluruz, ihtârât içimizden yalnız birine mi vahy olundı? Bu şerîr bir yalancıdır" didiler.
24,25. "İçimizden bir insana mı uyacağız? O zaman biz sapıklık ve delilik etmiş oluruz. Kitap, aramızda, ona mı verilmiş? Hayır, o pek yalancı ve şımarığın biridir" dediler.
“Bizim aramızdan vahiy ona mı verildi? Hayır o, yalancının, şımarığın biridir.”
İlâhî mesaj içimizden ona mı gönderilmiş? Hayır o, yalancının, küstahın biri!”
«Vahiy, aramızda ona mı verildi? Hayır o, yalancı ve şımarığın biridir» (dediler.)
"Mesaj aramızdan ona mı verildi? O, yalancı küstahın biridir."
"Zikir, aramızdan ona mı bırakıldı? Hayır o, yalancı, küstahın biridir" (dediler).
O zikir aramızdan ona mı bırakıyorlar? Belki o bir şimarık yalancıdır
(Bunca zengin ve asil insan dururken) bizim aramızdan vahiy ona mı verildi? Hayır! O, yalancı ve şımarığın birisidir.”
«Bizim aramızdan vahy ona mı verildi? Hayır, o, şımarık, aşırı bir yalancıdır».
“Zikir (:vahiy) aramızdan ona mı verildi? Hayır! O, küstah bir yalancıdır.”
“Zikir (Vahiy), aramızdan ona mı indirildi? Hayır! O, şımarık bir yalancıdır!”
‘’Zikir (hakikat ilmi, kitap, vahiy) aramızdan ona mı bırakıldı? Doğrusu, o kendini beğenmiş pek yalancının biridir’’ (dediler).
“Öğüt veren kitap aramızdan ona mı verilmesi gerekiyordu? Hayır, haddini bilmez, bozguncunun (şerli) birisi” dediler.
Bizim aramızda kendisine kitap gönderilecek bir o mu kaldı? Yok, o utanmazın, yalancının biridir."
Biz vahye lâyıkken ona mı vahiy indirildi? Hayır o, yalana dadanmış, kendini beğenmiş biridir».
“Vahiy, aramızdan ona mı verilmiş? Bilakis o, şımarık bir yalancıdır.”
“Zikr (vahiy) içimizden ona mı bırakıldı? Hayır, o, çok yalan söyleyen kendini beğenmiş bir şımarıktır.”
“Aramızda bunca zengin ve asil insan dururken, ilâhî öğüt ona mı indirilmiş? Hayır! Doğrusu Sâlih, küstah bir yalancıdan başka bir şey değildir!”
“Zikir / Hatırlama / Anma, bizim aramızda ona mı kalmış? Aksine o bir şımarık yalancı!”.
Bizimkiler de:" yahu Kuran bizden birine mi yani şu pis yalancıya mı indirildi ! " diyorlar.
"Bizim aramızdan vahiy böyle birine mi verildi? Hayır, o yalancının şımarığın biridir." dediler.
24,25. Ve: “İçimizden (bizim gibi hem de) yalnız bir insana mı uyacağız?¹ O zaman biz, tam bir sapkınlık ve çılgınlık yapmış oluruz. (Bizler dururken) vahiy ona mı indirildi? Hayır, o şımarık bir yalancıdır.” dediler.
Neden içimizden bir tek o’na [ilahî] öğüt ve uyarı indirildi? Hayır, o küstah bir yalancıdan başka bir şey değil!”
Hem bu vahiy içimizden bula bula bunu mu bulmuş. Hayır, aslında o küstah bir yalancı. 38/8, 43/31
Vahiy, aramızdan bir tek ona mı indirildi? Hayır, aksine o yalanda sınır tanımayan mağrurun biri.”
Vahiy, aramızda ona mı verilmiş? (Ondan daha layık olan bir kimse yok mu?) Hayır!.. (Bu asla mümkün değil, olsa olsa) O yalancı ve şımarığın biridir" dediler.
«O zikir, bizim aramızdan O'nun üzerine mi bırakılmıştır. Hayır. O bir mağrur, fazla yalancıdır.»
23, 24, 25. Semûd kavmi de Peygamberlerini yalancı saydılar ve: “Yani biz, ” dediler, “içimizden bir adamın peşinden mi gideceğiz? Böyle yaparsak doğrusu sapıtmış ve çıldırmış oluruz! Ne o, yani bu kitap, içimizden bula bula onu mu buldu, o mu buna lâyık görülmüş? Hiç de öyle değil, bilakis o, yalancının, küstahın tekidir! ”
Zikir, aramızdan ona mı bırakıldı? Hayır o, yalancı küstahın biridir!
Aramızdan ona mı kitâb nâzil oldı? Şübhesiz o, gâyet şerli bir yalancıdır" didiler.
Doğru bilgi içimizden ona mı verilmiş? Aslında o; yalancının, kendini beğenmişin teki!”
-Aramızdan, vahiy ona mı gönderilmiş? Hayır, O, yalancı küstahın biridir.
“Aramızdan ona mı vahiy verilmiş? O şımarık yalancının biridir.”
"Aramızdan öğüt ona mı verildi? Hayır, o yalancı küstahın biridir."
Bizlarning oramizdan o‘shanga eslatma tushirilibdimi?! Yo‘q, u kazzob va kibrlidir.
“iy bıraġıldı mı vaḥy anuñ üzere aramuzdan? belki ol yalancıdur bundurmış.”
Bizüm yanumuzda vaḥy olunan var‐iken oña vaḥy mi geldi? Bel ki o keẕẕāb ve müte‐kebbirdür.
Məgər içərimizdən vəhy yalnız onamı nazil olmuşdur?! Xeyr, o, yalançının, lovğanın biridir!”
Hath the remembrance been given unto him alone among us? Nay, but he is a rash liar.
Designed by ÖFK En iyi 1024 x 768 pikselde görüntülenir. |