24 Eylül 2025 - 1 Rebiü'l-Ahir 1447 Çarşamba

ANA SAYFA | SURELER  | AYET KARŞILAŞTIRMA |KUR'AN'DA ARA! |FİHRİST | DOWNLOAD | MOBİL
Kullanıcı : Şifre :   Şifremi Unuttum    KAYDOL
Hicr Suresi 22. Ayet

Ayeti Dinle



Meal Ekle/Çıkar

Hepsini Göster/Gizle


Tercihinizin bir sonraki oturumda hatırlanması için giriş yapmalısınız.

Arapça Metin
Türkçe Transcript
Abdulbaki Gölpınarlı Meali
Abdullah-Ahmet Akgül Meali
Abdullah Parlıyan Meali
Ahmet Tekin Meali
Ahmet Varol Meali
Ali Bulaç Meali
Ali Fikri Yavuz Meali
Bahaeddin Sağlam Meali
Bayraktar Bayraklı Meali
Besim Atalay Meali (1965)
Cemal Külünkoğlu Meali
Cemil Said (1924)
Diyanet İşleri Meali (Eski)
Diyanet İşleri Meali (Yeni)
Kur'an Yolu (Diyanet İşleri)
Diyanet Vakfı Meali
Edip Yüksel Meali
Elmalılı Hamdi Yazır Meali
Elmalılı Meali (Orijinal)
Emrah Demiryent Meali
Erhan Aktaş Meali
Hasan Basri Çantay Meali
Haydar Öztürk-Serkan Yılmaz Meali
Hayrat Neşriyat Meali
İhsan Aktaş Meali
İlyas Yorulmaz Meali
İsmayıl Hakkı Baltacıoğlu
İsmail Hakkı İzmirli
İsmail Yakıt
Kadri Çelik Meali
Mahmut Kısa Meali
Mahmut Özdemir Meali
Mehmet Çakır Meali
Mehmet Çoban Meali
Mehmet Okuyan Meali
Mehmet Türk Meali
Muhammed Esed Meali
Mustafa Çavdar Meali
Mustafa İslamoğlu Meali
Orhan Kuntman Meali
Ömer Nasuhi Bilmen Meali
Suat Yıldırım Meali
Süleyman Ateş Meali
Süleyman Tevfik (1927)
Süleymaniye Vakfı Meali
Şaban Piriş Meali
Ümit Şimşek Meali
Yaşar Nuri Öztürk Meali
Sardorxon Jahongir
Eski Anadolu Türkçesi
Satıraltı Meal (1534)
Bunyadov-Memmedeliyev
M. Pickthall (English)
Yusuf Ali (English)
Tercihinizin hatırlanması için
giriş yapmalısınız.

Meallerdeki sıralama bir tercih sıralaması değil alfabetik sıralamadır. Ziyaretçilerimiz takip etmek istedikleri mealleri sol sütundan seçerek ilerleyebilirler. Tercihlerinin hatırlanması için "Tercihimi Hatırla" tıklanmalıdır.
 
 

Veerselnâ-rriyâha levâkiha feenzelnâ mine-ssemâ-i mâen feeskaynâkumûhu vemâ entum lehu biḣâzinîn(e)

Yüklü rüzgarlar gönderdik de gökten yağmur yağdırdık, suya kandırdık sizi ve onu koruyup saklayan siz değilsiniz.

Ve (meyve oluşması için ağaçlardaki dişi ve erkek çiçek tozlarını) aşılayıcılar olarak rüzgârları gönderdik, böylece gökten su indirdik de sizleri sulayıverdik. Oysa siz (tatlı su kaynaklarının yer altındaki tutucuları ve) onun hazine koruyucuları da değilsiniz. (Suları ve yağmurları hem yağdırmaya hem de dağlarda ve yer altı katmanlarında depolamaya güç yetiremezsiniz.)

Aşılayıcı, bereket verici rüzgarları gönderiyor ve ayrıca susuzluğunuzu gidermek için gökten su indiriyoruz; yoksa onun kaynağını elinde tutan siz değilsiniz.

Biz rüzgarları tozlaşma yapması için aşılayıcı ve bulutları yoğunlaştırıcı olarak görevlendirdik. Gökten su indirerek depoladık. Bu su ile sizin su ihtiyacınızı karşıladık. Siz, yeterli suyu depolayamıyorsunuz.

bk. Kur’ân-ı Kerim, 16/10; 39/21; 56/68-74; 67/30.

Rüzgarları aşılayıcı olarak gönderdik. Böylece gökten su indirerek onunla sizi suladık. Onun depolayıcıları siz değilsiniz.

Ve aşılayıcılar olarak rüzgarları gönderdik, böylece gökten su indirdik de sizleri suladık. Oysa siz onun hazine-koruyucuları değilsiniz.

Biz (bitki ve bulutlar için) aşılayıcı rüzgârlar gönderdik de gökten bir su indirip sizi onunla suvardık. O suyu hazinelerde tutan da siz değilsiniz.

Rüzgârları da aşılayıcılar olarak salıverdik de, onunla gökten bir su indirdik. Ve onu size içirdik. Onun stokcusu siz değilsiniz.(*)

(*) Suyun yer küresi ve atmosferde muhafaza edilmesi, devridaim sayesinde bayatlamaktan, kirlenmekten korunması, ölçülü ve ihtiyaca göre indirilmesi, ... Devamı..

Biz, rüzgârları dölleyici olarak gönderdik ve böylece gökten su indirdik de sizi onunla suladık. Yoksa, siz o suyu depolayamazdınız.[254]

[254] Rüzgarların aşılayıcılığı hakkında geniş bilgi için bk. Bayraklı, KUR’ÂN TEFSÎRİ, X, 323-325.

Göndererek can verici yelleri, gökten yağmur indirdik, sizi onunla suvardık; onun toplayıcısı değilsiniz siz

Biz (bitki ve bulutlar için) rüzgârları aşılayıcı olarak gönderdik, gökten su indirerek sizi onunla suladık. Onu toplayıp depolayan da siz değilsiniz.

“Rüzgârları aşılayıcı olarak gönderdik” ifadesi, rüzgârın bitkiler üzerinde hem tozlaşmada büyük rol oynadığını hem de onların erkek tohumlarını dişi ... Devamı..

İlkâh idici rüzgârları gönderiyoruz. Sulamak içün de su indiriyoruz. Siz o suları iddihâr itmiyorsunuz.

Rüzgarları aşılayıcı olarak gönderdik; yukarıdan su indirdik de sizi onunla suladık. Yoksa siz onu toplayamazdınız.

Rüzgârları da aşılayıcı olarak gönderip yukarıdan su indirerek sizi onunla suladık. Onu toplayıp depolayan da siz değilsiniz.[297]

Bu âyet-i kerimede, rüzgârların hem bitkilerin tozlaşmasındaki oynadığı role hem de bulutları sürükleyerek meydana getirdiği aşılamaya işaret edilmekt... Devamı..

Biz, rüzgârları aşılayıcı olarak gönderdik, gökten su indirip onunla sizin su ihtiyacınızı karşıladık. Onu depolayan siz değildiniz.

Biz, rüzgârları aşılayıcı olarak gönderdik ve gökten bir su indirdik de onunla su ihtiyacınızı karşıladık. (Biz bunları yapmasaydık) siz onu (yeterli) suyu depolayamazdınız.  

 Âyette rüzgârın bir aşılayıcı olarak gönderildiği ifade edilmektedir ki, bugün ilim, yağmurun yağmasında rüzgârın büyük rol oynadığını; aynı zamanda ... Devamı..

Rüzgarı aşılayıcı olarak gönderdik; gökten bir su indirip sizi onunla suladık. Oysa siz onu depo edemezdiniz.

Biz rüzgarları aşılayıcı olarak gönderdik ve gökten bir su indirip sizi onunla suladık. O suyu hazinelerde tutan da siz değilsiniz.

Bir de aşılayıcı rüzgârlar gönderdik de Semâdan bir kadrile bir su indirip sizi onunla suvardık, onu hazînelerde tutan siz değilsiniz

Biz, (yağmur yüklü bulutlar oluşturmak üzere) rüzgârları aşılayıcı olarak gönderdik ve gökten (bulutlar vasıtasıyla) bir su indirdik de onunla su ihtiyacınızı karşıladık. Onu (yağmur suyunu) toplayıp (bulutlarda) depolayan siz değilsiniz. (O suyu kudretimizle, bulutlarda depolayıp, dilediğimiz yere dilediğimiz miktarda yağdıran biziz.)

Biz, rüzgarları aşılayıcı¹ olarak gönderdik de böylece gökten su indirdik ve sizi onunla suya kavuşturduk. Onun hazinelerini² oluşturan siz değilsiniz.

1- Bulutları. 2- Yer üstü ve yer altı su kaynaklarını.

Biz aşılayıcı rüzgârlar gönderdik. Gökden de su indirib onunla sizleri sıvardık. Bunların hazinedarları da siz değilsiniz.

Ve aşılayıcılar olarak rüzgârları gönderdik. Böylece gökten su indirip sizi suya kavuşturduk. Oysa onu depolayan da siz değilsiniz.

[25/48]

Rüzgârları ise aşılayıcılar olarak gönderdik de gökten bir su indirip böylece onunla sizi suladık.(3) Hem onu (o suları), mahzenler(in)de tutanlar siz değilsiniz.

(3)“Rüzgârlara bak ki: Sâir hakîmâne (hikmetli), kerîmâne (ikrâm edici) fâidelerinin ve vazîfelerinin şehâdetiyle gāyet mühim ve kesretli (pek çok) va... Devamı..

Biz (bitkiler ve bulutlar için) rüzgârları aşılayıcı (ve aynı zamanda su buharı olan bulutları yoğunlaştırıcı) olarak gönderdik, ardından da gökten (bulutlardan) su indirerek sizi onunla suladık. Oysa o suyu (deniz, nehir ve göller hâlinde yerde) depolayan da siz değilsiniz.*

(*) Rüzgârlar bitkilerin üremesinde, bitki tozlarını taşıyarak rol oynamaktadır. Aynı zamanda rüzgârlar, yağmur yağabilmesi için yağmur bulutlarını da... Devamı..

Bitkilere aşılayıcı rüzgârları gönderip, gökten su indirerek sizi ve onları biz sularız. Bu kaynakların koruyucusu da siz değilsiniz.

Biz aşılayıcı yeller gönderdik. Gökten indirdiğimiz su ile de sizi suvardık. Bu suyu toplamak sizin elinizde değildir.

Biz, rüzgârları bulutlarla yüklü gönderdik, gökten su indirdik de sizi suladık. Siz onu toplayamazsınız [³].

[3] Yağmurlar elinizde değildir.

Rüzgârları da aşılayıcı/dölleyici olarak gönderdik. Gökten su indirerek sizi onunla suladık. Onu toplayıp (yer altında) depolayan [hâzinîn] da siz değilsiniz.

Aşılayıcılar olarak rüzgârları gönderdik. Böylece gökten su indirdik de sizleri suladık. Oysa onu haznelerde (yeryüzünün derinliklerinde) koruyanlar siz değilsiniz.

Gerek çiçek tozlarını taşıyıp bitkilerdeki erkek ve dişi unsurlar arasında döllenmeyi sağlamak, gerekse su buharlarını sürükleyerek yağmur yüklü bulutlar oluşturmak üzere, rüzgârları aşılayıcı olarak gönderiyoruz; böylece gökten sağanak sağanak su indiriyor ve bu sayede sizin su ihtiyacınızı karşılıyoruz. Yoksa siz onu böyle dağlarda, pınarlarda, bulutlarda, yeraltında depolayamazdınız.

Yüklü Rüzgârlar’ı da gönderdik. Gök’ten su indirdik; onunla sizi suladık. Onu hazneleyenler / depolayanlar siz değilsiniz!

Önce aşılayıcı rüzgâr salıyor, ardından gökten su indiriyoruz. Sizleri bu suyla kana kana suluyoruz. Yoksa bu kadar suyu bir yerde tutamazdınız.

Rüzgârları aşılayıcı olarak gönderdik! Gökten su indirdik! Böylece sizi suladık. Bu düzeni kurmasaydık ihtiyaçlarınız olan suları depolayamazdınız.

Biz, rüzgârları aşılayıcılar olarak gönderdik [*] ve gökten su indirdik de onunla su ihtiyacınızı karşıladık. Siz onu depolayamazdınız.

Burada rüzgârların bitkilerin aşılanmasındaki rolüne dikkat çekilmektedir.

Ve rüzgârları aşılayıcı olarak gönderip, (bulutları aşılayarak) gökten su indirdik¹ ve sizleri onunla suladık. (Böyle yapmasaydık) siz o (suyu) koruyamazdınız.²

1 Levakıh: “likah” kökünden lâkıha’nın çoğuludur. Likah, aşı demektir. Lâkıha da, “aşılı” veya “aşıcı” manalarına gelir. İbnu Abbas’tan bunun tefsirin... Devamı..

[Bitkileri] döllendirmek, bereketlendirmek için ²¹ rüzgarları gönderiyor; ve ayrıca, susuzluğunuzu gidermek için gökten su indiriyoruz; yoksa onun kaynağını elinde tutan siz değilsiniz.

21 Yani, hem tozlaşmada oynadıkları rol için, hem de yağmur yüklü bulutları sürüklemeleri için.

Biz, bulutları aşılayıp yağmurla yüklemek üzere rüzgârları göndeririz. Bu şekilde gökten yağmuru yağdırır ve onunla sizin su ihtiyacını karşılarız. Yoksa bu rahmetin kaynağının sahibi siz değilsiniz. 7/57, 25/48, 30/48, 35/9

Yine, aşılayıcı rüzgârları[²⁰⁴⁰] Biz sevk etmişiz; bunun sonucunda gökten suyu indirmiş ve onunla sizi suya kandırmışız; yoksa onun kaynağına hükmeden siz değilsiniz.

[2040] Hem bulutları sürükleyerek yağmurun yağmasında rol üstlenmelerine, hem de bitkilerin döllenmesine hayatî katkıda bulunmalarına bir atıf. İbn Ab... Devamı..

Biz rüzgarları aşılayıcı olarak göndeririz (Polen taneleri uçuşarak yerlerini bulur, erkek dişi çiftleşerek meyveler verir) Gökten su indiririz de, sizin (ve tarlalarınızın) su ihtiyacını karşılarız. Suyu (toprağın altında biriktirip) depolayan da siz değilsiniz!

Ve rüzgârları da aşılayıcılar olarak gönderdik. Sonra gökten su indirdik de onunla sizleri suvardık ve siz onun için hazinedar değilsiniz.

Aşılayıcı Rüzgârlar gönderdik. Derken gökten yağmur indirip onunla sizi suladık. Halbuki o suyu hazinelerde depolayan da sizler değilsiniz. [39, 21; 56, 68-74; 16, 10; 67, 30]

Rüzgarların bitkilerdeki erkek ve dişi unsurlar arasında döllenmeyi sağladıklarına işaret ediliyor. Âyetin son kısmı ise kaynak sularını oluşturan ila... Devamı..

Rüzgarları, aşılayıcı olarak gönderdik de gökten su indirdik, böylece sizi suladık. Onu depolayan siz değilsiniz.

Rüzgârlar, su buharından oluşan bulutları birbirine çarpıştırır. Bu çarpışmadan bulutlar arasında elektron alışverişi olur; şimşek meydana gelir. Rüzg... Devamı..

Rüzgârları yükli olarak göndeririz. Gökden su indirerek sizi onunla suvarırız. Onı siz iddihâr ider değilsiniz.

Rüzgârları aşı yapma göreviyle göndeririz. Gökten su indirir, onunla su ihtiyacınızı karşılarız. Onun kaynağı sizin elinizde değildir.

Sert rüzgarlar gönderdik, onunla sizi suladığımız suyu gökten indirdik. Siz onun sahibi değilsiniz.

Biz aşılayıcı rüzgârlar gönderdik,(3) gökten bir su indirip sizi suladık. O suyu hazinelerde saklayan siz değilsiniz.(4)

(3) Rüzgârın gerek bitki tozlaşmasındaki, gerekse bulutların teşekkülünde yoğunlaşma çekirdekleri olarak rol alacak toz zerrelerinin, yukarı atmosfer ... Devamı..

Rüzgârları dölleyiciler olarak gönderdik; gökten bir su indirdik de onunla sizi suvardık. Onun depolayıcıları siz değilsiniz.

Biz shamollarni daraxtlar hosil berishi uchun changlatuvchi va urchituvchilar qilib yubordik. Ketidan osmondan suv yog‘‎dirib u bilan sizlarni suvga to‘‎ydirdik. Aksincha, siz uni g‘‎amlab oluvchilar emassiz.

daħı viribidük yilleri aġaç yarıcı yillerken. pes indürdük gökden śū pes śuvarduķ sizi anuñ-ile. daħı degülsiz anı śaķlayıcılar.

Daḫı gönderdük yilleri, ulu bulıtları getürüp. Pes indürdük gökden ṣular,pes içürdük anları size. Daḫı siz anı ṣaḳlayamazsız

Biz (buludla) yüklənmiş (bitkilərə, ağaclara həyat verən, onları tozlandıran) külək göndərdik, göydən yağmur endirib sizə su verdik (içirtdik). Yoxsa onu yığıb saxlayan (bir yerə toplayan) siz deyilsiniz! (Allah yağış suyunu saxlayıb istədiyi vaxt, istədiyi yerə yağdırar).

And We send the winds fertilizing, and cause water to descend from the sky, and give it you to drink. It is not ye who are the holders of the store thereof.

And We send the fecundating(1960) winds, then cause the rain to descend from the sky, therewith providing you with water (in abundance), though ye are not the guardians(1961) of its stores.(1962)

1960 Lawaqih, plural of l aqih, from laqaha, to impregnate or fecundate the female date palm by putting the pollen of the male tree on to the ovaries ... Devamı..


Designed by ÖFK
En iyi 1024 x 768 pikselde görüntülenir.