22 Ocak 2025 - 22 Receb 1446
Çarşamba
ANA SAYFA
|
SURELER
|
AYET KARŞILAŞTIRMA
|
KUR'AN'DA ARA!
|
FİHRİST
|
DOWNLOAD
|
MOBİL
Kullanıcı :
Şifre :
Şifremi Unuttum
KAYDOL
Sure Seçiniz
Abese(80/42)
Âdiyât(100/11)
Ahkâf(46/35)
Ahzâb(33/73)
Âl-i İmrân(3/200)
Alak(96/19)
Ankebût(29/69)
Asr(103/3)
A’lâ(87/19)
A’râf(7/206)
Bakara(2/286)
Beled(90/20)
Beyyine(98/8)
Bürûc(85/22)
Câsiye(45/37)
Cin(72/28)
Cum’a(62/11)
Duhâ(93/11)
Duhân(44/59)
Enbiyâ(21/112)
Enfâl(8/75)
En’âm(6/165)
Fâtiha(1/7)
Fâtır(35/45)
Fecr(89/30)
Felâk(113/5)
Fetih(48/29)
Fil(105/5)
Furkân(25/77)
Fussilet(41/54)
Gâşiye(88/26)
Hac(22/78)
Hadîd(57/29)
Hâkka(69/52)
Haşr(59/24)
Hicr(15/99)
Hucurât(49/18)
Hûd(11/123)
Hümeze(104/9)
İbrahim(14/52)
İhlâs(112/4)
İnfitâr(82/19)
İnsan(76/31)
İnşikâk(84/25)
İnşirâh(94/8)
İsrâ(17/111)
Kadr(97/5)
Kâf(50/45)
Kâfirûn(109/6)
Kalem(68/52)
Kamer(54/55)
Kâri’a(101/11)
Kasas(28/88)
Kehf(18/110)
Kevser(108/3)
Kıyâme(75/40)
Kureyş(106/4)
Leyl(92/21)
Lokman(31/34)
Mâide(5/120)
Mâ’ûn(107/7)
Meryem(19/98)
Me’âric(70/44)
Mücâdele(58/22)
Müddessir(74/56)
Muhammed(47/38)
Mülk(67/30)
Mümtehine(60/13)
Münâfikûn(63/11)
Mürselât(77/50)
Mutaffifîn(83/36)
Müzzemmil(73/20)
Mü’min(40/85)
Mü’minûn(23/118)
Nahl(16/128)
Nâs(114/6)
Nasr(110/3)
Nâzi’ât(79/46)
Nebe’(78/40)
Necm(53/62)
Neml(27/93)
Nisâ(4/176)
Nûh(71/28)
Nûr(24/64)
Rahmân(55/78)
Ra’d(13/43)
Rûm(30/60)
Sâd(38/88)
Saff(61/14)
Sâffât(37/182)
Sebe’(34/54)
Secde(32/30)
Şems(91/15)
Şûrâ(42/53)
Şu’arâ(26/227)
Tâ-Hâ(20/135)
Tahrîm(66/12)
Talâk(65/12)
Târık(86/17)
Tebbet(111/5)
Teğâbun(64/18)
Tekâsür(102/8)
Tekvîr(81/29)
Tevbe(9/129)
Tîn(95/8)
Tûr(52/49)
Vâkı’a(56/96)
Yâsîn(36/83)
Yûnus(10/109)
Yûsuf(12/111)
Zâriyât(51/60)
Zilzâl(99/8)
Zuhruf(43/89)
Zümer(39/75)
Cüz Seçiniz
1. Cüz
2. Cüz
3. Cüz
4. Cüz
5. Cüz
6. Cüz
7. Cüz
8. Cüz
9. Cüz
10. Cüz
11. Cüz
12. Cüz
13. Cüz
14. Cüz
15. Cüz
16. Cüz
17. Cüz
18. Cüz
19. Cüz
20. Cüz
21. Cüz
22. Cüz
23. Cüz
24. Cüz
25. Cüz
26. Cüz
27. Cüz
28. Cüz
29. Cüz
30. Cüz
Sayfa Düzeni
سُورَةُ النَّازعَات
/ Nâzi’ât Suresi
◄
٥٨٣
- 583
►
30. Cüz /
الجزء ٣٠
هَلْ اَتٰيكَ
sana geldi mi?
حَد۪يثُ
haberi
مُوسٰىۢ
Musa'nın
﴿١٥﴾
اِذْ
hani
نَادٰيهُ
ona seslenmişti
رَبُّهُ
Rabbi
بِالْوَادِ
vadi'de
الْمُقَدَّسِ
kutsal
طُوًىۚ
Tuva'da
﴿١٦﴾
اِذْهَبْ
git
اِلٰى فِرْعَوْنَ
Fir'avn'a
اِنَّهُ
çünkü o
طَغٰىۘ
azdı
﴿١٧﴾
فَقُلْ
de ki
هَلْ لَكَ
ister misin?
اِلٰٓى اَنْ تَزَكّٰىۙ
arınmayı
﴿١٨﴾
وَاَهْدِيَكَ
seni ileteyim
اِلٰى رَبِّكَ
Rabbine
فَتَخْشٰىۚ
O'ndan korkasın
﴿١٩﴾
فَاَرٰيهُ
ona gösterdi
الْاٰيَةَ
mu'cizeyi
الْـكُبْرٰىۘ
büyük
﴿٢٠﴾
فَـكَذَّبَ
fakat o yalanladı
وَعَصٰىۘ
ve karşı geldi
﴿٢١﴾
ثُمَّ
sonra
اَدْبَرَ
sırtını döndü
يَسْعٰىۘ
çalışmağa koyuldu
﴿٢٢﴾
فَحَشَرَ
topladı
فَنَادٰىۘ
ve bağırdı
﴿٢٣﴾
فَقَالَ
ve dedi
اَنَا۬
ben
رَبُّكُمُ
sizi Rabbinizim
الْاَعْلٰىۘ
en yüce
﴿٢٤﴾
فَاَخَذَهُ
onu cezalandırdı
اللّٰهُ
Allah
نَكَالَ
azabıyle
الْاٰخِرَةِ
sonun
وَالْاُو۫لٰىۜ
ve ilkin
﴿٢٥﴾
اِنَّ
şüphesiz
ف۪ي ذٰلِكَ
bunda vardır
لَعِبْرَةً
ibret
لِمَنْ
kimse için
يَخْشٰىۜ۟
korkacak
﴿٢٦﴾
ءَاَنْتُمْ
siz mi?
اَشَدُّ
daha çetinsiniz
خَلْقاً
yaratılışça
اَمِ
yoksa
السَّمَٓاءُۜ
gök (mü?)
بَنٰيهَا۠
(Allah) onu yaptı
﴿٢٧﴾
رَفَعَ
yükseltti
سَمْكَهَا
kalınlığını
فَسَوّٰيهَاۙ
onu düzenledi
﴿٢٨﴾
وَاَغْطَشَ
örtüp kararttı
لَيْلَهَا
gecesini
وَاَخْرَجَ
ve açığa çıkardı
ضُحٰيهَاۖ
kuşluğunu
﴿٢٩﴾
وَالْاَرْضَ
yeri
بَعْدَ
sonra da
ذٰلِكَ
bundan
دَحٰيهَاۜ
yayıp yuvarlattı
﴿٣٠﴾
اَخْرَجَ
çıkardı
مِنْهَا
ondan
مَٓاءَهَا
suyunu
وَمَرْعٰيهَاۖ
ve otlağını
﴿٣١﴾
وَالْجِبَالَ
ve dağları
اَرْسٰيهَاۙ
oturttu
﴿٣٢﴾
مَتَاعاً
geçimi için
لَكُمْ
sizin
وَلِاَنْعَامِكُمْۜ
ve hayvanlarınızın
﴿٣٣﴾
فَاِذَا
zaman
جَٓاءَتِ
geldiği
الطَّٓامَّةُ
herşeyi bastıran o felaket
الْكُبْرٰىۘ
büyük
﴿٣٤﴾
يَوْمَ
o gün
يَتَذَكَّرُ
hatırlar
الْاِنْسَانُ
insan
مَا سَعٰىۙ
neye çalıştı
﴿٣٥﴾
وَبُرِّزَتِ
ortaya çıkarılmıştır
الْجَح۪يمُ
cehennem
لِمَنْ
kimseler için
يَرٰى
gören
﴿٣٦﴾
فَاَمَّا
artık
مَنْ
kim
طَغٰىۙ
azmışsa
﴿٣٧﴾
وَاٰثَرَ
ve yeğlemişse
الْحَيٰوةَ
hayatını
الدُّنْيَاۙ
dünya
﴿٣٨﴾
فَاِنَّ
elbette
الْجَح۪يمَ
cehennemdir
هِيَ
onun
الْمَأْوٰىۜ
barınağı
﴿٣٩﴾
وَاَمَّا
ama
مَنْ
kim
خَافَ
korkmuşsa
مَقَامَ
divanında durmaktan
رَبِّه۪
Rabbinin
وَنَهَى
ve men'etmişse
النَّفْسَ
nefsi(ni)
عَنِ الْهَوٰىۙ
kötü heves(ler)den
﴿٤٠﴾
فَاِنَّ
elbette
الْجَنَّةَ
cennettir
هِيَ الْمَأْوٰىۜ
onun barınağı
﴿٤١﴾
يَسْـَٔلُونَكَ
sana soruyorlar
عَنِ السَّاعَةِ
sa'atden
اَيَّانَ
ne zaman?
مُرْسٰيهَاۜ
demir atacak
﴿٤٢﴾
ف۪يمَ
nerede?
اَنْتَ
sen
مِنْ ذِكْرٰيهَاۜ
onun söylemek nerede?
﴿٤٣﴾
اِلٰى
aittir
رَبِّكَ
Rabbine
مُنْتَهٰيهَاۜ
onun bilgisi
﴿٤٤﴾
اِنَّمَٓا
ancak
اَنْتَ
sen
مُنْذِرُ
uyarıcısın
مَنْ
olanları
يَخْشٰيهَاۜ
ondan korkacak
﴿٤٥﴾
كَاَنَّهُمْ
onlar sanki gibidir
يَوْمَ
gün
يَرَوْنَهَا
onu gördükleri
لَمْ يَلْبَثُٓوا
(dünyada) kalmamışlar
اِلَّا
başka
عَشِيَّةً
bir akşamdan
اَوْ
veya
ضُحٰيهَا
onun kuşluk vaktinden
﴿٤٦﴾
◄
٥٨٣
- 583
►
Designed by
ÖFK
En iyi 1024 x 768 pikselde görüntülenir.