26 Ocak 2025 - 26 Receb 1446
Pazar
ANA SAYFA
|
SURELER
|
AYET KARŞILAŞTIRMA
|
KUR'AN'DA ARA!
|
FİHRİST
|
DOWNLOAD
|
MOBİL
Kullanıcı :
Şifre :
Şifremi Unuttum
KAYDOL
Sure Seçiniz
Abese(80/42)
Âdiyât(100/11)
Ahkâf(46/35)
Ahzâb(33/73)
Âl-i İmrân(3/200)
Alak(96/19)
Ankebût(29/69)
Asr(103/3)
A’lâ(87/19)
A’râf(7/206)
Bakara(2/286)
Beled(90/20)
Beyyine(98/8)
Bürûc(85/22)
Câsiye(45/37)
Cin(72/28)
Cum’a(62/11)
Duhâ(93/11)
Duhân(44/59)
Enbiyâ(21/112)
Enfâl(8/75)
En’âm(6/165)
Fâtiha(1/7)
Fâtır(35/45)
Fecr(89/30)
Felâk(113/5)
Fetih(48/29)
Fil(105/5)
Furkân(25/77)
Fussilet(41/54)
Gâşiye(88/26)
Hac(22/78)
Hadîd(57/29)
Hâkka(69/52)
Haşr(59/24)
Hicr(15/99)
Hucurât(49/18)
Hûd(11/123)
Hümeze(104/9)
İbrahim(14/52)
İhlâs(112/4)
İnfitâr(82/19)
İnsan(76/31)
İnşikâk(84/25)
İnşirâh(94/8)
İsrâ(17/111)
Kadr(97/5)
Kâf(50/45)
Kâfirûn(109/6)
Kalem(68/52)
Kamer(54/55)
Kâri’a(101/11)
Kasas(28/88)
Kehf(18/110)
Kevser(108/3)
Kıyâme(75/40)
Kureyş(106/4)
Leyl(92/21)
Lokman(31/34)
Mâide(5/120)
Mâ’ûn(107/7)
Meryem(19/98)
Me’âric(70/44)
Mücâdele(58/22)
Müddessir(74/56)
Muhammed(47/38)
Mülk(67/30)
Mümtehine(60/13)
Münâfikûn(63/11)
Mürselât(77/50)
Mutaffifîn(83/36)
Müzzemmil(73/20)
Mü’min(40/85)
Mü’minûn(23/118)
Nahl(16/128)
Nâs(114/6)
Nasr(110/3)
Nâzi’ât(79/46)
Nebe’(78/40)
Necm(53/62)
Neml(27/93)
Nisâ(4/176)
Nûh(71/28)
Nûr(24/64)
Rahmân(55/78)
Ra’d(13/43)
Rûm(30/60)
Sâd(38/88)
Saff(61/14)
Sâffât(37/182)
Sebe’(34/54)
Secde(32/30)
Şems(91/15)
Şûrâ(42/53)
Şu’arâ(26/227)
Tâ-Hâ(20/135)
Tahrîm(66/12)
Talâk(65/12)
Târık(86/17)
Tebbet(111/5)
Teğâbun(64/18)
Tekâsür(102/8)
Tekvîr(81/29)
Tevbe(9/129)
Tîn(95/8)
Tûr(52/49)
Vâkı’a(56/96)
Yâsîn(36/83)
Yûnus(10/109)
Yûsuf(12/111)
Zâriyât(51/60)
Zilzâl(99/8)
Zuhruf(43/89)
Zümer(39/75)
Cüz Seçiniz
1. Cüz
2. Cüz
3. Cüz
4. Cüz
5. Cüz
6. Cüz
7. Cüz
8. Cüz
9. Cüz
10. Cüz
11. Cüz
12. Cüz
13. Cüz
14. Cüz
15. Cüz
16. Cüz
17. Cüz
18. Cüz
19. Cüz
20. Cüz
21. Cüz
22. Cüz
23. Cüz
24. Cüz
25. Cüz
26. Cüz
27. Cüz
28. Cüz
29. Cüz
30. Cüz
Sayfa Düzeni
سُورَةُ الحَشر
/ Haşr Suresi
◄
٥٤٧
- 547
►
28. Cüz /
الجزء ٢٨
فَكَانَ
nihayet oldu
عَاقِبَتَهُمَٓا
sonları
اَنَّهُمَا
ikisinin de
فِي النَّارِ
ateşte kalmaları
خَالِدَيْنِ
ebedi olarak
ف۪يهَاۜ
orada
وَذٰلِكَ
budur
جَزٰٓؤُا
cezası
الظَّالِم۪ينَ۟
zalimlerin
﴿١٧﴾
يَٓا اَيُّهَا
ey
الَّذ۪ينَ اٰمَنُوا
inananlar
اتَّقُوا
korkun
اللّٰهَ
Allah'tan
وَلْتَنْظُرْ
ve baksın
نَفْسٌ
kişi
مَا قَدَّمَتْ
ne gönderdiğine
لِغَدٍۚ
yarın için
وَاتَّقُوا
ve korkun
اللّٰهَۜ
Allah'tan
اِنَّ
çünkü
اللّٰهَ
Allah
خَب۪يرٌ
bilmektedir
بِمَا تَعْمَلُونَ
yaptıklarınızı
﴿١٨﴾
وَلَا تَكُونُوا
olmayın
كَالَّذ۪ينَ
kimseler gibi
نَسُوا
unutanlar
اللّٰهَ
Allah'ı
فَاَنْسٰيهُمْ
ve onlara unutturduğu
اَنْفُسَهُمْۜ
kendi canlarını
اُو۬لٰٓئِكَ
işte
هُمُ
onlar
الْفَاسِقُونَ
yoldan çıkanlardır
﴿١٩﴾
لَا يَسْتَـو۪ٓي
bir olmaz
اَصْحَابُ
halkı
النَّارِ
ateş
وَاَصْحَابُ
ve halkı
الْجَنَّةِۜ
cennet
اَصْحَابُ
halkıdır
الْجَنَّةِ
cennet
هُمُ
onlar
الْـفَٓائِزُونَ
kurtulanlar
﴿٢٠﴾
لَوْ
şayet
اَنْزَلْنَا
biz indirseydik
هٰذَا
bu
الْقُرْاٰنَ
Kur'an'ı
عَلٰى جَبَلٍ
bir dağa
لَرَاَيْتَهُ
onu görürdün
خَاشِعاً
baş eğmiş
مُتَصَدِّعاً
parçalanmış
مِنْ خَشْيَةِ
korkusundan
اللّٰهِۜ
Allah
وَتِلْكَ
bu
الْاَمْثَالُ
misalleri
نَضْرِبُهَا
anlatıyoruz
لِلنَّاسِ
insanlara
لَعَلَّهُمْ
umulur ki
يَتَفَكَّرُونَ
düşünürler
﴿٢١﴾
هُوَ
O
اللّٰهُ
Allah'tır
الَّذ۪ي
ki
لَٓا
yoktur
اِلٰهَ
tanrı
اِلَّا
başka
هُوَۚ
O'ndan
عَالِمُ
bilir
الْغَيْبِ
görülmeyeni
وَالشَّهَادَةِۚ
ve görüleni
هُوَ
O
الرَّحْمٰنُ
çok esirgeyen
الرَّح۪يمُ
çok acıyandır
﴿٢٢﴾
هُوَ
O
اللّٰهُ
Allah'tır
الَّذ۪ي
ki
لَٓا
yoktur
اِلٰهَ
tanrı
اِلَّا
başka
هُوَۚ
O'ndan
اَلْمَلِكُ
melik (padişahtır)
الْقُدُّوسُ
kuddus (mukaddestir)
السَّلَامُ
selam (esenlik verendir)
الْمُؤْمِنُ
mü'min (güvenlik verendir)
الْمُهَيْمِنُ
müheymin (kollayıp koruyandır)
الْعَز۪يزُ
aziz (üstün galibdir)
الْجَبَّارُ
cebbar (istediğini zorla yaptırandır)
الْمُتَكَبِّرُۜ
mütekebbir(çok uludur)
سُبْحَانَ
yücedir
اللّٰهِ
Allah
عَمَّا يُشْرِكُونَ
ortak koşmalarından
﴿٢٣﴾
هُوَ
O
اللّٰهُ
Allah
الْخَالِقُ
yaratandır
الْبَارِئُ
var edendir
الْمُصَوِّرُ
biçim verendir
لَهُ
O'nundur
الْاَسْمَٓاءُ
isimler
الْحُسْنٰىۜ
en güzel
يُسَبِّـحُ
tesbih ederler
لَهُ
O'nu
مَا
bulunanlar
فِي السَّمٰوَاتِ
göklerde
وَالْاَرْضِۚ
ve yerde
وَهُوَ
ve O
الْعَز۪يزُ
azizdir (mutlak galip)
الْحَك۪يمُ
hakimdir (hükümdar herşeyi hikmetle yapan)
﴿٢٤﴾
◄
٥٤٧
- 547
►
Designed by
ÖFK
En iyi 1024 x 768 pikselde görüntülenir.