9 Şubat 2025 - 11 Şaban 1446
Pazar
ANA SAYFA
|
SURELER
|
AYET KARŞILAŞTIRMA
|
KUR'AN'DA ARA!
|
FİHRİST
|
DOWNLOAD
|
MOBİL
Kullanıcı :
Şifre :
Şifremi Unuttum
KAYDOL
Sure Seçiniz
Abese(80/42)
Âdiyât(100/11)
Ahkâf(46/35)
Ahzâb(33/73)
Âl-i İmrân(3/200)
Alak(96/19)
Ankebût(29/69)
Asr(103/3)
A’lâ(87/19)
A’râf(7/206)
Bakara(2/286)
Beled(90/20)
Beyyine(98/8)
Bürûc(85/22)
Câsiye(45/37)
Cin(72/28)
Cum’a(62/11)
Duhâ(93/11)
Duhân(44/59)
Enbiyâ(21/112)
Enfâl(8/75)
En’âm(6/165)
Fâtiha(1/7)
Fâtır(35/45)
Fecr(89/30)
Felâk(113/5)
Fetih(48/29)
Fil(105/5)
Furkân(25/77)
Fussilet(41/54)
Gâşiye(88/26)
Hac(22/78)
Hadîd(57/29)
Hâkka(69/52)
Haşr(59/24)
Hicr(15/99)
Hucurât(49/18)
Hûd(11/123)
Hümeze(104/9)
İbrahim(14/52)
İhlâs(112/4)
İnfitâr(82/19)
İnsan(76/31)
İnşikâk(84/25)
İnşirâh(94/8)
İsrâ(17/111)
Kadr(97/5)
Kâf(50/45)
Kâfirûn(109/6)
Kalem(68/52)
Kamer(54/55)
Kâri’a(101/11)
Kasas(28/88)
Kehf(18/110)
Kevser(108/3)
Kıyâme(75/40)
Kureyş(106/4)
Leyl(92/21)
Lokman(31/34)
Mâide(5/120)
Mâ’ûn(107/7)
Meryem(19/98)
Me’âric(70/44)
Mücâdele(58/22)
Müddessir(74/56)
Muhammed(47/38)
Mülk(67/30)
Mümtehine(60/13)
Münâfikûn(63/11)
Mürselât(77/50)
Mutaffifîn(83/36)
Müzzemmil(73/20)
Mü’min(40/85)
Mü’minûn(23/118)
Nahl(16/128)
Nâs(114/6)
Nasr(110/3)
Nâzi’ât(79/46)
Nebe’(78/40)
Necm(53/62)
Neml(27/93)
Nisâ(4/176)
Nûh(71/28)
Nûr(24/64)
Rahmân(55/78)
Ra’d(13/43)
Rûm(30/60)
Sâd(38/88)
Saff(61/14)
Sâffât(37/182)
Sebe’(34/54)
Secde(32/30)
Şems(91/15)
Şûrâ(42/53)
Şu’arâ(26/227)
Tâ-Hâ(20/135)
Tahrîm(66/12)
Talâk(65/12)
Târık(86/17)
Tebbet(111/5)
Teğâbun(64/18)
Tekâsür(102/8)
Tekvîr(81/29)
Tevbe(9/129)
Tîn(95/8)
Tûr(52/49)
Vâkı’a(56/96)
Yâsîn(36/83)
Yûnus(10/109)
Yûsuf(12/111)
Zâriyât(51/60)
Zilzâl(99/8)
Zuhruf(43/89)
Zümer(39/75)
Cüz Seçiniz
1. Cüz
2. Cüz
3. Cüz
4. Cüz
5. Cüz
6. Cüz
7. Cüz
8. Cüz
9. Cüz
10. Cüz
11. Cüz
12. Cüz
13. Cüz
14. Cüz
15. Cüz
16. Cüz
17. Cüz
18. Cüz
19. Cüz
20. Cüz
21. Cüz
22. Cüz
23. Cüz
24. Cüz
25. Cüz
26. Cüz
27. Cüz
28. Cüz
29. Cüz
30. Cüz
Sayfa Düzeni
سُورَةُ البَقَرَة
/ Bakara Suresi
◄
٥
- 5
►
1. Cüz /
الجزء ١
وَاِذْ
bir zamanlar
قَالَ
dedi ki
رَبُّكَ
Rabbin
لِلْمَلٰٓئِكَةِ
meleklere
اِنّ۪ي
şüphesiz ben
جَاعِلٌ
yaratacağım
فِي الْاَرْضِ
yeryüzünde
خَل۪يفَةًۜ
bir halife
قَالُٓوا
dediler (melekler)
اَتَجْعَلُ
mi yaratacaksın?
ف۪يهَا
orada
مَنْ
kimse
يُفْسِدُ
bozgunculuk yapan
ف۪يهَا
orada
وَيَسْفِكُ
döken
الدِّمَٓاءَۚ
kan
وَنَحْنُ
oysa biz
نُسَبِّحُ
tesbih ediyor
بِحَمْدِكَ
seni överek
وَنُقَدِّسُ
ve takdis ediyoruz
لَكَۜ
seni
قَالَ
dedi
اِنّ۪ٓي
şüphesiz ben
اَعْلَمُ
bilirim
مَا
şeyleri
لَا تَعْلَمُونَ
bilmediğiniz
﴿٣٠﴾
وَعَلَّمَ
ve öğretti
اٰدَمَ
Adem'e
الْاَسْمَٓاءَ
isimleri
كُلَّهَا
bütün
ثُمَّ
sonra
عَرَضَهُمْ
onları sunup
عَلَى الْمَلٰٓئِكَةِ
meleklere
فَقَالَ
dedi
اَنْبِؤُ۫ن۪ي
bana söyleyin
بِاَسْمَٓاءِ
isimlerini
هٰٓؤُ۬لَٓاءِ
onların
اِنْ
eğer
كُنْتُمْ
iseniz
صَادِق۪ينَ
doğru kimseler
﴿٣١﴾
قَالُوا
dediler ki
سُبْحَانَكَ
Seni tesbih ederiz
لَا
yoktur
عِلْمَ لَنَٓا
bilgimiz
اِلَّا
başka
مَا عَلَّمْتَنَاۜ
senin bize öğrettiğinden
اِنَّكَ
şüphesiz sen
اَنْتَ
sen
الْعَل۪يمُ
bilen
الْحَك۪يمُ
hakim olansın
﴿٣٢﴾
قَالَ
(Allah) dedi ki
يَٓا اٰدَمُ
ey Adem
اَنْبِئْهُمْ
bunlara haber ver
بِاَسْمَٓائِهِمْۚ
onların isimlerini
فَلَمَّٓا اَنْبَاَهُمْ
bunlara haber verince
بِاَسْمَٓائِهِمْۙ
onların isimlerini
قَالَ
(Allah) dedi ki
اَلَمْ اَقُلْ
dememiş miydim?
لَكُمْ
size
اِنّ۪ٓي
şüphesiz ben
اَعْلَمُ
bilirim
غَيْبَ
gayblarını
السَّمٰوَاتِ
göklerin
وَالْاَرْضِ
ve yerin
وَاَعْلَمُ
ve bilirim
مَا
şeyleri
تُبْدُونَ
sizin açıkladıklarınız
وَمَا
ve şeyleri
كُنْتُمْ
olduğunuz
تَكْتُمُونَ
gizlemekte
﴿٣٣﴾
وَاِذْ
hani
قُلْنَا
demiştik
لِلْمَلٰٓئِكَةِ
Meleklere
اسْجُدُوا
secde edin
لِاٰدَمَ
Adem'e
فَسَجَدُٓوا
hemen secde ettiler
اِلَّٓا
hariç
اِبْل۪يسَۜ
İblis
اَبٰى
kaçındı
وَاسْتَكْبَرَ
kibirlendi
وَكَانَ
ve oldu
مِنَ الْكَافِر۪ينَ
inkarcılardan
﴿٣٤﴾
وَقُلْنَا
dedik ki
يَٓا اٰدَمُ
ey Adem
اسْكُنْ
oturun
اَنْتَ
sen
وَزَوْجُكَ
ve eşin
الْجَنَّةَ
cennette
وَكُلَا
yeyin
مِنْهَا
ondan
رَغَداً
bol bol
حَيْثُ شِئْتُمَاۖ
dilediğiniz yerde
وَلَا تَقْرَبَا
yaklaşmayın
هٰذِهِ
şu
الشَّجَرَةَ
ağaca
فَتَكُونَا
olursunuz
مِنَ الظَّالِم۪ينَ
zalimlerden
﴿٣٥﴾
فَاَزَلَّهُمَا
derken onlar(ın ayağın)ı kaydırdı
الشَّيْطَانُ
şeytan
عَنْهَا
oradan
فَاَخْرَجَهُمَا
çıkardı
مِمَّا كَانَا
bulundukları yerden
ف۪يهِۖ
içinde
وَقُلْنَا
dedik ki
اهْبِطُوا
inin
بَعْضُكُمْ
kiminiz
لِبَعْضٍ
kiminize
عَدُوٌّۚ
düşman olarak
وَلَكُمْ
sizin için vardır
فِي الْاَرْضِ
yeryüzünde
مُسْتَقَرٌّ
kalmak
وَمَتَاعٌ
ve nimet
اِلٰى ح۪ينٍ
bir süre
﴿٣٦﴾
فَتَلَقّٰٓى
derken aldı
اٰدَمُ
Adem
مِنْ رَبِّه۪
Rabbinden
كَلِمَاتٍ
kelimeler
فَتَابَ عَلَيْهِۜ
bunun üzerine onun tevbesini kabul etti
اِنَّهُ
Şüphesiz
هُوَ
O
التَّوَّابُ
tevbeyi çok kabul edendir
الرَّح۪يمُ
çok esirgeyendir
﴿٣٧﴾
◄
٥
- 5
►
Designed by
ÖFK
En iyi 1024 x 768 pikselde görüntülenir.