21 Mart 2023 - 28 Şaban 1444
Salı
ANA SAYFA
|
SURELER
|
AYET KARŞILAŞTIRMA
|
KUR'AN'DA ARA!
|
FİHRİST
|
DOWNLOAD
|
MOBİL
Kullanıcı :
Şifre :
Şifremi Unuttum
KAYDOL
Sure Seçiniz
Abese(80/42)
Âdiyât(100/11)
Ahkâf(46/35)
Ahzâb(33/73)
Âl-i İmrân(3/200)
Alak(96/19)
Ankebût(29/69)
Asr(103/3)
A’lâ(87/19)
A’râf(7/206)
Bakara(2/286)
Beled(90/20)
Beyyine(98/8)
Bürûc(85/22)
Câsiye(45/37)
Cin(72/28)
Cum’a(62/11)
Duhâ(93/11)
Duhân(44/59)
Enbiyâ(21/112)
Enfâl(8/75)
En’âm(6/165)
Fâtiha(1/7)
Fâtır(35/45)
Fecr(89/30)
Felâk(113/5)
Fetih(48/29)
Fil(105/5)
Furkân(25/77)
Fussilet(41/54)
Gâşiye(88/26)
Hac(22/78)
Hadîd(57/29)
Hâkka(69/52)
Haşr(59/24)
Hicr(15/99)
Hucurât(49/18)
Hûd(11/123)
Hümeze(104/9)
İbrahim(14/52)
İhlâs(112/4)
İnfitâr(82/19)
İnsan(76/31)
İnşikâk(84/25)
İnşirâh(94/8)
İsrâ(17/111)
Kadr(97/5)
Kâf(50/45)
Kâfirûn(109/6)
Kalem(68/52)
Kamer(54/55)
Kâri’a(101/11)
Kasas(28/88)
Kehf(18/110)
Kevser(108/3)
Kıyâme(75/40)
Kureyş(106/4)
Leyl(92/21)
Lokman(31/34)
Mâide(5/120)
Mâ’ûn(107/7)
Meryem(19/98)
Me’âric(70/44)
Mücâdele(58/22)
Müddessir(74/56)
Muhammed(47/38)
Mülk(67/30)
Mümtehine(60/13)
Münâfikûn(63/11)
Mürselât(77/50)
Mutaffifîn(83/36)
Müzzemmil(73/20)
Mü’min(40/85)
Mü’minûn(23/118)
Nahl(16/128)
Nâs(114/6)
Nasr(110/3)
Nâzi’ât(79/46)
Nebe’(78/40)
Necm(53/62)
Neml(27/93)
Nisâ(4/176)
Nûh(71/28)
Nûr(24/64)
Rahmân(55/78)
Ra’d(13/43)
Rûm(30/60)
Sâd(38/88)
Saff(61/14)
Sâffât(37/182)
Sebe’(34/54)
Secde(32/30)
Şems(91/15)
Şûrâ(42/53)
Şu’arâ(26/227)
Tâ-Hâ(20/135)
Tahrîm(66/12)
Talâk(65/12)
Târık(86/17)
Tebbet(111/5)
Teğâbun(64/18)
Tekâsür(102/8)
Tekvîr(81/29)
Tevbe(9/129)
Tîn(95/8)
Tûr(52/49)
Vâkı’a(56/96)
Yâsîn(36/83)
Yûnus(10/109)
Yûsuf(12/111)
Zâriyât(51/60)
Zilzâl(99/8)
Zuhruf(43/89)
Zümer(39/75)
Cüz Seçiniz
1. Cüz
2. Cüz
3. Cüz
4. Cüz
5. Cüz
6. Cüz
7. Cüz
8. Cüz
9. Cüz
10. Cüz
11. Cüz
12. Cüz
13. Cüz
14. Cüz
15. Cüz
16. Cüz
17. Cüz
18. Cüz
19. Cüz
20. Cüz
21. Cüz
22. Cüz
23. Cüz
24. Cüz
25. Cüz
26. Cüz
27. Cüz
28. Cüz
29. Cüz
30. Cüz
Sayfa Düzeni
سُورَةُ فُصّلَت
/ Fussilet Suresi
◄
٤٧٦
- 476
►
24. Cüz /
الجزء ٢٤
سُورَةُ حٰمٓ السجدة / فُصّلَت
مَكِّيَةٌ وَهِيَ
٥٤
ايَةً - الترتيب الوحي
٦١
حٰمٓۜ
Ha mim
﴿١﴾
تَنْز۪يلٌ
indirilmiştir
مِنَ الرَّحْمٰنِ
Rahman'dan
الرَّح۪يمِۚ
Rahim'den
﴿٢﴾
كِتَابٌ
bir Kitaptır
فُصِّلَتْ
açıklanmış
اٰيَاتُهُ
ayetleri
قُرْاٰناً
okunan
عَرَبِياًّ
Arapça
لِقَوْمٍ
bir toplum için
يَعْلَمُونَۙ
bilen
﴿٣﴾
بَش۪يراً
müjdeleyici olarak
وَنَذ۪يراًۚ
ve uyarıcı olarak
فَاَعْرَضَ
fakat yüz çevirmiştir
اَكْثَرُهُمْ
çokları
فَهُمْ
onlar
لَا يَسْمَعُونَ
işitmezler
﴿٤﴾
وَقَالُوا
dediler ki
قُلُوبُنَا
kalblerimiz
ف۪ٓي
içinde
اَكِنَّةٍ
kılıflar var
مِمَّا
şeye karşı
تَدْعُونَٓا
bizi çağırdığın
اِلَيْهِ
kendisine
وَف۪ٓي
ve var
اٰذَانِنَا
kulaklarımızda
وَقْرٌ
bir ağırlık
وَمِنْ بَيْنِنَا
ve bizim aramızda var
وَبَيْنِكَ
seninle
حِجَابٌ
bir perde
فَاعْمَلْ
sen (istediğini) yap
اِنَّـنَا
biz de
عَامِلُونَ
yapıyoruz
﴿٥﴾
قُلْ
de ki
اِنَّـمَٓا
elbette
اَنَا۬
ben
بَشَرٌ
bir insanım
مِثْلُكُمْ
sizin gibi
يُوحٰٓى
vahyediliyor
اِلَيَّ
bana
اَنَّـمَٓا
elbette
اِلٰهُـكُمْ
tanrınızın
اِلٰهٌ
tanrı olduğu
وَاحِدٌ
bir tek
فَاسْتَق۪يمُٓوا
doğrulun
اِلَيْهِ
O'na
وَاسْتَغْفِرُوهُۜ
O'ndan mağfiret dileyin
وَوَيْلٌ
vay haline
لِلْمُشْرِك۪ينَۙ
ortak koşanların
﴿٦﴾
الَّذ۪ينَ
onlar ki
لَا يُؤْتُونَ
vermezler
الزَّكٰوةَ
zekat
وَهُمْ
ve onlar
بِالْاٰخِرَةِ
ahireti
هُمْ
onlar
كَافِرُونَ
inkar ederler
﴿٧﴾
اِنَّ
şüphesiz
الَّذ۪ينَ اٰمَنُوا
iman edenler
وَعَمِلُوا
ve yapanlar
الصَّالِحَاتِ
iyi işler
لَهُمْ
onlar için vardır
اَجْرٌ
bir mükafat
غَيْرُ مَمْنُونٍ۟
kesintisiz
﴿٨﴾
قُلْ
de ki
اَئِنَّكُمْ
siz mi?
لَتَكْفُرُونَ
inkar ediyorsunuz
بِالَّذ۪ي خَلَقَ
yaratanı
الْاَرْضَ
arzı
ف۪ي يَوْمَيْنِ
iki günde
وَتَجْعَلُونَ
ve koşuyorsunuz
لَـهُٓ
O'na
اَنْدَاداًۜ
eşler
ذٰلِكَ
O
رَبُّ
Rabbidir
الْعَالَم۪ينَۚ
alemlerin
﴿٩﴾
وَجَعَلَ
yaptı
ف۪يهَا
arza
رَوَاسِيَ
ağır baskılar
مِنْ فَوْقِهَا
üstünden
وَبَارَكَ
ve bereketler yarattı
ف۪يهَا
onda
وَقَدَّرَ
ve takdir etti
ف۪يهَٓا
onda
اَقْوَاتَهَا
gıdalarını
ف۪ٓي اَرْبَعَةِ
dört
اَيَّامٍۜ
günde
سَوَٓاءً
eşit olarak
لِلسَّٓائِل۪ينَ
arayıp soranlar için
﴿١٠﴾
ثُمَّ
sonra
اسْتَوٰٓى
yöneldi
اِلَى السَّمَٓاءِ
göğe
وَهِيَ دُخَانٌ
duman halinde olan
فَقَالَ
dedi
لَهَا
ona
وَلِلْاَرْضِ
ve arza
ائْتِيَا
gelin
طَوْعاً
isteyerek
اَوْ
veya
كَرْهاًۜ
istemeyerek
قَالَـتَٓا
dediler ki
اَتَيْنَا
geldik
طَٓائِع۪ينَ
isteyerek
﴿١١﴾
◄
٤٧٦
- 476
►
Designed by
ÖFK
En iyi 1024 x 768 pikselde görüntülenir.