15 Temmuz 2025 - 19 Muharrem 1447
Salı
ANA SAYFA
|
SURELER
|
AYET KARŞILAŞTIRMA
|
KUR'AN'DA ARA!
|
FİHRİST
|
DOWNLOAD
|
MOBİL
Kullanıcı :
Şifre :
Şifremi Unuttum
KAYDOL
Sure Seçiniz
Abese(80/42)
Âdiyât(100/11)
Ahkâf(46/35)
Ahzâb(33/73)
Âl-i İmrân(3/200)
Alak(96/19)
Ankebût(29/69)
Asr(103/3)
A’lâ(87/19)
A’râf(7/206)
Bakara(2/286)
Beled(90/20)
Beyyine(98/8)
Bürûc(85/22)
Câsiye(45/37)
Cin(72/28)
Cum’a(62/11)
Duhâ(93/11)
Duhân(44/59)
Enbiyâ(21/112)
Enfâl(8/75)
En’âm(6/165)
Fâtiha(1/7)
Fâtır(35/45)
Fecr(89/30)
Felâk(113/5)
Fetih(48/29)
Fil(105/5)
Furkân(25/77)
Fussilet(41/54)
Gâşiye(88/26)
Hac(22/78)
Hadîd(57/29)
Hâkka(69/52)
Haşr(59/24)
Hicr(15/99)
Hucurât(49/18)
Hûd(11/123)
Hümeze(104/9)
İbrahim(14/52)
İhlâs(112/4)
İnfitâr(82/19)
İnsan(76/31)
İnşikâk(84/25)
İnşirâh(94/8)
İsrâ(17/111)
Kadr(97/5)
Kâf(50/45)
Kâfirûn(109/6)
Kalem(68/52)
Kamer(54/55)
Kâri’a(101/11)
Kasas(28/88)
Kehf(18/110)
Kevser(108/3)
Kıyâme(75/40)
Kureyş(106/4)
Leyl(92/21)
Lokman(31/34)
Mâide(5/120)
Mâ’ûn(107/7)
Meryem(19/98)
Me’âric(70/44)
Mücâdele(58/22)
Müddessir(74/56)
Muhammed(47/38)
Mülk(67/30)
Mümtehine(60/13)
Münâfikûn(63/11)
Mürselât(77/50)
Mutaffifîn(83/36)
Müzzemmil(73/20)
Mü’min(40/85)
Mü’minûn(23/118)
Nahl(16/128)
Nâs(114/6)
Nasr(110/3)
Nâzi’ât(79/46)
Nebe’(78/40)
Necm(53/62)
Neml(27/93)
Nisâ(4/176)
Nûh(71/28)
Nûr(24/64)
Rahmân(55/78)
Ra’d(13/43)
Rûm(30/60)
Sâd(38/88)
Saff(61/14)
Sâffât(37/182)
Sebe’(34/54)
Secde(32/30)
Şems(91/15)
Şûrâ(42/53)
Şu’arâ(26/227)
Tâ-Hâ(20/135)
Tahrîm(66/12)
Talâk(65/12)
Târık(86/17)
Tebbet(111/5)
Teğâbun(64/18)
Tekâsür(102/8)
Tekvîr(81/29)
Tevbe(9/129)
Tîn(95/8)
Tûr(52/49)
Vâkı’a(56/96)
Yâsîn(36/83)
Yûnus(10/109)
Yûsuf(12/111)
Zâriyât(51/60)
Zilzâl(99/8)
Zuhruf(43/89)
Zümer(39/75)
Cüz Seçiniz
1. Cüz
2. Cüz
3. Cüz
4. Cüz
5. Cüz
6. Cüz
7. Cüz
8. Cüz
9. Cüz
10. Cüz
11. Cüz
12. Cüz
13. Cüz
14. Cüz
15. Cüz
16. Cüz
17. Cüz
18. Cüz
19. Cüz
20. Cüz
21. Cüz
22. Cüz
23. Cüz
24. Cüz
25. Cüz
26. Cüz
27. Cüz
28. Cüz
29. Cüz
30. Cüz
Sayfa Düzeni
سُورَةُ النُّورِ
/ Nûr Suresi
◄
٣٥٨
- 358
►
18. Cüz /
الجزء ١٨
اِنَّمَا
şüphesiz
الْمُؤْمِنُونَ
mü'minler
الَّذ۪ينَ اٰمَنُوا
(gönülden) inanırlar
بِاللّٰهِ
Allah'a
وَرَسُولِه۪
ve Elçisine
وَاِذَا
zaman
كَانُوا
oldukları
مَعَهُ
onunla beraber
عَلٰٓى اَمْرٍ
bir iş için
جَامِعٍ
toplumsal
لَمْ يَذْهَبُوا
gitmezler
حَتّٰى يَسْتَأْذِنُوهُۜ
ondan izin almadan
اِنَّ
şüphesiz
الَّذ۪ينَ يَسْتَأْذِنُونَكَ
senden izin alanlar
اُو۬لٰٓئِكَ
işte onlardır
الَّذ۪ينَ يُؤْمِنُونَ
inananlar
بِاللّٰهِ
Allah'a
وَرَسُولِه۪ۚ
ve Elçisine
فَاِذَا
zaman
اسْتَأْذَنُوكَ
senden izin istedikleri
لِبَعْضِ
bazı
شَأْنِهِمْ
işleri için
فَأْذَنْ
izin ver
لِمَنْ شِئْتَ
dilediğine
مِنْهُمْ
onlardan
وَاسْتَغْفِرْ
ve mağfiret dile
لَهُمُ
onlar için
اللّٰهَۜ
Allah'tan
اِنَّ
şüphesiz
اللّٰهَ
Allah
غَفُورٌ
çok bağışlayan
رَح۪يمٌ
çok esirgeyendir
﴿٦٢﴾
لَا تَجْعَلُوا
bir tutmayın
دُعَٓاءَ
davetini
الرَّسُولِ
Rasulün
بَيْنَكُمْ
aranızda
كَدُعَٓاءِ
daveti gibi
بَعْضِكُمْ
herhangi birinizin
بَعْضاًۜ
diğerini
قَدْ
andolsun
يَعْلَمُ
bilir
اللّٰهُ
Allah
الَّذ۪ينَ يَتَسَلَّلُونَ
sıvışıp gidenleri
مِنْكُمْ
içinizden
لِوَاذاًۚ
birbirinin arkasına gizlenerek
فَلْيَحْذَرِ
sakınsınlar
الَّذ۪ينَ يُخَالِفُونَ
aykırı davrananlar
عَنْ اَمْرِه۪ٓ
onun emrine
اَنْ تُص۪يبَهُمْ
kendilerine uğramasından
فِتْنَةٌ
bir belanın
اَوْ
yahut
يُص۪يبَهُمْ
onlara çarpmasından
عَذَابٌ
bir azabın
اَل۪يمٌ
acı
﴿٦٣﴾
اَلَٓا
iyi bilinki
اِنَّ
şüphesiz
لِلّٰهِ
Allah'ındır
مَا
olanlar
فِي السَّمٰوَاتِ
göklerde
وَالْاَرْضِۜ
ve yerde
قَدْ
andolsun
يَعْلَمُ
bilir
مَٓا
ne iş
اَنْتُمْ
sizin
عَلَيْهِۜ
üzerinde olduğunuzu
وَيَوْمَ
gün
يُرْجَعُونَ
döndürülüp götürüldükleri
اِلَيْهِ
O'na
فَيُنَبِّئُهُمْ
onlara haber verir
بِمَا عَمِلُواۜ
ne yaptıklarını
وَاللّٰهُ
Allah
بِكُلِّ شَيْءٍ
her şeyi
عَل۪يمٌ
bilendir
﴿٦٤﴾
سُورَةُ الفُرقان
مَكِّيَةٌ وَهِيَ
٧٧
ايَةً - الترتيب الوحي
٤٢
تَبَارَكَ
pek kutludur
الَّذ۪ي نَزَّلَ
indiren
الْفُرْقَانَ
Furkanı
عَلٰى عَبْدِه۪
kuluna
لِيَكُونَ
olması için
لِلْعَالَم۪ينَ
alemlere
نَذ۪يراًۙ
uyarıcı
﴿١﴾
اَلَّذ۪ي لَهُ
O'nundur
مُلْكُ
mülkü
السَّمٰوَاتِ
göklerin
وَالْاَرْضِ
ve yerin
وَلَمْ يَتَّخِذْ
ve O edinmemiştir
وَلَداً
bir çocuk
وَلَمْ يَكُنْ
ve yoktur
لَهُ
O'nun
شَر۪يكٌ
ortağı
فِي الْمُلْكِ
mülkünde
وَخَلَقَ
ve yaratmıştır
كُلَّ شَيْءٍ
her şeyi
فَقَدَّرَهُ
ona vermiştir
تَقْد۪يراً
ölçü biçim ve düzen
﴿٢﴾
◄
٣٥٨
- 358
►
Designed by
ÖFK
En iyi 1024 x 768 pikselde görüntülenir.