19 Şubat 2025 - 21 Şaban 1446
Çarşamba
ANA SAYFA
|
SURELER
|
AYET KARŞILAŞTIRMA
|
KUR'AN'DA ARA!
|
FİHRİST
|
DOWNLOAD
|
MOBİL
Kullanıcı :
Şifre :
Şifremi Unuttum
KAYDOL
Sure Seçiniz
Abese(80/42)
Âdiyât(100/11)
Ahkâf(46/35)
Ahzâb(33/73)
Âl-i İmrân(3/200)
Alak(96/19)
Ankebût(29/69)
Asr(103/3)
A’lâ(87/19)
A’râf(7/206)
Bakara(2/286)
Beled(90/20)
Beyyine(98/8)
Bürûc(85/22)
Câsiye(45/37)
Cin(72/28)
Cum’a(62/11)
Duhâ(93/11)
Duhân(44/59)
Enbiyâ(21/112)
Enfâl(8/75)
En’âm(6/165)
Fâtiha(1/7)
Fâtır(35/45)
Fecr(89/30)
Felâk(113/5)
Fetih(48/29)
Fil(105/5)
Furkân(25/77)
Fussilet(41/54)
Gâşiye(88/26)
Hac(22/78)
Hadîd(57/29)
Hâkka(69/52)
Haşr(59/24)
Hicr(15/99)
Hucurât(49/18)
Hûd(11/123)
Hümeze(104/9)
İbrahim(14/52)
İhlâs(112/4)
İnfitâr(82/19)
İnsan(76/31)
İnşikâk(84/25)
İnşirâh(94/8)
İsrâ(17/111)
Kadr(97/5)
Kâf(50/45)
Kâfirûn(109/6)
Kalem(68/52)
Kamer(54/55)
Kâri’a(101/11)
Kasas(28/88)
Kehf(18/110)
Kevser(108/3)
Kıyâme(75/40)
Kureyş(106/4)
Leyl(92/21)
Lokman(31/34)
Mâide(5/120)
Mâ’ûn(107/7)
Meryem(19/98)
Me’âric(70/44)
Mücâdele(58/22)
Müddessir(74/56)
Muhammed(47/38)
Mülk(67/30)
Mümtehine(60/13)
Münâfikûn(63/11)
Mürselât(77/50)
Mutaffifîn(83/36)
Müzzemmil(73/20)
Mü’min(40/85)
Mü’minûn(23/118)
Nahl(16/128)
Nâs(114/6)
Nasr(110/3)
Nâzi’ât(79/46)
Nebe’(78/40)
Necm(53/62)
Neml(27/93)
Nisâ(4/176)
Nûh(71/28)
Nûr(24/64)
Rahmân(55/78)
Ra’d(13/43)
Rûm(30/60)
Sâd(38/88)
Saff(61/14)
Sâffât(37/182)
Sebe’(34/54)
Secde(32/30)
Şems(91/15)
Şûrâ(42/53)
Şu’arâ(26/227)
Tâ-Hâ(20/135)
Tahrîm(66/12)
Talâk(65/12)
Târık(86/17)
Tebbet(111/5)
Teğâbun(64/18)
Tekâsür(102/8)
Tekvîr(81/29)
Tevbe(9/129)
Tîn(95/8)
Tûr(52/49)
Vâkı’a(56/96)
Yâsîn(36/83)
Yûnus(10/109)
Yûsuf(12/111)
Zâriyât(51/60)
Zilzâl(99/8)
Zuhruf(43/89)
Zümer(39/75)
Cüz Seçiniz
1. Cüz
2. Cüz
3. Cüz
4. Cüz
5. Cüz
6. Cüz
7. Cüz
8. Cüz
9. Cüz
10. Cüz
11. Cüz
12. Cüz
13. Cüz
14. Cüz
15. Cüz
16. Cüz
17. Cüz
18. Cüz
19. Cüz
20. Cüz
21. Cüz
22. Cüz
23. Cüz
24. Cüz
25. Cüz
26. Cüz
27. Cüz
28. Cüz
29. Cüz
30. Cüz
Sayfa Düzeni
سُورَةُ مَرْيَمَ
/ Meryem Suresi
◄
٣١٠
- 310
►
16. Cüz /
الجزء ١٦
اَفَرَاَيْتَ
gördün mü?
الَّذ۪ي كَفَرَ
inkar edip
بِاٰيَاتِنَا
ayetlerimizi
وَقَالَ
diyeni
لَاُو۫تَيَنَّ
bana verilecek
مَالاً
mal
وَوَلَداًۜ
ve evlad
﴿٧٧﴾
اَطَّـلَعَ
bildi mi?
الْغَيْبَ
gaybı
اَمِ
yoksa
اتَّخَذَ
aldı mı?
عِنْدَ
huzurunda
الرَّحْمٰنِ
Rahman'ın
عَهْداًۙ
bir söz
﴿٧٨﴾
كَلَّاۜ
hayır
سَنَكْتُبُ
biz yazacağız
مَا يَقُولُ
onun dediğini
وَنَمُدُّ
ve uzatacağız
لَهُ
onun için
مِنَ الْعَذَابِ
azabı
مَداًّۙ
uzattıkça
﴿٧٩﴾
وَنَرِثُهُ
biz varis olacağız
مَا يَقُولُ
dediğine
وَيَأْت۪ينَا
ve o bize gelecek
فَرْداً
tek başına
﴿٨٠﴾
وَاتَّخَذُوا
edindiler
مِنْ دُونِ
başka
اللّٰهِ
Allah'tan
اٰلِهَةً
tanrılar
لِيَكُونُوا
olsun diye
لَهُمْ
kendilerine
عِزاًّۙ
itibar
﴿٨١﴾
كَلَّاۜ
hayır
سَيَكْفُرُونَ
inkar edecekler
بِعِبَادَتِهِمْ
bunların tapmalarını
وَيَكُونُونَ
ve olacaklardır
عَلَيْهِمْ
bunlara
ضِداًّ۟
zıd
﴿٨٢﴾
اَلَمْ تَرَ
görmedin mi?
اَنَّٓا
biz
اَرْسَلْنَا
gönderdik
الشَّيَاط۪ينَ
şeytanları
عَلَى الْكَافِر۪ينَ
kafirlere
تَؤُزُّهُمْ
onları kışkırtıyorlar
اَزاًّۙ
kışkırttıkça
﴿٨٣﴾
فَلَا تَعْجَلْ
acele etme
عَلَيْهِمْۜ
onlar hakkında
اِنَّمَا
biz
نَعُدُّ
sayıyoruz
لَهُمْ
onlar için
عَداًّۚ
saydıkça
﴿٨٤﴾
يَوْمَ
o gün
نَحْشُرُ
toplayacağız
الْمُتَّق۪ينَ
muttakileri (sakınanları)
اِلَى الرَّحْمٰنِ
Rahman'ın huzurunda
وَفْداًۙ
konuk olarak
﴿٨٥﴾
وَنَسُوقُ
ve süreceğiz
الْمُجْرِم۪ينَ
suçluları da
اِلٰى جَهَنَّمَ
cehenneme
وِرْداًۢ
yaya ve susuz olarak
﴿٨٦﴾
لَا يَمْلِكُونَ
güçleri yetmeyecektir
الشَّفَاعَةَ
şefa'ate
اِلَّا
başkalarının
مَنِ اتَّخَذَ
alanlardan
عِنْدَ
huzurunda
الرَّحْمٰنِ
Rahman'ın
عَهْداًۢ
söz
﴿٨٧﴾
وَقَالُوا
dediler
اتَّخَذَ
edindi
الرَّحْمٰنُ
Rahman
وَلَداًۜ
çocuk
﴿٨٨﴾
لَقَدْ
andolsun ki
جِئْتُمْ
siz bulundunuz
شَيْـٔاً
bir şeyde (cür'ette)
اِداًّۙ
pek kötü
﴿٨٩﴾
تَكَادُ
neredeyse
السَّمٰوَاتُ
gökler
يَتَفَطَّرْنَ
çatlayacak
مِنْهُ
ondan dolayı
وَتَنْشَقُّ
ve yarılacak
الْاَرْضُ
yer
وَتَخِرُّ
ve dağılacaktır
الْجِبَالُ
dağlar
هَداًّۙ
yıkılıp
﴿٩٠﴾
اَنْ دَعَوْا
iddia etmelerinden
لِلرَّحْمٰنِ
Rahman için
وَلَداًۚ
çocuk
﴿٩١﴾
وَمَا يَنْبَغ۪ي
yakışmaz
لِلرَّحْمٰنِ
Rahman'a
اَنْ يَتَّخِذَ
edinmek
وَلَداًۜ
çocuk
﴿٩٢﴾
اِنْ كُلُّ
hepsi
مَنْ
bulunanların
فِي السَّمٰوَاتِ
göklerde
وَالْاَرْضِ
ve yerde
اِلَّٓا
ancak
اٰتِي
gelecektir
الرَّحْمٰنِ
Rahman'a
عَبْداًۜ
kul olarak
﴿٩٣﴾
لَقَدْ
muhakkak
اَحْصٰيهُمْ
onları kuşatmış
وَعَدَّهُمْ
ve onları saymıştır
عَداًّۜ
bir bir
﴿٩٤﴾
وَكُلُّهُمْ
onların hepsi
اٰت۪يهِ
O'na gelecektir
يَوْمَ
günü
الْقِيٰمَةِ
kıyamet
فَرْداً
tek başına
﴿٩٥﴾
◄
٣١٠
- 310
►
Designed by
ÖFK
En iyi 1024 x 768 pikselde görüntülenir.