14 Aralık 2024 - 13 Cemaziye'l-Ahir 1446
Cumartesi
ANA SAYFA
|
SURELER
|
AYET KARŞILAŞTIRMA
|
KUR'AN'DA ARA!
|
FİHRİST
|
DOWNLOAD
|
MOBİL
Kullanıcı :
Şifre :
Şifremi Unuttum
KAYDOL
Sure Seçiniz
Abese(80/42)
Âdiyât(100/11)
Ahkâf(46/35)
Ahzâb(33/73)
Âl-i İmrân(3/200)
Alak(96/19)
Ankebût(29/69)
Asr(103/3)
A’lâ(87/19)
A’râf(7/206)
Bakara(2/286)
Beled(90/20)
Beyyine(98/8)
Bürûc(85/22)
Câsiye(45/37)
Cin(72/28)
Cum’a(62/11)
Duhâ(93/11)
Duhân(44/59)
Enbiyâ(21/112)
Enfâl(8/75)
En’âm(6/165)
Fâtiha(1/7)
Fâtır(35/45)
Fecr(89/30)
Felâk(113/5)
Fetih(48/29)
Fil(105/5)
Furkân(25/77)
Fussilet(41/54)
Gâşiye(88/26)
Hac(22/78)
Hadîd(57/29)
Hâkka(69/52)
Haşr(59/24)
Hicr(15/99)
Hucurât(49/18)
Hûd(11/123)
Hümeze(104/9)
İbrahim(14/52)
İhlâs(112/4)
İnfitâr(82/19)
İnsan(76/31)
İnşikâk(84/25)
İnşirâh(94/8)
İsrâ(17/111)
Kadr(97/5)
Kâf(50/45)
Kâfirûn(109/6)
Kalem(68/52)
Kamer(54/55)
Kâri’a(101/11)
Kasas(28/88)
Kehf(18/110)
Kevser(108/3)
Kıyâme(75/40)
Kureyş(106/4)
Leyl(92/21)
Lokman(31/34)
Mâide(5/120)
Mâ’ûn(107/7)
Meryem(19/98)
Me’âric(70/44)
Mücâdele(58/22)
Müddessir(74/56)
Muhammed(47/38)
Mülk(67/30)
Mümtehine(60/13)
Münâfikûn(63/11)
Mürselât(77/50)
Mutaffifîn(83/36)
Müzzemmil(73/20)
Mü’min(40/85)
Mü’minûn(23/118)
Nahl(16/128)
Nâs(114/6)
Nasr(110/3)
Nâzi’ât(79/46)
Nebe’(78/40)
Necm(53/62)
Neml(27/93)
Nisâ(4/176)
Nûh(71/28)
Nûr(24/64)
Rahmân(55/78)
Ra’d(13/43)
Rûm(30/60)
Sâd(38/88)
Saff(61/14)
Sâffât(37/182)
Sebe’(34/54)
Secde(32/30)
Şems(91/15)
Şûrâ(42/53)
Şu’arâ(26/227)
Tâ-Hâ(20/135)
Tahrîm(66/12)
Talâk(65/12)
Târık(86/17)
Tebbet(111/5)
Teğâbun(64/18)
Tekâsür(102/8)
Tekvîr(81/29)
Tevbe(9/129)
Tîn(95/8)
Tûr(52/49)
Vâkı’a(56/96)
Yâsîn(36/83)
Yûnus(10/109)
Yûsuf(12/111)
Zâriyât(51/60)
Zilzâl(99/8)
Zuhruf(43/89)
Zümer(39/75)
Cüz Seçiniz
1. Cüz
2. Cüz
3. Cüz
4. Cüz
5. Cüz
6. Cüz
7. Cüz
8. Cüz
9. Cüz
10. Cüz
11. Cüz
12. Cüz
13. Cüz
14. Cüz
15. Cüz
16. Cüz
17. Cüz
18. Cüz
19. Cüz
20. Cüz
21. Cüz
22. Cüz
23. Cüz
24. Cüz
25. Cüz
26. Cüz
27. Cüz
28. Cüz
29. Cüz
30. Cüz
Sayfa Düzeni
سُورَةُ يُوسُفَ
/ Yûsuf Suresi
◄
٢٤١
- 241
►
13. Cüz /
الجزء ١٣
وَمَٓا اُبَرِّئُ
ben temize çıkarmam
نَفْس۪يۚ
nefsimi
اِنَّ
çünkü
النَّفْسَ
nefis
لَاَمَّارَةٌ
daima emredicidir
بِالسُّٓوءِ
kötülüğü
اِلَّا
hariç
مَا رَحِمَ
esirgediği
رَبّ۪يۜ
Rabbimin
اِنَّ
şüphesiz
رَبّ۪ي
Rabbim
غَفُورٌ
bağışlayandır
رَح۪يمٌ
esirgeyendir
﴿٥٣﴾
وَقَالَ
dedi
الْمَلِكُ
Kral
ائْتُون۪ي بِه۪ٓ
Onu bana getirin
اَسْتَخْلِصْهُ
onu özel (dost) yapayım
لِنَفْس۪يۚ
kendime
فَلَمَّا كَلَّمَهُ
onunla konuşunca
قَالَ
dedi ki
اِنَّكَ
şüphesiz sen
الْيَوْمَ
bugün
لَدَيْنَا
yanımızda
مَك۪ينٌ
mevki sahibisin
اَم۪ينٌ
güvenilir(bir kimse)sin
﴿٥٤﴾
قَالَ
dedi
اجْعَلْن۪ي
beni tayin et
عَلٰى
üstüne
خَزَٓائِنِ
hazineleri
الْاَرْضِۚ
ülkenin
اِنّ۪ي
çünkü ben
حَف۪يظٌ
iyi korur
عَل۪يمٌ
iyi bilirim
﴿٥٥﴾
وَكَذٰلِكَ
böylece
مَكَّنَّا
biz iktidar verdik
لِيُوسُفَ
Yusuf'a
فِي الْاَرْضِۚ
o ülke'de
يَتَبَوَّاُ
konaklardı
مِنْهَا
orada
حَيْثُ
yerde
يَشَٓاءُۜ
dilediği
نُص۪يبُ
biz ulaştırırız
بِرَحْمَتِنَا
rahmetimizi
مَنْ
kimseye
نَشَٓاءُ
dilediğimiz
وَلَا نُض۪يعُ
zayi etmeyiz
اَجْرَ
ecrini
الْمُحْسِن۪ينَ
güzel davrananların
﴿٥٦﴾
وَلَاَجْرُ
elbette ödülü
الْاٰخِرَةِ
ahiret
خَيْرٌ
daha hayırlıdır
لِلَّذ۪ينَ اٰمَنُوا
inananlar için
وَكَانُوا يَتَّقُونَ۟
ve korunanlar için
﴿٥٧﴾
وَجَٓاءَ
geldiler
اِخْوَةُ
kardeşleri
يُوسُفَ
Yusuf'un
فَدَخَلُوا
girdiler
عَلَيْهِ
onun yanına
فَعَرَفَهُمْ
o onları tanıdı
وَهُمْ
fakat onlar
لَهُ
onu
مُنْكِرُونَ
tanımıyorlardı
﴿٥٨﴾
وَلَمَّا جَهَّزَهُمْ
hazırlatınca
بِجَهَازِهِمْ
onların yüklerini
قَالَ
dedi ki
ائْتُون۪ي
bana getirin
بِاَخٍ
kardeşinizi
لَكُمْ
sizin
مِنْ اَب۪يكُمْۚ
babanızdan olan
اَلَا تَرَوْنَ
görüyorsunuz ya
اَنّ۪ٓي
ben
اُو۫فِي
tam yapıyorum
الْكَيْلَ
ölçüyü
وَاَنَا۬
ve ben
خَيْرُ
en iyisiyim
الْمُنْزِل۪ينَ
konukseverlerin
﴿٥٩﴾
فَاِنْ
eğer
لَمْ تَأْتُون۪ي
bana getirmezseniz
بِه۪
onu
فَلَا
artık yoktur
كَيْلَ
ölçecek bir şey
لَكُمْ
size
عِنْد۪ي
benim yanımda
وَلَا تَقْرَبُونِ
(Bir daha) bana yaklaşmayın
﴿٦٠﴾
قَالُوا
dediler ki
سَنُرَاوِدُ
istemeğe çalışacağız
عَنْهُ
onu
اَبَاهُ
babasından
وَاِنَّا لَفَاعِلُونَ
mutlaka yapacağız
﴿٦١﴾
وَقَالَ
dedi ki
لِفِتْيَانِهِ
uşaklarına
اجْعَلُوا
koyun
بِضَاعَتَهُمْ
onların sermayelerini
ف۪ي
içine
رِحَالِهِمْ
yüklerinin
لَعَلَّهُمْ
belki onlar
يَعْرِفُونَـهَٓا
bunun farkına varırlar
اِذَا
zaman
انْقَلَـبُٓوا
döndükleri
اِلٰٓى اَهْلِهِمْ
ailelerine
لَعَلَّهُمْ
belki de
يَرْجِعُونَ
geri dönerler
﴿٦٢﴾
فَلَمَّا رَجَعُٓوا
döndüklerinde
اِلٰٓى اَب۪يهِمْ
babalarına
قَالُوا
dediler ki
يَٓا اَبَانَا
Ey babamız
مُنِـعَ
men'edildi
مِنَّا
bizden
الْكَيْلُ
ölçü
فَاَرْسِلْ
gönder de
مَعَنَٓا
bizimle beraber
اَخَانَا
kardeşimizi
نَكْتَلْ
ölç(üp al)alım
وَاِنَّا
biz
لَهُ
onu
لَحَافِظُونَ
mutlaka koruruz
﴿٦٣﴾
◄
٢٤١
- 241
►
Designed by
ÖFK
En iyi 1024 x 768 pikselde görüntülenir.