×

Hoşgeldiniz.

Kullanıcı

Şifre




Şifremi UnuttumKAYDOL
Ayarlar

 

Bakara / 171

وَمَثَلُ الَّذ۪ينَ كَفَرُوا كَمَثَلِ الَّذ۪ي يَنْعِقُ بِمَا لَا يَسْمَعُ اِلَّا دُعَٓاءً وَنِدَٓاءًۜ صُمٌّ بُكْمٌ عُمْيٌ فَهُمْ لَا يَعْقِلُونَ

Türkçe Transcript

Vemeśelu-lleżîne keferû kemeśeli-lleżî yen’iku bimâ lâ yesme’u illâ du’âen venidâ(en)(c) summun bukmun ‘umyun fehum lâ ya’kilûn(e)

Abdulbaki Gölpınarlı Meali

Kafirler, hiçbir şey duyup dinlemeden, anlamadan bağırıp çağıran kimseye benzerler. Sağırdırlar, dilsizdirler, kördürler, akıl da edemez onlar.

Abdullah-Ahmet Akgül Meali

İnkâr edenlerin örneği, sadece (çobanların) bağırıp çağırmasından başka bir şey işitmeyip (duyduğu veya bağırdığı şeyin anlamını bilmeden ve sürekli) haykıran (bir hayvanın) misali gibidir. Onlar (manen) sağırdırlar, dilsizdirler, kördürler; bundan dolayı akledemez (doğru düşünüp değerlendiremez)ler.

Abdullah Parlıyan Meali

Böylece O Allah'tan gelen gerçekleri örtbas eden kâfirlerin durumu çobanın haykırışını işiten fakat onu sadece bir ses ve çağrı şeklinde algılayan sürünün durumuna benzer. Onlar sağırdırlar, dilsizdirler, kördürler. Çünkü akıllarını kullanmazlar.

Ahmet Tekin Meali

Davet karşısında, kulluk sözleşmesindeki ortak taahhütlerini, Allah'a iman, kulluk ve sorumluluk bilincini şuur altına iterek örtbas edip inkârda ısrar edenlerin, kâfirlerin hâli, çobanın haykırışını işiten, yalnız sesi ve bağırmayı algılayan sürünün durumuna benzer. Onların duyan kulakları hakkı duymaz. Konuşan dilleri hakkı konuşmaz. Gören gözleri hakikati görmez. Bundan dolayı akıllarını kullanmazlar, düşünmezler de.

Ahmet Varol Meali

İnkar edenlerin örneği, bağırıp haykırmadan başka bir şeyi duymayan varlığa seslenen birinin örneği gibidir. [34] Onlar sağırdırlar, dilsizdirler, kördürler dolayısıyla bir şeyden anlamazlar.

34.Burada inkar edenler, çağırış ve haykırıştan başka bir şey duymayan yaratığa seslenen kimseye benzetilmiyor. Daha önce 17. ayeti kerimede verilen örnekte olduğu gibi bir örnek veriliyor. Bu örnekle anlatılmak istenen ise şudur: Kâfirler adeta kendilerine söylenilenin anlamını anlayamayan ama sadece haykırışları, bağırışları duyup şartlanmışlık dolayısıyla bu seslere göre hareket eden hayvanlar gibidirler. Bu kâfirlere bir şeyler anlatmaya çalışan kimse de anlamlı sözlerle o hayvanlara bir şeyler anlatmaya çalışan çoban gibidir. Şu halde nasıl hayvanlar kendilerine söylenilen anlamlı sözlerden bir şey anlayamazlarsa, kâfirler de kendilerine anlatılan hakikati kavrayamazlar. (Bu konuda bkz. Konyalı Mehmed Vehbi, Hulasatu`l-Beyan, C.I, sh.287; Mevdudi, Tefhimu`l-Kur`an, C.I, sh.137; Mecme`u`t-Tefasir, C.I, sh.241)

Ali Bulaç Meali

İnkar edenlerin örneği bağırıp çağırmadan başka bir şey işitmeyip (duyduğu veya bağırdığı şeyin anlamını bilmeyen ve sürekli) haykıran (bir hayvan)ın örneği gibidir. Onlar, sağırdırlar, dilsizdirler, kördürler; bundan dolayı akıl erdiremezler.

Ali Fikri Yavuz Meali

(Kur'an'a inanmıyan) kâfirler, çobanın hayvanlarına benzerler. Çobanın sözünü anlamazlar; ancak bağırıp çağırışını işitirler. Onlar sağırlar, dilsizler ve körlerdir. Kur'an'ı işitip anlamazlar.

Bahaeddin Sağlam Meali

O kâfirlerin örneği, ses ve sadadan başka bir şey işitmeyen (aksetmeyen) cansız kayaları çağıran bir adamın örneği gibidir. (Kâfirlerin gözünde her şey cansız ve ölüdür. Böyle olduğu gibi kendileri de) sağır, dilsiz ve kördürler. Böyle cansız oldukları için düşünmüyorlar da…

[Bu ayete “kâfirlerin örneği çobandan çağrı ve sesleniş dışında bir şey anlamayan hayvanlar gibidir,” şeklinde de meal verilebilir. Bu takdirde çoban peygamberdir.]

Bayraktar Bayraklı Meali

Allah'ın indirdiğine tâbi olma çağrısına aldırış etmeyen kâfirlerin durumu, sadece çobanın bağırıp çağırmasını işiten hayvanların durumuna benzer. Çünkü onlar manen sağır, dilsiz ve kördürler. Bu sebepten dolayı da düşünmezler.

Besim Atalay Meali (1965)

Kâfirler, çağrıdan, ünden başka bir şey işitmiyen yaratığa haykırana benzerler, sağırdırlar, dilsizdirler, kördürler; akılları da yoktur

Cemal Külünkoğlu Meali

İnkârcıları imana çağıran (Resul) ile inkâr edenlerin durumu, bağırıp çağırmadan başka bir şey duymayan hayvanlara seslenen (çoban) ile hayvanların durumu gibidir. Onlar (manen) sağırdırlar (gerçekleri duymak istemezler), dilsizdirler (doğruları konuşmayı arzulamazlar), kördürler (hakikati görmeyi murad etmezler). Bundan dolayı akıl etmezler akıllarını kullanarak yapılması gerekeni yapmazlar.

Âyette; inkârcıların kendilerini imana çağıran peygamberleri ciddiye almaması, ilahi mesajlara karşı ilgisiz ve kayıtsız kalması, insani olandan uzak olmanın da bir göstergesi olarak hayvanların durumuna benzetiliyor. Bununla birlikte vahyin getirdiği öğretileri duymak istemeyen, gerçekleri görmeyi ve konuşmayı reddederek tam bir ilkesizlik ve duyarsızlıkla ilahi buyrukların karşısında duran inkârcıların da Hakk’ı anlamayacağı anlatılıyor. İnkârcıları Hakk’a karşı sağır, dilsiz ve kör yapan kendi iradesizlikleri ve tutarsızlıklarıdır. Yoksa Allah, kimseyi dünyada İslam’a karşı dirensin ve ahirette de azap görsün diye yaratmamıştır. Nitekim Zümer Sûresi, 39/7. Âyette; “O (Allah), kullarının inkâr etmesine (azap görmesine) razı olmaz.” buyrulmaktadır.

Cemil Said (1924)

Küfür idenler lakırdıları anlamayub yalnız sadâ işiden âdeme benzerler, sağır, dilsiz ve kör olduklarından bir şey anlamazlar.

Diyanet İşleri Meali (Eski)

İnkar edenlerin durumu, çağırma ve bağırmadan başkasını duymayarak haykıran gibidir. Sağırdırlar, dilsizdirler, kördürler, bu yüzden akledemezler.

Diyanet İşleri Meali (Yeni)

İnkâr edenleri imana çağıran (peygamber) ile inkâr edenlerin durumu, bağırıp çağırmadan başka bir şey duymayan hayvanlara seslenen (çoban) ile hayvanların durumu gibidir. Onlar sağırdırlar, dilsizdirler, kördürler. Bundan dolayı anlamazlar.

Kur'an Yolu (Diyanet İşleri)

İnkârcılara seslenenin durumu, bağırıp çağırmadan başka bir şey işitmeyen hayvana haykıran çobanın durumuna benzer. Onlar sağır, dilsiz ve kördürler; çünkü onlar düşünmezler.

Diyanet Vakfı Meali

(Hidayet çağrısına kulak vermeyen) kâfirlerin durumu, sadece çobanın bağırıp çağırmasını işiten hayvanların durumuna benzer. Çünkü onlar sağırlar, dilsizler ve körlerdir. Bu sebeple düşünmezler.

 170-171. âyetlerde insanların körükörüne eskiye bağlanmaları, yeni ortaya konmuş fikirlere kulak vermemeleri kötülenmiş, bu konuda doğru olanın, akılcı olarak hareket edilmesi olduğu söylenmiştir. Zemahşerî’ye göre âyetin meâli şöyledir: Kâfirleri doğru yola çağıran davetçinin (Peygamber’in) durumu, bağırıp çağırmadan başka bir şey işitmeyenlere seslenen çobanın durumu gibidir.

Edip Yüksel Meali

İnkarcıların durumu, sözleri ancak bağırma ve çağırma biçiminde algılayarak (anlamadan) tekrarlayan kişi gibidir. Sağır, dilsiz ve kördürler; düşünmezler.

Elmalılı Hamdi Yazır Meali

O kâfirlerin hali, sadece bir çağırma veya bağırmadan başkasını işitmeyerek haykıranın haline benzer; onlar sağırdırlar, dilsizdirler, kördürler, akıl da etmezler.

Elmalılı Meali (Orijinal)

o kâfirlerin meseli sade bir çağırma veya bağırmadan başkasını duymaz bir kulakla haykıranın hâline benzer, sağırdırlar, dilsizdirler, kördürler, akıl da etmezler

Emrah Demiryent Meali

(Hakkı) İnkâr edenler (ile onları îmâna davet eden peygamber) in misali, bağırıp çağırmadan başka bir şey duymayan (anlamayan hayvanlarla, on) lara haykıran (çoban) ın durumu gibidir. Onlar (kâfirler, ısrarla hakkı inkâr etmelerinden dolayı, manen) sağır, dilsiz ve kördürler. Bundan dolayı (hakikati) anla (ya) mazlar.

Erhan Aktaş Meali

Gerçeği yalanlayan nankörlerin durumu, çağırmaktan, seslenmekten başka bir şey duymayan haykıran kimsenin durumu gibidir.¹ Onlar; sağırdırlar, dilsizdirler, kördürler. Bu nedenle, akıllarını da kullanmazlar.

1- Dinlemeden, duyduğu şeyi anlamadan yalnızca bağırıp çağıran kimsenin durumu gibidir.

Hasan Basri Çantay Meali

O küfredenlerin haali bağırıb çağırışdan başka bir şey duymayan (anlamayan hayvanlara durmayıb) haykıran (bir çoban) ın haaline (ne kadar da) benziyor. (Onlar bir sürü) sağırlar, dilsizler ve körlerdir. Onun için düşünmezler.

Hayrat Neşriyat Meali

İnkâr edenler (ile onları îmâna da'vet eden)in misâli, çağırma ve bağırmadan başka bir şey duymayan (ve anlamayan hayvanlarla, on)lara haykıran (çoban)ın hâli gibidir.(Onlar) sağırdır (hakkı işitmezler), dilsizdir (hakkı söylemezler), kördür (hakikati görmezler), bu yüzden onlar akıl erdiremezler.(2)

(2)“Başlarını kaldırıp hakkı dinlemek, Kur’ân’ın irşâdına (doğru yolu gösteren çağrılarına) kulak vermek ile necatları (kurtuluşları) mümkün idi. Fakat nefislerinin şeytânî olan hevâsı, -Kur’ân’ın sadâsını (sesini)kulaklarına işittirecek havayı karıştırdığı için- Kur’ân’ın kendilerini irşâd etmesine mâni‘ olmuştur.” (İşârâtü’l-İ‘câz, 110)

İlyas Yorulmaz Meali

Gerçekleri inkâr edenlerin durumu, bağırmadan ve seslenmeden başka hiç bir şey duymayan kimsenin durumuna benzemektedir. Onlar sağırdır, dilsizdir, kördür, sonra akletmezler.

İsmayıl Hakkı Baltacıoğlu

Allah’ı tanımayanların durumu çobanın bağırıp çağırmasından başkasını işitmeyen, anlamayan davarlarınki gibidir. Onlar sağırlar, dilsizler, körlerdir. Onun için anlamazlar.

İsmail Hakkı İzmirli

Kâfir olanlar sada ve nidadan başka bir şeyi işitmeyen, davarlara haykıran çoban gibidir [³]; Onlar bir alay sağırlardır, dilsizlerdir, körlerdir. Onlar hiçbir şey anlamazlar.

[3] Yâni putlara tapmak da behayim ile konuşmak da akılsızlıktır. Yahut kâfir olanları imana dâvet eden veya vazeden zât işittikleri sözlerden sada ve nidadan başka bir mâna anlamayan behayime haykıran çoban gibidir. Yahut kâfirler haykırılan behayim gibidir. Behayim sesi işitir, maksadı bilmez. Nidayı hisseder, manâsını anlamaz. Yahut senin kâfirleri dâvetin çobanın behayime haykırmasına benzer.

İsmail Yakıt

İnkâr edenlerin durumu, tıpkı çobanın bağırmasını işiten ama onu yalnız bir ses ve çağrı olarak algılayan sürünün durumu gibidir. Çünkü onlar, sağırdırlar, dilsizdirler ve kördürler. İşte bu yüzden akıl edemezler.

Kadri Çelik Meali

Küfre sapanların (hakka davet edilme) örneği, bağırıp çağırmadan başkasını işitmeyene (bir tehlikeyi haber vermek için) seslenen kimsenin (çobanın) misalidir (Bu sesin kendilerine bir tehlikeyi haber verdiğini anlamazlar. Onlar) Sağırdırlar, dilsizdirler, kördürler; bu yüzden onlar akıl etmezler.

Mahmut Kısa Meali

O inkârcıların durumu, tıpkı çobanın çağrısını işittiği hâlde, bu sözleri anlamsız bir ses ve gürültü olarak algılayan sürünün durumuna benzer: Sağırdırlar, dilsizdirler, kördürler. Çünkü akıllarını kullanmıyorlar. Böylece, körü körüne atalarının izinden giderek haramı helâl, helâli haram yapıyorlar. O hâlde:

Mahmut Özdemir Meali

İnkâr edenlerin misâli, sadece çağırmayı ve bağırmayı işitmesi nedeniyle haykıranların misâli gibidir. Sağır dilsiz kördürler; akletmezler.

Mehmet Çakır Meali

inkarcıların durumu, duyamadıkları için sadece anlamsız sesler çıkaran sağırlara benziyor. Duyamadıkları, konuşamadıkları ve göremedikleri için kafaları da çalışmaz...

Mehmet Çoban Meali

İnkâr edenleri imana çağıran Müminler ile inkâr edenlerin durumu, bağırıp çağırmadan başka bir şey duymayan hayvanlara seslenen çoban ile hayvanların durumu gibidir. Onlar ön yargılarıyla kalplerini kapayarak sağırlara, dilsizlere, körlere dönüşmüşlerdir. Artık onlara ne dersen de boştur. Ön yargılarını kırıp gerçekleri görmek duymak istemezler. İnsanlar ön yargılarını kırmadıkça sen onlara bir şey anlatamazsın, doğru yola sevk edemezsin!

Mehmet Okuyan Meali

Kâfir olanların durumu, (çobanın) bağırıp çağırmasından başka bir şey duymayanın durumuna benzer. Onlar (gerçeğe karşı) sağırdır, dilsizdir, kördür; [*] onlar akıl da etmezler.

Benzer mesajlar: Bakara 2:18; En‘âm 6:39; Hûd 11:24.

Mehmet Türk Meali

Kâfirler, bağırma ve çağırmadan başka bir şeyi duymayan ve kendi kendine haykırıp duran hayvan gibidirler.¹ Zâten onlar, hem sağır, hem dilsiz, hem de kördürler.² İşte onlar, (bundan dolayı hakkı) asla anlamazlar.

1 Bu âyette, temsili bir teşbih vardır. Yani o kâfirler, çoban, kendilerine: “insan gibi yiyin, için, yayılın” derse anlamayan hayvanlar gibidirler. Onlar ancak, ıslık, düdük, çan ve haykırma gibi manasız sesleri dinlerler. Allah’tan, Peygamberden bir şey anlamazlar, anlam yüklü sözleri duymazlar. Hep çan ve düdük sesleri arkasında dolaşırlar, bunlara da cevap olarak, anlamsız sesler çıkarırlar ve bunların ne dedikleri de asla anlaşılmaz.
2 Bk. (Bakara: 18, En’am: 39, Enfal: 22, İsra: 97)

Muhammed Esed Meali

Böylece, hakikati inkara şartlanmış olanların durumu, çobanın haykırışını işiten ama onu yalnız bir ses ve çağrı şeklinde algılayan sürünün durumuna benzer. ¹³⁸ Onlar sağırdırlar, dilsizdirler, kördürler: zira akıllarını kullanmazlar.

138 Bu, lafzen, şu şekilde ifade edilebilecek olan vecîz (elliptic) cümlenin biraz serbest bir çevirisidir: “Hakikati inkara şartlanmış olanların hali, çığlık ve bağırışdan başka birşey duymayan çığırtkanın haline benzer.” Na‘ka fiili, çoğunlukla, çobanın sürüsünü güderken çıkardığı belli bir anlamı olmayan bağırtıları tasvir etmek için kullanılır.

Mustafa Çavdar Meali

Gerçeği örtbas eden kâfirlerin durumu; çobanların çağırdığı fakat onun bu çağırısını bir bağırtı ve sesten başka bir şey olarak işitmeyen (hayvanların) durumu gibidir. Onlar, öyle sağır, dilsiz ve körlerdir ki akıllarını kullanmazlar. 7/179, 25/44,

Mustafa İslamoğlu Meali

İşte inkârda direnen bu kimselerin durumu, şu (sürüye) benzer: Bir sürü (düşünün ki), çobanın canhıraş haykırışını yalnızca çığlık-bağlık olarak algılıyor.[³²⁸] Onlar sağırdırlar, dilsizdirler, kördürler; dolayısıyla onlar akıllarını kullanmazlar.

[328] Yen‘ıku, hem “çobanın sürüye bağırmasını” hem de “karganın gaklamasını” ifade eder (Lisân). Bu teşbihte kendisine benzetilen “çobanın bağırdığı sürü” olabileceği gibi, “anlamlı bir çağrıya karşı anlamsız bir gaklamayla karşılık veren karga” da olabilir.

Orhan Kuntman Meali

(Böyle şirk ve küfürde direnen) Kafirlerin durumu; tıpkı çobanın bağırıp çağırmasını işiten, (fakat ne dediğini anlamayan) hayvanların durumuna benzer ki, onlar sağırdırlar, (manevi işitme yeteneklerini kaybetmişler, hak sözü işitmezler), dilsizdirler (Rablerini unutmuşlardır. Ona şükretmezler de, dillerinde ilah edindikleri putlarının adlarını geveler dururlar), kördürler! (onlara ne kadar, Rablerinin vahdaniyetini apaçık gösteren deliller getirilse, gözlerine sokulsa, basiretten yoksundurlar, şeytanın esiri olmuşlardır dünya sefasından başka bir şey görmezler. Ahirete inanmazlar ve sonunda yaptıklarından ne kadar çok pişman olacaklarını) Akıl da edemezler.

Osman Fırat Meali

Ve kafirlerin durumu şu misal gibidir, (Kendisini hakka çağıranın) haykırışının ne olduğunu işitmeyen ama onu yalnız bir ses ve çağrı şeklinde algılayanın durumuna benzer. Onlar sağırdırlar, dilsizdirler, kördürler; zira akıllarını kullanmazlar.

Ömer Nasuhi Bilmen Meali

Ve kâfirlerin meseli, o hayvanların meseli gibidir ki, çağırmadan, bağırmadan başka bir şey işitmeksizin haykırır durur; sağırdırlar, dilsizdirler, kördürler. Artık onlar düşünemezler.

Suat Yıldırım Meali

İnkârcıları hakka çağıranın durumu, tıpkı bağırıp çağırmadan başka bir şeyden anlamayan hayvanlara haykıran çobanın durumuna benzer. Onlar sağır, dilsiz ve kördürler. Bundan ötürü akıllarını kullanıp gerçeği anlayamazlar.

Peşin hükümle kendilerini gerçeğe kapatanlarla insanlara mahsus iletişim kurmak mümkün değildir. Onlara delil getirmenin faydası olamaz, zira bu hususta hayvandan farkları yoktur.

Süleyman Ateş Meali

O inkar edenler(i Hakk'a çağıran)ın durumu, tıpkı bağırıp çağırmadan başka bir şey işitmeyen (işittiği sesin manasını anlamayan hayvanlar)a haykıran kimsenin durumu gibidir. (Onlar), sağır, dilsiz ve kördürler, onun için düşünmezler.

Süleyman Tevfik (1927)

Kâfirlerin misli (onlara va'az ve nasîhat itmek) söylenen sözi anlamayub onı bir nidâ ve sadâ işiden behâime seslenen çoban gibidir. Onlar (hakkı işitmez) sağırlar, (doğrıyı söylemez) dilsizler ve (hakîkati görmez) kördürler. Ve bir şey ta'akkul dahî itmezler (düşünüb anlamazlar)

Süleymaniye Vakfı Meali

Kendilerini âyetlere kapatanların[1] durumu, anlamadığı sese karşı öten karganın[2] durumu gibidir; onların duyduğu sadece bir çağrı ve seslenmedir. Sağır, dilsiz ve kör kesilirler. Onlar akıllarını kullanmazlar.

[1] Kâfirlerin.
[2] Âyetteki na'q , karganın ötmesi anlamına geldiği için (Lisân) meâl bu şekilde verilmiştir.

Şaban Piriş Meali

Allah'a nankörlük edenlerin hali, çobanların çağırdığı fakat, onun bağırıp çağırışından başka bir şey işitmeyen hayvanların durumu gibidir. Onlar, öyle sağır, dilsiz ve körlerdir ki akıllarını kullanmazlar.

Ümit Şimşek Meali

İnkâr edenlerin hali, çobanın seslenişini bağırıp çağırmadan ibaret bir ses olarak işiten sürünün hali gibidir.(73) Onlar sağırdırlar, dilsizdirler, kördürler; akılları da birşeye ermez.

(73) Onlar, kendilerini doğru yola çağıran Peygamberi veya Kur’ân’ı, tıpkı bir sürünün çobanı işitmesi gibi, anlam veremedikleri bir ses olarak işitirler; onun mânâsına nüfuz edemezler.

Yaşar Nuri Öztürk Meali

O küfre sapanların durumu, bağırıp çağırma dışında bir şeyi işitmeyen varlıklara haykıranın durumuna benzer. Sağırdırlar, dilsizdirler, kördürler. Bu yüzden akıllarını işletemezler onlar.

Eski Anadolu Türkçesi

daħı meŝeli anlaruñ kim kāfir oldılar taman anuñ meŝeli gibirdür kim çaġırır ol neseye kim işitmez, illā ķıġırmaķ daħı ün itmek. śaġırlardur dilsüzlerdür gössüzlerdür; pes anlar añlamazlar.

Satır Altı Meal (1534)

Meẟeli ol kişilerüñ kim kāfir oldılar, ol kimseye beñzer ki işek gibi çaġırur işitmegen nesneye, illā du‘ā bile yā ḳatı āvāz‐ıla. Ṣaġırlardur, dilsüz‐lerdür, gözsüzlerdür. Pes anlar hīç fehm eylemezler.

Bunyadov-Memmedeliyev

Kafirlər səda və nidadan (çığırtı və bağırtıdan) başqa bir şey anlamayanlara (heyvanlara) bənzərlər. Onlar kar, lal və kordurlar. Buna görə də haqqı dərk etməzlər.

M. Pickthall (English)

The likeness of those who disbelieve (in relation to the messenger) is as the likeness of one who calleth unto that which heareth naught except a shout and cry. Deaf, dumb, blind, therefore they have no sense.

Yusuf Ali (English)

The parable of those who reject Faith is as if one were to shout Like a goat-herd, to things that listen to nothing but calls and cries(170): Deaf, dumb, and blind(171), they are void of wisdom.

170 If you reject all faith, the highest wisdom and the most salutary regulations are lost on you. You are like "dumb driven cattle" who can merely hear calls, but cannot distinguish intelligently between shades of meaning or subtle differences of values.
br>171 Cf. 2:18 , where we are told that the rejectors of faith are "deaf, dumb and blind: they will not return to the path." Here the consequence of their not using their senses is that they have no wisdom. In each context there is just the appropriate deduction.


Designed by ÖFK