2 Mayıs 2024 - 23 Şevval 1445 Perşembe

ANA SAYFA | SURELER  | AYET KARŞILAŞTIRMA |KUR'AN'DA ARA! |FİHRİST | DOWNLOAD | MOBİL
Kullanıcı : Şifre :   Şifremi Unuttum    KAYDOL
Mü’min Suresi 50. Ayet

Ayeti Dinle



Meal Ekle/Çıkar

Hepsini Göster/Gizle


Tercihinizin bir sonraki oturumda hatırlanması için giriş yapmalısınız.

Arapça Metin
Türkçe Transcript
Abdulbaki Gölpınarlı Meali
Abdullah-Ahmet Akgül Meali
Abdullah Parlıyan Meali
Ahmet Tekin Meali
Ahmet Varol Meali
Ali Bulaç Meali
Ali Fikri Yavuz Meali
Bahaeddin Sağlam Meali
Bayraktar Bayraklı Meali
Besim Atalay Meali (1965)
Cemal Külünkoğlu Meali
Cemil Said (1924)
Diyanet İşleri Meali (Eski)
Diyanet İşleri Meali (Yeni)
Kur'an Yolu (Diyanet İşleri)
Diyanet Vakfı Meali
Edip Yüksel Meali
Elmalılı Hamdi Yazır Meali
Elmalılı Meali (Orijinal)
Emrah Demiryent Meali
Erhan Aktaş Meali
Hasan Basri Çantay Meali
Hayrat Neşriyat Meali
İlyas Yorulmaz Meali
İsmayıl Hakkı Baltacıoğlu
İsmail Hakkı İzmirli
İsmail Yakıt
Kadri Çelik Meali
Mahmut Kısa Meali
Mahmut Özdemir Meali
Mehmet Çakır Meali
Mehmet Çoban Meali
Mehmet Okuyan Meali
Mehmet Türk Meali
Muhammed Esed Meali
Mustafa Çavdar Meali
Mustafa İslamoğlu Meali
Orhan Kuntman Meali
Osman Fırat Meali
Ömer Nasuhi Bilmen Meali
Suat Yıldırım Meali
Süleyman Ateş Meali
Süleyman Tevfik (1927)
Süleymaniye Vakfı Meali
Şaban Piriş Meali
Ümit Şimşek Meali
Yaşar Nuri Öztürk Meali
Eski Anadolu Türkçesi
Satır Altı Meal (1534)
Bunyadov-Memmedeliyev
M. Pickthall (English)
Yusuf Ali (English)
Tercihinizin hatırlanması için
giriş yapmalısınız.

Meallerdeki sıralama bir tercih sıralaması değil alfabetik sıralamadır. Ziyaretçilerimiz takip etmek istedikleri mealleri sol sütundan seçerek ilerleyebilirler. Tercihlerinin hatırlanması için "Tercihimi Hatırla" tıklanmalıdır.
 
 

Kâlû eve lem teku te/tîkum rusulukum bilbeyyinât(i)(s) kâlû belâ(c) kâlû fed’û(k) vemâ du’âu-lkâfirîne illâ fî dalâl(in)

Onlar da, peygamberleriniz, apaçık delillerle gelmedi miydi size diyecekler; onlar, evet diyecekler, bekçiler, öyleyse diyecekler, siz yalvarın ve kafirlerin duasıysa ancak boşa gider.

(Bekçiler ise:) "Size kendi resulleriniz açık belgelerle gelmemiş (ve bugünleri haber vermemişler) miydi?" diye (soracak,) onlar da: "Evet" diye (yanıtlayacaklardır. Bekçiler:) "Şu halde siz kendiniz (boşuna) dua edip yalvarın" diye (onları azarlayacaktır). Oysa kâfirlerin duası, asılsız bir çırpınıştır, boşuna bir yalvarıştır (ki hiçbir yarar sağlamayacaktır).

Cehennem bekçileri: “Elçilerimiz size apaçık delillerle gelmiş değiller miydi?” diye soracaklar. O ateştekiler: “Evet gelmişlerdi” diyecekler ve cehennemin bekçileri: “Madem öyle kendiniz yalvarın” diye cevap verecekler. Çünkü Allah'tan gelen gerçekleri inkâr edenlerin yalvarması, avunmadan başka bir anlam taşımaz, elbette boşunadır.

Bekçiler:
“Size, peygamberleriniz, açık açık delillerle gelmediler mi?” derler. Onlar da:
“Elbette deliller getirdiler” derler. Bekçiler:
“O halde, kendiniz yalvarın” derler. Kulluk sözleşmesindeki ortak taahhütlerini, Allah'a iman, kulluk ve sorumluluk bilincini şuur altına iterek örtbas edip inkârda ısrar eden kâfirlerin yalvarması boşunadır, icabet edilmez.

Onlar: "Elçileriniz size apaçık delillerle gelmiyorlar mıydı?" derler. "Evet (geliyorlardı)" derler. (Bunun üzerine) onlar: "Öyleyse siz dua edin" derler. Ancak inkârcıların duaları hep boşunadır.

(Bekçiler:) 'Size kendi Resulleriniz açık belgelerle gelmez miydi?' dediler. Onlar: 'Evet' dediler. (Bekçiler:) 'Şu halde siz dua edin' dediler. Oysa kafirlerin duası, çıkmazda olmaktan başkası değildir.

(Cehennem bekçileri ateşteki kâfirlere) şöyle derler: “- Size peygamberleriniz mucizelerle gelmedi miydi?” Onlar: “-Evet” derler. (Bekçiler, onlarla alay etmek kasdi ile şöyle) derler “- O halde kendiniz (Allah'a) yalvarın.” Kâfirlerin yalvarıb yakarması ise hep boşunadır.

Cehennem bekçileri: “Peygamberler açık mucizeler ile size gelmediler mi?” derler. Onlar: “Evet, geldiler.” diye cevap verirler. Bekçiler: “Öyle ise siz kendiniz yalvarın.” derler. Fakat kâfirlerin yalvarması hep boşa gider.

Bekçiler, “Peygamberleriniz size apaçık deliller getirmediler mi?” diyecekler. Onlar da, “Getirdiler” cevabını vereceklerdir. Bunun üzerine bekçiler de, “O halde kendiniz yalvarınız” diyecekler. Halbuki kâfirlerin yalvarması boşunadır.

Derler ki: «Belgelerle size peygamberleriniz gelmemiş midir?»; «Evet!» derler, bekçiler de, diyeler ki: «Çağrınız boştur, kâfirlerin duaları sapıklıktadır!»

(Cehennem bekçileri) derler ki: “Size resulleriniz (hakikati ortaya koyan) apaçık belgeler/kanıtlar getirmemiş miydi?” Onlar, “Evet, getirmişti” derler. (Bekçiler:) “Öyleyse kendi kendinize yalvarmaya devam edin” derler. Şüphesiz inkârcıların yalvarışı boşunadır. 

Bkz. 67/8-9

Muhâfızlar: "Size âşikâr hüccetler irâe iden rasûlleriniz yok mı idi?" cevâbını virecekler, ânlar "Evet var idi" diyecekler. Muhâfızlar "Öyle ise siz kendiniz du’â idiniz, kâfirlerin du’âsı ancak dalâletdir." cevâbını virecekler.

Bekçiler: "Size, belgelerle peygamberleriniz gelmiş miydi?" derler. Onlar da: "Evet, gelmişti" derler. Bekçiler: "O halde kendiniz yalvarın" derler. İnkarcıların yalvarışı şüphesiz boşunadır.*

(Cehennem bekçileri) derler ki: “Size peygamberleriniz açık mucizeler getirmemiş miydi?” Onlar, “Evet, getirmişti” derler. (Bekçiler), “Öyleyse kendiniz yalvarın” derler. Şüphesiz kâfirlerin duası boşunadır.

Görevliler, “Peygamberleriniz size açık kanıtlar getirmemiş miydi?” diye sorarlar. “Evet, getirmişlerdi” cevabını verirler. O zaman görevliler, “Yalvarın durun şimdi; ama inkârcıların yalvarmaları boşunadır” derler.

(Bekçiler:) Size peygamberleriniz açık açık deliller getirmediler mi? derler. Onlar da: Getirdiler, cevabını verirler. (Bekçiler ise): O halde kendiniz yalvarın, derler. Halbuki kâfirlerin yalvarması boşunadır.  

 Bekçiler, «Kendiniz yalvarın derken» kâfirlere şefâat etmeyeceklerini ifade etmektedirler.

Onlar da derler ki, "Elçileriniz size apaçık delillerle gelmemiş miydi?" "Evet" derler. Bunun üzerine onlar, "Öyleyse kendiniz yalvarın. Ne var ki inkarcıların yalvarması sonuç vermez."

Bekçiler de: "Size peygamberleriniz mucizelerle gelmiyorlar mıydı?" diye sorarlar. Onlar: "Evet" derler. Bekçiler: "Öyle ise kendiniz dua edin" derler. Kâfirlerin duası ise hep çıkmazdadır.

Ya size, derler: beyyinelerle Resulleriniz geliyor değilmi idi ki? Evet, derler, öyle ise kendiniz duâ edin derler, kâfirlerin duâsı ise hep çıkmazdadır

(Cehennem bekçileri ateşteki kâfirlere) şöyle derler: “Size peygamberleriniz açık mu‘cizeler getirmemiş miydi?” Onlar, “Evet, getirdiler” derler. (Melekler,) “Öyleyse (Allah’a) kendiniz yalvarın!” derler. Fakat kâfirlerin yalvarması boşunadır. (Onların yalvarmalarına icabet edilmez.)

Görevliler: “Resûlleriniz, size kanıt içeren bilgilerle gelmediler mi?” derler. Onlar: “Evet, geldiler.” derler. Görevliler: “O halde kendiniz yalvarıp yakarın; gerçeği yalanlayan nankörlerin duası ancak boş ve anlamsızdır.” derler.

(Bekçiler şöyle) söylediler (söylerler): «Size peygamberleriniz açık açık bürhanlar (mu'cizeler) getirmedi miydi»? (Öbürleri) «Evet (getirdi) dediler (derler). (Bekçiler de) «O halde (kendiniz) yalvarın!» dediler (derler). Halbuki kâfirlerin düâsı heder olmakdan başka (bir değeri haaiz) değildir.

(Cehennemin bekçileri:) “Size peygamberleriniz mu'cizeler getirmiyorlar mıydı?” derler. Onlar: “Evet (getiriyorlardı)!” derler. (Bunun üzerine bekçiler:) “Öyle ise (kendiniz)duâ edin!” derler. Hâlbuki kâfirlerin duâsı, ancak boşuna (yorulmak)tır.(1)

(1)Cehennem bekçilerinin kâfirlere: “(Kendiniz) duâ edin!” demelerinin sebebi, kâfirlerin onlara: “Ne olur! Bizim buradan çıkıp kurtulmamız için bir d... Devamı..

Cehennem görevlileri ateşin içindekilere “Sizin elçileriniz size açık deliller getirmediler mi?” derler. Onlar da “Evet getirdi” derler. Cehennem görevlileri de onlara “İstediğiniz kadar çağırın. Ancak doğruları inkâr edenlerin çağrıları boşu boşunadır” derler.

Onlar da diyecekler: "Size elçileriniz apaçık belgeler getirmediler mi?" Diyecekler: "Evet, getirdiler." "Öyleyse siz kendiniz yalvarın." Oysaki tanımazların yalvarması boşunadır.

Bekçiler şöyle diyecekler: «— Size peygamberleriniz açık mucizeler getirmediler mi?» Onlar da «— Evet getirdiler» cevabını verecekler, bekçiler «— Öyle ise siz kendiniz niyaz edin» diyecekler, kâfirlerin niyazları beyhude olmadan başka bir şey değildir [¹].

[1] Kabul olunacak değildir.

(Bekçiler), “Size elçileriniz apaçık delillerle gelmemiş miydi?” derler. Onlar da “Bilakis gelmişlerdi” derler. (Bunun üzerine bekçiler de) “Öyleyse yalvarıp durun! Bugün kâfirlerin yalvarması artık boşunadır” diye cevap verirler.

(Cehennem bekçileri,) “Size kendi peygamberleriniz apaçık belgelerle gelmemiş miydi?” derler. Onlar, “Evet” derler. (Cehennem bekçileri,) “O halde kendiniz yakarın, kâfirlerin yakarışı çıkmazda olmaktan (boşuna yalvarmaktan) başka bir şey değildir” derler.

Melekler, “Elçileriniz size hakîkati açıkça ortaya koyan belgeler getirmemişler miydi?” diye soracaklar. Onlar ise, “Elbette getirmişlerdi fakat biz onları inkâr etmiştik!” diyecekler. Bunun üzerine melekler, “Madem öyle, o zaman Allah’a kendiniz yalvarın! Fakatşunu da bilin: Kâfirlerin duâsı, her zaman boşa gitmeye mahkûmdur!”
Gelelim, bu kıssadan alınacak hisseye:

-“Yaaa! Size rasûlleriniz Beyyineler / Açık Belgeler ile geliyor değiller miydi?” dediler.
-“Evet (geliyorlardı)” dediler.
-“Artık yalvarın!” dediler. “Kâfirler’in yalvarışı ancak boşunadır”.

Görevliler: " Yahu elçileriniz size belgeler getirmemiş miydi ? " Ateştekiler: " Getirdiler tabiki! " Görevliler: " O zaman kendiniz yalvarın. " İnkarcının yalvarması boşa gider.

Cehennem bekçileri; “Size Allah’ın elçileri açık deliller getirmediler mi?” der. Onlar da; “Getirdiler!” cevabını verir. Bekçiler; “O halde kendiniz yalvarın!” derler. Hâlbuki ateşle cezalandırılan kâfirlerin yalvarması boşunadır. Dünyadayken hatalarından vazgeçerek tövbe için Allah’a yalvarmaları gerekiyordu, yapmadılar. İnkârlarında devam ettiler. Bilmiyorlar mı? Allah hükmünü verdikten sonra verilen hüküm asla hüküm değişmez.

(Cehennemin bekçileri) “Size elçileriniz apaçık deliller getirmediler mi?” diyecekler. Onlar da “Evet (getirdiler)!” cevabını verecekler. (Bekçiler ise) “(Öyleyse) kendiniz yalvarın! (Gerçi) kâfirlerin yalvarması sadece boşunadır.” diyeceklerdir.

(Cehennemin bekçileri): “Size Peygamberleriniz apaçık belgeler getirmediler mi?” deyince, Onlar: “Evet (getirdiler)” derler. (Bekçiler de): “Öyle ise siz kendiniz duâ edin” derler. Kâfirlerin duâsı (bile) sapkınlıktan başka (bir şey) değildir.

[Cehennemin bekçileri]: “Elçileriniz size hakikatin bütün kanıtlarını getirmiş değiller miydi?” diye soracaklar. O [ateşdeki]ler, “Evet, öyleydi!” diyecekler. [Ve cehennemin bekçileri,] “Madem öyle yalvarıp durun!” diye cevap verecekler; ³⁴ çünkü inkar edenlerin yalvarması, avunmadan başka bir anlam taşımaz.

34 Klasik müfessirlere göre bu cevap, “cehennemin bekçileri”nin mahkum olan günahkarlar için aracılık yapmayı reddetmelerini ve onlara, sanki, “yapabi... Devamı..

Görevliler de: – Elçileriniz size, hakikatin apaçık belgeleri ile gelmedi mi? derler. – Onlar; – Evet, geldi. Derler. Bekçiler de: – O halde kendiniz yalvarıp yakarın. Fakat bugün gerçekleri örtbas eden kâfirlerin dua ile yalvarıp yakarması boşunadır. 3/131

(Bekçiler) şöyle cevap verecek: “Elçileriniz size hakikatin apaçık belgeleriyle gelmemiş miydi?” (Berikiler), “Elbette (gelmişti)” diyecekler. (Bekçiler) diyecek ki: “O halde yalvarmaya devam edin! Ama inkârı tabiat edinenlerin yalvarması aldanışı (artırmaktan) başka bir sonuç vermez.”

Bekçiler onlara: "Peygamberleriniz size açık deliller getirmedi miydi? (Sizleri bu azapla uyarmamış mıydı?) diye sorunca, onlar, "Evet, getirdi" derler. Bunun üzerine bekçiler de: "Öyle ise, Rabbinize siz kendiniz yalvarın" diye cevap verirler. Kâfirlerin yalvarması kuşkusuz boşunadır! (Çünkü cehennem tevbe değil, ceza yeridir)

(Bekçiler) Dediler: " Size gelen resulleriniz apaçık anlatmadılar mı?" "Evet dediler. (Bekçiler:) "Öyle ise yalvarın ama nankörlerin yalvarması hep boşunadır. " dediler.

Derler ki: «Size peygamberleriniz, açık açık mucizeler ile gelivermekte değil mi idiler?» Derler ki: «Evet...» (Bekçiler de) Derler ki: «O halde siz yalvarınız. Kâfirlerin duaları ise beyhûde yere olmaktan başka değildir.»

Onlar: “Peygamberleriniz size açık açık delillerle gelmediler mi? ” deyince: “Evet! ” diye cevap verirler. Bu defa onlar: “O halde siz kendiniz yalvaracaksanız yalvarın (biz sizin durumunuzdaki kimseler için dua etmeyiz. )” derler. Kâfirlerin duaları ise neticesiz kalır.

(Bekçiler) Dediler: "Elçileriniz size açık kanıtlar getirmezler miydi?" "Evet (getirirlerdi) dediler. (Bekçiler:) "Öyle ise yalvar(ıp dur)un. Nankörlerin yalvarması hep çıkmazdadır." dediler.

Onlar da: "Size mu'cizât ile rasûlleriniz gelmemiş miydi?" diye sorarlar. Ehl-i nâr: "Evet gelmişdi" cevâbını virince onlar: "Siz kendiniz du'â idiniz" dirler. Kâfirlerin du'âsı ancak icâbet olunmaz dalâletdir.

Onlar şöyle karşılık verirler: "Elçileriniz, o açık belgelerle(mucizelerle) gelmediler mi?" "Evet" derler. Bekçiler: "O halde Sahibinize kendiniz yalvarın" derler. O kafirlerin yalvarışları sonuçsuz kalır.

Onlar da:-Size, apaçık belgelerle peygamberleriniz gelmedi mi? derler.-Evet, derler. Bekçiler de:-O halde kendiniz dua edin. Ama kafirlerin duası boşunadır, derler.

Cehennem bekçileri derler ki: “Peygamberleriniz size apaçık deliller getirmedi mi?” Onlar “Evet” derler. Bekçiler ise “Öyleyse kendiniz dua edin,” derler. “Ama kâfirlerin duası boşunadır.”

Bekçiler derler ki: "Resulleriniz size açık-seçik mesajlar getirmezler miydi?" Derler ki: "Elbette getirirlerdi!" Bekçiler: "O halde yalvarın durun; inkârcıların yakarışları çıkmazda kalıp gitmiştir." diye cevap verirler.

eyittiler “iy daħı gelmedi mi size yalavaçlaruñuz ḥüccetler-ile?” eyittiler “evet.” eyittiler pes oķıñ daħı degül kāfirler oķımaġı illā azġunlıķ içinde.”

Zebānīler anlara eyideler ki: Size gelmedi mi peyġamberlerüñüz mu‘cizātlar‐ıla? Niçün inanmaduñuz? diyeler. Kāfirler: Evet, bize nebīler geldiler.Zebānīler eyideler: Siz du‘ā idüñüz. Daḫı kāfirler du‘āsı ol günde żāyi‘dür.

(Cəhənnəm gözətçiləri) deyəcəklər: “Məgər sizə öz peyğəmbərləriniz açıq-aşkar mö’cüzələr gətirməmişdilər?” Onlar: “Bəli (gətirmişdilər)!” – deyə cavab verəcəklər. (Cəhənnəm gözətçiləri onlara: ) “Elə isə özünüz dua edin!” – deyəcəklər. Kafirlərin duası isə boş şeydir (heç vaxt qəbul olunmaz).

They say: Came not your messengers unto you with clear proofs? They say: Yea, verily. They say: Then do ye pray, although the prayer of disbelievers is in vain.

They will say: "Did there not come to you your messengers with Clear Signs?" They will say, "Yes". They will reply, "Then(4423) pray (as ye like)! But the prayer of those without Faith is nothing but (futile wandering) in (mazes of) error!"

4423 The answer being in the affirmative, they will have to tell the dreadful truth: 'This is neither the time nor the place for prayer, for mercy! An... Devamı..


Designed by ÖFK
En iyi 1024 x 768 pikselde görüntülenir.