1 Mayıs 2024 - 22 Şevval 1445 Çarşamba

ANA SAYFA | SURELER  | AYET KARŞILAŞTIRMA |KUR'AN'DA ARA! |FİHRİST | DOWNLOAD | MOBİL
Kullanıcı : Şifre :   Şifremi Unuttum    KAYDOL
Zümer Suresi 46. Ayet

Ayeti Dinle



Meal Ekle/Çıkar

Hepsini Göster/Gizle


Tercihinizin bir sonraki oturumda hatırlanması için giriş yapmalısınız.

Arapça Metin
Türkçe Transcript
Abdulbaki Gölpınarlı Meali
Abdullah-Ahmet Akgül Meali
Abdullah Parlıyan Meali
Ahmet Tekin Meali
Ahmet Varol Meali
Ali Bulaç Meali
Ali Fikri Yavuz Meali
Bahaeddin Sağlam Meali
Bayraktar Bayraklı Meali
Besim Atalay Meali (1965)
Cemal Külünkoğlu Meali
Cemil Said (1924)
Diyanet İşleri Meali (Eski)
Diyanet İşleri Meali (Yeni)
Kur'an Yolu (Diyanet İşleri)
Diyanet Vakfı Meali
Edip Yüksel Meali
Elmalılı Hamdi Yazır Meali
Elmalılı Meali (Orijinal)
Emrah Demiryent Meali
Erhan Aktaş Meali
Hasan Basri Çantay Meali
Hayrat Neşriyat Meali
İlyas Yorulmaz Meali
İsmayıl Hakkı Baltacıoğlu
İsmail Hakkı İzmirli
İsmail Yakıt
Kadri Çelik Meali
Mahmut Kısa Meali
Mahmut Özdemir Meali
Mehmet Çakır Meali
Mehmet Çoban Meali
Mehmet Okuyan Meali
Mehmet Türk Meali
Muhammed Esed Meali
Mustafa Çavdar Meali
Mustafa İslamoğlu Meali
Orhan Kuntman Meali
Osman Fırat Meali
Ömer Nasuhi Bilmen Meali
Suat Yıldırım Meali
Süleyman Ateş Meali
Süleyman Tevfik (1927)
Süleymaniye Vakfı Meali
Şaban Piriş Meali
Ümit Şimşek Meali
Yaşar Nuri Öztürk Meali
Eski Anadolu Türkçesi
Satır Altı Meal (1534)
Bunyadov-Memmedeliyev
M. Pickthall (English)
Yusuf Ali (English)
Tercihinizin hatırlanması için
giriş yapmalısınız.

Meallerdeki sıralama bir tercih sıralaması değil alfabetik sıralamadır. Ziyaretçilerimiz takip etmek istedikleri mealleri sol sütundan seçerek ilerleyebilirler. Tercihlerinin hatırlanması için "Tercihimi Hatırla" tıklanmalıdır.
 
 

Kuli(A)llâhumme fâtira-ssemâvâti vel-ardi ‘âlime-lġaybi ve-şşehâdeti ente tahkumu beyne ‘ibâdike fî mâ kânû fîhi yaḣtelifûn(e)

De ki: Gökleri ve yeryüzünü yaratan, gizliyi de, açıkta olanı da bilen Allah'ım, ihtilafa düştükleri şeyler hakkında, kullarının arasında sen hüküm vereceksin.

De ki: "Ey gökleri ve yeri yoktan var eden, gaybı ve müşahede edileni bilen Allah’ım! Anlaşmazlığa düştükleri şeylerde, kullarının arasında Sen hüküm vereceksin."

De ki: “Ey Allah'ım, ey gökleri ve yeri yaratan, ey yaratılmış varlıkların kavramaktan aciz oldukları şeyleri de, akıl ve duyularıyla görüp gözleyebildiklerini de bilen sensin. Farklı görüş ve iddialarda bulundukları şeyler hakkında, kulların arasında sen hüküm vereceksin.”

“- Allahım, ey gökleri ve yeri yaratan! Duyu ve bilgi alanı ötesini, gayb âlemini ve görülen âlemi bilen! Kullarının ihtilâfa, ihtilâf çıkarmaya devam ettikleri, çarpıttıkları, imandan uzaklaştıkları konularda, aralarında, sen, yalnız sen hüküm vereceksin.” de.

De ki: "Ey gökleri ve yeri yaratan, gizliyi de görüneni de bilen Allah'ım! Aralarında ayrılığa düşmüş oldukları konularda, kullarının arasında sen hüküm vereceksin."

De ki: 'Ey gökleri ve yeri yaratan, gaybı ve müşahede edilebileni bilen Allah'ım. Anlaşmazlığa düştükleri şeylerde, kullarının arasında sen hüküm vereceksin.'

De ki: “- Ey gökleri ve yeri yaratan, gaybi ve hazırı bilen Allahım! Kularının arasında, o ayrılığa düştükleri (dine ait) şeyler hakkında sen hüküm vereceksin.”

De ki: “Ey gökleri ve yeri açıp yaratan, gayb ve şehadet âlemlerini bilen Allah’ım! Sen kullarının ihtilaf ettikleri konularda (kıyamet günü) hükmünü vereceksin.

De ki: “Ey Allah'ım! Ey göklerin ve yerin yoktan yaratıcısı! Ey gizli ve açık her şeyi bilen! Kullarının, arasında ayrılığa düştükleri konularda hüküm verecek sensin.”

Diyesin ki: «Allahım! Gökleri, yeri yaratan sensin, görüneni, görünmiyeni bilen de sensin, kullarının ayrışmış olduklarını, aralarında sen hükmedersin!»

De ki: “Ey göklerin ve yerin yaratıcısı olan, yaratılmış varlıkların kavrayış alanı dışındaki şeyleri de yaratılmışların akıl ve duyularıyla görüp gözleyebildiklerini de bilen Allah'ım! Ayrılığa düştükleri şeyler konusunda kulların arasında sen hükmedersin.”

Di ki: "Semâvâtı ve arzı halk iden Allâhım! Mer’î ve gayr-ı mer’î her şeyi sen bilürsin ’ibâdının ihtilâflarını sen hal ideceksin."

De ki: "Ey göklerin, yerin yaratanı, görülmeyeni ve görüleni bilen Allah'ım! Kullarının ayrılığa düştükleri şeyler hakkında aralarında Sen hükmedeceksin."

De ki: “Ey göklerin ve yerin yaratıcısı olan, gaybı da, görünen âlemi de bilen Allah’ım! Ayrılığa düştükleri şeyler konusunda kulların arasında sen hükmedersin.”

De ki: “Ey gökleri ve yeri yaratan, duyular ötesini ve duyular âlemini bilen Allahım! İhtilâfa düştükleri konularda kulların arasında hükmü sen vereceksin.”

De ki: Ey gökleri ve yeri yaratan, gizliyi de aşikârı da bilen Allah! Kullarının arasında, ayrılığa düştükleri şeyin hükmünü ancak sen vereceksin.

De ki, "Gökleri ve yeri yoktan var eden, gizliyi ve açığı Bilen Tanrım, ayrılığa düştükleri konularda kulların arasında hükmü yalnız sen verirsin."

De ki: "Ey gökleri ve yeri yaratan, görüleni ve görülmeyeni bilen Allah'ım! Kulların arasında, o ihtilaf edip durdukları şeyler hakkında sen hüküm vereceksin."

De ki: ey Gökleri ve Yeri yaradan ve gayb-ü şehadeti bilen Allahım! Kullarının arasında o ıhtılâf edip durdukları şeyler hakkında sen huküm vereceksin

De ki: “Ey gökleri ve yeri yoktan var eden, gizliyi ve görüneni bilen Allahım. Kullarının ihtilaf ettikleri konularda hüküm verecek olan sensin.”

De ki: “Göklere ve yere işleyiş yasalarını koyan, gaybı¹ ve görüneni bilen Allah'ım! Kullarının aralarında çekiştikleri şeyler hakkında hüküm verecek olan Sen'sin.”

1- Görünemez ve bilinemez olanı.

De ki: «Ey gökleri ve yeri yaratan, gizliyi de, aşikârı da bilen Allah, kullarının arasında ihtilâf etmekde oldukları şeyler hakkındaki hükmü sen vereceksin».

De ki: “Ey gökleri ve yeri yaratan, görünmeyeni ve görüneni bilen Allah'ım! Hakkında ihtilâfa düşegeldikleri şeyler husûsunda kullarının arasında ancak sen hüküm vereceksin!”

Deki “Ey göklerin ve yerin yaratıcısı, gizli ve açık olanları bilen Allah’ım! Kullarının ihtilaf ettiği konularda, aralarında hüküm verecek olan yalnızca sensin.”

De ki: "Ey yerlerin, göklerin yaratıcısı olan, görünürü, görünmezi bilen çalabımız! Kullarının aralarında bütün çekiştiklerini yargılayacak olan yalnız Sensin."

De ki Allah/ım! Ey gökleri, yeri yaratan! Ey gizliyi, aşikârı bilen! [⁴]. Kulların arasındaki ihtilâfı sen hükmedeceksin.

[4] Veya gökleri ve yeri yaratan, gizli ve âşikârı bilen Allah'ım!

De ki: “Ey gökleri ve yeri yaratan, algılanamayan [ğayb] ve algılanabilen gerçekleri bilen Allah’ım! Ayrılığa düştükleri şeylerde kullarının arasında ancak Sen hüküm verirsin.”

De ki: “Ey gökleri ve yeri yaratan, gaybı ve müşahede edileni bilen Allah'ım! Anlaşmazlığa düştükleri şeylerde kullarının arasında sen hüküm vereceksin.”

Ey Müslüman! Bunlara karşılık, sen Rabb’ine yalvararak de ki: “Ey Allah’ım! Ey gökleri ve yeri yoktan var eden; görülen ve görülmeyen, açıkta ve gizli olan her şeyi en mükemmel biçimde bilen Rabb’im! Anlaşmazlığa düştükleri her konuda, Kıyâmet Günü kullarının arasında hüküm verecek olan Sensin! O hâlde, bu inkârcıları sana havale ediyorum Allah’ım!

De ki:
-“Ey Şehadet’in ve Gayb’ın bileni, Yer’in ve Gökler’in yoktan ilk yaratanı Allah’ım!
İhtilaf ediyor oldukları şeylerde senin kulların arasında sen hüküm verirsin!”.

De ki: " ey gökleri ve yeri yoktan var eden Allah’ım!, görünen görünmeyen her şeyi bilen Allah’ım! artık kulların uzlaşamadığı konularda son söz senindir. "

“Ey gökleri yeri yaratan! Gizliyi de açık olanı da bilen Allah! İnsanların ayrılığa düştükleri şeyin hükmünü ancak sen vereceksin!”

De ki: “Ey gökleri ve yeri yoktan yaratan, [*] görünmeyeni de görüneni de bilen [*] Allah’ım! Kullarının arasında, ayrılığa düştükleri şeyin hükmünü ancak sen vereceksin.”

Benzer mesajlar: En‘âm 6:14; Yûsuf 12:101; İbrâhîm 14:10; Fâtır 35:1; Şûrâ 42:11.,Benzer mesajlar: En‘âm 6:73; Tevbe 9:94, 105; Ra‘d 13:9; Mü’minûn 23... Devamı..

(Ey Muhammed!): “Ey gökleri ve yeri yaratan, görülmeyeni¹ de görüleni de bilen Allah’ım! Şüphesiz kullarının aralarında anlaşmazlığa düştükleri şeyler hakkında hüküm verecek, ancak Sensin.” de.

1 Ğayb için Bk. (Hûd: 31)

De ki: “Ey Allahım! Ey gökleri ve yeri yaratan! Ey yaratılmış varlıkların kavrayış alanı dışındaki şeyleri de, yaratılmışların akıl ve duyularıyla görüp gözleyebildiklerini de bilen! ⁵⁰ Kullarının ayrılığa düştükleri her konuda [Kıyamet Günü] aralarında hüküm verecek olan Sensin!”

50 Bkz. sure 6, not 65.

De ki: Ey göklerin ve yerin eşsiz yaratıcısı, gizli ve aşikâr her şeyi bilen Allah’ım, ayrılığa düştükleri konularda kullarının arasında hüküm verecek olan sadece sensin! 67/13, 42/10

De ki: “Allah’ım! Ey göklerin ve yerin ilk yaratıcısı! Ey idraki aşan hakikatleri de, idrak edilenleri de bilen! Kullarının tartıştıkları konularda, aralarında son sözü söyleyecek olan yalnızca Sensin, Sen!”

(Ey Muhammed) De ki: "Ey gökleri ve yeri yaratan, gizlilikleri ve aşikarı bilen Allah’ım, ayrılığa düştükleri şeyler hakkında, kullarının arasında hükmü Sen vereceksin".

De ki: "Ey göklerin ve yerin yaratıcısı olan, görünen, görünmeyen âlemi de bilen Allah’ım! Ayrılığa düştükleri şeyler konusunda kulların arasında hüküm verecek sensin. "

De ki: «Ey gökleri ve yeri yaratan ve gizli ve âşikâre olanı bilen Allah'ım! Sen kullarının arasında kendisinde ihtilâf eder oldukları şeyler hakkında hükmedersin.»

Sen şöyle dua et: “Allah'ım! Ey gökleri ve yeri yaratan! Ey görünen görünmeyen ne varsa bilen. Hakkında ihtilaf ettikleri her meselede kulların arasında Sen elbette hükmedeceksin. Ben bu güven içinde bekliyor ve sabrediyorum. ”

Hz. Peygamber (a.s.) gece uykudan kalkıp teheccüd namazını kıldığında, duasının başında bu ilâhî vasıflara yer verirdi.

De ki: "Allah'ım, ey gökleri ve yeri yoktan var eden, görülmeyeni ve görüleni bilen! Ancak Sen, ayrılığa düştükleri şeylerde kullarının arasında hükmedersin."

Di ki: "Yâ İlâhî! Göklerin ve yerin yaradıcısı sensin. Gizliyi ve âşikârı bilirsin. Kulların arasında ihtilâf iyledikleri şeyi sen hüküm iylersin"

De ki “Göklerin ve yerin yaratıcısı, görüneni de görünmeyeni de bilen Allah’ım! Kullarının tartıştığı her konuda, aralarında hüküm verecek olan sensin.”

De ki: Ey gökleri ve yeri yaratan, görülmeyeni ve görüleni bilen Allahım, hakkında anlaşmazlığa düştükleri hususlarda kulların arasında hüküm verecek sensin.

De ki: Ey gökleri ve yeri hiç yoktan yaratan, görünür ve görünmez herşeyi bilen Allahım! Anlaşmazlığa düştükleri şeyler hakkında, kulların arasında hükmü Sen verirsin.

De ki: "Ey Allahım! Ey gökler ve yeri yaratan, ey görülmeyeni ve görüleni bilen! Sen hüküm vereceksin kulların arasında, ihtilaf ettikleri şeyleri hakkında."

eyit “iy Tañrı yaradıcı gökleri daħı yiri bilici ġaybı daħı ḥāżırı! sen hükm eyleyesin ķullaruñ arasında anuñ içinde kim oldılar anuñ içinde ŧartışurlar.”

Eyit yā Muḥammed: İy benüm Allāhum ki gökleri yaratduñ ve yirleri daḫı.Bilicisin ġaybı ve şehādeti. Daḫı sen ḥükm idersin ḳullaruñ arasında anlarçekişdükleri nesnede.

De: “Ey göyləri və yeri yoxdan yaradan, ey gizlini və aşkarı bilən Allah! Bəndələrin arasında ixtilafda olduqları (məsələlər) barəsində Sən hökm edəcəksən!”

Say: O Allah! Creator of the heavens and the earth! Knower of the invisible and the visible! Thou wilt judge between Thy slaves concerning that wherein they used to differ.

Say: "O Allah. Creator of the heavens and the earth! Knower of all that is hidden and open!(4314) it is Thou that wilt judge between Thy Servants in those matters about which they have differed."

4314 The mysteries of life and death, of worship and spiritual growth, are matters of high moment, which it may be difficult for us to apprehend in th... Devamı..


Designed by ÖFK
En iyi 1024 x 768 pikselde görüntülenir.