1 Mayıs 2024 - 22 Şevval 1445 Çarşamba

ANA SAYFA | SURELER  | AYET KARŞILAŞTIRMA |KUR'AN'DA ARA! |FİHRİST | DOWNLOAD | MOBİL
Kullanıcı : Şifre :   Şifremi Unuttum    KAYDOL
Şu’arâ Suresi 4. Ayet

Ayeti Dinle



Meal Ekle/Çıkar

Hepsini Göster/Gizle


Tercihinizin bir sonraki oturumda hatırlanması için giriş yapmalısınız.

Arapça Metin
Türkçe Transcript
Abdulbaki Gölpınarlı Meali
Abdullah-Ahmet Akgül Meali
Abdullah Parlıyan Meali
Ahmet Tekin Meali
Ahmet Varol Meali
Ali Bulaç Meali
Ali Fikri Yavuz Meali
Bahaeddin Sağlam Meali
Bayraktar Bayraklı Meali
Besim Atalay Meali (1965)
Cemal Külünkoğlu Meali
Cemil Said (1924)
Diyanet İşleri Meali (Eski)
Diyanet İşleri Meali (Yeni)
Kur'an Yolu (Diyanet İşleri)
Diyanet Vakfı Meali
Edip Yüksel Meali
Elmalılı Hamdi Yazır Meali
Elmalılı Meali (Orijinal)
Emrah Demiryent Meali
Erhan Aktaş Meali
Hasan Basri Çantay Meali
Hayrat Neşriyat Meali
İlyas Yorulmaz Meali
İsmayıl Hakkı Baltacıoğlu
İsmail Hakkı İzmirli
İsmail Yakıt
Kadri Çelik Meali
Mahmut Kısa Meali
Mahmut Özdemir Meali
Mehmet Çakır Meali
Mehmet Çoban Meali
Mehmet Okuyan Meali
Mehmet Türk Meali
Muhammed Esed Meali
Mustafa Çavdar Meali
Mustafa İslamoğlu Meali
Orhan Kuntman Meali
Osman Fırat Meali
Ömer Nasuhi Bilmen Meali
Suat Yıldırım Meali
Süleyman Ateş Meali
Süleyman Tevfik (1927)
Süleymaniye Vakfı Meali
Şaban Piriş Meali
Ümit Şimşek Meali
Yaşar Nuri Öztürk Meali
Eski Anadolu Türkçesi
Satır Altı Meal (1534)
Bunyadov-Memmedeliyev
M. Pickthall (English)
Yusuf Ali (English)
Tercihinizin hatırlanması için
giriş yapmalısınız.

Meallerdeki sıralama bir tercih sıralaması değil alfabetik sıralamadır. Ziyaretçilerimiz takip etmek istedikleri mealleri sol sütundan seçerek ilerleyebilirler. Tercihlerinin hatırlanması için "Tercihimi Hatırla" tıklanmalıdır.
 
 

İn neşe/ nunezzil ‘aleyhim mine-ssemâ-i âyeten fezallet e’nâkuhum lehâ ḣâdi’în(e)

Dileseydik gökten bir delil indirirdik onlara, onun karşısında başlarını eğerlerdi, kalakalırlardı.

(Oysa) Dilersek, onların üzerine gökten bir ayet (mucize) indiririz de, (mecburen) ona boyunları eğilmiş (olarak) kalıverirlerdi.

Eğer biz dileseydik, gökten onları zorla imana getirecek bir ayet ve alamet indirirdik de, onun karşısında hemen ona baş eğerler ve inanırlardı.

Bizim sünnetimizin, düzenimizin yasaları içinde, irademizin tecellisine uygun olursa, onların üzerlerine gökten bir âyet, bir mûcize indiririz. Bu mûcizeden dolayı toplu olarak boyun eğmek mecburiyetinde kalırlar.

Dilersek onların üzerlerine gökten bir mucize indiririz de boyunları ona eğilir kalır.

Dilersek, onların üzerine gökten bir ayet (mucize) indiririz de, ona boyunları eğilmiş kalıverir.

Biz eğer dilersek, onların üzerine gökten bir ayet (iman etmelerini gerektirecek bir delâlet) indiriveririz de ona boyunları eğile kalır (artık hiç biri isyan etmez).

Eğer istersek, gökten öyle bir mucize indiririz ki, ona boyun eğmeye başlarlar.(*)

(*) Mecaz-ül Kur’anda böyle meal verilmiştir.

Dilersek onlara gökten bir mucize indiririz de mecbur kalıp boyun eğerler.

İsteseydik onlara gökten belge indirirdik, ona başeğerlerdi

Biz (onların zorla iman etmesini) murad etseydik, onlara gökten (dehşet verici) bir mucize indirirdik de ona (toptan) boyun eğmek zorunda kalırlardı (ama buna gerek duymadık).

Eğer istese idik gökden bir mu’cize gönderir idik ki ânın önünde zelîl başlarını eğerler idi.

Biz dilesek onlara gökten bir mucize indiririz de ona boyun eğip kalırlar.

Biz dilesek, onlara gökten bir mucize indiririz de, ona boyun eğmek zorunda kalırlar.

Biz istesek onlara gökten bir mûcize indiririz de derhal ona boyun eğerler.

Biz dilesek, onların üzerine gökten bir mucize indiririz de, ona boyunları eğilip kalır.

Dilesek onların üzerine gökten bir mucize indiririz de ona boyun eğip kalırlar.

Biz dilersek onların üzerlerine gökten bir âyet (mucize) indiririz de, ona boyunları eğilekalır.

Dilersek üzerlerine Semadan bir âyet indiriveririz de ona boyunları eğile kalır

Eğer (onları zorla îmâna getirmeyi) dileseydik, üzerlerine gökten (öyle) bir mu‘cize gönderirdik ki, (mecburen, Allah’ın hükmüne) boyun eğerlerdi (de, derhal îmân ederlerdi).

Eğer dileseydik gökten öyle bir ayet¹ indirirdik ki hepsi ona boyun eğmek² zorunda kalırdı.

1- İradelerini ellerinden alırdık. 2- İman etmek.

Eğer dilersek biz onların tepesine gökden bir âyet indiriveririz de ona boyunları eğilekalır.

Dilesek, onlara gökten bir mu'cize indiririz de boyunları ona eğilip kalanlar (olarak inanmaya mecbûr) olurlar.

Biz istersek gökten onlara bir mucize (ayet) indirirdik, sonra onlar indirdiğimiz ayetlere boyun bükmüş olurlardı.

Biz dilersek onların üzerine gökten öyle bir belge indiriveririz ki, onlar buna boyun eğiverirler.

Biz, dileseydik onlara gökten onları zelil edecek bir alâmet indirirdik de onlar ona boyun eğerek münkat olurlardı [⁴].

[4] Veya başlan veya bölük bölük halk sana inkiyada gelirlerdi.

Eğer Biz dilesek onlara gökten bir mucize [âyet] indiririz de onun karşısında boyun eğip kalırlar.²

2 Ayette anlatılmak istenen; bir mucize indirilince onların zoraki imana gelmelerini Allah’ın istemediği demektir. İnanan hür iradesiyle inansın isted... Devamı..

Dilersek, onların üzerine gökten bir ayet (mucize) indiririz de ona boyunları eğilmiş kalıverirler.

Eğer onları zorla imana getirmeyi dileseydik, üzerlerine gökten öyle dehşet verici bir mûcize indirirdik ki, bunun karşısında derhal Allah’ın hükmüne boyun eğip ister istemez iman ederlerdi. O hâlde, iman etmiyorlar diye üzülme.

Dilersek, onlara Gök’ten bir âyet indiririz; derken ona hep birlikte boyunları eğile kalır.

Biz istesek onlara gökten mucize indirebiliriz. Ama o zaman ona, buyun eğmek zorunda kalırlar.

Biz dilersek onların üzerine bir ayet göndeririz. Hiçbir şey yapamazlar. Etraflarındaki ayetleri görmüyorlar mı? Bilseler; gökyüzündeki ay, güneş, yıldızlar da ayetlerimizdir. Fırtına, şimşek, yıldırım, sel felaketleri, depremler, yanardağ patlamaları, kıtlıklar, yokluklar, bolluklar da ayetlerimizdir. Göktaşlarını görmüyorlar mı? Onlardan birini üzerlerine düşürmüş olsaydık ne yapabilirlerdi? Veya ayı, güneşi dünyaya yakınlaştırsaydık, engellemeye güçleri yeter miydi? Hesaplayabilirler mi? Güneş onlara birazcık yaklaştırılsa veya birazcık uzaklaştırılsa halleri nice olur?

Dilesek, üzerlerine gökten bir ayet (mucize) indiririz de ona boyunları eğik kalır.

Eğer Biz dileseydik, o (müşriklerin) üzerine gökten bir mûcize indirirdik, onlar da o (mûcizeye) toptan boyun eğerlerdi.

Eğer dileseydik, onlara gökten öyle bir alamet indirirdik ki, onun karşısında boyunları bükülür, hemen baş eğerlerdi. ⁴

4 Ama insanın inanmasının manevî/ahlakî değeri, bu inancın bir zorlamanın değil, serbest ve özgür iradenin ürünü olmasına bağlı olduğuna göre, “gökler... Devamı..

Şayet biz dileseydik gökten onlara öyle bir mucize indirirdik ki hepsi ona boyun eğip inanmak zorunda kalırdı. 10/99, 17/59

Eğer tercih etseydik onlara semadan öyle bir kudret delili indirirdik ki, onun karşısında (mecburen) boyun büker, baş eğerlerdi.[³¹⁷¹]

[3171] Sözgeliminden âyetin sonu zımnen şöyle biter: ..fakat dilemedik. “Boyun bükmek” çaresiz kalmayı, “baş eğmek” ise mecburi itaati ifade eder. Söz... Devamı..

Dileseydik; onlara gökten bir ayet (mucize)indirirdik de, (o mucizenin dehşetinden korkup, Rablerinin emirlerine) boyun eğerlerdi. (Tümü hak davetini kabul etmek zorunda kalırlardı, imana gelirlerdi. Bunu yapmayız, çünkü o, zorlama bir iman olurdu, onun için Biz onların öğütle yola gelmesini diliyoruz... Fakat ne yazık ki)

Biz dilesek, onlara gökten bir mucize indiririz de, ona boyun eğmek zorunda kalırlar.

Eğer dileyecek olsak üzerlerine gökten bir âyet indiririz de artık ona boyunları eğili kalmış olurlar.

Eğer dileseydik onlara gökten öyle bir mûcize indirirdik ki, onun karşısında ister istemez boyun bükerlerdi.

Allah dileseydi İnkâr edenlerin, imana girmelerini gerektirecek mûcizeler gösterirdi. Fakat O’nun hikmeti, insana verdiği akıl, irade gibi kabiliyetle... Devamı..

Dilesek onların üzerine gökten bir mu'cize indiririz de boyunları ona eğilir (inanırlar).

Eğer murâd itsen onlara gökden bir mu'cize indirirdik ki ona boyunlarını eğer ve inkıyâd iderlerdi.

Farklı bir tercihte bulunsaydık gökten üzerlerine öyle bir belge indirirdik ki, karşısında başları öne eğilirdi.

Dilersek, üzerlerine gökten bir işaret indiririz de boyunları öne eğilip kalır.

Eğer dileseydik, onlara gökyüzünden bir âyet indirirdik de ister istemez ona boyun eğerlerdi.

Eğer istersek gökten üzerlerine bir mucize indiririz de boyunları onun önünde perişanlıkla eğilip kalır.

eger dilersevüz indürevüz anlaruñ üzere gökden nişān ola-dı boyunları yā cema'atları aña aşaķlıķ eyleyiciler.

Eger biz dilesevüz indürür‐biz anlar üstine gökden āyetler. Pes ol vaḳtda anla‐ruñ boynı öñe münḳād olurdı.

Əgər istəsək, göydən onlara bir ayə (dəlil) göndərərik, onlar da ona (səssiz-səmirsiz) boyun əyib durarlar.

If We will, We can send down on them from the sky a portent so that their necks would remain bowed before it.

If (such) were Our Will,(3140) We could send down to them from the sky a Sign, to which they would bend their necks in humility.

3140 If it had been Allah's Will and Plan to force people's will, He could quite easily have forced the Makkans. But His Will and Plan work differentl... Devamı..


Designed by ÖFK
En iyi 1024 x 768 pikselde görüntülenir.