Âyette, Hz. Peygamber’e hitap edilmişse de hüküm umumîdir, bütün ümmete yöneliktir. Âyete göre, boşanması istenen kadınlar, iddetleri dikkate alınarak, âdetten temizlendikten sonra boşanır. Boşanmış kadının da iddetine riayet edilir, yani üç hayız veya temizlenme müddeti tamamlanmadan, -ric’î talakta- koca, karısına dönebilir. Bu süre dolduktan sonra boşama kesinleşir. Boşanan kadınlara zarar vermemek, âyette belirtilen mahzur ortaya çıkmadıkça, iddetlerinin bitimine kadar evde kalmalarını sağlamak icap eder. Âyette, bu süre içinde yeni bir durum ortaya çıkabileceği hatırlatılmaktadır ki bu, nefretin sevgiye dönüşmesi, pişmanlığın belirmesi ve eşler arasında uzlaşma meydana gelmesidir. Aslında bir hadiste belirtildiğine göre boşama, helâl olmakla beraber Allah’ın hoşlanmadığı bir helâldîr.
Âyet, bekleme süresinin sonuna yaklaşmış kadınla ilgili olarak kocasının yapacağı işleri sıralıyor. Bunlar, ya tekrar almak veya cezalandırıp zarara sokmadan boşamaktır. Her iki durumda da iki şahit bulundurmak gerekir. Yukarıdaki âyetlerde geçen talâkla ilgili emirler şöyle özetlenebilir: Boşamayı sünnete uygun şekilde yapmak, iddeti saymak, kadını evinden çıkarmamak, boşama sırasında şahit tutmak, şehadeti hak ölçüleri içinde yapmak.