16 Ekim 2024 - 13 Rebiü'l-Ahir 1446
Çarşamba
ANA SAYFA
|
SURELER
|
AYET KARŞILAŞTIRMA
|
KUR'AN'DA ARA!
|
FİHRİST
|
DOWNLOAD
|
MOBİL
Kullanıcı :
Şifre :
Şifremi Unuttum
KAYDOL
Diğer Mealler...
Türkçe Transcript
Abdulbaki Gölpınarlı Meali
Abdullah-Ahmet Akgül Meali
Abdullah Parlıyan Meali
Ahmet Tekin Meali
Ahmet Varol Meali
Ali Bulaç Meali
Ali Fikri Yavuz Meali
Bahaeddin Sağlam Meali
Bayraktar Bayraklı Meali
Besim Atalay Meali (1965)
Cemal Külünkoğlu Meali
Cemil Said (1924)
Diyanet İşleri Meali (Eski)
Diyanet İşleri Meali (Yeni)
Kur'an Yolu (Diyanet İşleri)
Diyanet Vakfı Meali
Edip Yüksel Meali
Elmalılı Hamdi Yazır Meali
Elmalılı Meali (Orijinal)
Emrah Demiryent Meali
Erhan Aktaş Meali
Hasan Basri Çantay Meali
Hayrat Neşriyat Meali
İhsan Aktaş Meali
İlyas Yorulmaz Meali
İsmayıl Hakkı Baltacıoğlu
İsmail Hakkı İzmirli
İsmail Yakıt
Kadri Çelik Meali
Mahmut Kısa Meali
Mahmut Özdemir Meali
Mehmet Çakır Meali
Mehmet Çoban Meali
Mehmet Okuyan Meali
Mehmet Türk Meali
Muhammed Esed Meali
Mustafa Çavdar Meali
Mustafa İslamoğlu Meali
Orhan Kuntman Meali
Osman Fırat Meali
Ömer Nasuhi Bilmen Meali
Suat Yıldırım Meali
Süleyman Ateş Meali
Süleyman Tevfik (1927)
Süleymaniye Vakfı Meali
Şaban Piriş Meali
Ümit Şimşek Meali
Yaşar Nuri Öztürk Meali
Eski Anadolu Türkçesi
Satıraltı Meal (1534)
Bunyadov-Memmedeliyev
M. Pickthall (English)
Yusuf Ali (English)
Sure Seçiniz
Abese(80/42)
Âdiyât(100/11)
Ahkâf(46/35)
Ahzâb(33/73)
Âl-i İmrân(3/200)
Alak(96/19)
Ankebût(29/69)
Asr(103/3)
A’lâ(87/19)
A’râf(7/206)
Bakara(2/286)
Beled(90/20)
Beyyine(98/8)
Bürûc(85/22)
Câsiye(45/37)
Cin(72/28)
Cum’a(62/11)
Duhâ(93/11)
Duhân(44/59)
Enbiyâ(21/112)
Enfâl(8/75)
En’âm(6/165)
Fâtiha(1/7)
Fâtır(35/45)
Fecr(89/30)
Felâk(113/5)
Fetih(48/29)
Fil(105/5)
Furkân(25/77)
Fussilet(41/54)
Gâşiye(88/26)
Hac(22/78)
Hadîd(57/29)
Hâkka(69/52)
Haşr(59/24)
Hicr(15/99)
Hucurât(49/18)
Hûd(11/123)
Hümeze(104/9)
İbrahim(14/52)
İhlâs(112/4)
İnfitâr(82/19)
İnsan(76/31)
İnşikâk(84/25)
İnşirâh(94/8)
İsrâ(17/111)
Kadr(97/5)
Kâf(50/45)
Kâfirûn(109/6)
Kalem(68/52)
Kamer(54/55)
Kâri’a(101/11)
Kasas(28/88)
Kehf(18/110)
Kevser(108/3)
Kıyâme(75/40)
Kureyş(106/4)
Leyl(92/21)
Lokman(31/34)
Mâide(5/120)
Mâ’ûn(107/7)
Meryem(19/98)
Me’âric(70/44)
Mücâdele(58/22)
Müddessir(74/56)
Muhammed(47/38)
Mülk(67/30)
Mümtehine(60/13)
Münâfikûn(63/11)
Mürselât(77/50)
Mutaffifîn(83/36)
Müzzemmil(73/20)
Mü’min(40/85)
Mü’minûn(23/118)
Nahl(16/128)
Nâs(114/6)
Nasr(110/3)
Nâzi’ât(79/46)
Nebe’(78/40)
Necm(53/62)
Neml(27/93)
Nisâ(4/176)
Nûh(71/28)
Nûr(24/64)
Rahmân(55/78)
Ra’d(13/43)
Rûm(30/60)
Sâd(38/88)
Saff(61/14)
Sâffât(37/182)
Sebe’(34/54)
Secde(32/30)
Şems(91/15)
Şûrâ(42/53)
Şu’arâ(26/227)
Tâ-Hâ(20/135)
Tahrîm(66/12)
Talâk(65/12)
Târık(86/17)
Tebbet(111/5)
Teğâbun(64/18)
Tekâsür(102/8)
Tekvîr(81/29)
Tevbe(9/129)
Tîn(95/8)
Tûr(52/49)
Vâkı’a(56/96)
Yâsîn(36/83)
Yûnus(10/109)
Yûsuf(12/111)
Zâriyât(51/60)
Zilzâl(99/8)
Zuhruf(43/89)
Zümer(39/75)
Satırarası Meal
Şûrâ Suresi
◄
486
►
Cüz 25
(Diyanet Vakfı Meali)
32.
Denizde dağlar gibi akıp gidenler (gemiler) de O'nun (varlığının) delillerindendir.
33.
Dilerse O, rüzgârı durdurur da onun (denizin) üstünde kalakalırlar. Elbette bunda çok sabreden, çok şükreden herkes için ibretler vardır.
34.
Yahut yaptıkları yüzünden onları helâk eder. Birçoğunu da affeder (kurtarır).
35.
Böylece âyetlerimiz üzerinde tartışanlar, kendilerine kaçacak bir yer olmadığını bilsinler.
36.
Size verilen şey, yalnızca dünya hayatının geçimliğidir. Allah'ın yanında bulunanlar ise daha iyi ve daha süreklidir. Bu mükâfat iman edenler ve Rablerine dayanıp güvenenler içindir.
Dünyada insanlara verilen maddi imkân ve bolluk sadece bir geçim vasıtasıdır. Allah’ın yanındaki sevap ise kalıcı ve daha faydalıdır. Âyet-i kerime,
...
Devamı..
37.
Onlar, büyük günahlardan ve hayasızlıktan kaçınırlar; kızdıkları zaman da kusurları bağışlarlar.
38.
Yine onlar, Rablerinin davetine icabet ederler ve namazı kılarlar. Onların işleri, aralarında danışma iledir. Kendilerine verdiğimiz rızıktan da harcarlar.
Bu âyet, İslâmî idare şeklinin, müslümanların kendi aralarından seçecekleri şûranın kararlarına dayandığına delil olarak gösterilmiştir.
...
Devamı..
39.
Bir haksızlığa uğradıkları zaman, yardımlaşırlar.
40.
Bir kötülüğün cezası, ona denk bir kötülüktür. Kim bağışlar ve barışı sağlarsa, onun mükâfatı Allah'a aittir. Doğrusu O, zalimleri sevmez.
41.
Kim zulme uğradıktan sonra hakkını alırsa, artık onlara yapılacak bir şey yoktur.
42.
Ancak insanlara zulmedenlere ve yeryüzünde haksız yere taşkınlık edenlere ceza vardır. İşte acıklı azap bunlaradır.
43.
Kim sabreder ve affederse şüphesiz bu hareketi, yapılmaya değer işlerdendir.
Kötülük karşısında sabreden ve onu bağışlayan kimse, mert ve azimli insanların yaptığı işi yapmıştır. Dinin istediği de budur.
44.
Allah kimi saptırırsa, bundan sonra artık onun hiçbir dostu yoktur. Azabı gördüklerinde zalimlerin: Dönecek bir yol var mı? dediklerini görürsün.
سُورَةُ الشُّورٰى
◄
٤٨٦
►
الجزء٢٥
وَمِنْ
اٰيَاتِهِ
الْجَوَارِ
فِي
الْبَحْرِ
كَالْاَعْلَامِۜ
﴿٣٢﴾
اِنْ
يَشَأْ
يُسْكِنِ
الرّ۪يحَ
فَيَظْلَلْنَ
رَوَاكِدَ
عَلٰى
ظَهْرِه۪ۜ
اِنَّ
ف۪ي
ذٰلِكَ
لَاٰيَاتٍ
لِكُلِّ
صَبَّارٍ
شَكُورٍۙ
﴿٣٣﴾
اَوْ
يُوبِقْهُنَّ
بِمَا
كَسَبُوا
وَيَعْفُ
عَنْ
كَث۪يرٍۘ
﴿٣٤﴾
وَيَعْلَمَ
الَّذ۪ينَ
يُجَادِلُونَ
ف۪ٓي
اٰيَاتِنَاۜ
مَا
لَهُمْ
مِنْ
مَح۪يصٍ
﴿٣٥﴾
فَمَٓا
اُو۫ت۪يتُمْ
مِنْ
شَيْءٍ
فَمَتَاعُ
الْحَيٰوةِ
الدُّنْيَاۚ
وَمَا
عِنْدَ
اللّٰهِ
خَيْرٌ
وَاَبْقٰى
لِلَّذ۪ينَ
اٰمَنُوا
وَعَلٰى
رَبِّهِمْ
يَتَوَكَّلُونَۚ
﴿٣٦﴾
وَالَّذ۪ينَ
يَجْتَنِبُونَ
كَبَٓائِرَ
الْاِثْمِ
وَالْفَوَاحِشَ
وَاِذَا
مَا
غَضِبُوا
هُمْ
يَغْفِرُونَۚ
﴿٣٧﴾
وَالَّذ۪ينَ
اسْتَجَابُوا
لِرَبِّهِمْ
وَاَقَامُوا
الصَّلٰوةَۖ
وَاَمْرُهُمْ
شُورٰى
بَيْنَهُمْۖ
وَمِمَّا
رَزَقْنَاهُمْ
يُنْفِقُونَۚ
﴿٣٨﴾
وَالَّذ۪ينَ
اِذَٓا
اَصَابَهُمُ
الْبَغْيُ
هُمْ
يَنْتَصِرُونَ
﴿٣٩﴾
وَجَزٰٓؤُ۬ا
سَيِّئَةٍ
سَيِّئَةٌ
مِثْلُهَاۚ
فَمَنْ
عَفَا
وَاَصْلَحَ
فَاَجْرُهُ
عَلَى
اللّٰهِۜ
اِنَّهُ
لَا
يُحِبُّ
الظَّالِم۪ينَ
﴿٤٠﴾
وَلَمَنِ
انْتَصَرَ
بَعْدَ
ظُلْمِه۪
فَاُو۬لٰٓئِكَ
مَا
عَلَيْهِمْ
مِنْ
سَب۪يلٍۜ
﴿٤١﴾
اِنَّمَا
السَّب۪يلُ
عَلَى
الَّذ۪ينَ
يَظْلِمُونَ
النَّاسَ
وَيَبْغُونَ
فِي
الْاَرْضِ
بِغَيْرِ
الْحَقِّۜ
اُو۬لٰٓئِكَ
لَهُمْ
عَذَابٌ
اَل۪يمٌ
﴿٤٢﴾
وَلَمَنْ
صَبَرَ
وَغَفَرَ
اِنَّ
ذٰلِكَ
لَمِنْ
عَزْمِ
الْاُمُورِ۟
﴿٤٣﴾
وَمَنْ
يُضْلِلِ
اللّٰهُ
فَمَا
لَهُ
مِنْ
وَلِيٍّ
مِنْ
بَعْدِه۪ۜ
وَتَرَى
الظَّالِم۪ينَ
لَمَّا
رَاَوُا
الْعَذَابَ
يَقُولُونَ
هَلْ
اِلٰى
مَرَدٍّ
مِنْ
سَب۪يلٍۚ
﴿٤٤﴾
◄
٤٨٦
►
Designed by
ÖFK
En iyi 1024 x 768 pikselde görüntülenir.