18 Ocak 2021 - 4 Cemaziye'l-Ahir 1442
Pazartesi
ANA SAYFA
|
SURELER
|
AYET KARŞILAŞTIRMA
|
KUR'AN'DA ARA!
|
FİHRİST
|
DOWNLOAD
|
MOBİL
Kullanıcı :
Şifre :
Şifremi Unuttum
KAYDOL
Diğer Mealler...
Türkçe Transcript
Abdullah-Ahmet Akgül Meali
Abdulbaki Gölpınarlı Meali
Abdullah Parlıyan Meali
Ahmet Tekin Meali
Ahmet Varol Meali
Ali Bulaç Meali
Ali Fikri Yavuz Meali
Bahaeddin Sağlam Meali
Bayraktar Bayraklı Meali
Besim Atalay Meali
Cemal Külünkoğlu Meali
Diyanet İşleri Meali (Eski)
Diyanet İşleri Meali (Yeni)
Diyanet Vakfı Meali
Edip Yüksel Meali
Elmalılı Hamdi Yazır Meali
Elmalılı Meali (Orijinal)
Erhan Aktaş Meali
Hasan Basri Çantay Meali
Hayrat Neşriyat Meali
İlyas Yorulmaz Meali
İsmail Hakkı İzmirli
Kadri Çelik Meali
Mahmut Kısa Meali
Mehmet Türk Meali
Muhammed Esed Meali
Mustafa Çavdar Meali
Mustafa İslamoğlu Meali
Ömer Nasuhi Bilmen Meali
Suat Yıldırım Meali
Süleyman Ateş Meali
Süleymaniye Vakfı Meali
Şaban Piriş Meali
Ümit Şimşek Meali
Yaşar Nuri Öztürk Meali
Eski Anadolu Türkçesi
Bunyadov-Memmedeliyev
M. Pickthall (English)
Yusuf Ali (English)
Sure Seçiniz
Abese(80/42)
Âdiyât(100/11)
Ahkâf(46/35)
Ahzâb(33/73)
Âl-i İmrân(3/200)
Alak(96/19)
Ankebût(29/69)
Asr(103/3)
A’lâ(87/19)
A’râf(7/206)
Bakara(2/286)
Beled(90/20)
Beyyine(98/8)
Bürûc(85/22)
Câsiye(45/37)
Cin(72/28)
Cum’a(62/11)
Duhâ(93/11)
Duhân(44/59)
Enbiyâ(21/112)
Enfâl(8/75)
En’âm(6/165)
Fâtiha(1/7)
Fâtır(35/45)
Fecr(89/30)
Felâk(113/5)
Fetih(48/29)
Fil(105/5)
Furkân(25/77)
Fussilet(41/54)
Gâşiye(88/26)
Hac(22/78)
Hadîd(57/29)
Hâkka(69/52)
Haşr(59/24)
Hicr(15/99)
Hucurât(49/18)
Hûd(11/123)
Hümeze(104/9)
İbrahim(14/52)
İhlâs(112/4)
İnfitâr(82/19)
İnsan(76/31)
İnşikâk(84/25)
İnşirâh(94/8)
İsrâ(17/111)
Kadr(97/5)
Kâf(50/45)
Kâfirûn(109/6)
Kalem(68/52)
Kamer(54/55)
Kâri’a(101/11)
Kasas(28/88)
Kehf(18/110)
Kevser(108/3)
Kıyâme(75/40)
Kureyş(106/4)
Leyl(92/21)
Lokman(31/34)
Mâide(5/120)
Mâ’ûn(107/7)
Meryem(19/98)
Me’âric(70/44)
Mücâdele(58/22)
Müddessir(74/56)
Muhammed(47/38)
Mülk(67/30)
Mümtehine(60/13)
Münâfikûn(63/11)
Mürselât(77/50)
Mutaffifîn(83/36)
Müzzemmil(73/20)
Mü’min(40/85)
Mü’minûn(23/118)
Nahl(16/128)
Nâs(114/6)
Nasr(110/3)
Nâzi’ât(79/46)
Nebe’(78/40)
Necm(53/62)
Neml(27/93)
Nisâ(4/176)
Nûh(71/28)
Nûr(24/64)
Rahmân(55/78)
Ra’d(13/43)
Rûm(30/60)
Sâd(38/88)
Saff(61/14)
Sâffât(37/182)
Sebe’(34/54)
Secde(32/30)
Şems(91/15)
Şûrâ(42/53)
Şu’arâ(26/227)
Tâ-Hâ(20/135)
Tahrîm(66/12)
Talâk(65/12)
Târık(86/17)
Tebbet(111/5)
Teğâbun(64/18)
Tekâsür(102/8)
Tekvîr(81/29)
Tevbe(9/129)
Tîn(95/8)
Tûr(52/49)
Vâkı’a(56/96)
Yâsîn(36/83)
Yûnus(10/109)
Yûsuf(12/111)
Zâriyât(51/60)
Zilzâl(99/8)
Zuhruf(43/89)
Zümer(39/75)
Satırarası Meal
Zümer Suresi
◄
462
►
Cüz24
(Diyanet Vakfı Meali)
41.
(Resûlüm)! Şüphesiz biz bu Kitab'ı sana, insanlar için hak olarak indirdik. Artık kim doğru yolu seçerse kendi lehinedir; kim de saparsa ancak kendi aleyhine sapmış olur. Sen onların üzerinde vekil değilsin.
*
42.
Allah, ölenin ölüm zamanı gelince, ölmeyenin de uykusunda iken canlarını alır da ölümüne hükmettiği canı alır, ötekini muayyen bir vakte kadar bırakır. Şüphe yok ki, bunda iyi düşünecek bir kavim için ibretler vardır.
43.
Yoksa onlar Allah'tan başkasını şefaatçılar mı edindiler? De ki: Onlar hiçbir şeye güç yetiremezler ve akıl erdiremezlerse de mi (şefaatçı edineceksiniz)?
44.
De ki: Bütün şefâat Allah'ındır. Göklerin ve yerin hükümranlığı O'nundur. Sonra O'na döndürüleceksiniz.
45.
Allah, tek olarak anıldığı zaman, ahirete inanmayanların içlerine sıkıntı basar. Ama Allah'tan başkası anıldığı zaman hemen yüzleri güler.
46.
De ki: Ey gökleri ve yeri yaratan, gizliyi de aşikârı da bilen Allah! Kullarının arasında, ayrılığa düştükleri şeyin hükmünü ancak sen vereceksin.
47.
Eğer yerde ne varsa hepsi ve onunla birlikte bir misli daha o zulmedenlerin olsaydı, kıyamet gününde azabın fenalığından (kurtulmak için) elbette bunları fedâ ederlerdi. Halbuki (o gün) onlar için, Allah tarafından, hiç hesaba katmadıkları şeyler ortaya çıkmıştır.
*
سُورَةُ الزُّمَر
◄
٤٦٢
►
الجزء٢٤
اِنَّٓا
اَنْزَلْنَا
عَلَيْكَ
الْكِتَابَ
لِلنَّاسِ
بِالْحَقِّۚ
فَمَنِ
اهْتَدٰى
فَلِنَفْسِه۪ۚ
وَمَنْ
ضَلَّ
فَاِنَّمَا
يَضِلُّ
عَلَيْهَاۚ
وَمَٓا
اَنْتَ
عَلَيْهِمْ
بِوَك۪يلٍ۟
﴿٤١﴾
اَللّٰهُ
يَتَوَفَّى
الْاَنْفُسَ
ح۪ينَ
مَوْتِهَا
وَالَّت۪ي
لَمْ
تَمُتْ
ف۪ي
مَنَامِهَاۚ
فَيُمْسِكُ
الَّت۪ي
قَضٰى
عَلَيْهَا
الْمَوْتَ
وَيُرْسِلُ
الْاُخْرٰٓى
اِلٰٓى
اَجَلٍ
مُسَمًّىۜ
اِنَّ
ف۪ي
ذٰلِكَ
لَاٰيَاتٍ
لِقَوْمٍ
يَتَفَكَّرُونَ
﴿٤٢﴾
اَمِ
اتَّخَذُوا
مِنْ
دُونِ
اللّٰهِ
شُفَعَٓاءَۜ
قُلْ
اَوَلَوْ
كَانُوا
لَا
يَمْلِكُونَ
شَيْـًٔا
وَلَا
يَعْقِلُونَ
﴿٤٣﴾
قُلْ
لِلّٰهِ
الشَّفَاعَةُ
جَم۪يعًاۜ
لَهُ
مُلْكُ
السَّمٰوَاتِ
وَالْاَرْضِۜ
ثُمَّ
اِلَيْهِ
تُرْجَعُونَ
﴿٤٤﴾
وَاِذَا
ذُكِرَ
اللّٰهُ
وَحْدَهُ
اشْمَاَزَّتْ
قُلُوبُ
الَّذ۪ينَ
لَا
يُؤْمِنُونَ
بِالْاٰخِرَةِۚ
وَاِذَا
ذُكِرَ
الَّذ۪ينَ
مِنْ
دُونِه۪ٓ
اِذَا
هُمْ
يَسْتَبْشِرُونَ
﴿٤٥﴾
قُلِ
اللّٰهُمَّ
فَاطِرَ
السَّمٰوَاتِ
وَالْاَرْضِ
عَالِمَ
الْغَيْبِ
وَالشَّهَادَةِ
اَنْتَ
تَحْكُمُ
بَيْنَ
عِبَادِكَ
ف۪يمَا
كَانُوا
ف۪يهِ
يَخْتَلِفُونَ
﴿٤٦﴾
وَلَوْ
اَنَّ
لِلَّذ۪ينَ
ظَلَمُوا
مَا
فِي
الْاَرْضِ
جَم۪يعًا
وَمِثْلَهُ
مَعَهُ
لَافْتَدَوْا
بِه۪
مِنْ
سُٓوءِ
الْعَذَابِ
يَوْمَ
الْقِيٰمَةِۜ
وَبَدَا
لَهُمْ
مِنَ
اللّٰهِ
مَا
لَمْ
يَكُونُوا
يَحْتَسِبُونَ
﴿٤٧﴾
◄
٤٦٢
►
Designed by
ÖFK
En iyi 1024 x 768 pikselde görüntülenir.