25 Şubat 2021 - 13 Receb 1442
Perşembe
ANA SAYFA
|
SURELER
|
AYET KARŞILAŞTIRMA
|
KUR'AN'DA ARA!
|
FİHRİST
|
DOWNLOAD
|
MOBİL
Kullanıcı :
Şifre :
Şifremi Unuttum
KAYDOL
Diğer Mealler...
Türkçe Transcript
Abdullah-Ahmet Akgül Meali
Abdulbaki Gölpınarlı Meali
Abdullah Parlıyan Meali
Ahmet Tekin Meali
Ahmet Varol Meali
Ali Bulaç Meali
Ali Fikri Yavuz Meali
Bahaeddin Sağlam Meali
Bayraktar Bayraklı Meali
Besim Atalay Meali
Cemal Külünkoğlu Meali
Diyanet İşleri Meali (Eski)
Diyanet İşleri Meali (Yeni)
Diyanet Vakfı Meali
Edip Yüksel Meali
Elmalılı Hamdi Yazır Meali
Elmalılı Meali (Orijinal)
Erhan Aktaş Meali
Hasan Basri Çantay Meali
Hayrat Neşriyat Meali
İlyas Yorulmaz Meali
İsmail Hakkı İzmirli
Kadri Çelik Meali
Mahmut Kısa Meali
Mehmet Türk Meali
Muhammed Esed Meali
Mustafa Çavdar Meali
Mustafa İslamoğlu Meali
Ömer Nasuhi Bilmen Meali
Suat Yıldırım Meali
Süleyman Ateş Meali
Süleymaniye Vakfı Meali
Şaban Piriş Meali
Ümit Şimşek Meali
Yaşar Nuri Öztürk Meali
Eski Anadolu Türkçesi
Bunyadov-Memmedeliyev
M. Pickthall (English)
Yusuf Ali (English)
Sure Seçiniz
Abese(80/42)
Âdiyât(100/11)
Ahkâf(46/35)
Ahzâb(33/73)
Âl-i İmrân(3/200)
Alak(96/19)
Ankebût(29/69)
Asr(103/3)
A’lâ(87/19)
A’râf(7/206)
Bakara(2/286)
Beled(90/20)
Beyyine(98/8)
Bürûc(85/22)
Câsiye(45/37)
Cin(72/28)
Cum’a(62/11)
Duhâ(93/11)
Duhân(44/59)
Enbiyâ(21/112)
Enfâl(8/75)
En’âm(6/165)
Fâtiha(1/7)
Fâtır(35/45)
Fecr(89/30)
Felâk(113/5)
Fetih(48/29)
Fil(105/5)
Furkân(25/77)
Fussilet(41/54)
Gâşiye(88/26)
Hac(22/78)
Hadîd(57/29)
Hâkka(69/52)
Haşr(59/24)
Hicr(15/99)
Hucurât(49/18)
Hûd(11/123)
Hümeze(104/9)
İbrahim(14/52)
İhlâs(112/4)
İnfitâr(82/19)
İnsan(76/31)
İnşikâk(84/25)
İnşirâh(94/8)
İsrâ(17/111)
Kadr(97/5)
Kâf(50/45)
Kâfirûn(109/6)
Kalem(68/52)
Kamer(54/55)
Kâri’a(101/11)
Kasas(28/88)
Kehf(18/110)
Kevser(108/3)
Kıyâme(75/40)
Kureyş(106/4)
Leyl(92/21)
Lokman(31/34)
Mâide(5/120)
Mâ’ûn(107/7)
Meryem(19/98)
Me’âric(70/44)
Mücâdele(58/22)
Müddessir(74/56)
Muhammed(47/38)
Mülk(67/30)
Mümtehine(60/13)
Münâfikûn(63/11)
Mürselât(77/50)
Mutaffifîn(83/36)
Müzzemmil(73/20)
Mü’min(40/85)
Mü’minûn(23/118)
Nahl(16/128)
Nâs(114/6)
Nasr(110/3)
Nâzi’ât(79/46)
Nebe’(78/40)
Necm(53/62)
Neml(27/93)
Nisâ(4/176)
Nûh(71/28)
Nûr(24/64)
Rahmân(55/78)
Ra’d(13/43)
Rûm(30/60)
Sâd(38/88)
Saff(61/14)
Sâffât(37/182)
Sebe’(34/54)
Secde(32/30)
Şems(91/15)
Şûrâ(42/53)
Şu’arâ(26/227)
Tâ-Hâ(20/135)
Tahrîm(66/12)
Talâk(65/12)
Târık(86/17)
Tebbet(111/5)
Teğâbun(64/18)
Tekâsür(102/8)
Tekvîr(81/29)
Tevbe(9/129)
Tîn(95/8)
Tûr(52/49)
Vâkı’a(56/96)
Yâsîn(36/83)
Yûnus(10/109)
Yûsuf(12/111)
Zâriyât(51/60)
Zilzâl(99/8)
Zuhruf(43/89)
Zümer(39/75)
Satırarası Meal
Yûnus Suresi
◄
213
►
Cüz11
(Diyanet Vakfı Meali)
43.
Onlardan sana bakan da vardır. Fakat -hele (gerçeği) göremiyorlarsa- körleri sen mi doğru yola ileteceksin?
44.
Şüphesiz ki Allah insanlara hiçbir şekilde zulmetmez, fakat insanlar kendilerine zulmederler.
*
45.
Allah’ın onları, sanki günün ancak bir saati kadar kaldıklarını zanneder vaziyette yeniden diriltip toplayacağı gün aralarında birbirleriyle tanışırlar. Allah’ın huzuruna varmayı yalanlayanlar elbette zarara uğramışlardır. Zira onlar doğru yola gitmemişlerdi.
46.
Eğer onları tehdit ettiğimiz (azabın) bir kısmını sana (dünyada iken) gösterirsek (ne âlâ); yok eğer (göstermeden) seni vefat ettirirsek nihayet onların dönüşü de bizedir. (O zaman onlara ne olacağını göreceksin). Sonra, Allah onların yapmakta olduklarına da şahittir.
47.
Her ümmetin bir peygamberi vardır. Peygamberleri geldiği zaman, aralarında adaletle hükmedilir ve onlara asla zulmedilmez.
48.
Doğru iseniz bu vaad (azap) ne zamandır? diyorlar.
49.
De ki: «Ben kendime bile Allah’ın dilediğinden başka ne bir zarar ne de bir menfaat verme gücüne sahibim.» Her ümmetin bir eceli vardır. Ecelleri geldiği zaman artık ne bir saat geri kalırlar ne de ileri giderler.
50.
De ki: (Ey müşrikler!) Ne dersiniz? Allah’ın azabı size geceleyin veya gündüzün gelirse (ne yaparsınız?). Suçlular ondan hangisini istemekte acele ediyorlar!
51.
Olacaklar olduktan sonra mı O’na iman edeceksiniz? Şimdi mi? Halbuki onu (azabın gelmesini) istemekte acele ediyordunuz?
*
52.
Sonra o (kendilerine) zulmedenlere, «Ebedî azabı tadın!» denilecek. Kazanmakta olduğunuzdan başkasının karşılığını mı bulacaksınız?
53.
«O (azap) bir gerçek midir?» diye senden haber istiyorlar. De ki: Evet, Rabbime andolsun ki o şüphesiz gerçektir ve siz âciz bırakacak değilsiniz.
سُورَةُ يُونُسَ
◄
٢١٣
►
الجزء١١
وَمِنْهُمْ
مَنْ
يَنْظُرُ
اِلَيْكَۜ
اَفَاَنْتَ
تَهْدِي
الْعُمْيَ
وَلَوْ
كَانُوا
لَا
يُبْصِرُونَ
﴿٤٣﴾
اِنَّ
اللّٰهَ
لَا
يَظْلِمُ
النَّاسَ
شَيْـًٔا
وَلٰكِنَّ
النَّاسَ
اَنْفُسَهُمْ
يَظْلِمُونَ
﴿٤٤﴾
وَيَوْمَ
يَحْشُرُهُمْ
كَاَنْ
لَمْ
يَلْبَثُٓوا
اِلَّا
سَاعَةً
مِنَ
النَّهَارِ
يَتَعَارَفُونَ
بَيْنَهُمْۜ
قَدْ
خَسِرَ
الَّذ۪ينَ
كَذَّبُوا
بِلِقَٓاءِ
اللّٰهِ
وَمَا
كَانُوا
مُهْتَد۪ينَ
﴿٤٥﴾
وَاِمَّا
نُرِيَنَّكَ
بَعْضَ
الَّذ۪ي
نَعِدُهُمْ
اَوْ
نَتَوَفَّيَنَّكَ
فَاِلَيْنَا
مَرْجِعُهُمْ
ثُمَّ
اللّٰهُ
شَه۪يدٌ
عَلٰى
مَا
يَفْعَلُونَ
﴿٤٦﴾
وَلِكُلِّ
اُمَّةٍ
رَسُولٌۚ
فَاِذَا
جَٓاءَ
رَسُولُهُمْ
قُضِيَ
بَيْنَهُمْ
بِالْقِسْطِ
وَهُمْ
لَا
يُظْلَمُونَ
﴿٤٧﴾
وَيَقُولُونَ
مَتٰى
هٰذَا
الْوَعْدُ
اِنْ
كُنْتُمْ
صَادِق۪ينَ
﴿٤٨﴾
قُلْ
لَٓا
اَمْلِكُ
لِنَفْس۪ي
ضَرًّا
وَلَا
نَفْعًا
اِلَّا
مَا
شَٓاءَ
اللّٰهُۜ
لِكُلِّ
اُمَّةٍ
اَجَلٌۜ
اِذَا
جَٓاءَ
اَجَلُهُمْ
فَلَا
يَسْتَأْخِرُونَ
سَاعَةً
وَلَا
يَسْتَقْدِمُونَ
﴿٤٩﴾
قُلْ
اَرَاَيْتُمْ
اِنْ
اَتٰيكُمْ
عَذَابُهُ
بَيَاتًا
اَوْ
نَهَارًا
مَاذَا
يَسْتَعْجِلُ
مِنْهُ
الْمُجْرِمُونَ
﴿٥٠﴾
اَثُمَّ
اِذَا
مَا
وَقَعَ
اٰمَنْتُمْ
بِه۪ۜ
آٰلْـٰٔنَ
وَقَدْ
كُنْتُمْ
بِه۪
تَسْتَعْجِلُونَ
﴿٥١﴾
ثُمَّ
ق۪يلَ
لِلَّذ۪ينَ
ظَلَمُوا
ذُوقُوا
عَذَابَ
الْخُلْدِۚ
هَلْ
تُجْزَوْنَ
اِلَّا
بِمَا
كُنْتُمْ
تَكْسِبُونَ
﴿٥٢﴾
وَيَسْتَنْبِؤُ۫نَكَ
اَحَقٌّ
هُوَۜ
قُلْ
ا۪ي
وَرَبّ۪ٓي
اِنَّهُ
لَحَقٌّ
وَمَٓا
اَنْتُمْ
بِمُعْجِز۪ينَ۟
﴿٥٣﴾
◄
٢١٣
►
Designed by
ÖFK
En iyi 1024 x 768 pikselde görüntülenir.