20 Ocak 2021 - 6 Cemaziye'l-Ahir 1442
Çarşamba
ANA SAYFA
|
SURELER
|
AYET KARŞILAŞTIRMA
|
KUR'AN'DA ARA!
|
FİHRİST
|
DOWNLOAD
|
MOBİL
Kullanıcı :
Şifre :
Şifremi Unuttum
KAYDOL
Sure Seçiniz
Abese(80/42)
Âdiyât(100/11)
Ahkâf(46/35)
Ahzâb(33/73)
Âl-i İmrân(3/200)
Alak(96/19)
Ankebût(29/69)
Asr(103/3)
A’lâ(87/19)
A’râf(7/206)
Bakara(2/286)
Beled(90/20)
Beyyine(98/8)
Bürûc(85/22)
Câsiye(45/37)
Cin(72/28)
Cum’a(62/11)
Duhâ(93/11)
Duhân(44/59)
Enbiyâ(21/112)
Enfâl(8/75)
En’âm(6/165)
Fâtiha(1/7)
Fâtır(35/45)
Fecr(89/30)
Felâk(113/5)
Fetih(48/29)
Fil(105/5)
Furkân(25/77)
Fussilet(41/54)
Gâşiye(88/26)
Hac(22/78)
Hadîd(57/29)
Hâkka(69/52)
Haşr(59/24)
Hicr(15/99)
Hucurât(49/18)
Hûd(11/123)
Hümeze(104/9)
İbrahim(14/52)
İhlâs(112/4)
İnfitâr(82/19)
İnsan(76/31)
İnşikâk(84/25)
İnşirâh(94/8)
İsrâ(17/111)
Kadr(97/5)
Kâf(50/45)
Kâfirûn(109/6)
Kalem(68/52)
Kamer(54/55)
Kâri’a(101/11)
Kasas(28/88)
Kehf(18/110)
Kevser(108/3)
Kıyâme(75/40)
Kureyş(106/4)
Leyl(92/21)
Lokman(31/34)
Mâide(5/120)
Mâ’ûn(107/7)
Meryem(19/98)
Me’âric(70/44)
Mücâdele(58/22)
Müddessir(74/56)
Muhammed(47/38)
Mülk(67/30)
Mümtehine(60/13)
Münâfikûn(63/11)
Mürselât(77/50)
Mutaffifîn(83/36)
Müzzemmil(73/20)
Mü’min(40/85)
Mü’minûn(23/118)
Nahl(16/128)
Nâs(114/6)
Nasr(110/3)
Nâzi’ât(79/46)
Nebe’(78/40)
Necm(53/62)
Neml(27/93)
Nisâ(4/176)
Nûh(71/28)
Nûr(24/64)
Rahmân(55/78)
Ra’d(13/43)
Rûm(30/60)
Sâd(38/88)
Saff(61/14)
Sâffât(37/182)
Sebe’(34/54)
Secde(32/30)
Şems(91/15)
Şûrâ(42/53)
Şu’arâ(26/227)
Tâ-Hâ(20/135)
Tahrîm(66/12)
Talâk(65/12)
Târık(86/17)
Tebbet(111/5)
Teğâbun(64/18)
Tekâsür(102/8)
Tekvîr(81/29)
Tevbe(9/129)
Tîn(95/8)
Tûr(52/49)
Vâkı’a(56/96)
Yâsîn(36/83)
Yûnus(10/109)
Yûsuf(12/111)
Zâriyât(51/60)
Zilzâl(99/8)
Zuhruf(43/89)
Zümer(39/75)
Cüz Seçiniz
1. Cüz
2. Cüz
3. Cüz
4. Cüz
5. Cüz
6. Cüz
7. Cüz
8. Cüz
9. Cüz
10. Cüz
11. Cüz
12. Cüz
13. Cüz
14. Cüz
15. Cüz
16. Cüz
17. Cüz
18. Cüz
19. Cüz
20. Cüz
21. Cüz
22. Cüz
23. Cüz
24. Cüz
25. Cüz
26. Cüz
27. Cüz
28. Cüz
29. Cüz
30. Cüz
Sayfa Düzeni
سُورَةُ المعَارج
/ Me’âric Suresi
◄
٥٦٨
- 568
►
29. Cüz /
الجزء ٢٩
يُبَصَّرُونَهُمْۜ
birbirlerine gösterilirler
يَوَدُّ
ister
الْمُجْرِمُ
suçlu olan
لَوْ
keşke
يَفْتَد۪ي
fidye versin
مِنْ عَذَابِ
azabından (kurtarmak için)
يَوْمِئِذٍ
o günün
بِبَن۪يهِۙ
oğullarını
﴿١١﴾
وَصَاحِبَتِه۪
ve eşini
وَاَخ۪يهِۙ
ve kardeşini
﴿١٢﴾
وَفَص۪يلَتِهِ
tüm ailesini
الَّت۪ي تُـْٔو۪يهِۙ
kendisini barındıran
﴿١٣﴾
وَمَنْ
ve bulunanları
فِي الْاَرْضِ
yeryüzünde
جَم۪يعاًۙ
hepsini
ثُمَّ
sonra
يُنْج۪يهِۙ
kendisini kurtarsın
﴿١٤﴾
كَلَّاۜ
hayır
اِنَّهَا
şüphesiz O
لَظٰىۙ
alevlenen bir ateştir
﴿١٥﴾
نَزَّاعَةً
kavurur soyar
لِلشَّوٰىۚ
derileri
﴿١٦﴾
تَدْعُوا
çağırır
مَنْ اَدْبَرَ
sırtını döneni
وَتَوَلّٰىۙ
ve yüz çevireni
﴿١٧﴾
وَجَمَعَ
toplayıp
فَاَوْعٰى
biriktireni
﴿١٨﴾
اِنَّ
doğrusu
الْاِنْسَانَ
insa
خُلِقَ
yaratılmıştır
هَلُوعاًۙ
hırslı (ve huysuz)
﴿١٩﴾
اِذَا
zaman
مَسَّهُ
kendisine dokunduğu
الشَّرُّ
kötülük
جَزُوعاًۙ
sızlanır
﴿٢٠﴾
وَاِذَا
zaman
مَسَّهُ
dokunduğu
الْخَيْرُ
hayır
مَنُوعاًۙ
eli sıkıdır
﴿٢١﴾
اِلَّا
ancak bunun dışındadır
الْمُصَلّ۪ينَۙ
namaz kılanlar
﴿٢٢﴾
الَّذ۪ينَ هُمْ
onlar ki
عَلٰى صَلَاتِهِمْ
namazlarında
دَٓائِمُونَۖ
daimdirler
﴿٢٣﴾
وَالَّذ۪ينَ
ve vardır
ف۪ٓي اَمْوَالِهِمْ
onların mallarında
حَقٌّ
bir hak (hisse)
مَعْلُومٌۙ
belli
﴿٢٤﴾
لِلسَّٓائِلِ
isteyenler için
وَالْمَحْرُومِۖ
ve mahrumlar için
﴿٢٥﴾
وَالَّذ۪ينَ يُصَدِّقُونَ
ve tasdik ederler
بِيَوْمِ
gününü
الدّ۪ينِۖ
ceza
﴿٢٦﴾
وَالَّذ۪ينَ هُمْ
ve onlar
مِنْ عَذَابِ
azabından
رَبِّهِمْ
Rablerinin
مُشْفِقُونَۚ
korkarlar
﴿٢٧﴾
اِنَّ
çünkü
عَذَابَ
azabına
رَبِّهِمْ
Rablerinin
غَيْرُ مَأْمُونٍۚ
güven olmaz
﴿٢٨﴾
وَالَّذ۪ينَ هُمْ
ve onlar
لِفُرُوجِهِمْ
ırzlarını
حَافِظُونَۙ
korurlar
﴿٢٩﴾
اِلَّا
dışındadır
عَلٰٓى اَزْوَاجِهِمْ
eşleri
اَوْ
ya da
مَا مَلَكَتْ
altında bulunanlar
اَيْمَانُهُمْ
ellerinin
فَاِنَّهُمْ
onlar
غَيْرُ مَلُوم۪ينَۚ
kınanmazlar
﴿٣٠﴾
فَمَنِ
ama kim
ابْتَغٰى
ararsa
وَرَٓاءَ
ötesini
ذٰلِكَ
bundan
فَاُو۬لٰٓئِكَ
işte
هُمُ
onlar
الْعَادُونَۚ
(sınırı) aşanlardır
﴿٣١﴾
وَالَّذ۪ينَ هُمْ
ve onlar
لِاَمَانَاتِهِمْ
emanetlerini
وَعَهْدِهِمْ
ve ahidlerini
رَاعُونَۖ
gözetirler
﴿٣٢﴾
وَالَّذ۪ينَ هُمْ
ve onlar
بِشَهَادَاتِهِمْ
şahidliklerini
قَٓائِمُونَۖ
yaparlar
﴿٣٣﴾
وَالَّذ۪ينَ هُمْ
ve onlar
عَلٰى صَلَاتِهِمْ
namazlarını
يُحَافِظُونَۜ
korurlar
﴿٣٤﴾
اُو۬لٰٓئِكَ
işte onlar
ف۪ي جَنَّاتٍ
cennetlerde
مُكْرَمُونَۜ
ağırlanırlar
﴿٣٥﴾
فَمَالِ
ne oluyor?
الَّذ۪ينَ كَفَرُوا
inkar edenlere
قِبَلَكَ
sana doğru
مُهْطِع۪ينَۙ
koşuyorlar
﴿٣٦﴾
عَنِ الْيَم۪ينِۙ
sağdan
وَعَنِ الشِّمَالِ
ve soldan
عِز۪ينَ
ayrı ayrı gruplar halinde
﴿٣٧﴾
اَيَطْمَعُ
umuyor mu?
كُلُّ امْرِئٍ
her biri
مِنْهُمْ
onlardan
اَنْ يُدْخَلَ
sokulacağını
جَنَّةَ
cennetine
نَع۪يمٍۙ
ni'met
﴿٣٨﴾
كَلَّاۜ
hayır
اِنَّا
biz
خَلَقْنَاهُمْ
onları yarattık
مِمَّا
şeyden
يَعْلَمُونَ
bildikleri
﴿٣٩﴾
◄
٥٦٨
- 568
►
Designed by
ÖFK
En iyi 1024 x 768 pikselde görüntülenir.