19 Nisan 2024 - 10 Şevval 1445
Cuma
ANA SAYFA
|
SURELER
|
AYET KARŞILAŞTIRMA
|
KUR'AN'DA ARA!
|
FİHRİST
|
DOWNLOAD
|
MOBİL
Kullanıcı :
Şifre :
Şifremi Unuttum
KAYDOL
Sure Seçiniz
Abese(80/42)
Âdiyât(100/11)
Ahkâf(46/35)
Ahzâb(33/73)
Âl-i İmrân(3/200)
Alak(96/19)
Ankebût(29/69)
Asr(103/3)
A’lâ(87/19)
A’râf(7/206)
Bakara(2/286)
Beled(90/20)
Beyyine(98/8)
Bürûc(85/22)
Câsiye(45/37)
Cin(72/28)
Cum’a(62/11)
Duhâ(93/11)
Duhân(44/59)
Enbiyâ(21/112)
Enfâl(8/75)
En’âm(6/165)
Fâtiha(1/7)
Fâtır(35/45)
Fecr(89/30)
Felâk(113/5)
Fetih(48/29)
Fil(105/5)
Furkân(25/77)
Fussilet(41/54)
Gâşiye(88/26)
Hac(22/78)
Hadîd(57/29)
Hâkka(69/52)
Haşr(59/24)
Hicr(15/99)
Hucurât(49/18)
Hûd(11/123)
Hümeze(104/9)
İbrahim(14/52)
İhlâs(112/4)
İnfitâr(82/19)
İnsan(76/31)
İnşikâk(84/25)
İnşirâh(94/8)
İsrâ(17/111)
Kadr(97/5)
Kâf(50/45)
Kâfirûn(109/6)
Kalem(68/52)
Kamer(54/55)
Kâri’a(101/11)
Kasas(28/88)
Kehf(18/110)
Kevser(108/3)
Kıyâme(75/40)
Kureyş(106/4)
Leyl(92/21)
Lokman(31/34)
Mâide(5/120)
Mâ’ûn(107/7)
Meryem(19/98)
Me’âric(70/44)
Mücâdele(58/22)
Müddessir(74/56)
Muhammed(47/38)
Mülk(67/30)
Mümtehine(60/13)
Münâfikûn(63/11)
Mürselât(77/50)
Mutaffifîn(83/36)
Müzzemmil(73/20)
Mü’min(40/85)
Mü’minûn(23/118)
Nahl(16/128)
Nâs(114/6)
Nasr(110/3)
Nâzi’ât(79/46)
Nebe’(78/40)
Necm(53/62)
Neml(27/93)
Nisâ(4/176)
Nûh(71/28)
Nûr(24/64)
Rahmân(55/78)
Ra’d(13/43)
Rûm(30/60)
Sâd(38/88)
Saff(61/14)
Sâffât(37/182)
Sebe’(34/54)
Secde(32/30)
Şems(91/15)
Şûrâ(42/53)
Şu’arâ(26/227)
Tâ-Hâ(20/135)
Tahrîm(66/12)
Talâk(65/12)
Târık(86/17)
Tebbet(111/5)
Teğâbun(64/18)
Tekâsür(102/8)
Tekvîr(81/29)
Tevbe(9/129)
Tîn(95/8)
Tûr(52/49)
Vâkı’a(56/96)
Yâsîn(36/83)
Yûnus(10/109)
Yûsuf(12/111)
Zâriyât(51/60)
Zilzâl(99/8)
Zuhruf(43/89)
Zümer(39/75)
Cüz Seçiniz
1. Cüz
2. Cüz
3. Cüz
4. Cüz
5. Cüz
6. Cüz
7. Cüz
8. Cüz
9. Cüz
10. Cüz
11. Cüz
12. Cüz
13. Cüz
14. Cüz
15. Cüz
16. Cüz
17. Cüz
18. Cüz
19. Cüz
20. Cüz
21. Cüz
22. Cüz
23. Cüz
24. Cüz
25. Cüz
26. Cüz
27. Cüz
28. Cüz
29. Cüz
30. Cüz
Sayfa Düzeni
سُورَةُ الْكَهْفِ
/ Kehf Suresi
◄
٢٩٧
- 297
►
15. Cüz /
الجزء ١٥
وَدَخَلَ
girdi
جَنَّتَهُ
bağına
وَهُوَ
o
ظَالِمٌ
yazık ederek
لِنَفْسِه۪ۚ
kendisine
قَالَ
dedi
مَٓا اَظُنُّ
hiç sanmam
اَنْ تَب۪يدَ
yok olacağını
هٰذِه۪ٓ
bunun
اَبَداًۙ
ebediyyen
﴿٣٥﴾
وَمَٓا اَظُنُّ
ve zannetmem
السَّاعَةَ
kıyametin
قَٓائِمَةًۙ
kopacağını
وَلَئِنْ
şayet
رُدِدْتُ
döndürülsem bile
اِلٰى رَبّ۪ي
Rabbime
لَاَجِدَنَّ
bulurum
خَيْراً
daha güzel
مِنْهَا
bundan
مُنْقَلَباً
bir akıbet
﴿٣٦﴾
قَالَ
dedi ki
لَهُ
ona
صَاحِبُهُ
arkadaşı
وَهُوَ
kendisiyle
يُحَاوِرُهُٓ
konuşan
اَكَفَرْتَ
inkar mı ediyorsun?
بِالَّذ۪ي خَلَقَكَ
seni yaratanı
مِنْ تُرَابٍ
topraktan
ثُمَّ
sonra
مِنْ نُطْفَةٍ
nutfe (sperm)den
ثُمَّ
sonra da
سَوّٰيكَ
seni biçimlendireni
رَجُلاًۜ
bir adam olarak
﴿٣٧﴾
لٰكِنَّا۬
fakat
هُوَ
O
اللّٰهُ
Allah
رَبّ۪ي
benim Rabbimdir
وَلَٓا اُشْرِكُ
ben ortak koşmam
بِرَبّ۪ٓي
Rabbime
اَحَداً
hiç kimseyi
﴿٣٨﴾
وَلَوْلَٓا
gerekmez miydi?
اِذْ
zaman
دَخَلْتَ
girdiğin
جَنَّتَكَ
bağına
قُلْتَ
demen
مَا شَٓاءَ اللّٰهُۙ
Maşaallah
لَا قُوَّةَ
kuvvet yoktur
اِلَّا
başka
بِاللّٰهِۚ
Allah'tan
اِنْ
gerçi
تَرَنِ
sen görüyorsun
اَنَا۬
beni
اَقَلَّ
daha az
مِنْكَ
senden
مَالاً
malca
وَوَلَداًۚ
ve evlatça
﴿٣٩﴾
فَعَسٰى
umulur ki
رَبّ۪ٓي
Rabbim
اَنْ يُؤْتِيَنِ
bana verebilir
خَيْراً
daha iyisini
مِنْ جَنَّتِكَ
senin bağından
وَيُرْسِلَ
ve gönderir
عَلَيْهَا
onun üzerine
حُسْبَاناً
yıldırımlar
مِنَ السَّمَٓاءِ
gökten
فَتُصْبِحَ
böylece kesilir
صَع۪يداً
bağın
زَلَقاًۙ
kupkuru bir toprak
﴿٤٠﴾
اَوْ
yahut
يُصْبِحَ
çekilir
مَٓاؤُ۬هَا
suyu
غَوْراً
dibe
فَلَنْ تَسْتَط۪يعَ
bir daha gücün yetmez
لَهُ
onu
طَلَباً
aramaya
﴿٤١﴾
وَاُح۪يطَ
derken yok edildi
بِثَمَرِه۪
ürünü
فَاَصْبَحَ
ve başladı
يُقَلِّبُ
uğuşturmağa
كَفَّيْهِ
ellerini
عَلٰى مَٓا اَنْفَقَ
harcadıklarına acıyarak
ف۪يهَا
ona
وَهِيَ خَاوِيَةٌ
o yıkılmıştı
عَلٰى
üzerine
عُرُوشِهَا
çardakları
وَيَقُولُ
ve diyordu
يَا لَيْتَن۪ي
ah keşke
لَمْ اُشْرِكْ
ortak koşmasaydım
بِرَبّ۪ٓي
Rabbime
اَحَداً
kimseyi
﴿٤٢﴾
وَلَمْ تَكُنْ
ve olmadı
لَهُ
onun
فِئَةٌ
bir topluluğu da
يَنْصُرُونَهُ
kendisine yardım eden
مِنْ دُونِ
başka
اللّٰهِ
Allah'tan
وَمَا كَانَ
ve olmadı
مُنْتَصِراًۜ
kendisine yardım edilen
﴿٤٣﴾
هُنَالِكَ
işte o durumda
الْوَلَايَةُ
velilik (koruyuculuk)
لِلّٰهِ
yalnız Allah'a mahsustur
الْحَقِّۜ
hak olan
هُوَ
O'dur
خَيْرٌ
en iyi olan
ثَوَاباً
mükafatı
وَخَيْرٌ
ve daha hayırlıdır
عُقْباً۟
akıbet de
﴿٤٤﴾
وَاضْرِبْ
anlat
لَهُمْ
onlara
مَثَلَ
misalini
الْحَيٰوةِ
hayatının
الدُّنْيَا
dünya
كَمَٓاءٍ
bir su
اَنْزَلْنَاهُ
indirdik
مِنَ السَّمَٓاءِ
gökten
فَاخْتَلَطَ
karıştı
بِه۪
onunla
نَبَاتُ
bitkisi
الْاَرْضِ
yerin
فَاَصْبَحَ
ve geliverdi
هَش۪يماً
çöp kırıntıları haline
تَذْرُوهُ
savurduğu
الرِّيَاحُۜ
rüzgarların
وَكَانَ اللّٰهُ
Allah
عَلٰى كُلِّ شَيْءٍ
her şeye
مُقْتَدِراً
kadirdir
﴿٤٥﴾
◄
٢٩٧
- 297
►
Designed by
ÖFK
En iyi 1024 x 768 pikselde görüntülenir.