28 Nisan 2025 - 30 Şevval 1446
Pazartesi
ANA SAYFA
|
SURELER
|
AYET KARŞILAŞTIRMA
|
KUR'AN'DA ARA!
|
FİHRİST
|
DOWNLOAD
|
MOBİL
Kullanıcı :
Şifre :
Şifremi Unuttum
KAYDOL
Sure Seçiniz
Abese(80/42)
Âdiyât(100/11)
Ahkâf(46/35)
Ahzâb(33/73)
Âl-i İmrân(3/200)
Alak(96/19)
Ankebût(29/69)
Asr(103/3)
A’lâ(87/19)
A’râf(7/206)
Bakara(2/286)
Beled(90/20)
Beyyine(98/8)
Bürûc(85/22)
Câsiye(45/37)
Cin(72/28)
Cum’a(62/11)
Duhâ(93/11)
Duhân(44/59)
Enbiyâ(21/112)
Enfâl(8/75)
En’âm(6/165)
Fâtiha(1/7)
Fâtır(35/45)
Fecr(89/30)
Felâk(113/5)
Fetih(48/29)
Fil(105/5)
Furkân(25/77)
Fussilet(41/54)
Gâşiye(88/26)
Hac(22/78)
Hadîd(57/29)
Hâkka(69/52)
Haşr(59/24)
Hicr(15/99)
Hucurât(49/18)
Hûd(11/123)
Hümeze(104/9)
İbrahim(14/52)
İhlâs(112/4)
İnfitâr(82/19)
İnsan(76/31)
İnşikâk(84/25)
İnşirâh(94/8)
İsrâ(17/111)
Kadr(97/5)
Kâf(50/45)
Kâfirûn(109/6)
Kalem(68/52)
Kamer(54/55)
Kâri’a(101/11)
Kasas(28/88)
Kehf(18/110)
Kevser(108/3)
Kıyâme(75/40)
Kureyş(106/4)
Leyl(92/21)
Lokman(31/34)
Mâide(5/120)
Mâ’ûn(107/7)
Meryem(19/98)
Me’âric(70/44)
Mücâdele(58/22)
Müddessir(74/56)
Muhammed(47/38)
Mülk(67/30)
Mümtehine(60/13)
Münâfikûn(63/11)
Mürselât(77/50)
Mutaffifîn(83/36)
Müzzemmil(73/20)
Mü’min(40/85)
Mü’minûn(23/118)
Nahl(16/128)
Nâs(114/6)
Nasr(110/3)
Nâzi’ât(79/46)
Nebe’(78/40)
Necm(53/62)
Neml(27/93)
Nisâ(4/176)
Nûh(71/28)
Nûr(24/64)
Rahmân(55/78)
Ra’d(13/43)
Rûm(30/60)
Sâd(38/88)
Saff(61/14)
Sâffât(37/182)
Sebe’(34/54)
Secde(32/30)
Şems(91/15)
Şûrâ(42/53)
Şu’arâ(26/227)
Tâ-Hâ(20/135)
Tahrîm(66/12)
Talâk(65/12)
Târık(86/17)
Tebbet(111/5)
Teğâbun(64/18)
Tekâsür(102/8)
Tekvîr(81/29)
Tevbe(9/129)
Tîn(95/8)
Tûr(52/49)
Vâkı’a(56/96)
Yâsîn(36/83)
Yûnus(10/109)
Yûsuf(12/111)
Zâriyât(51/60)
Zilzâl(99/8)
Zuhruf(43/89)
Zümer(39/75)
Cüz Seçiniz
1. Cüz
2. Cüz
3. Cüz
4. Cüz
5. Cüz
6. Cüz
7. Cüz
8. Cüz
9. Cüz
10. Cüz
11. Cüz
12. Cüz
13. Cüz
14. Cüz
15. Cüz
16. Cüz
17. Cüz
18. Cüz
19. Cüz
20. Cüz
21. Cüz
22. Cüz
23. Cüz
24. Cüz
25. Cüz
26. Cüz
27. Cüz
28. Cüz
29. Cüz
30. Cüz
Sayfa Düzeni
سُورَةُ النّحل
/ Nahl Suresi
◄
٢٦٩
- 269
►
14. Cüz /
الجزء ١٤
ثُمَّ
sonra
يَوْمَ
günü
الْقِيٰمَةِ
kıyamet
يُخْز۪يهِمْ
onları rezil eder
وَيَقُولُ
ve derki
اَيْنَ
hani nerede?
شُرَكَٓاءِيَ
ortaklarım
الَّذ۪ينَ كُنْتُمْ
ettiğiniz
تُشَٓاقُّونَ
düşmanlık
ف۪يهِمْۜ
haklarında
قَالَ
derler
الَّذ۪ينَ اُو۫تُوا
verilmiş olanlar
الْعِلْمَ
ilim
اِنَّ
şüphesiz
الْخِزْيَ
rezillik
الْيَوْمَ
bugün
وَالسُّٓوءَ
ve kötülük
عَلَى الْكَافِر۪ينَۙ
kafirleredir
﴿٢٧﴾
الَّذ۪ينَ تَتَوَفّٰيهُمُ
canlarını aldığı kimseler
الْمَلٰٓئِكَةُ
meleklerin
ظَالِم۪ٓي
zulmederlerken
اَنْفُسِهِمْۖ
nefislerine
فَاَلْقَوُا
diyerek
السَّلَمَ
teslim olurlar
مَا كُنَّا نَعْمَلُ
biz yapmıyorduk
مِنْ سُٓوءٍۜ
hiçbir kötülük
بَلٰٓى
hayır
اِنَّ
şüphesiz
اللّٰهَ
Allah
عَل۪يمٌ
biliyor
بِمَا كُنْتُمْ تَعْمَلُونَ
sizin yaptıklarınızı
﴿٢٨﴾
فَادْخُلُٓوا
onun için girin
اَبْوَابَ
kapılarına
جَهَنَّمَ
cehennemin
خَالِد۪ينَ
sürekli kalmak üzere
ف۪يهَاۜ
içinde
فَلَبِئْسَ
ne kötüdür
مَثْوَى
yeri
الْمُتَكَبِّر۪ينَ
kibirlenenlerin
﴿٢٩﴾
وَق۪يلَ
dendi
لِلَّذ۪ينَ اتَّقَوْا
korunanlara da
مَاذَٓا اَنْزَلَ
ne indirdi?
رَبُّكُمْۜ
Rabbiniz
قَالُوا
dediler
خَيْراًۜ
hayr
لِلَّذ۪ينَ اَحْسَنُوا
güzel iş yapanlara
ف۪ي هٰذِهِ الدُّنْيَا
bu dünyada
حَسَنَةٌۜ
güzellik vardır
وَلَدَارُ
yurdu ise
الْاٰخِرَةِ
ahiret
خَيْرٌۜ
daha hayırlıdır
وَلَنِعْمَ
ne güzeldir
دَارُ
yurdu
الْمُتَّق۪ينَۙ
korunanların
﴿٣٠﴾
جَنَّاتُ
cennetlerine
عَدْنٍ
adn
يَدْخُلُونَهَا
girerler
تَجْر۪ي
akan
مِنْ تَحْتِهَا
altlarından
الْاَنْهَارُ
ırmaklar
لَهُمْ
onlar için vardır
ف۪يهَا
orada
مَا يَشَٓاؤُ۫نَۜ
diledikleri her şey
كَذٰلِكَ
işte böyle
يَجْزِي
mükafatlandırır
اللّٰهُ
Allah
الْمُتَّق۪ينَۙ
korunanları
﴿٣١﴾
الَّذ۪ينَ تَتَوَفّٰيهُمُ
canlarını aldıklarına
الْمَلٰٓئِكَةُ
melekler
طَيِّب۪ينَۙ
iyi insanlar olarak
يَقُولُونَ
derler
سَلَامٌ
selam
عَلَيْكُمُۙ
size
ادْخُلُوا
girin
الْجَنَّةَ
cennete
بِمَا
karşılık
كُنْتُمْ تَعْمَلُونَ
yaptıklarınıza
﴿٣٢﴾
هَلْ يَنْظُرُونَ
mi bekliyorlar?
اِلَّٓا
ille
اَنْ تَأْتِيَهُمُ
kendilerine gelmesini
الْمَلٰٓئِكَةُ
meleklerin
اَوْ
yahut
يَأْتِيَ
gelmesini
اَمْرُ
emrinin
رَبِّكَۜ
Rabbinin
كَذٰلِكَ
öyle
فَعَلَ
yapmıştı
الَّذ۪ينَ مِنْ قَبْلِهِمْۜ
onlardan öncekiler de
وَمَا ظَلَمَهُمُ
onlara zulmetmedi
اللّٰهُ
Allah
وَلٰكِنْ
fakat
كَانُٓوا اَنْفُسَهُمْ
onlar kendi kendilerine
يَظْلِمُونَ
zulmediyorlardı
﴿٣٣﴾
فَاَصَابَهُمْ
nihayet onlara ulaştı
سَيِّـَٔاتُ
kötülükleri
مَا عَمِلُوا
yaptıklarının
وَحَاقَ
ve kuşattı
بِهِمْ
onları
مَا
şey
كَانُوا بِه۪ يَسْتَهْزِؤُ۫نَ۟
alay ettikleri
﴿٣٤﴾
◄
٢٦٩
- 269
►
Designed by
ÖFK
En iyi 1024 x 768 pikselde görüntülenir.