26 Nisan 2024 - 17 Şevval 1445
Cuma
ANA SAYFA
|
SURELER
|
AYET KARŞILAŞTIRMA
|
KUR'AN'DA ARA!
|
FİHRİST
|
DOWNLOAD
|
MOBİL
Kullanıcı :
Şifre :
Şifremi Unuttum
KAYDOL
Sure Seçiniz
Abese(80/42)
Âdiyât(100/11)
Ahkâf(46/35)
Ahzâb(33/73)
Âl-i İmrân(3/200)
Alak(96/19)
Ankebût(29/69)
Asr(103/3)
A’lâ(87/19)
A’râf(7/206)
Bakara(2/286)
Beled(90/20)
Beyyine(98/8)
Bürûc(85/22)
Câsiye(45/37)
Cin(72/28)
Cum’a(62/11)
Duhâ(93/11)
Duhân(44/59)
Enbiyâ(21/112)
Enfâl(8/75)
En’âm(6/165)
Fâtiha(1/7)
Fâtır(35/45)
Fecr(89/30)
Felâk(113/5)
Fetih(48/29)
Fil(105/5)
Furkân(25/77)
Fussilet(41/54)
Gâşiye(88/26)
Hac(22/78)
Hadîd(57/29)
Hâkka(69/52)
Haşr(59/24)
Hicr(15/99)
Hucurât(49/18)
Hûd(11/123)
Hümeze(104/9)
İbrahim(14/52)
İhlâs(112/4)
İnfitâr(82/19)
İnsan(76/31)
İnşikâk(84/25)
İnşirâh(94/8)
İsrâ(17/111)
Kadr(97/5)
Kâf(50/45)
Kâfirûn(109/6)
Kalem(68/52)
Kamer(54/55)
Kâri’a(101/11)
Kasas(28/88)
Kehf(18/110)
Kevser(108/3)
Kıyâme(75/40)
Kureyş(106/4)
Leyl(92/21)
Lokman(31/34)
Mâide(5/120)
Mâ’ûn(107/7)
Meryem(19/98)
Me’âric(70/44)
Mücâdele(58/22)
Müddessir(74/56)
Muhammed(47/38)
Mülk(67/30)
Mümtehine(60/13)
Münâfikûn(63/11)
Mürselât(77/50)
Mutaffifîn(83/36)
Müzzemmil(73/20)
Mü’min(40/85)
Mü’minûn(23/118)
Nahl(16/128)
Nâs(114/6)
Nasr(110/3)
Nâzi’ât(79/46)
Nebe’(78/40)
Necm(53/62)
Neml(27/93)
Nisâ(4/176)
Nûh(71/28)
Nûr(24/64)
Rahmân(55/78)
Ra’d(13/43)
Rûm(30/60)
Sâd(38/88)
Saff(61/14)
Sâffât(37/182)
Sebe’(34/54)
Secde(32/30)
Şems(91/15)
Şûrâ(42/53)
Şu’arâ(26/227)
Tâ-Hâ(20/135)
Tahrîm(66/12)
Talâk(65/12)
Târık(86/17)
Tebbet(111/5)
Teğâbun(64/18)
Tekâsür(102/8)
Tekvîr(81/29)
Tevbe(9/129)
Tîn(95/8)
Tûr(52/49)
Vâkı’a(56/96)
Yâsîn(36/83)
Yûnus(10/109)
Yûsuf(12/111)
Zâriyât(51/60)
Zilzâl(99/8)
Zuhruf(43/89)
Zümer(39/75)
Cüz Seçiniz
1. Cüz
2. Cüz
3. Cüz
4. Cüz
5. Cüz
6. Cüz
7. Cüz
8. Cüz
9. Cüz
10. Cüz
11. Cüz
12. Cüz
13. Cüz
14. Cüz
15. Cüz
16. Cüz
17. Cüz
18. Cüz
19. Cüz
20. Cüz
21. Cüz
22. Cüz
23. Cüz
24. Cüz
25. Cüz
26. Cüz
27. Cüz
28. Cüz
29. Cüz
30. Cüz
Sayfa Düzeni
سُورَةُ يُوسُفَ
/ Yûsuf Suresi
◄
٢٣٨
- 238
►
12. Cüz /
الجزء ١٢
فَلَمَّا سَمِعَتْ
(kadın) işitince
بِمَكْرِهِنَّ
onların hilelerini
اَرْسَلَتْ
(haber) gönderdi
اِلَيْهِنَّ
onlara
وَاَعْتَدَتْ
ve hazırladı
لَهُنَّ
onlar için
مُتَّكَـٔاً
dayanacak yastıklar
وَاٰتَتْ
ve verdi
كُلَّ وَاحِدَةٍ
her birine
مِنْهُنَّ
onlardan
سِكّ۪يناً
birer bıçak
وَقَالَتِ
ve dedi
اخْرُجْ
çık
عَلَيْهِنَّۚ
karşılarına
فَلَمَّا رَاَيْنَهُٓ
O'nu görünce
اَكْبَرْنَهُ
onu (gözlerinde) büyüttüler
وَقَطَّعْنَ
ve kestiler
اَيْدِيَهُنَّ
ellerini
وَقُلْنَ
ve dediler
حَاشَ
haşa
لِلّٰهِ
Allah için
مَا
değildir
هٰذَا
bu
بَشَراًۜ
insan
اِنْ هٰذَٓا
bu
اِلَّا
ancak
مَلَكٌ
bir melektir
كَر۪يمٌ
güzel
﴿٣١﴾
قَالَتْ
dedi ki
فَذٰلِكُنَّ
işte siz
الَّذ۪ي لُمْتُنَّن۪ي
beni kınamıştınız
ف۪يهِۜ
bunun için
وَلَقَدْ
andolsun
رَاوَدْتُهُ
ben murad almak istedim
عَنْ نَفْسِه۪
kendisinden
فَاسْتَعْصَمَۜ
o reddetti
وَلَئِنْ
ama
لَمْ يَفْعَلْ
yapmazsa
مَٓا اٰمُرُهُ
emrettiğimi
لَيُسْجَنَنَّ
elbette zindana atılacak
وَلَيَكُوناً
ve olacaktır
مِنَ الصَّاغِر۪ينَ
alçalanlardan
﴿٣٢﴾
قَالَ
(Yusuf) dedi ki
رَبِّ
Rabbim
السِّجْنُ
zindan
اَحَبُّ
daha iyidir
اِلَيَّ
bana göre
مِمَّا
şeyden
يَدْعُونَن۪ٓي
beni çağırdığı
اِلَيْهِۚ
bunların
وَاِلَّا
ve eğer
تَصْرِفْ
savmazsan
عَنّ۪ي
benden
كَيْدَهُنَّ
onların hilelerini
اَصْبُ
kayarım
اِلَيْهِنَّ
onlara
وَاَكُنْ
ve olurum
مِنَ الْجَاهِل۪ينَ
cahillerden
﴿٣٣﴾
فَاسْتَجَابَ
du'asını kabul etti
لَهُ
onun
رَبُّهُ
Rabbi
فَصَرَفَ
savdı
عَنْهُ
ondan
كَيْدَهُنَّۜ
onların hilelerini
اِنَّهُ
şüphesiz
هُوَ
O
السَّم۪يعُ
işitendir
الْعَل۪يمُ
bilendir
﴿٣٤﴾
ثُمَّ
sonra
بَدَا
uygun geldi
لَهُمْ
onlara
مِنْ بَعْدِ
halde yine de
مَا رَاَوُا
gördükleri
الْاٰيَاتِ
bu delilleri
لَيَسْجُنُنَّهُ
onu zindana atmaları
حَتّٰى ح۪ينٍ۟
bir süre
﴿٣٥﴾
وَدَخَلَ
girdi
مَعَهُ
onunla beraber
السِّجْنَ
zindana
فَتَيَانِۜ
iki genç daha
قَالَ
dedi ki
اَحَدُهُمَٓا
onlardan biri
اِنّ۪ٓي
ben
اَرٰين۪ٓي
düşümde görüyorum
اَعْصِرُ
sıktığımı
خَمْراًۚ
şarap
وَقَالَ
ve dedi
الْاٰخَرُ
öteki de
اِنّ۪ٓي
ben de
اَرٰين۪ٓي
görüyorum ki
اَحْمِلُ
taşıyorum
فَوْقَ
üstünde
رَأْس۪ي
başımın
خُبْزاً
ekmek
تَأْكُلُ
yiyor
الطَّيْرُ
kuşlar
مِنْهُۜ
ondan
نَبِّئْنَا
bize haber ver
بِتَأْو۪يلِه۪ۚ
bunun yorumunu
اِنَّا
zira biz
نَرٰيكَ
seni görüyoruz
مِنَ الْمُحْسِن۪ينَ
güzel davrananlardan
﴿٣٦﴾
قَالَ
(Yusuf) şöyle dedi
لَا يَأْت۪يكُمَا
size gelmeyecek
طَعَامٌ
yemek
تُرْزَقَانِه۪ٓ
rızık olarak verilen
اِلَّا نَبَّأْتُكُمَا
size haber vermiş olurum
بِتَأْو۪يلِه۪
bunun yorumunu
قَبْلَ
önce
اَنْ يَأْتِيَكُمَاۜ
size gelmeden
ذٰلِكُمَا
bu
مِمَّا
şeylerdendir
عَلَّمَن۪ي
bana öğrettiği
رَبّ۪يۜ
Rabbimin
اِنّ۪ي
şüphesiz ben
تَرَكْتُ
terk ettim
مِلَّةَ
dinini
قَوْمٍ
bir kavmin
لَا يُؤْمِنُونَ
inanmayan
بِاللّٰهِ
Allah'a
وَهُمْ بِالْاٰخِرَةِ
ve ahireti
هُمْ كَافِرُونَۙ
inkar eden
﴿٣٧﴾
◄
٢٣٨
- 238
►
Designed by
ÖFK
En iyi 1024 x 768 pikselde görüntülenir.