23 Nisan 2021 - 11 Ramazan 1442
Cuma
ANA SAYFA
|
SURELER
|
AYET KARŞILAŞTIRMA
|
KUR'AN'DA ARA!
|
FİHRİST
|
DOWNLOAD
|
MOBİL
Kullanıcı :
Şifre :
Şifremi Unuttum
KAYDOL
Sure Seçiniz
Abese(80/42)
Âdiyât(100/11)
Ahkâf(46/35)
Ahzâb(33/73)
Âl-i İmrân(3/200)
Alak(96/19)
Ankebût(29/69)
Asr(103/3)
A’lâ(87/19)
A’râf(7/206)
Bakara(2/286)
Beled(90/20)
Beyyine(98/8)
Bürûc(85/22)
Câsiye(45/37)
Cin(72/28)
Cum’a(62/11)
Duhâ(93/11)
Duhân(44/59)
Enbiyâ(21/112)
Enfâl(8/75)
En’âm(6/165)
Fâtiha(1/7)
Fâtır(35/45)
Fecr(89/30)
Felâk(113/5)
Fetih(48/29)
Fil(105/5)
Furkân(25/77)
Fussilet(41/54)
Gâşiye(88/26)
Hac(22/78)
Hadîd(57/29)
Hâkka(69/52)
Haşr(59/24)
Hicr(15/99)
Hucurât(49/18)
Hûd(11/123)
Hümeze(104/9)
İbrahim(14/52)
İhlâs(112/4)
İnfitâr(82/19)
İnsan(76/31)
İnşikâk(84/25)
İnşirâh(94/8)
İsrâ(17/111)
Kadr(97/5)
Kâf(50/45)
Kâfirûn(109/6)
Kalem(68/52)
Kamer(54/55)
Kâri’a(101/11)
Kasas(28/88)
Kehf(18/110)
Kevser(108/3)
Kıyâme(75/40)
Kureyş(106/4)
Leyl(92/21)
Lokman(31/34)
Mâide(5/120)
Mâ’ûn(107/7)
Meryem(19/98)
Me’âric(70/44)
Mücâdele(58/22)
Müddessir(74/56)
Muhammed(47/38)
Mülk(67/30)
Mümtehine(60/13)
Münâfikûn(63/11)
Mürselât(77/50)
Mutaffifîn(83/36)
Müzzemmil(73/20)
Mü’min(40/85)
Mü’minûn(23/118)
Nahl(16/128)
Nâs(114/6)
Nasr(110/3)
Nâzi’ât(79/46)
Nebe’(78/40)
Necm(53/62)
Neml(27/93)
Nisâ(4/176)
Nûh(71/28)
Nûr(24/64)
Rahmân(55/78)
Ra’d(13/43)
Rûm(30/60)
Sâd(38/88)
Saff(61/14)
Sâffât(37/182)
Sebe’(34/54)
Secde(32/30)
Şems(91/15)
Şûrâ(42/53)
Şu’arâ(26/227)
Tâ-Hâ(20/135)
Tahrîm(66/12)
Talâk(65/12)
Târık(86/17)
Tebbet(111/5)
Teğâbun(64/18)
Tekâsür(102/8)
Tekvîr(81/29)
Tevbe(9/129)
Tîn(95/8)
Tûr(52/49)
Vâkı’a(56/96)
Yâsîn(36/83)
Yûnus(10/109)
Yûsuf(12/111)
Zâriyât(51/60)
Zilzâl(99/8)
Zuhruf(43/89)
Zümer(39/75)
Cüz Seçiniz
1. Cüz
2. Cüz
3. Cüz
4. Cüz
5. Cüz
6. Cüz
7. Cüz
8. Cüz
9. Cüz
10. Cüz
11. Cüz
12. Cüz
13. Cüz
14. Cüz
15. Cüz
16. Cüz
17. Cüz
18. Cüz
19. Cüz
20. Cüz
21. Cüz
22. Cüz
23. Cüz
24. Cüz
25. Cüz
26. Cüz
27. Cüz
28. Cüz
29. Cüz
30. Cüz
Sayfa Düzeni
سُورَةُ يُونُسَ
/ Yûnus Suresi
◄
٢١٧
- 217
►
11. Cüz /
الجزء ١١
وَقَالَ
dedi
فِرْعَوْنُ
Firavun
ائْتُون۪ي
bana getirin
بِكُلِّ
bütün
سَاحِرٍ
sihirbazları
عَل۪يمٍ
bilgin
﴿٧٩﴾
فَلَمَّا جَٓاءَ
gelince
السَّحَرَةُ
Sihirbazlar
قَالَ
dedi
لَهُمْ
onlara
مُوسٰٓى
Musa
اَلْقُوا
atın
مَٓا اَنْتُمْ مُلْقُونَ
atacaklarınızı
﴿٨٠﴾
فَلَمَّٓا اَلْقَوْا
attıklarında
قَالَ
dedi ki
مُوسٰى
Musa
مَا جِئْتُمْ بِهِ
sizin bu yaptığınız
السِّحْرُۜ
sihirdir
اِنَّ
şüphesiz
اللّٰهَ
Allah
سَيُبْطِلُهُۜ
onu boşa çıkaracaktır
اِنَّ
şüphesiz
اللّٰهَ
Allah
لَا يُصْلِحُ
düzeltmez
عَمَلَ
işlerini
الْمُفْسِد۪ينَ
bozguncuların
﴿٨١﴾
وَيُحِقُّ
ortaya çıkarır
اللّٰهُ
Allah
الْحَقَّ
hakkı
بِكَلِمَاتِه۪
sözleriyle
وَلَوْ كَرِهَ
hoşlanmasalar da
الْمُجْرِمُونَ۟
suçlular
﴿٨٢﴾
فَمَٓا اٰمَنَ
iman eden olmadı
لِمُوسٰٓى
Musa'ya
اِلَّا
başka
ذُرِّيَّةٌ
bir genç takımdan
مِنْ قَوْمِه۪
kavminden
عَلٰى خَوْفٍ
korkusuyla
مِنْ فِرْعَوْنَ
Firavun
وَمَلَا۬ئِهِمْ
ve adamlarının
اَنْ يَفْتِنَهُمْۜ
kötülük etmeleri
وَاِنَّ
şüphesiz
فِرْعَوْنَ
Firavun
لَعَالٍ
iyice büyüklenmişti
فِي الْاَرْضِۚ
yeryüzünde
وَاِنَّهُ
ve şüphesiz o
لَمِنَ الْمُسْرِف۪ينَ
çok aşırı gidenlerdendi
﴿٨٣﴾
وَقَالَ
dedi ki
مُوسٰى
Musa
يَا قَوْمِ
Ey kavmim
اِنْ
eğer
كُنْتُمْ اٰمَنْتُمْ
iman ettiyseniz
بِاللّٰهِ
Allah'a
فَعَلَيْهِ تَوَكَّلُٓوا
O'na güvenin
اِنْ كُنْتُمْ مُسْلِم۪ينَ
teslim olduysanız
﴿٨٤﴾
فَقَالُوا
onlar da dediler ki
عَلَى اللّٰهِ
Allah'a
تَوَكَّلْنَاۚ
güvendik
رَبَّـنَا
Rabbimiz
لَا تَجْعَلْنَا
bizi kılma
فِتْنَةً
bir fitne
لِلْقَوْمِ
topluluğu için
الظَّالِم۪ينَۙ
zalimler
﴿٨٥﴾
وَنَجِّنَا
bizi kurtar
بِرَحْمَتِكَ
rahmetinle
مِنَ الْقَوْمِ
topluluğundan
الْكَافِر۪ينَ
kâfirler
﴿٨٦﴾
وَاَوْحَيْنَٓا
ve vahyettik
اِلٰى مُوسٰى
Musa'ya
وَاَخ۪يهِ
ve kardeşine
اَنْ تَبَوَّاٰ
hazırlayın
لِقَوْمِكُمَا
kavminiz için
بِمِصْرَ
Mısır'da
بُيُوتاً
evler
وَاجْعَلُوا
ve edinin
بُيُوتَكُمْ
evlerinizi
قِبْلَةً
ibadethane
وَاَق۪يمُوا
ve kılın
الصَّلٰوةَۜ
namaz
وَبَشِّرِ
müjdele
الْمُؤْمِن۪ينَ
Mü'minleri
﴿٨٧﴾
وَقَالَ
dedi ki
مُوسٰى
Musa
رَبَّـنَٓا
Rabbimiz
اِنَّكَ
şüphesiz sen
اٰتَيْتَ
verdin
فِرْعَوْنَ
Firavun'a
وَمَلَاَهُ
ve adamlarına
ز۪ينَةً
süs
وَاَمْوَالاً
ve mallar
فِي الْحَيٰوةِ
hayatında
الدُّنْيَاۙ
dünya
رَبَّـنَا
Rabbimiz
لِيُضِلُّوا
saptırmaları için mi?
عَنْ سَب۪يلِكَۚ
senin yolundan
رَبَّـنَا
Rabbimiz
اطْمِسْ
yok et
عَلٰٓى اَمْوَالِهِمْ
onların mallarını
وَاشْدُدْ
ve bağla
عَلٰى قُلُوبِهِمْ
kalplerini de
فَلَا يُؤْمِنُوا
ki iman etmesinler
حَتّٰى
kadar
يَرَوُا
görünceye
الْعَذَابَ
azabı
الْاَل۪يمَ
acıklı
﴿٨٨﴾
◄
٢١٧
- 217
►
Designed by
ÖFK
En iyi 1024 x 768 pikselde görüntülenir.