8 Aralık 2024 - 7 Cemaziye'l-Ahir 1446
Pazar
ANA SAYFA
|
SURELER
|
AYET KARŞILAŞTIRMA
|
KUR'AN'DA ARA!
|
FİHRİST
|
DOWNLOAD
|
MOBİL
Kullanıcı :
Şifre :
Şifremi Unuttum
KAYDOL
Sure Seçiniz
Abese(80/42)
Âdiyât(100/11)
Ahkâf(46/35)
Ahzâb(33/73)
Âl-i İmrân(3/200)
Alak(96/19)
Ankebût(29/69)
Asr(103/3)
A’lâ(87/19)
A’râf(7/206)
Bakara(2/286)
Beled(90/20)
Beyyine(98/8)
Bürûc(85/22)
Câsiye(45/37)
Cin(72/28)
Cum’a(62/11)
Duhâ(93/11)
Duhân(44/59)
Enbiyâ(21/112)
Enfâl(8/75)
En’âm(6/165)
Fâtiha(1/7)
Fâtır(35/45)
Fecr(89/30)
Felâk(113/5)
Fetih(48/29)
Fil(105/5)
Furkân(25/77)
Fussilet(41/54)
Gâşiye(88/26)
Hac(22/78)
Hadîd(57/29)
Hâkka(69/52)
Haşr(59/24)
Hicr(15/99)
Hucurât(49/18)
Hûd(11/123)
Hümeze(104/9)
İbrahim(14/52)
İhlâs(112/4)
İnfitâr(82/19)
İnsan(76/31)
İnşikâk(84/25)
İnşirâh(94/8)
İsrâ(17/111)
Kadr(97/5)
Kâf(50/45)
Kâfirûn(109/6)
Kalem(68/52)
Kamer(54/55)
Kâri’a(101/11)
Kasas(28/88)
Kehf(18/110)
Kevser(108/3)
Kıyâme(75/40)
Kureyş(106/4)
Leyl(92/21)
Lokman(31/34)
Mâide(5/120)
Mâ’ûn(107/7)
Meryem(19/98)
Me’âric(70/44)
Mücâdele(58/22)
Müddessir(74/56)
Muhammed(47/38)
Mülk(67/30)
Mümtehine(60/13)
Münâfikûn(63/11)
Mürselât(77/50)
Mutaffifîn(83/36)
Müzzemmil(73/20)
Mü’min(40/85)
Mü’minûn(23/118)
Nahl(16/128)
Nâs(114/6)
Nasr(110/3)
Nâzi’ât(79/46)
Nebe’(78/40)
Necm(53/62)
Neml(27/93)
Nisâ(4/176)
Nûh(71/28)
Nûr(24/64)
Rahmân(55/78)
Ra’d(13/43)
Rûm(30/60)
Sâd(38/88)
Saff(61/14)
Sâffât(37/182)
Sebe’(34/54)
Secde(32/30)
Şems(91/15)
Şûrâ(42/53)
Şu’arâ(26/227)
Tâ-Hâ(20/135)
Tahrîm(66/12)
Talâk(65/12)
Târık(86/17)
Tebbet(111/5)
Teğâbun(64/18)
Tekâsür(102/8)
Tekvîr(81/29)
Tevbe(9/129)
Tîn(95/8)
Tûr(52/49)
Vâkı’a(56/96)
Yâsîn(36/83)
Yûnus(10/109)
Yûsuf(12/111)
Zâriyât(51/60)
Zilzâl(99/8)
Zuhruf(43/89)
Zümer(39/75)
Cüz Seçiniz
1. Cüz
2. Cüz
3. Cüz
4. Cüz
5. Cüz
6. Cüz
7. Cüz
8. Cüz
9. Cüz
10. Cüz
11. Cüz
12. Cüz
13. Cüz
14. Cüz
15. Cüz
16. Cüz
17. Cüz
18. Cüz
19. Cüz
20. Cüz
21. Cüz
22. Cüz
23. Cüz
24. Cüz
25. Cüz
26. Cüz
27. Cüz
28. Cüz
29. Cüz
30. Cüz
Sayfa Düzeni
سُورَةُ يُونُسَ
/ Yûnus Suresi
◄
٢٠٨
- 208
►
11. Cüz /
الجزء ١١
اِنَّ
şüphesiz
الَّذ۪ينَ لَا يَرْجُونَ
ummayan
لِقَٓاءَنَا
bize kavuşmayı
وَرَضُوا
ve razı olan
بِالْحَيٰوةِ
hayatına
الدُّنْيَا
dünya
وَاطْمَاَنُّوا
ve gönüllerini kaptıranlar
بِهَا
ona
وَالَّذ۪ينَ هُمْ
ve olanlar
عَنْ اٰيَاتِنَا
bizim ayetlerimizden
غَافِلُونَۙ
gafil
﴿٧﴾
اُو۬لٰٓئِكَ
işte bunların
مَأْوٰيهُمُ
varacakları yer
النَّارُ
cehennemdir
بِمَا
karşılık
كَانُوا يَكْسِبُونَ
kazandıklarına
﴿٨﴾
اِنَّ
şüphesiz
الَّذ۪ينَ اٰمَنُوا
iman edip
وَعَمِلُوا
ve ameller işleyenleri
الصَّالِحَاتِ
salih
يَهْد۪يهِمْ
doğru yola iletir
رَبُّهُمْ
Rableri
بِا۪يمَانِهِمْۚ
imanları dolayısıyla
تَجْر۪ي
akar
مِنْ تَحْتِهِمُ
onların altlarından
الْاَنْهَارُ
ırmaklar
ف۪ي جَنَّاتِ
cennetlerinde
النَّع۪يمِ
naim
﴿٩﴾
دَعْوٰيهُمْ
onların duaları
ف۪يهَا
orada
سُبْحَانَكَ
senin şanın pek yücedir
اللّٰهُمَّ
Ey Allah'ım
وَتَحِيَّتُهُمْ
ve dilekleri de
ف۪يهَا
aralarındaki
سَلَامٌۚ
Selâm'dır
وَاٰخِرُ
sonu ise
دَعْوٰيهُمْ
dualarının
اَنِ الْحَمْدُ
hamdolsun'dur
لِلّٰهِ
Allah'a
رَبِّ
Rabbi
الْعَالَم۪ينَ۟
alemlerin
﴿١٠﴾
وَلَوْ
eğer
يُعَجِّلُ
acele verseydi
اللّٰهُ
Allah
لِلنَّاسِ
insanlara
الشَّرَّ
kötülüğü
اسْتِعْجَالَهُمْ
acele istemeleri gibi
بِالْخَيْرِ
iyiliği
لَقُضِيَ
hemen bitmiş olurdu
اِلَيْهِمْ
onların
اَجَلُهُمْۜ
süreleri
فَنَذَرُ
böyle bırakırız
الَّذ۪ينَ لَا يَرْجُونَ
ummayanları
لِقَٓاءَنَا
bize kavuşmayı
ف۪ي طُغْيَانِهِمْ
taşkınlıkları içinde
يَعْمَهُونَ
bocalar bir halde
﴿١١﴾
وَاِذَا مَسَّ
dokunduğunda
الْاِنْسَانَ
insana
الضُّرُّ
bir darlık
دَعَانَا
bize dua eder
لِجَنْبِه۪ٓ
yan yatarken
اَوْ
veya
قَاعِداً
otururken
اَوْ
yahut
قَٓائِماًۚ
ayakta
فَلَمَّا
ancak
كَشَفْنَا
giderdiğimizde
عَنْهُ
ondan
ضُرَّهُ
darlığını
مَرَّ
hareket eder
كَاَنْ
gibi
لَمْ يَدْعُنَٓا
bize dua etmemiş
اِلٰى ضُرٍّ
darlıktan dolayı
مَسَّهُۜ
kendisine dokunmuş olan
كَذٰلِكَ
işte böyle
زُيِّنَ
süslü gösterilmiştir
لِلْمُسْرِف۪ينَ
aşırıya gidenlere
مَا كَانُوا يَعْمَلُونَ
yaptıkları
﴿١٢﴾
وَلَقَدْ
ve elbette
اَهْلَكْنَا
helak ettik
الْقُرُونَ
nice nesilleri
مِنْ قَبْلِكُمْ
sizden önce
لَمَّا ظَلَمُواۙ
haksızlık ettiklerinden
وَجَٓاءَتْهُمْ
kendilerine geldiği halde
رُسُلُهُمْ
peygamberleri
بِالْبَيِّنَاتِ
apaçık delillerle
وَمَا كَانُوا لِيُؤْمِنُواۜ
ve iman etmeyecekleri için
كَذٰلِكَ
işte böyle
نَجْزِي
cezalandırırız
الْقَوْمَ
topluluğunu
الْمُجْرِم۪ينَ
suçlular
﴿١٣﴾
ثُمَّ
sonra
جَعَلْنَاكُمْ
sizi kıldık
خَلَٓائِفَ
halifeler
فِي الْاَرْضِ
yeryüzüne
مِنْ بَعْدِهِمْ
onların ardından
لِنَنْظُرَ
görmek için
كَيْفَ
neler
تَعْمَلُونَ
yapacağınızı
﴿١٤﴾
◄
٢٠٨
- 208
►
Designed by
ÖFK
En iyi 1024 x 768 pikselde görüntülenir.