وَمِنْهُمْ
ve minhum
ve onlardan
And among them
حرف عطف + حرف جر + ضمير
Bağlaç + Harf-i Cer + Zamir
مِنْ
|
مَنْ
men
kimisi
(are some) who
اسم موصول
İsm-i Mevsul (İlgi Zamiri)
مَنْ
|
يَسْتَمِعُ
yestemi’u
seni dinler
listen
فعل
Fi'l-i Muzari
Fiil
Müfred Müzekker Gaib
İfti'âl Bâbı
س م ع
|
اِلَيْكَۚ
ileyke
gelip
to you
حرف جر + ضمير
Harf-i Cer + Zamir
إِلَىٰ
|
حَتّٰٓى
hattâ
nihayet
until
حرف ابتداء
Başlangıç (İbtidâ) Edatı
حَتَّىٰ
|
اِذَا
iżâ
zaman
when
ظرف زمان
Zaman Zarfı
إِذَا
|
خَرَجُوا
ḣaracû
çıktıkları
they depart
فعل + ضمير
Fi'l-i Mazi
Fiil + Zamir
Cem\i Müzekker Gaib
خ ر ج
|
مِنْ
min
-dan
from
حرف جر
Harf-i Cer
مِنْ
|
عِنْدِكَ
‘indike
senin yanın-
you
اسم + ضمير
İsim + Zamir
ع ن د
|
قَالُوا
kâlû
derler
they say
فعل + ضمير
Fi'l-i Mazi
Fiil + Zamir
Cem\i Müzekker Gaib
ق و ل
|
لِلَّذ۪ينَ
lilleżîne
olanlara
to those who
حرف جر + اسم موصول
Harf-i Cer + İsm-i Mevsul
ٱلَّذِى
|
اُو۫تُوا
ûtû
verilmiş
were given
فعل + ضمير
Fi'l-i Mazi
Fiil + Zamir
Pasif
Cem\i Müzekker Gaib
İf'âl Bâbı
أ ت ي
|
الْعِلْمَ
l-’ilme
bilgi
the knowledge
اسم
İsim
ع ل م
|
مَاذَا
mâżâ
ne?
What
حرف استفهام
Soru Eki
مَاذَا
|
قَالَ
kâle
söyledi
(has) he said
فعل
Fi'l-i Mazi
Fiil
Müfred Müzekker Gaib
ق و ل
|
اٰنِفًا۠
ânifâ(en)
az önce
just now
اسم
İsim
أ ن ف
|
اُو۬لٰٓئِكَ
ulâike
onlar
Those
اسم اشارة
İşaret Zamiri
أُولَٰئِكَ
|
الَّذ۪ينَ
lleżîne
kimselerdir
(are) the ones
اسم موصول
İsm-i Mevsul (İlgi Zamiri)
ٱلَّذِى
|
طَبَعَ
tabe’a
mühürlediği
Allah has set a seal
فعل
Fi'l-i Mazi
Fiil
Müfred Müzekker Gaib
ط ب ع
|
اللّٰهُ
(A)llâhu
Allah'ın
Allah has set a seal
لفظ الجلالة
Lafza-i Celâl
اللَّهُ
|
عَلٰى
‘alâ
üzerini
upon
حرف جر
Harf-i Cer
عَلَىٰ
|
قُلُوبِهِمْ
kulûbihim
kalbleri
their hearts
اسم + ضمير
İsim + Zamir
ق ل ب
|
وَاتَّبَعُٓوا
ve-ttebe’û
ve ardına düşmüş
and they follow
حرف عطف + فعل + ضمير
Fi'l-i Mazi
Bağlaç + Fiil + Zamir
Cem\i Müzekker Gaib
İfti'âl Bâbı
ت ب ع
|
اَهْوَٓاءَهُمْ
ehvâehum
keyiflerinin
their desires
اسم + ضمير
İsim + Zamir
ه و ي
|
Onların arasında, seni dinleyenler vardır. Fakat senin yanından çıkınca kendilerine bilgi verilmiş olanlara «Az önce ne demişti?» diye sorarlar. Bunlar, Allah'ın kalplerini mühürlediği, hevâ ve heveslerine uyan kimselerdir. 