وَمَٓا
ve mâ
ve şey
And what
حرف استئنافية + اسم موصول
İsti'nafiye Edatı + İsm-i Mevsul
مَا
manage_search
search
speaker_notes
|
اَصَابَكُمْ
esâbekum
sizin başınıza gelen
struck you
فعل + ضمير
Fi'l-i Mazi
Fiil + Zamir
Müfred Müzekker Gaib
İf'âl Bâbı
ص و ب
manage_search
search
speaker_notes
|
يَوْمَ
yevme
gün
(on the) day
ظرف زمان
Zaman Zarfı
ي و م
manage_search
search
speaker_notes
|
الْتَقَى
ltekâ
karşılaştığı
(when) met
فعل
Fi'l-i Mazi
Fiil
Müfred Müzekker Gaib
İfti'âl Bâbı
ل ق ي
manage_search
search
speaker_notes
|
الْجَمْعَانِ
l-cem’âni
iki topluluğun
the two hosts
اسم
İsim
ج م ع
manage_search
search
speaker_notes
|
فَبِاِذْنِ
febi-iżni
ancak izniyledir
(was) by (the) permission
حرف زائد + حرف جر + اسم
Zâid Harf + Harf-i Cer + İsim
أ ذ ن
manage_search
search
speaker_notes
|
اللّٰهِ
(A)llâhi
Allah'ın
(of) Allah
لفظ الجلالة
Lafza-i Celâl
اللَّهُ
manage_search
search
|
وَلِيَعْلَمَ
ve liya’leme
ve bilmesi içindir
and that He (might) make evident
حرف استئنافية + لام التعليل + فعل
Fi'l-i Muzari
İsti'nafiye Edatı + Ta'lîl (Sebep) Edatı + Fiil
Müfred Müzekker Gaib
ع ل م
manage_search
search
speaker_notes
|
166, 167. İki birliğin karşılaştığı gün sizin başınıza gelenler, ancak Allah'ın dilemesiyle olmuştur ki, bu da, müminleri ayırdetmesi ve münafıkları ortaya çıkarması için idi. Bunlara: «Gelin, Allah yolunda çarpışın; ya da savunma yapın» denildiği zaman, «Harbetmeyi bilseydik, elbette sizin peşinizden gelirdik» dediler. Onlar o gün, imandan çok, kâfirliğe yakın idiler. Ağızlarıyla, kalplerinde olmayanı söylüyorlardı. Halbuki Allah, onların içlerinde gizlediklerini daha iyi bilir. 