11 Ekim 2024 - 8 Rebiü'l-Ahir 1446 Cuma

ANA SAYFA | SURELER  | AYET KARŞILAŞTIRMA |KUR'AN'DA ARA! |FİHRİST | DOWNLOAD | MOBİL
Kullanıcı : Şifre :   Şifremi Unuttum    KAYDOL
Beyyine Suresi 4. Ayet

Ayeti Dinle



Meal Ekle/Çıkar

Hepsini Göster/Gizle


Tercihinizin bir sonraki oturumda hatırlanması için giriş yapmalısınız.

Arapça Metin
Türkçe Transcript
Abdulbaki Gölpınarlı Meali
Abdullah-Ahmet Akgül Meali
Abdullah Parlıyan Meali
Ahmet Tekin Meali
Ahmet Varol Meali
Ali Bulaç Meali
Ali Fikri Yavuz Meali
Bahaeddin Sağlam Meali
Bayraktar Bayraklı Meali
Besim Atalay Meali (1965)
Cemal Külünkoğlu Meali
Cemil Said (1924)
Diyanet İşleri Meali (Eski)
Diyanet İşleri Meali (Yeni)
Kur'an Yolu (Diyanet İşleri)
Diyanet Vakfı Meali
Edip Yüksel Meali
Elmalılı Hamdi Yazır Meali
Elmalılı Meali (Orijinal)
Emrah Demiryent Meali
Erhan Aktaş Meali
Hasan Basri Çantay Meali
Hayrat Neşriyat Meali
İhsan Aktaş Meali
İlyas Yorulmaz Meali
İsmayıl Hakkı Baltacıoğlu
İsmail Hakkı İzmirli
İsmail Yakıt
Kadri Çelik Meali
Mahmut Kısa Meali
Mahmut Özdemir Meali
Mehmet Çakır Meali
Mehmet Çoban Meali
Mehmet Okuyan Meali
Mehmet Türk Meali
Muhammed Esed Meali
Mustafa Çavdar Meali
Mustafa İslamoğlu Meali
Orhan Kuntman Meali
Osman Fırat Meali
Ömer Nasuhi Bilmen Meali
Suat Yıldırım Meali
Süleyman Ateş Meali
Süleyman Tevfik (1927)
Süleymaniye Vakfı Meali
Şaban Piriş Meali
Ümit Şimşek Meali
Yaşar Nuri Öztürk Meali
Eski Anadolu Türkçesi
Satıraltı Meal (1534)
Bunyadov-Memmedeliyev
M. Pickthall (English)
Yusuf Ali (English)
Tercihinizin hatırlanması için
giriş yapmalısınız.

Meallerdeki sıralama bir tercih sıralaması değil alfabetik sıralamadır. Ziyaretçilerimiz takip etmek istedikleri mealleri sol sütundan seçerek ilerleyebilirler. Tercihlerinin hatırlanması için "Tercihimi Hatırla" tıklanmalıdır.
 
 

Vemâ teferraka-lleżîne ûtû-lkitâbe illâ min ba’di mâ câet-humu-lbeyyine(tu)

Ve ancak kendilerine apaçık kesin bir delil geldikten sonradır ki aykırılığa düştüler, kendilerine kitap verilmiş olanlar.

Kitap Ehlinden olanlar, ancak kendilerine apaçık belgeler geldikten sonra (Allah’ın ayetlerini yanlış yorumlama ve yozlaştırma çabalarından ve kıskançlık damarlarından dolayı) fırkalara ayrılmışlardır.

Bize de kitap verildi diyenler, ancak kendilerine açık ve kesin delil geldikten sonra, inanç birlikteliklerini bozdular.

İşte bundan sonra, müjdelenen peygamberin, kendi içlerinden görevlendirilmeyip, âdil önder Muhammed'in hak delil Kuran ile tebliğe başlamasından sonra, kendilerine verilen kutsal kitapların hükmünce sorumlu tutulanlar ihtilâf çıkardılar, ayrı baş çektiler, düşman oldular.

bk. Kur’ân-ı Kerim, 2/213-253; 3/19; 5/44-50; 10/93; 42/13-15.

Kendilerine kitap verilenler, ancak onlara apaçık delil geldikten sonra ayrılığa düştüler.

Kitap ehlinden olanlar, ancak kendilerine apaçık belge geldikten sonra fırkalara ayrıldılar.

Böyle iken, kendilerine kitab verilenler, ancak kendilerine o hüccet (Peygamber, yahud Kur'an) geldikten sonra tefrikaya düştüler. (Kimi peygambere iman etti, kimi inkâr etti, kimi de şübhe içinde bocaladı durdu.)

Ve ehl-i kitap, ancak kesin delil ve hüccet onlara geldikten sonra ihtilafa girdiler, dağıldılar.

Kitap verilmiş olanlar, ancak kendilerine o açık kanıt geldikten sonra ayrılığa düştüler.[787]

[787] Dinde ayrılığa düşmenin zararları hakkında bilgi için bk. Bayraklı, KUR’ÂN TEFSÎRİ, XXI, 270-271;VII, 31-34.

Kitaplılarsa, kendilerine ancak, tanık geldikten sonra, bölük bölük oldular

(Buna rağmen) kendilerine kitap verilenler, kendilerine hakikatin apaçık delilleri geldikten sonra ayrılığa düştüler. 

Bkz. 2/89

Ehl-i kitâb ’alâmet-i zâhire kendilerine geldiği vakit tefrikaya düşdiler.

Ama, kendilerine kitap verilenler, onlara apaçık belge geldikten sonra ayrılığa düştüler.

Kendilerine kitap verilenler, ancak kendilerine o apaçık delil geldikten sonra ayrılığa düştüler.

Ehl-i kitap ancak kendilerine o açık kanıt geldikten sonra ayrılığa düştüler.

Kendilerine kitap verilenler ancak o açık delil (Peygamber) kendilerine geldikten sonra ayrılığa düştüler.

Gerçek şu ki, kendilerine kitap verilmiş olanlar, ancak onlara açık delil geldikten sonra ayrılığa düştüler.

Kitap ehli, ancak kendilerine apaçık delil geldikten sonra ayrılığa düştüler.

Böyle iken o kitab verilmiş olanlar ancak geldikten sonra ayrıldılar kendilerine o beyyine

*Ehl-i kitaptan olanlar, kendilerine gelen apaçık delilden sonra ayrılığa düştüler. (Kimi, Resulümüz Muhammed’e ve tebliğ ettiklerine îmân ederek müslüman oldu, kimi de ısrarla hakkı inkâr edip küfür üzere kaldı.)

* “Ehl-i kitap”; İslâm dininin aslını bozarak, uydurmuş oldukları bâtıl inançlarının adını hıristiyanlık ve yahûdîlik koyan, Hz. Mûsâ ve Hz. Îsâ’nın [... Devamı..

Kitap verilmiş olanlar, kendilerine beyyine¹ geldikten sonra ayrılığa düştüler.²

1- Gerçeği apaçık, açıklayıcı olan bilgi. 2- Hakk\ı kabul etmeye yanaşmadılar.

Böyle iken kitab verilmiş olan bunlar, ayrılmadı (lar, ayrılmadılar) da ancak kendilerine o apâşikâr hüccet geldikden sonra (ayrıldılar).

Böyleyken o kitab verilenler, ancak kendilerine o apaçık delil geldikten sonra ayrılığa düştü.

Hâlbuki kitap verilmiş olanlar, ancak kendilerine o beyyine (açık delil ve tebliğ yapan son elçi geldikten sonra (kimi inanmak, kimi de reddetmek suretiyle) ayrılığa düştüler.

Ehli kitaptan olanlar, kendilerine gelen beyyinelerden (açıklayıcı ayetlerden) sonra ayrılıklara düştüler.

Kendilerine Kitap verilenler onlara bu açıklayıcı belge geldikten sonradır ki bölük bölük oldular.

Kitaba nâil olanlar ancak kendilerine bu aşikâr hüccet geldikten sonra tefrikaya düşmüşlerdir [⁶].

[6] Müşriklerle beraber oldular. Halleri kitapsız müşriklerden daha fenadır.

Kendilerine kitap verilenler, ancak kendilerine o apaçık delil geldikten sonra ayrılığa düştüler.³

3 Krş. Bakara, 2/89; Şûrâ, 42/14

Kitap ehlinden olanlar, ancak kendilerine apaçık belgeler geldikten sonra fırkalara ayrıldılar.

Ama ne var ki, kendilerine kutsal Kitap emânet edilmiş olan ve Son Peygamber zuhûr eder etmez ona iman edeceklerini öne süren Yahudi ve Hıristiyanlar, asıl kendilerine bu apaçık delil geldikten sonra —Tevrat ve İncil’in müjdelediği Son Elçiyi inkâr ederek— inanç birlikteliklerini bozup hak dinde ayrılık çıkardılar.

Kitap verilmiş olanlar, ancak Beyyineler / Açık Belgeler geldikten sonra ayrılığa düştüler.

Ancak Kuran, tüm çıplaklığı ile gerçekleri dile getirdikten sonradır ki, ehli kitabın kafaları karıştı.

Kendilerine kitap verilen insanlar kitapta apaçık deliller olduğu halde ayrılığa düştüler. Ayrılığa düşmelerinin nedeni içlerindeki bencillik, hırs, kıskançlıktır. Hâlbuki okudukları kitap sadece gerçeklerden söz ediyor.

Kendilerine kitap verilenler ancak o [beyyine] (apaçık bir elçi) kendilerine geldikten sonra ayrılığa düşmüşlerdi. [*]

Benzer mesajlar: Bakara 2:213; Âl-i İmrân 3:19; Yûnus 10:93; Şûrâ 42:14; Câsiye 45:17.

Hattâ kitap ehli, kendilerine bu apaçık delil geldikten sonra, (kendi aralarında bile) ayrılığa düştüler.

Ama kendilerine daha önce vahiy verilenler ³ , hakikatin böyle bir kanıtı geldikten sonra [inanç] birlikteliklerini bozdular. ⁴

3 Bu tanımlama genel olup -bazı müfessirlerin ileri sürdüğü gibi- yalnız Yahudileri ve Hristiyanları değil, Peygamber Muhammed (s)’in zuhurundan öncek... Devamı..

Önceki vahiylere mazhar olanlar, durdular durdular da kendilerine hakikatin apaçık belgeleri Kuran geldikten sonra ayrılığa düştüler. 38/8-9, 43/31

Ama önceki vahiylerin mensupları durdular durdular da, kendilerine hakikatin apaçık belgeleri[⁵⁸⁴¹] geldikten sonra ayrılığa düştüler.[⁵⁸⁴²]

[5841] Bu “belgeler” önceki vahiylerde bildirilen gelecek elçilerle ilgili bilgiler olmalıdır (Eski Ahid: Tesniye 18:15-19; İncil: Yuhanna, 14:16, 26,... Devamı..

(Geldiğinde ise) Kendilerine kitap verilenler (verdikleri sözde durmadılar) aralarında ayrılığa düştüler.

(Gelen Peygamber kendilerinden olmadığı için sırf hasedlerinden, onun davetini kabul etmediler.)

Kendilerine O kitap verilenler, ancak kendilerine o apaçık delil geldikten sonra ayrılığa düştüler.

Halbuki, kitap verilmiş olanlar; ayrılmış olmadılar, kendilerine o hüccet geldikten sonra tefrikaya düştüler.

Ehl-i kitap mensupları, o kesin delil gelinceye kadar bu konuda ihtilaf etmemişlerdi. [2, 213-253; 3, 19; 5, 44-50; 10, 93; 42, 13-15]

O gelince kimi inanmak, kimi reddetmek sûretiyle, onun hakkında ayrılığa düştüler. Oysa Ehl-i kitap daha önce böyle bir resulün geleceğini beklemekte ... Devamı..

Kitap verilmiş olanlar, ancak kendilerine açık kanıt geldikten sonra ayrılığa düştüler.

Ehl-i Kitâb ancak kendilerine beyyine geldikden sonra tefrikaya düşüb İslâm'dan ayrıldılar. (Bi'setden evvel sıdk-ı nübüvvetde ihtilâfları yokdı).

Kendilerine kitap verilenler, kendilerine o beyyine (elçi) gelinceye kadar bölünüp parçalanmaz[*].

[*] "İnsanlar tek bir topluluktu; Allah onlara, müjde veren ve uyarıda bulunan nebiler gönderdi. Onlarla birlikte gerçeği içeren kitap da indirdi ki, ... Devamı..

Kendilerine kitap verilenler, ancak kendilerine apaçık belgeler geldikten sonra ayrılığa düştüler.

Ama kendilerine kitap verilenler, onlara delil geldikten sonra anlaşmazlığa düştüler.

Kitap verilmiş olanlar, kendilerine beyyine/açık delil geldikten sonradır ki parçalanıp bölündüler.

bölük bölük olmadı anlar kim virinildiler kitābı ya'nį kāfirler illā andan śoñra kim geldi anlara ḥüccet ya'nį muḥammed.

Daḫı ayrılmadı ol kişiler ki kitāb virildiler, Yehūdi ve Naṣāradan, illā özle‐rine delīller geldükden ṣoñra.

Kitab əhli yalnız özlərinə açıq-aydın dəlil (Peyğəmbər və Qur’an) gəldikdən sonra (dində) ayrılığa düşdülər (onlardan kimisi Peyğəmbərə iman gətirdi, kimisi onu inkar etdi, kimisi də şəkk-şübhə içində qaldı).

Nor were the People of the Scripture divided until after the clear proof came unto them.

Nor did the People of the Book make schisms,(6227) until after there came to them Clear Evidence.

6227 The responsibility of the People of the Book is greater than that of Pagans, because the People of the Book had been prepared for the standard an... Devamı..


Designed by ÖFK
En iyi 1024 x 768 pikselde görüntülenir.