Lekad ḣalaknâ-l-insâne fî ahseni takvîm(in)
Gerçekten de biz, insanı, en güzel bir surete sahip olarak yarattık.
(Ki kesinlikle) Biz, insanı (en mükemmel olmaya müsait kabiliyetlerle donattık ve) en güzel biçimde yarattık. (Ahseni takvim içinde cennetlerde ve yüksek mevkilerde ebedi yaşamaya müsait vaziyette varlığa çıkardık.)
Biz elbette insanı en güzel biçimde yarattık.
Gerçekten biz insanı en güzel biçimde yaratmışızdır.
Doğrusu, biz insanı en güzel bir biçimde yarattık.
Biz, gerçekten insanı en güzel bir biçimde yarattık.
Biz, insanı en güzel kıvamda yarattık.
4,5. Andolsun, insanı en güzel biçimde yaratırız. Sonra onu aşağıların aşağısına indiririz.
Biz insanı, en güzel bir biçimde yaratmışızdır
Biz, insanı en güzel şekil ve en mükemmel kıvamda yarattık.
Biz insânı ahsen şekilde halk itdik.
Biz insanı en güzel şekilde yarattık,
Biz, gerçekten insanı en güzel bir biçimde yarattık.
Şüphesiz biz insanı en güzel biçimde yaratmışızdır.
1, 2, 3, 4, 5. İncire, zeytine, Sina dağına ve şu emîn beldeye yemin ederim ki, biz insanı en güzel biçimde yarattık. Sonra onu aşağıların aşağısına indirdik.
Biz insanı en güzel bir biçimde yarattık.
Biz insanı en güzel biçimde yarattık.
Ki biz insanı en güzel bir biçimde yarattık
Gerçekten biz insanı (en mükemmel ve en güzel sıfatlarla nitelenmiş olarak) en güzel biçimde yarattık.
Ant olsun ki insanı en iyi biçimde yarattık.
biz, hakıykat, insanı en güzel bir biçimde yaratdık.
Gerçekten (biz) insanı, en güzel bir biçimde yarattık!
1,2,3, 4. İncire, zeytine, (insanlık tarihi boyunca nice Peygamberlere ev sahipliği yapan, ilâhî vahyin merkezi konumunda olan ve bolca incir ve zeytinin yetiştiği coğrafi bölgelere), Sina dağına ve şu emîn beldeye (vahyin indiği Mekke şehrine) kasem ederim ki, elbette biz insanı (beyni ile akleden, düşünen, araştıran, karar veren, sorgulayan, sorumlu davranan, çalışıp üretebilen, medeniyetler kuran ve diğer canlı türlerinden farklı meziyetleri bulunan bir varlık olarak) en iyi ve mükemmele ulaşacak potansiyelde yarattık.*
Biz insanı en güzel bir biçimde yarattık.
Biz kişiyi en güzel biçimde yarattık.
Biz insanı boylu poslu, en güzel bir biçimde yarattık,
Ki biz şüphesiz insanı en güzel bir biçimde yarattık.
Biz insanı, yaratılış amacını gerçekleştirmesi için ihtiyaç duyduğu her türlü zihnî ve bedenî özelliklerle donatarak, varlık mertebelerinin en yükseğine çıkabilecek bir yetenek ve kapasitede, yani, olması gereken en güzel biçimde yarattık.
Gerçekten İnsan’ı en güzel bir biçimde yarattık;
biz insanı, her bakımdan mükemmel yarattık.
Gördüğünüz gerçeklerin gerçekliği gibi biz insanı en güzel şekilde yarattık. Yarattığımız insana yasa koyduk. Siz insanı kendi kendine mi oldu sanıyorsunuz? Sizler kendi kendinize mi oldunuz? Sizi biz yarattık!
Şüphesiz biz insanı en güzel biçimde yarattık.
Biz insanı en güzel bir biçimde yarattık.
Gerçek şu ki biz insanı en güzel şekilde yaratırız, ²
Biz, insanı en güzel şekilde yarattık. 3/6, 40/64
Doğrusu Biz insanı en güzel kıvamda yaratmış,[⁵⁷⁹⁵]
Biz insanı en güzel bir biçimde yarattık.
Biz, gerçekten insanı en güzel bir biçimde yarattık.
Muhakkak ki, Biz insanı en güzel bir biçimde yarattık.
Biz insanı en mükemmel sûrette yarattık. [30, 30]
Biz insanı en güzel biçimde yarattık.
Biz insânı en güzel sûret ve kıvamda halk itdik.
(Daha önemlisi şunları bilmenizdir:) İnsanı, en güzel donanımda yaratırız.
Biz, insanı en güzel şekilde yarattık.
Biz insanı en güzel biçimde yarattık.
Biz insanı, gerçekten en güzel bir biçimde yarattık.
bayıķ yarat(t)uķ ādemį düzmegüñ görklüregiñde.
Biz yaratduḳ ādem oġlını yaḫşı ṣūretde.
Biz insanı ən gözəl biçimdə yaratdıq!
Surely We created man of the best stature
We have indeed created man in the best of moulds,(6199)
Designed by ÖFK En iyi 1024 x 768 pikselde görüntülenir. |