Elem neşrah leke sadrak(e)
Senin göğsünü açıp genişletmedik mi?
(Ey Resulüm!) Biz, Senin göğsünü yarıp-genişleterek (gönlünü hikmet ve huzurla doldurmadık mı)?
Biz kalbini açıp ferahlatmadık mı?
Biz senin iyiliğin için göğsünü İslâm'a, ilme, hikmete, sabra, tahammüle açmadık mı, gönlünü ferahlatmadık mı?
Biz senin göğsünü açmadık mı?
Biz göğsünü yarıp-genişletmedik mi?
(Ey Rasûlüm), senin saadetin için, göğsünü (hikmetle doldurub) genişletmedik mi?
Biz, gönlünü senin için açtık (değil mi?)
1,2,3. Biz senin için göğsünü açmadık mı? Senin sırtını çatırdatan yükünü atmadık mı?[773][774]
Biz, senin gönlünü şenlendirmedik mi?
(Ey Muhammed!) Biz senin kalbini ferahlatmadık mı?
1-4. Biz senin kalbini açarak omuzlarına yüklenmiş olan bârı tahfîf itmedik mi? Senin nâmını a’lâ itmedik mi?
Senin gönlünü açmadık mı?
(Ey Muhammed!) Senin göğsünü açıp genişletmedik mi?
Senin kalbini açıp genişletmedik mi?
Biz senin göğsünü açıp genişletmedik mi?
Göğsünü genişletip seni sakinleştirmedik mi?
Biz senin için (mutluluğun) göğsünü açmadık mı?
Şerh etmedik mi senin içün bağrını?
(Habibim! Vahyin manevi ağırlığına takat getirebilesin, diye) biz senin kalbini, (ona tevdi ettiğimiz ilimlerle ve hikmetlerle manen) genişletmedik mi?
(Habîbim) göğsünü senin (fâiden) için (açıb da) genişletmedik mi? (Genişletdik).
Göğsüne senin için (ilim ve hikmetle) inşirâh vermedik mi (genişletmedik mi)?
(Resulüm!) Biz senin sadrını (gönül, zihin, duygu ve akıl merkezi olan beynini Kur’an, ilim ve hikmetle açıp) genişletmedik mi? *
Biz senin kalbini açıp rahatlatmadık mı?
Biz senin içini açmadık mı?
Senin göğsünü geniş kılmadık mı? [⁵]
Biz, senin göğsünü (ilahi nur ve huzur ile) genişletmedik mi?
Biz senin göğsünü iman, ilim ve hikmet nurlarıyla aydınlatıp, ruhunu okşayan tatlı bir güven duygusu, iliklerine kadar işleyen bir iç huzuru ve cesâret bahşederek, gönlünü ferahlığa kavuşturmadık mı?
Senin için senin göğsünü AÇMADIK mı?
Resulüm! senin yüreğine su serpmedik mi?
Ey resulüm! Hatırla o anı! Sen çok fazla bunalmıştın! Sıkıntılar içinde kendini toplumdan dışarı attın! Öyle bir zamanda seni sıkıntılarından kurtarmadık mı? Katımızdan bilgiler göndererek gönlünü açmadık mı? Her şeyin doğrusunu göstermedik mi? Yol gösterip sıkıldığın tüm konularda yardım etmedik mi? Böylece göğsünde düğümlenen bunaltıları çözmedik mi? Kalbini ayetlerimizle tertemiz yıkamadık mı?
Senin için göğsünü ferahlatmadık mı? [*]
(Ey Muhammed!) Biz, senin gönlünü açıp genişletmedik mi? ¹
Biz senin yüreğini vahiyle ferahlatmadık mı? 11/120, 13/28
SENİN[⁵⁷⁸⁵] gönlüne ferahlık vermedik mi?[⁵⁷⁸⁶]
(Ey Muhammed) Biz senin göğsünü (ferahlatıp) genişletmedik mi? (Vahyi indirmeye devam ederek sıkıntını sevince tebdil etmedik mi?)
(Ey Muhammed!) Senin göğsünü (İslam için) genişletmedik mi?
Senin için göğsünü açıp genişletmedik mi?
Biz senin göğsünü açıp genişletmedik mi?
Biz senin (bunalan) göğsünü açmadık mı (ondaki bunalımları, sıkıntıları giderip, onu ilim, hikmet ve huzur ile genişletmedik mi)?
Biz senin sadrını şerh itmedik mi?
Senin içini ferahlattık değil mi?
Senin göğsünü ferahlatıp, genişletmedik mi?
Biz senin gönlünü ferahlatmadık mı?
Açıp genişletmedik mi senin göğsünü!
iy, açmaduķ mı senüñ-içün gögsüni?
Yā Muḥammed, biz senüñ yüregüñi münşeriḥ eylemedük mi?
(Ya Peyğəmbər!) Məgər Biz (haqqı bilmək, elm və hikmət dəryası etmək üçün) sənin köksünü (qəlbini) açıb genişlətmədikmi?! (Allahın öz lütfü ilə köksünü açıb genişlətdiyi kimsənin qəlbinə Şeytan vəsvəsə sala bilməz. O, qüdsiyyət kəsb edər, vəhy qəbul etməyə layiq olar!)
Have We not caused thy bosom to dilate,
Have We not expanded thee thy breast?-(6188)
Designed by ÖFK En iyi 1024 x 768 pikselde görüntülenir. |