İllâ-btiġâe vechi rabbihi-l-a’lâ
Yaptığını, ancak yücelerden yüce Rabbinin rızası için yapar.
O, ancak Yüce Rabbinin rızasını kazanmak için (helâl kazancını hayır yolunda) harcamaktadır. (İmkânlarını Allah yolunda kullanır.)
Verdiğini sadece yüce Rabbinin rızasına ermek için verir.
Yalnızca yüce Rablerinin rızasını talep etmek için mal(lar)ından gönüllü verir(ler), âlicenaplık eder(ler).
Sırf yüce Rabbinin rızasını kazanmak için (verir).
Ancak yüce Rabbinin rızasını aramak için (verir).
O, ancak yüce Rabbinin rızasını kazanmak için verir.
O, ancak yüce olan Rabbinin rızasını kazanmak için verir.
19,20. Yüce Rabbinin rızasını elde etmekten başka, hiç kimseden beklediği herhangi bir karşılık da yoktur.
19,20,21. Verdiği bir nimete, hiç kimseden karşılık da beklemez, ancak, yüce Tanrının, hoşnutluğunu ister, hoşnut da olacaktır
(Yaptığı iyiliği) ancak yüce Rabbinin rızasını kazanmak için (yapar).
17-21. Allâh’dan korkan ve ’ind(A)llâh daha pâk olmak içün servetini hayrâta sarf iden ve mükâfâta lâyık bir iyiliği mahzâ bir kaç kişiye gösteriş olarak yapmayub, rabbi Allâh te’âlânın rızâsına mazhar olmak içün yapan âteş ’azâbından kurtılacak ve göreceği mükâfâtdan memnûn olacakdır. (*)
19,20. O yaptığı iyiliği birinden karşılık görmek için değil, ancak yüce Rabbinin hoşnudluğunu (rızasını) gözeterek yapmıştır.
19,20. O, hiç kimseye karşılık bekleyerek iyilik yapmaz. (Yaptığı iyiliği) ancak yüce Rabbinin rızasını istediği için (yapar).[584]
19-20. O öyle biridir ki, hiç kimsenin kendisi üzerinde karşılığını ödeyeceği bir hakkı olmadığı halde sırf yüce rabbinin rızâsını kazanmak için yardım eder.
19, 20, 21. Yüce Rabbinin rızasını istemekten başka onun nezdinde hiçbir kimseye ait şükranla karşılanacak bir nimet yoktur. Ve o (buna kavuşarak) hoşnut olacaktır.
Sadece En Yüce olan Rabbinin rızasını gözetir.
O ancak yüce Rabbinin rızasını aramak için verir.
Ancak rabbi a'lâsının rızasını aramak için verir
19-20. O (muttakî kişi), hiç kimseye karşılık bekleyerek iyilik yapmaz, (o yaptığı iyiliği) ancak yüce Rabbinin rızasını kazanmak için yapar.
İsteği yalnızca Yüce Rabb'inin rızasını kazanmaktır.
O, (bunu) sırf O çok yüce Rabbinin rızaasını aramak (için yapmışdır).
(O,) ancak, pek yüce Rabbisinin rızâsını kazanmak için (vermekte)dir.
19,20. Hâlbuki onun (bu yaptığı) herhangi birinden gördüğü bir iyiliğe karşılık değildir; (Bunu kimseden karşılık beklemeden) ancak yüce Rabbinin rızasını talep ettiği için (yapar).*
Yalnızca O’nun rızasını isteyen nimetlendirilip mükâfatlandıracaktır.
O, ancak yüce çalabının dilediğini elde etmek ister.
Ancak yüce olan Rabbinin hoşnutluğunu ele geçirmek için böyle yapar.
(Onun tek amacı); sadece Yüce Rabbinin rızasını [vechihi] kazanmaktır.
Ancak yüce Rabbinin yüzünü (rızasını) aramak için (verir).
Sadece Yüce Rabb’inin hoşnutluğunu kazanmak için malını, servetini harcamıştır. Ona müjdeler olsun:
Onun En Yüce rabbinin vechini (rızasını) isteyip aramak dışında!
yüce Rabb'inin rızasını kazanmak için verirdi.
İnananlar Allah’ı yüceltmek, Allah’ı razı etmek için, bütün varlıklarını ihtiyaç sahipleriyle paylaşırlar. Onların başka bir amacı yoktur. Onların derdi tasası dünyada şan şöhret kazanmak değildir.
19,20. Yüce Rabbinin rızasını kazanmaktan başka, kimseden beklediği bir karşılık da yoktur.
Onu sadece yüce Rabbinin rızasını kazanmak için yapar.
ama yalnızca yüce Rabbinin rızasını kazanmak için:
Sadece yüce Rabbinin hoşnutluğunu kazanmak için yaptı. 2/204...206, 76/6...24
Ancak, yüce Rabbinin rızasını gözetir!
Yalnız yüce rabbinin rızâsını aradığı için verir.
Ancak pek yüce olan Rabbinin rızasını aramak için (infakta bulunur).
Sadece ve sadece yüce Rabbini razı etmek ister.
Yalnız yüce Rabbinin rızası için verir.
Ancak yüksek ve 'âlî olan rabbinin rızâsını kasd ider ve onun içün virir.
Aradığı sadece yüce Rabbinin iltifatıdır.
Sadece yüce Rabbi'nin hoşnutluğunu kazanmak için..
O ancak yüce Rabbinin rızası için verir.
Yüceler yücesi Rabbinin yüzünü özleyip istemek için veren hariç.
19-21. daħı yoķdur kimsenüñ anuñ ķatında hįç ni'met kim yanud virinilür illā istemek içün [316b] çalabı’sı rıżāsını yüce. daħı bayıķ tįz ħoşnūd ola.
illā yüce Tañrısı rāżīlıġı‐çun.
O ancaq ən uca olan Rəbbinin rizasını qazanmaq üçün belə edər.
Except as seeking (to fulfil) the purpose of his Lord Most High.
But only the desire to seek for the Countenance of their Lord Most High;(6174)
Designed by ÖFK En iyi 1024 x 768 pikselde görüntülenir. |