Fe-elhemehâ fucûrahâ ve takvâhâ
Derken ona kötülüğünü de, çekinmesini de ilham etmiştir.
Sonra da (her nefse) fücurunu (kötülüklerini) ve takvasını (küfür ve kötülükten sakınma çarelerini) ilham edip (öğreten yüce Rabbe yemin olsun ki).
sonra da o insana kötü ile iyiyi, doğruluk ile sapıklığı birbirinden ayıracak özellik ve ölçüyü öğretene veya insanlara hayrı ve şerri, itaat ve isyanı ilham ile öğreten Allah'a.
Andolsun nefsi, insanı, günah işleme, mantıklı düşünme ve dinin dışına çıkma zaaflarıyla, vicdan azabıyla; takva esaslarını-Kur'an esaslarını benimseme ve hayata geçirme, Allah'a sığınma, emirlerine yapışma, günahlardan arınma, azaptan korunma, kulluk ve sorumluluk şuuruyla özgürce şahsiyetini geliştirme, dinî ve sosyal görevlerinin bilincinde olma kabiliyetiyle donatana!
Sonra ona kötülüğe eğilimini ve takvasını ilham edene.
Sonra ona fücurunu (sınır tanımaz günah ve kötülüğünü) ve ondan sakınmayı ilham edene (andolsun).
Sonra da o nefse, isyanını ve itaatını öğretene ki,
O nefse bozulma ve korunmayı yanlış ve doğruyu ilham edene (yapısına) andolsun ki
1,2,3,4,5,6,7,8. Güneşe ve onun aydınlık veren parlaklığına; onu izlediğinde aya; güneşi açığa çıkardığında gündüze; güneşi örttüğünde geceye; göğe ve onu bina edene; yere ve onu döşeyene; nefse ve onu şekillendirene; nefse, kötülüğe ve korunmaya açık özelliklerini verene yemin olsun ki, [762][763]
Ona kötülüğü, ona iyiliği öğretene ant içerim ki
Sonra da ona kötülük ve iyilik kabiliyeti/eğilimi ilham edene andolsun ki,
âna fücûr ve takvâyı ilhâm iyleyenin hakkı içün yemîn iderim.
Sonra da ona iyilik ve kötülük kabiliyeti verene and olsun ki:
7,8,9. Nefse ve onu düzgün bir biçimde şekillendirip ona kötülük duygusunu ve takvasını (kötülükten sakınma yeteneğini) ilham edene andolsun ki, nefsini arındıran kurtuluşa ermiştir.
Ona kötü ve iyi olma yeteneklerini yerleştirene ki,
1, 2, 3, 4, 5, 6, 7, 8, 9, 10. Güneşe ve kuşluk vaktindeki aydınlığına, güneşi takip ettiğinde aya, onu açığa çıkarttığında gündüze, onu örttüğünde geceye, gökyüzüne ve onu bina edene, yere ve onu yapıp döşeyene, nefse ve ona birtakım kabiliyetler verip de iyilik ve kötülüklerini ilham edene yemin ederim ki, nefsini kötülüklerden arındıran kurtuluşa ermiş, onu kötülüklere gömen de ziyan etmiştir.
Sonra da ona kötülüğünü ve erdemliliğini bildirene andolsun ki;
Sonra da ona kötülük ve takva kabiliyetini verene yemin olsun ki,
Sonra da ona bozukluğunu ve korunmasını ilham eyliyene ki
7-8. Ve insana, (yaratılış maksadına uygun akıl ve idrak melekesi vererek) onu düzenleyene ve kendisi için neyin kötü, neyin iyi olduğunu öğret (ip ikisinden birini tercih etme kabiliyeti ver) ene kasem olsun ki,
Sonra ona fücurunu¹ ve takvasını² ilham³ etti.
sonra da ona hem kötülüğü, hem (ondan) sakınmayı ilham edene ki,
Sonra da ona (o kişiye) günâhını ve takvâsını (neyin isyan, neyin itâat olduğunu bildirerek) ilhâm edene (yemîn olsun)!
Nefse günah işlemeyi ve korunmayı (nefsin kendisi) ilham etmiştir.
sonra sapkınlığı da, sakınırlığı da onun gönlüne doğuran hakkı için,
Böylece ona hem kötülüğü ve hem de Allah’a karşı sorumluluk bilincini ilham edene.²
Sonra ona kötülüğü ve ondan sakınmayı ilham edene.
Sonra da ona doğru ile yanlışı birbirinden ayırt etme yeteneği bahşeden; bununla birlikte hakîkati apaçık ortaya koyan ayetler göndererek, ona kendisi için neyin iyi, neyin kötü olduğunu öğreten yüce Rabb’e!
Derken, fücurunu / kötülüğünü ve takvâsını / sakınıp korunmasını ona ilham edene!
7,8. kişiye denge verene, // ona iyiliği ve kötülüğü yükleyene yemin ederim ki
İnsan yaratılışından uzaklaşıp insanlığından çıktığı zaman, kötü yola düştüğü zaman, düzelmesi için kalbine iyiliği koyana, doğru yolu gösterene, düşünüp akıl etmesini sağlayana andolsun!
Sonra da onun gönlüne, kötülük ve iyilik yapma kabiliyetini verene yemin olsun ki,¹
ve nasıl ahlakî zaaflarla olduğu kadar Allah’a karşı sorumluluk bilinciyle de donatıldığını! ⁶
Bu çerçevede ona hem iyiyi hem de kötüyü ilham edecek olan iç donanıma. 30/30, 41/52-53
ve nihayet insan benliğine iyiyi ve kötüyü tanıyıp sorumsuz ve sorumlu davranma yeteneğini[⁵⁷⁵²] yerleştiren (şahit olsun) ki:[⁵⁷⁵³]
Sonra da ona (insana) hem kötülüğü hem de (kötülükten) sakınmayı (hayr ile şerri) ilham edene (âlemlerin Rabbine) ki;
ona bozgunculuğun ve korunmanın (isyânının ve itâ’atinin) ilhâmını (verendir. )
Sonra da ona günahını ve takvâsını ilham etmiş olana (andolsun ki),
8, 9. Ona hem kötülük, hem de ondan sakınma yolu ilham eden hakkı için ki: Nefsini maddî ve manevî kirlerden arındıran, felaha erer. [90, 10; 76, 3]
Ona bozukluğunu ve korunmasını (isyanını ve ita'atini) ilham edene andolsun ki:
Ona fücûr ve hakkı ilhâm iden hakkıyçün
Sonra da ona kötülüğü ve korunmayı ilham edene..
Kötülüğünü de, iyiliğini de ona ilham edene:
Ardından da ona bozukluğunu ve takvasını ilham edene ki,
[316a] göñline bıraķdı anuñ ya'nį bildürdi buyruķdan çıķmaġını daħı śaķınıcılıġını
İlhām eyledi aña yamanlıġı ve yaḫşılıġı.
Sonra da ona günahlarını və pis əməllərdən çəkinməsini (xeyir və şəri) öyrədənə ki,
And inspired it (with conscience of) what is wrong for it and (what is) right for it.
And its enlightenment as to its wrong and its right;-
Designed by ÖFK En iyi 1024 x 768 pikselde görüntülenir. |