Yetîmen żâ makrabe(tin)
Yakınlığı olan bir yetimi.
(Ve yine) Akrabalığı (veya yakın tanıdığı) olan yetime (sahip çıkmaktır.)
yakını olan bir yetimi
Akraba yetimleri, dulları, kimsesizleri doyurmaktır.
Yakınlığı olan bir yetimi,
Yakın olan bir yetimi,
Akrabalığı olan bir yetime...
Yakın yetimlere,
11,12,13,14,15,16. Fakat insan, sarp yokuşu aşamadı. O sarp yokuşun ne olduğunu sen nereden bileceksin? Köle âzat etmektir veya açlık gününde yakını olan bir yetimi, yahut toprakta sürünen bir yoksulu doyurmaktır.
14,15. Açlık gününde, yakın olan bir öksüzü, ya da, bir kül yoksulu doyurmaktır!
Yakındaki bir yetime (bakmaktır).
14,15,16. Kaht günlerinde akrabânızdan olan yetîmi veyâ sefâletdeki fakîri beslemekdir.
14,15,16. Yahut, açlık gününde, yakını olan bir öksüzü, yahut toprağa serilmiş bir yoksulu doyurmaktır.
14,15,16. Yahut şiddetli bir açlık gününde kendisiyle yakınlığı olan bir yetimi, yahut yerde sürünen bir yoksulu doyurmaktır.
14-16. Veya bir kıtlık gününde yakını olan bir yetimi yahut aç açık bir yoksulu ¬doyurmaktır.
11, 12, 13, 14, 15, 16. Fakat o, sarp yokuşu aşamadı. O sarp yokuş nedir bilir misin? Köle azat etmek veya açlık gününde yakını olan bir yetimi, yahut aç-açık bir yoksulu doyurmaktır.
Akraba bir öksüzü,
Yakınlığı olan bir yetime,
Yakınlığı olan bir yetîme
13-16. O (sarp yokuş), köle azat etmek yahut bir kıtlık gününde akrabası olan bir yetimi yahut âcizlik ve çaresizlik içinde kalmış bir yoksulu doyurmaktır.
yakınlığı olan bir yetime,
14,15,16. Veya bir açlık gününde akrabâlığı olan bir yetîmi veya toz toprak içinde kalmış bir yoksulu doyurmaktır.
14,15. Ya da açlık, kıtlık zamanlarında yakın çevresinde olan bir yetimi (kimsesiz açları ve yoksulları) doyurmaktır. *
Yakın çevresinde olan bir yetimi,
Yakınlığı olan bir öksüze,
Hısımlardan bir yetimi,
Akrabalığı olan bir yetimi,
Yakın olan bir yetimi.
Yakındaki bir yetimi,
Yakınlığı olan yetimi,
14,15,16. Zor: özellikle sıkıntılı dönemlerde // en başta yetim akrabalar olmak üzere // açlıktan kıvranan yoksulları doyurmak,
Akrabası olan bir yetime sahip çıkarak onu koruyup kollamaktır. Ona bütün haklarını vererek en güzel şekilde yetiştirmektir.
14,15,16. Veya açlık gün(ün)de yakın(ı) olan bir yetimi veya (karnı) toprağa yapışmış (hiçbir şeyi olmayan) yoksulu doyurmaktır.
14,15,16. Veya bir kıtlık gününde yakınında olan bir yetimi veya açlıktan kıvranan¹ yoksulu doyurmak,
yakını olan bir yetimi,
Mesela yakınında olan bir yetimi. 4/2-6
14,15,16. Kıtlık olduğu günde, akraba olan yetimi ve yerde yatan yoksulu güzelce doyurmak,
Yakınında olan bir yetimi,
Karabet sahibi olan bir yetime.
Yakınlığı olan bir yetimi,
Akraba olan yetimi,
Karâbeti olan yetîmi
Yakınlığı olan bir öksüzü,
Yakınlığı olan bir yetimi.
Ya bir yetim akrabaya,
Yakındaki bir yetimi,
ögsüze ħıśımlıķ issi.
ḳarāyib yetimlere,
Qohumluq əlaqəsi çatan bir yetimə.
An orphan near of kin,
To the orphan with claims of relationship,(6142)
Designed by ÖFK En iyi 1024 x 768 pikselde görüntülenir. |