Felâ-ktehame-l’akabe(te)
Derken dayanmadı o yokuşa.
Ancak o, sarp yokuşa göğüs geremedi ve aşamadı. (Kolaycı ve sabırsız insan çetin işe katlanamadı; kolaycılığa ve ucuz kahramanlığa kapıldı.)
Ama o sarp yokuşa tırmanıp geçemedi…
Fakat o, hayır işleyerek, kötülükleri terk ederek zor şeylere göğüs geremedi, sarp yokuşta, zorlu yolda yürüyemedi.
Fakat o sarp yokuşu aşmaya girişmedi.
Ancak o, sarp yokuşa göğüs germedi.
Fakat o, çetin işe atılmadı, (kendisine verilen bunca nimetlere şükretmedi).
Artık neden o sarp yola atılmadı?
11,12,13,14,15,16. Fakat insan, sarp yokuşu aşamadı. O sarp yokuşun ne olduğunu sen nereden bileceksin? Köle âzat etmektir veya açlık gününde yakını olan bir yetimi, yahut toprakta sürünen bir yoksulu doyurmaktır.
O, sarp yokuşu çıkamadı!
Fakat o, sarp yokuşu aşamadı.
Fakat ’akabeden henüz geçmedi.
Ama o, zor geçidi aşmaya girişemedi.
Fakat o, sarp yokuşa atılmadı.
Fakat o, sarp yolu göze alamadı.
11, 12, 13, 14, 15, 16. Fakat o, sarp yokuşu aşamadı. O sarp yokuş nedir bilir misin? Köle azat etmek veya açlık gününde yakını olan bir yetimi, yahut aç-açık bir yoksulu doyurmaktır.
Ne var ki zor yola katlanamadı.
Fakat o, o sarp yokuşa göğüs veremedi.
Fakat o göğüs veremedi o (akabeye) sarp yokuşa
Fakat (kendisine verilen nimetlerin şükrünü eda etmek üzere,) akabeyi (o sarp yokuşu) aşmaya çalışmadı.
Fakat o, sarp yokuşa saldıramadı.
Fakat (o), sarp yokuşu aşamadı.
Fakat o sarp yokuşu aşmaya çalışmadı. (Böyle yaparak verilen nimetlerin şükrünü eda etmedi.)
Fakat o henüz sarp yokuşa tırmanmadı.
Ancak o sarp yokuşa çıkamadı.
İşte o sarp yokuşu geçemedi,
Fakat o sarp yokuşu [akabe] aşmayı denemedi.
Ama o, zor geçide yüklenip girmedi.
Fakat o, kendisini yüce makâmlara iletecek Sarp Yokuşu tırmanmak için çaba harcamadı.
Aşamıyor Akabe’yi (Sarp Yokuşlu’yu)!
Fakat insan, zoru göze alamadı.
O sarp zorlu yokuşa girmedi.
(Fakat) o, sarp yokuşu (aşmayı) göze almadı.
Fakat o, çetin yokuşa göğüs geremedi.¹
Ama o, sarp yokuşa tırmanmayı denemedi...
Ama ne var ki o, sarp yokuşu aşamadı. 28/77, 89/15...24
Fakat o, (ucunda cennet olan) sarp yokuşu tırmanmak için hiçbir bedel ödemedi.[⁵⁷³⁶]
Fakat o (kuvvetine güvenen, servetiyle böbürlenen kâfir) o sarp yokuşa atılmadı.
Ama o, sarp yokuşa tırmanmayı denemedi...
Fakat o, o sarp yokuşu geçemedi.
Fakat o sarp yokuşu aşmaya çalışmadı. (Böyle yaparak verilen nimetlerin şükrünü eda etmedi. )
Fakat o, sarp yokuşa atılamadı.
O 'Akabeyi geçmeğe sa'y itdi.
Ama o, sarp geçidi göze alamadı.
O zor geçidi aşamadı.
Fakat o sarp yokuşu aşamadı.
Akabeye, sarp yokuşa atılamadı o.
pes güce görüp girmedi bilene.
‘Aḳabeye girmedi.
Lakin o, əqəbəni (maneəni) keçə bilmədi (özünə verilən bu qədər ne’mətlərə şükür etmədi).
But he hath not attempted the Ascent
But he hath made no haste on the path that is steep.(6139)
Designed by ÖFK En iyi 1024 x 768 pikselde görüntülenir. |