Ve hedeynâhu-nnecdeyn(i)
Ve ona iki sarp yol gösterdik.
Biz ona (insana, imtihan edilmek üzere Hakk ve bâtıl) ’iki yol-iki amaç’ gösterdik (ve bunların arasında tercihinde serbest bıraktık).
Ve ona kötülüğün ve iyiliğin iki yolunu da göstermedik mi?
Ona iki de yol gösterdik.
Biz ona 'iki yol-iki amaç' gösterdik.
Bir de ona, (hak ve bâtılı) iki yol gösterdik.
Biz ona iki görünen yol gösterdik (değil mi?)
8,9,10. Biz ona iki göz, bir dil ve iki dudak vermedik mi? Ona hak ve bâtıl şeklinde iki yolu göstermedik mi?
Biz ona göstermedik mi, iki tane de yol?
Yine Biz ona (hak v e batıl, eğri ve doğru) iki yol göstermedik mi?
İki büyük yolı (hak ve bâtıl) âna göstermedik mi?
Biz ona eğri ve doğru iki yolu da göstermedik mi?
8,9,10. Biz ona iki göz, bir dil, iki dudak vermedik mi; iki apaçık yolu (hayır ve şer yollarını) göstermedik mi?
Ve ona iki yolu göstermedik mi?
8, 9, 10. Biz ona iki göz, bir dil ve iki dudak vermedik mi? Ona iki yolu (doğru ve eğriyi) göstermedik mi?
Ona iki yolu göstermedik mi?
Ona iki yolu gösterdik.
İki de tepe gösterdik
Ona iki yolu (hakkı ve bâtılı) göstermedik mi?
Biz ona iki de yol gösterdik.
Ona da (hayır ve şer) iki yol gösterdik.
8,9,10. Biz, (görebilmesi için) ona iki göz, (kendini ifade edip konuşabilmesi için) bir dil, (kolayca yiyip içebilmesi, aldığı yiyecek ve içeceğin ağız, boğaz ve midesine zarar verip vermeyecek şekilde çok sıcak veya çok soğuk olup olmadığını kontrol edebilmesi, ağız içi ve dişlerin çirkin görüntüsünü örtebilmesi vs. için) ona iki dudak vermedik mi? Ve ona iki yolu (doğru ve eğriyi) de göstermedik mi?
Biz ona (insana) iki yol belirledik.
Biz ona iki yol da göstermedik mi?
Biz ona (iyilik ve kötülük olarak) iki açık yol göstermedik mi?
Ve ona doğru ile yanlışı birbirinden ayırt etme yeteneği bahşederek ve hakîkati apaçık ortaya koyan ayetler göndererek, cennete ve cehenneme giden iki yolu ona göstermedik mi?
Ona İki Tepe Yolu da gösterdik.
8,9. Acaba biz, kendisine bir çift göz, // bir dil ve iki dudak vermedik mi? // kendisine iki seçenek önermedik mi?
Ve ona aşması için iki tepe göstermedik mi? Gösterdiğimiz iki tepe onun aşması gereken yoldu. Hayatı boyunca önüne koyduğumuz yoldan gidecekti.
Ona iki yolu da gösterdik.
Biz ona (hak ve bâtıl olmak üzere) iki yol¹ göstermedik mi?
ve ona [kötülüğün ve iyiliğin] iki yolunu da göstermedik mi?
Yine ona biri eğri diğeri doğru iki de yol göstermedik mi? 17/9-10, 76/1...6
Ve ona (iyilik ve kötülüğün) açık seçik iki yolunu da göstermedik mi?[⁵⁷³⁵]
Biz ona (hayır ve şer) iki yol da gösterdik.
Ve biz O’na (tırmanması gereken) iki tepe yolunu gösterdik,
Ve Biz ona iki de tepe yolu gösterdik.
Ona hayır ve şer yollarını göstermedik mi? [76, 2-3]
Ona iki tepeyi (anasının iki memesini emmenin veya hayır ve şerrin yolunu) gösterdik.
Hak ve bâtıl yollarını göstermedik mi?
Ona apaçık iki yol[*] gösterdik.
Ona iki de yol gösterdik.
Kılavuzladık onu iki tepeye.
daħı yol gösterdük aña ħayr yolını şer yolın.
Daḫı aña ḫayr‐ıla şer yolın göstermedük mi?
Biz ona iki yol (xeyir və şər, küfr və iman yollarını) göstərmədikmi?!
And guide him to the parting of the mountain ways?
And shown him the two highways?(6138)
Designed by ÖFK En iyi 1024 x 768 pikselde görüntülenir. |