7 Eylül 2024 - 3 Rebiü'l-Evvel 1446 Cumartesi

ANA SAYFA | SURELER  | AYET KARŞILAŞTIRMA |KUR'AN'DA ARA! |FİHRİST | DOWNLOAD | MOBİL
Kullanıcı : Şifre :   Şifremi Unuttum    KAYDOL
Tevbe Suresi 83. Ayet

Ayeti Dinle



Meal Ekle/Çıkar

Hepsini Göster/Gizle


Tercihinizin bir sonraki oturumda hatırlanması için giriş yapmalısınız.

Arapça Metin
Türkçe Transcript
Abdulbaki Gölpınarlı Meali
Abdullah-Ahmet Akgül Meali
Abdullah Parlıyan Meali
Ahmet Tekin Meali
Ahmet Varol Meali
Ali Bulaç Meali
Ali Fikri Yavuz Meali
Bahaeddin Sağlam Meali
Bayraktar Bayraklı Meali
Besim Atalay Meali (1965)
Cemal Külünkoğlu Meali
Cemil Said (1924)
Diyanet İşleri Meali (Eski)
Diyanet İşleri Meali (Yeni)
Kur'an Yolu (Diyanet İşleri)
Diyanet Vakfı Meali
Edip Yüksel Meali
Elmalılı Hamdi Yazır Meali
Elmalılı Meali (Orijinal)
Emrah Demiryent Meali
Erhan Aktaş Meali
Hasan Basri Çantay Meali
Hayrat Neşriyat Meali
İhsan Aktaş Meali
İlyas Yorulmaz Meali
İsmayıl Hakkı Baltacıoğlu
İsmail Hakkı İzmirli
İsmail Yakıt
Kadri Çelik Meali
Mahmut Kısa Meali
Mahmut Özdemir Meali
Mehmet Çakır Meali
Mehmet Çoban Meali
Mehmet Okuyan Meali
Mehmet Türk Meali
Muhammed Esed Meali
Mustafa Çavdar Meali
Mustafa İslamoğlu Meali
Orhan Kuntman Meali
Osman Fırat Meali
Ömer Nasuhi Bilmen Meali
Suat Yıldırım Meali
Süleyman Ateş Meali
Süleyman Tevfik (1927)
Süleymaniye Vakfı Meali
Şaban Piriş Meali
Ümit Şimşek Meali
Yaşar Nuri Öztürk Meali
Eski Anadolu Türkçesi
Satıraltı Meal (1534)
Bunyadov-Memmedeliyev
M. Pickthall (English)
Yusuf Ali (English)
Tercihinizin hatırlanması için
giriş yapmalısınız.

Meallerdeki sıralama bir tercih sıralaması değil alfabetik sıralamadır. Ziyaretçilerimiz takip etmek istedikleri mealleri sol sütundan seçerek ilerleyebilirler. Tercihlerinin hatırlanması için "Tercihimi Hatırla" tıklanmalıdır.
 
 

Fe-in race’aka(A)llâhu ilâ tâ-ifetin minhum feste/żenûke lilḣurûci fekul len taḣrucû me’iye ebeden velen tukâtilû me’iye ‘aduvvâ(en)(s) innekum radîtum bilku’ûdi evvele merratin fak’udû me’a-lḣâlifîn(e)

Allah seni şu seferden döndürür de onlardan bir toplulukla buluşursan onlar, savaşa çıkmak için senden izin istedikleri takdirde hemen de ki: Artık benimle ebediyen çıkamazsınız siz ve benimle beraber düşmanla kesin olarak savaşamazsınız. Şüphe yok ki ilk defa oturup kalmaya razı olmuştunuz, oturun geri kalanlarla.

(Zafer ve galibiyete erişince) Bundan böyle, Allah Seni onlardan (daha önce cihaddan kaçan münafıklardan) bir topluluğun yanına döndürür de (bu sefer sahte bir kahramanlıkla cihada katılmak üzere) çıkmak için Senden izin isterlerse, de ki: "Kesin olarak artık Benimle hiçbir zaman (cihada ve stratejik yolculuklara) çıkamazsınız ve kesin olarak Benimle bir düşmana karşı savaşamazsınız. Çünkü siz ta başında (ve en sıkışık anımızda, zaten yerinizde) oturmaya razı olmuşlardınız; öyleyse (şimdi de) geride kalıp (kaytaranlarla) birlikte oturup (durmalısınız)." [Bu ayetle; daha önce döneklik ve hıyanet edenlerin, zaferden sonra devlet işlerinde stratejik görevlere getirilmeleri yasaklanmıştır.]

Eğer Allah, seni Tebük savaşından döndürür de, onlardan bir gurupla karşılaşırsan, onlar da başka bir savaşa çıkmak için, senden izin isterlerse, de ki: Artık benimle birlikte, hiçbir zaman çıkmayacaksınız ve benimle birlikte hiçbir düşmanla savaşmayacaksınız. Çünkü siz, ilk önce evinizde oturmaya razı oldunuz, artık geride kalanlarla birlikte hep oturun…

Eğer Allah seni, onlardan bir kısmının yanına döndürürse; Tebük seferinden Medine'ye dönersen, onlar da, başka bir savaşa, seninle birlikte gitmek için izin isterlerse:
“Aslâ, hiçbir zaman benimle birlikte savaşa gidemeyeceksiniz. Benimle birlikte, hiçbir düşmana karşı aslâ savaşmayacaksınız. Siz, ilk önce Tebük seferinde evinizde oturmaktan hoşlandınız. Gene siz, savaşa giden orduya katılmayan, dışlanmış aşağılık bozguncularla birlikte evlerinizde oturun” de.

Eğer Allah seni onlardan bir topluluğun yanına geri döndürür de savaşa çıkmak için senden izin isterlerse: "Siz asla benimle birlikte savaşa çıkamayacak ve asla benimle birlikte düşmana karşı çarpışamayacaksınız. İlk keresinde oturup kalmaya razı oldunuz. Öyleyse geride kalanlarla birlikte oturup kalın" de.

Bundan böyle, Allah seni onlardan bir topluluğun yanına döndürür de, (yine savaşa) çıkmak için senden izin isterlerse, de ki: 'Kesin olarak benimle hiç bir zaman (savaşa) çıkamazsınız ve kesin olarak benimle bir düşmana karşı savaşamazsınız. Çünkü siz oturmayı ilk defa hoş gördünüz; öyleyse geride kalanlarla birlikte oturun.'

Eğer Tebük savaşından sonra Allah, seni Medine'de kalan münafıklardan bir kısmının yanına döndürür de başka bir savaşa çıkmak için senden izin isterlerse, de ki: “- Artık benimle beraber ebediyyen sefere çıkamazsınız, beraberimde olarak hiç bir düşmanla muharebe edemezsiniz. Çünkü ilk defa, oturup kalmayı arzu ettiniz. (Tebük seferine çıkmadınız). Şimdi de geri kalan kadın ve çocuklarla oturup kalın.”

Eğer Allah, seni onlardan bir cemaatin yanına geri döndürürse ve onlar savaşa çıkmak için senden izin isterlerse, de ki: “Benimle asla çıkmayacaksınız ve benimle hiçbir düşmana karşı savaşmayacaksınız. Siz ilk olarak geride oturmaya razı oldunuz. Artık kalanlarla beraber oturun”

Eğer, Allah seni onlardan bir topluluğun yanına döndürür ve onlar savaşa çıkmak için senden izin isterlerse, de ki: “Benimle asla çıkmayacaksınız, yanımda hiçbir düşmanla savaşmayacaksınız. Çünkü siz başlangıçta oturup kalmaya razı oldunuz. Şimdi de geri kalanlarla beraber oturunuz.”

Allah seni seferden döndürüp de, onlardan bir bölükle buluşturur da, savaşa gitmekçin, senden izin isterlerse, diyesin ki: «Sizler benimle hiçbir zaman savaşa gidemezsiniz, benimle birleşerek, düşmanla hiç çarpışamazsınız, önceden, siz oturmak istediniz, geri kalmış olanlarla oturun»

Eğer Allah seni (Tebük'ten) döndürür de o (savaşa gitmeyen münafık)lardan bir grupla karşılaşırsan, onlar da (başka bir savaşa) çıkmak için senden izin isterlerse de ki: “Artık benimle birlikte hiçbir zaman (savaşa) çıkamayacaksınız ve benimle beraber hiçbir düşmanla savaşamayacaksınız. Mademki ilk defa (Tebük seferinde) oturup geri kaldınız, haydi şimdi de geri kalanlarla birlikte oturun!”

Eğer Allâh’ın izniyle muhârebeden ânların yanına ’avdet ider isen senden sefere gitmek içün müsâ’ade isterler ise ânlara di ki: "Siz benimle aslâ gitmiyeceksiniz, hiç bir vakit ma’iyyetimde düşmanla muhârebe itmiyecekssiniz. İlk def’a evde oturmağı tercîh iylediniz şimdi de evde oturanlar ile kalınız."

Allah seni geri döndürüp, onlardan bir toplulukla karşılaştırdığı zaman, senden savaşa çıkmak için izin isterlerse, de ki: "Benimle asla çıkamayacaksınız, benim yanımda hiçbir düşmanla savaşmıyacaksınız; çünkü baştan, oturup kalmaya razı oldunuz. Artık geri kalanlarla beraber oturun."

Eğer (bundan böyle) Allah seni onlardan bir zümrenin yanına döndürür de, onlar (sefere) çıkmak için senden izin isterlerse, de ki: “Artık siz benimle birlikte ebediyyen çıkmayacak ve benimle birlikte hiçbir düşmanla asla savaşmayacaksınız. Çünkü siz baştan yerinizde oturup kalmaya razı oldunuz. Şimdi de geri kalan (kadın ve çocuk)larla birlikte oturun.”

Şayet Allah seni onlardan bir toplulukla tekrar karşılaştırır da başka bir sefere çıkmak için senden izin isterlerse, de ki: “Bundan böyle benimle asla sefere çıkmayacak ve benim maiyetimde düşmana karşı asla savaşmayacaksınız. Mademki ilk defasında oturup kalmayı yeğlediniz, şimdi de geride kalanlarla birlikte oturmaya devam edin.”

Eğer Allah seni onlardan bir gurubun yanına döndürür de (Tebük seferinden Medine'ye döner de başka bir savaşa seninle beraber) çıkmak için senden izin isterlerse, de ki: Benimle beraber asla çıkmayacaksınız ve düşmana karşı benimle beraber asla savaşmayacaksınız! Çünkü siz birinci defa (Tebük seferinde) yerinizde kalmaya razı oldunuz. Şimdi de geri kalanlarla (kadın ve çocuklarla) beraber oturun!

Sefere çıkma konusunda onlardan bir grubun senden izin isteyecekleri bir fırsatı ALLAH sana tekrar verse, "Benimle birlikte ebediyyen harekata çıkmayacaksınız, ve benimle birlikte hiçbir düşmanla savaşmayacaksınız. Çünkü siz, ilk başta oturmayı seçmiştiniz. Öyle ise, geri kalanlarla beraber oturun," de.

Eğer Allah, seni onlardan bir kısmının yanına döndürür de onlar başka bir cihada seninle birlikte çıkmak için senden izin isterlerse, de ki; "Artık siz hiçbir zaman benimle çıkamayacaksınız. Daha önce oturup kalmaktan hoşlanıyordunuz. Bundan böyle artık geride kalanlarla beraber oturup kalın."

Bundan böyle Allah seni onlardan bir kısmının yanına döndürür de başka bir cihada çıkmak için senden izin isterlerse artık siz benim maıyyetimde ebedâ çıkamıyacaksınız, ve hiç bir düşmana benim maıyyetimde harb edemiyeceksiniz, evvelki def'a oturub kalmayı arzu ettiniz, şimdi de artık geride kalanlarla beraber oturun de

Allah seni (Tebûk seferinden, Medine’ye) onlardan bir grubun yanına döndürür de (o munâfıklar, başka bir cihada seninle beraber) çıkmak için senden izin isterlerse de ki: “Benimle beraber asla (cihada) çıkmayacaksınız ve düşmana karşı benimle beraber asla savaşmayacaksınız! Çünkü siz birinci defa (Tebûk seferinde) yerinizde kalmaya razı oldunuz. Şimdi de geri kalanlarla (kadın ve çocuklarla) beraber oturun!”

Eğer Allah, seni onlardan bir grupla karşılaştırırsa, onlar da seninle savaşa çıkmak için izin isterlerse; de ki: “Benimle asla çıkamayacaksınız. Artık benimle hiçbir düşmanla savaşamayacaksınız. Çünkü siz daha önce oturup kalmayı tercih ettiniz. Artık, geride kalanlarla oturun!”

Eğer Allah seni (Tebükden Medîneye), onlardan (orada kalmış olanlardan) bir zümrenin (münafıkların) yanına döndürür de (başka bir savaşa) çıkmıya senden izin isterlerse de ki: «Bundan sonra benimle birlikde kat'iyyen ve ebedî (sefere) çıkamazsınız. Benimle beraber hiç bir düşmanla muhaarebe edemezsiniz. Çünkü siz ilk defa (Tebük seferinden geri kalıb) oturmayı hoş gördünüz. (Artık bundan böyle) siz geri kalan (kadın ve çocuk) larla beraber oturun!

Öyleyse Allah seni (Tebük Seferinden sonra) onlardan bir tâifeye döndürür de(bundan sonraki savaşlara) çıkmak için senden izin isterlerse, o takdirde de ki: “Artık ebedî olarak, benimle berâber (cihâd için) aslâ çıkmayacaksınız ve benimle birlikte hiçbir düşmanla aslâ savaşmayacaksınız! Çünki siz ilk def'a (çağrıldığınızda) oturmaya râzı oldunuz; öyleyse geride kalanlarla berâber oturun!”

Eğer; Allah (sana dönmeyi nasip eder ve) seni onlardan bir grubun yanına döndürür de onlar (başka bir sefere) çıkmak için senden izin isterlerse, de ki: “Siz benimle birlikte asla çıkmayacaksınız ve benimle birlikte (hiçbir saldırganla) asla savaşmayacaksınız. Şüphesiz ki siz baştan yerinizde oturup kalmaya razı oldunuz. Şimdi de geri kalanlarla (hiçbir mazereti yokken sefere çıkmayanlarla) birlikte oturun.”

Allah, onlardan bir gurubu sana gönderince, seninle beraber savaşa gitmek için izin isterlerse onlara deki “Benimle birlikte asla savaşa çıkmayacak ve benimle birlikte asla düşmanla savaşmayacaksınız. Çünkü ilk defasında benimle birlikte çıkmayıp oturmaya razı olmuştunuz. Şimdi de arkada kalanlarla beraber oturun.”

Bunun üzerine Allah seni onlardan bir bölüğün yanına döndürür, içlerinden bir bölükte seninle birlikte savaşa çıkmak için buyruk dileyecek olursa de ki: "Artık siz benimle hiçbir zaman savaşa çıkamazsınız, artık benimle hiçbir düşmana karşı vuruşamazsınız. Çünkü, siz, ilk önce arkada kalmayı uygun bulmuştunuz. Öyleyse varın, şimdi de geri kalanlarla birlikte oturun."

Allah seni münafıklardan bir güruha [⁴] avdet ettirdiği zaman şâyet senden cenge çıkmak için izin isterlerse onlara de ki benim ile ebediyen cenge çıkamayacaksınız, benim ile hiçbir düşmana karşı kıtal etmeyeceksiniz. Çünkü siz evvelki defa [⁵] oturmaya râzı oldunuzdu. Şimdi de evde geri kalanlarla beraber oturun.

[4] Medine'de geri kalanlara.[5] Tebük gazvesinde.

Eğer Allah, onlardan bir grubun [tâ’ife] yanına seni döndürürse ve onlar da (sefere) çıkmak için senden izin isterlerse de ki: “Siz benimle birlikte asla (savaşa) çıkmayacaksınız ve benimle birlikte hiçbir düşmanla savaşmayacaksınız. Çünkü siz ilk defasında oturup kalmaya razı olmuştunuz. O hâlde geri kalanlarla birlikte oturunuz.”

Bundan böyle, Allah seni onlardan bir topluluğun yanına döndürür de (yine savaşa) çıkmak için senden izin isterlerse (onlara) de ki: “Kesin olarak benimle hiç bir zaman (savaşa) çıkamazsınız ve kesin olarak benimle bir düşmana karşı savaşamazsınız. Çünkü siz oturmayı ilk etapta hoş gördünüz; öyleyse geride kalanlarla birlikte oturun.”

Ey Muhammed! Allah seni bu seferden sağ salim döndürüp onlardan bir grupla karşılaştırdığında, eğer seninle başka bir savaşa çıkmak için izin isterlerse onlara de ki: “Hayır! Bundan böyle, benimle birlikte asla gazaya çıkamayacak, hiçbir düşmana karşı benimle beraber savaşamayacaksınız! Çünkü siz, ilk defasında sizi çağırdığımızda, en zor zamanda bizi yalnız bırakarak evinizde oturmayı tercih etmiştiniz; o hâlde, geride kalan kadın, çocuk, yaşlı ve özürlü insanlarla beraber oturmaya devam edin bakalım!”
İşte bu münâfıklara karşı, açıkça tavrınızı koymalısınız:

Allah seni onlardan bir gruba geri döndürdüğünde, Savaşa Çıkmak için senden izin istediler. De ki: -“Ebedî olarak benim yanımda çıkmayacaksınız. Benim yanımda düşmanla asla savaşmayacaksınız. Siz, ilk baştan Oturup Kalmaya razı oldunuz. Artık Geride Kalanlar’la birlikte oturun!”.

Allah seni onlarla yüz yüze getirir, onlar da sefere katılmak için sana başvururlarsa, de ki: " Artık benimle asla çıkamaz ve benim safımda asla düşmanla dövüşemezsiniz. Çünkü siz ilk başta oturmayı tercih ettiniz. artık ayrılıkçılarla birlikte keyfinize bakın..."

Münafıkların bulunduğu bir topluluğa gidersen, onlar seninle savaşa gitmek için izin isterler. Onlara de ki: "Artık siz benimle birlikte ebediyen Allah yolundaki savaşa çıkmayacak ve benimle birlikte hiçbir düşmanla savaşmayacaksınız. Çünkü siz işin başında yerinizde oturup kalmaya razı oldunuz. Şimdi geri kalanlarla birlikte oturun!"

Allah seni onlardan bir grubun yanına döndürür de (başka bir savaşa seninle birlikte) çıkmak için senden izin isterlerse, (onlara) de ki: “Benimle birlikte asla (savaşa) çıkmayacaksınız ve düşmana karşı benimle birlikte asla savaşmayacaksınız! Şüphesiz ki siz birinci kez (Tebük seferinde) yerinizde kalmaya razı oldunuz. Şimdi de geri kalanlarla (kadınlarla ve çocuklarla) birlikte oturun!”

Eğer Allah, seni onlardan bir kısmının yanına döndürür de (başka bir savaşa seninle beraber) çıkmak için senden izin isterlerse; “Artık siz, benimle beraber asla (savaşa) çıkamayacaksınız ve düşmana karşı benimle beraber asla savaşamayacaksınız! Çünkü siz, daha önce yerinizde oturup kalmaktan hoşlanmıştınız. Şimdi de evlerinde oturan (kadın ve çocuklarla) beraber, oturun kalın!” de.

Bundan sonra Allah seni olur ki onlardan bazılarıyla yüz yüze getirirse ¹¹⁴ ve onlar da [seninle birlikte savaşa] çıkmak için iznini isterlerse, (onlara) de ki: “Bundan böyle benimle asla (sefere) çıkmayacak ve benimle hiçbir düşmana karşı savaşmayacaksınız! Ma-dem, bir kere evde oturup kalmayı yeğlediniz, öyleyse artık oturup kalmaya devam edin, geride kal[mak zorunda ol]anlarla beraber!” ¹¹⁵

114 Lafzen, “Allah seni [sefer dönüşü yine] onlardan bir grupla karşı karşıya getirirse” -yani, aslı olmayan mazeretlerle evde kalan münafıklarla.115 ... Devamı..

Eğer Allah savaştan dönüşte seni onlardan bir toplulukla karşılaştırırsa ve senden savaşa çıkmak için izin isterlerse de ki: – Benimle beraber asla sefere çıkamayacaksınız ve benimle beraber hiçbir düşmanla savaşamayacaksınız. Çünkü siz baştan evlerinizde oturup kalmayı tercih ettiniz. Haydi, artık geri kalanlarla beraber oturun! 9/91, 48/16- 17

Bundan sonra, Allah sana (seferden) dönmeyi nasip eder de onlardan bir grupla karşılaştırırsa, dahası onlar senden savaşa çıkma izni isterlerse, de ki: “Bundan böyle benimle kesinlikle sefere çıkmayacaksınız; ve benimle birlikte asla düşmana karşı savaşmayacaksınız! Madem siz bir kez oturup kalmaya razı oldunuz, bundan sonra da (seferden) geri kalanlarla birlikte oturmayı sürdürün!”[¹⁵⁰⁰]

[1500] “Geri kalanlardan” kastın kimler olduğu tartışılmıştır. Geleneksel yoruma göre, Fetih ile birlikte bir de bu sûrede (iki kez) kullanılan bu kel... Devamı..

(Ey Muhammed) Allah seni (o savaştan Medine'ye zafer ve yüklü ganimetle) döndürdüğünde eğer onlar (ganimete imrenerek) başka bir savaşa seninle beraber çıkmak için, senden izin isteyecek olurlarsa de ki: "Bundan sonra benimle sefere çıkıp, düşman ile savaşamazsınız. Çünkü bundan evvel (Tebük seferinde hiç özürlü olmadığınız halde) evlerinizde oturmaya razı oldunuz. (Dünya zevk sefasını, eşsiz ahiret nimetlerine tercih ettiniz) O halde şimdi de savaştan geri kalanlar ile (kadın, kötürüm ve çocuklarla) evlerinizde oturunuz! (Sizler Allah yolunda cihada layık kimseler değilsiniz)

Eğer Allah, seni onlardan bir topluluğun yanına döndürür de (onlar savaşa) çıkmak için senden izin isterlerse de ki: "Benimle beraber ebedi olarak çıkmayacaksınız, düşmanla savaşmayacaksınız. Siz ilk önce oturmağa râzı olmuştunuz. Öyle ise geri kalanlarla beraber oturun!"

Eğer Allah Teâlâ seni onlardan bir tâifenin yanına döndürür de başka bir cihada çıkmak için senden izin isterlerse, de ki: «Artık siz benimle beraber çıkmayınız ve benim maiyetimde olarak savaşta bulunmayınız. Çünkü, siz ilk defada oturmaya razı oldunuz. Artık geri kalanlar ile beraber oturunuz.»

Eğer Allah seni bu seferden (Tebük'ten) döndürür de, sen onlardan bir toplulukla karşılaşırsan ve onlar başka bir gazaya çıkmak için senden izin isterlerse onlara de ki: “Benimle beraber asla sefere çıkmayacaksınız, asla benim maiyetimde düşmanla savaşmayacaksınız. Mademki önce oturup seferden geri kaldınız, haydi şimdi de geri kalanlarla birlikte oturun! ”

Eğer Allah, seni onlardan bir topluluğun yanına döndürür de (onlar savaşa) çıkmak için senden izin isterlerse "Asla benimle çıkmayacaksınız, benimle beraber düşmanla savaşmayacaksınız. Siz ilk önce oturmağa razı olmuştunuz. Öyle ise geri kalanlarla beraber oturun!"de.

Allâh Tela seni onlardan bir tâifenin yanına 'avdet itdirdikde (gazâdan 'avdetinde) senden harbe çıkmak (diğer bir gazâya iştirâk itmek) üzere izin isterler ise onlara di ki: "Benim ile berâber ebeden harbe çıkmayınız ve bir düşmanla mukâtele itmeyiniz. Evvel def'a oturmağa razı oldınız, şimdi de geri kalanlar ile (kadınlar ve çocuklar ve 'âcizler ile) oturınız.

Allah, seni onların bir kesimi ile karşılaştırır da seninle birlikte savaşa çıkmak için izin isterlerse de ki “Artık siz benimle hiçbir zaman savaşa çıkamayacaksınız ve benimle birlikte hiçbir düşmanla vuruşamayacaksınız. Baştan savaşa çıkmayıp oturmayı tercih eden sizdiniz. Öyleyse varın, muhaliflerle birlikte oturmaya devam edin.”

Allah seni geri döndürüp, onlardan bir toplulukla karşılaştırdığı zaman, senden savaşa çıkmak için izin isterlerse de ki:-Benimle asla çıkamayacaksınız. Benim yanımda hiç bir düşmanla savaşamayacaksınız. Çünkü siz baştan oturup kalmaya razı oldunuz. Artık geri kalanlarla beraber oturun!

Eğer Allah onlardan bir topluluğun yanına dönmeni nasip eder de onlar bir dahaki sefere seninle çıkmak için izin isteyecek olurlarsa, sen de ki: Bir daha asla benimle sefere çıkmayacak ve benim yanımda düşmana karşı savaşmayacaksınız. İlk defasında evinizde oturmayı tercih etmiştiniz; şimdi de geride kalanlarla birlikte oturun.

Bundan böyle Allah, seni onlardan bir zümrenin yanına döndürür de savaşa çıkmak için senden izin isterlerse şöyle söyle: "Benimle birlikte asla çıkmayacaksınız, benimle birlikte herhangi bir düşmanla savaşmayacaksınız. İlk defasında oturup kalmayı yeğlemiştiniz. O halde geri kalanlarla birlikte oturadurun."

pes eger döndüre seni Tañrı bir bölüġe anlardan pes destūr dileyeler saña çıķmaķ içün eyit “hergiz çıķmayasız benüm-ile hemįşe, daħı hergiz çalışmayasız benüm-ile bile düşmān-ıla bayıķ siz ħoşnūd olduñuz oturmaġa ilk gez pes oturuñ girü ķalıcılar ile”

Pes eger dönderse seni Tañrı Ta‘ālā bir ṭāyifeye anlardan, senden destūrdileseler ġazālıġa çıḳmaġa, eyit: Çıḳmañuz benümle hergiz, daḫıbaña yardım idüp ṣavaşmañuz düşmanla. Siz rāżī olduñuz oturmaġa evvelde. Pes oturuñuz ‘avratlar, oġlanlar bile.

Əgər (Təbuk döyüşündən sonra) Allah səni (Mədinədə qalıb cihada çıxmayan münafiqlərdən) bir dəstənin yanına qaytarsa və onlar səndən (döyüşə çıxmaq üçün) izin istəsələr, de: “Mənimlə əsla (cihada) çıxmayacaq, mənimlə birlikdə heç vaxt heç bir düşmənə qarşı döyüşməyəcəksiniz. Çünki əvvəlcə (evdə) oturmağa razı oldunuz. İndi də arxada qalanlarla (qadınlar və uşaqlarla) birlikdə (evdə) oturun!”

If Allah bring thee back (from the campaign) unto a party of them and they ask of thee leave to go out (to fight), then say unto them: Ye shall never more go out with me nor fight with me against a foe. Ye were content with sitting still the first time. So sit still, with the useless.

If, then, Allah bring thee back to any of them, and they ask thy permission to come out (with thee), say: "Never shall ye come out with me, nor fight an enemy with me: for ye preferred to sit inactive on the first occasion: Then sit ye (now) with those who lag behind."


Designed by ÖFK
En iyi 1024 x 768 pikselde görüntülenir.